• Cum. Nis 19th, 2024

Komutanım!

Byadmin

Tem 28, 2016

Komutanım!

Çok değerli Genelkurmay başkanım, Komutanım, Sayın Akar,

Ben bu güne kadar en büyük komutanı Atam olarak gördüm ve bu, bu şekilde de devam edecek her ne kadar Hollanda’da yaşayan 450.000 Türk’ten biri olsam da. Sizin onun izinde olduğunuzu çok iyi biliyorum. Geçtiğimiz dönemler sallantılı geçti ve hala halkça o taraftan bu tarafa çekilmekteyiz. Fark ettiniz mi bilmiyorum ki fark etmemiş olmamanız imkansız diye düşünüyorum ben Cumhuriyet tarihinde halkın bu kadar bölündüğünü hatırlamıyorum. Biz, Hollanda’da yaşayan Türkler de Türkiye’de ki siyaset ortamından dolayı bölünmüş durumdayız. Bölünme sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde gerçekleşmedi.. Belki Türkiye’de önceden de bölünmüşüzdür halkça neticede 60’li yıllardan 80’li yıllara kadar sağ sol derken halkça yine sallantılı dönemler geçirdik. Zaten o yıllarda her on sene de bir Askeri darbe  gerçekleşirdi. Darbelerin verdiği sonuç ise Adnan Menderes’in asılması, üç fidan’ın dar ağacına gönderilmesi, okuduğum kadarıyla da bu askeri darbelerde genelde olan sol görüşlü kısıma olmuş zaten.. Hele hele Kenan Evren darbesinde.. Darbelerle çok fazla aram yok çünkü darbeler gerçekleştiğinde ben dünyada değildim henüz ve dünyada olsam bile o ortamda büyümüş olmayacaktım. Bu arada darbe denildiğinde bu üç darbenin dışında 1973 yılında Şili’de gerçekleşen darbe de gelir aklıma.. Pinochet darbeden sonra yıllarca diktatör olarak saltanat sürdü. Arjantin keza.. İnsanlar resmen canlı canlı uçaklardan ve helikopterlerden denize atıldı.. Hala o yıllarda Arjantin’de ve Şili’de kaybolan ve ortaya çıkmayan insanlar var..  Sebebi ise siyasi düşüncelerin farklı olması.. Bana çok saçma geliyor komutanım.. Her şeyden önce insanlık gelmez mi? İnsan hayatından daha mı önemli siyaset? Her neyse, darbeleri sevmiyorum komutanım!

Türkiye benim için doğup büyüdüğüm topraklar değil.. Babam 1965 yıllında buraya işçi olarak gelmiş. Siz de bilirsiniz o dönemler de Türkiye’nin durumu.. Amaç para kazanıp memlekette bir iki dölüm arsa almak, bir ev almak ve biraz daha paramız olursa bir de traktör almak.. Fakat çoğu gurbetçinin hesabı çarşıya uymadı.. Bizler geldik dünyaya yani ikinci kuşak.. Kendi vatanımızdan uzak büyüdük, anlatılması ne kadar mümkündür ve duygularımı ne kadar kağıda dökebilirim bilmiyorum.. Fakat hem doğup büyüdüğümüz vatanı vatanımız olarak benimsedik hem de doğup büyümediğimiz fakat her sene özlemle tekrar tekrar gittiğimiz vatanımızı vatanımız olarak benimsedik.. İki vatan evladı gibi bir şey olduk.. Türkiye’de yaşamadığım içindir belki de, farklı bir ülkede büyüdüğüm içindir belki de olaylara farklı yaklaşımım.. Bilmiyorum.. Büyüdüğüm ortamda özgürlük bir illüzyondan ibaret değildir. Hem fikir olmadığım konuları açıkca söyleyebiliyorum.  Bir Hollandalı ne kadar hakka sahipse bu vatanda bende aynı şekilde bütün haklara sahibim. Burada evet ırkçılık var fakat şuan için daha bunaltıcı bir ırkçılık değil ki açık konuşmam gerekirse biz Hollandalı Türkler de az ırkçı değiliz hani. Gavur memleketi deriz Hollanda’ya fakat sosyal ödeneklerden sonuna kadar yararlanır ve gerekirse deveye hendek atlatır bir de bu gavur memleketini dolandırırız.. Gerçi şu sıralar Türkiye’yi dolandırma çabasına girmiş olanlar var teşvik fonları sayesinde.. Şaşırmayın komutanım, Hollanda’da en çok rastlanan durumlardan birisi bir ailenin boşanıp, iki ev tutup ayda iki ödenek alması. Ayrı evlerde yaşadıklarından değil güya boşandıklarını bu şekilde daha kolay yesiriyorlar “gavur” devletine. Fazladan tutulan evi kiraya veriyor bir de sadece fazladan her ay bir ödenek değil bunun üzerine bir de ikinci kira yardımını alıyorlar “gavur” memleketinden.. O “gavurların” hakkını nasıl ödeyecekler bilmiyorum. Ben de “Gavur” memleketinde doğdum ve büyüdüm fakat ben bu “Gavur” memleketine minnettarım. Benim babam 1965 yılında buraya gelmeseydi ben okuyamazdım, kendimi geliştiremezdim, en önemlisi şuan ki Şenay, yani ben, ben olamazdım! Size bahsetmiştim ya, iki memleketin evladı olduk ve her sene doğup büyümediğimiz memleketimize de özlemle tekrar tekrar gidiyoruz diye.. Artık gidebilir miyiz bilmiyorum.. Malum duymuşunuzdur “muhbircilik” dönemi başladı.. Hollanda’da yaşayan ve Cumhur babayla hem fikir olmadığı için fakat tabi ki aşağılamadan düşüncelerini söyleyenleri bile Cumhur babaya hakaret ettiler diye bildirenler var-mış! Bildirenler ise yaşadıkları memlekette sadece evleri bulunması, her haktan yararlanması, ki aralarında ödenek alanlar da var fakat onun dışında fazla alakası yok.. Doğru düzgün oturduğu ve yaşadığı memleketin dilini bilmeyenler bile var… Buranın kendi siyasetiyle de çok fazla alakası olmayan hatta Hollanda’da seçim olduğunda ona verilen seçme hakkını kullanmayan, gururla oy pusulasını çöpe attığını söyleyen fakat Türkiye siyasetini her dakika takip eden ve Türkiye seçimlerine katılabilmek için kilometrelerce çok oturgaçlı götürgeçlerde seyahat edip oyunu kullanan Hollandalı Çılgın Türkler..! Çok tuhaf bir ortam yaratıldı komutanım.. Özlemini çektiğim vatanıma gitmeye çekiniyorum sebebi ise cumhur babayla hem fikir olmadığımdan ve düşüncelerimi özgürce hiç kimseyi küçük düşürmeden ve aşağılamadan söylediğimden kaynaklanıyor.. Bu durum bana tuhaf geliyor çünkü ben “özgürlükler” ülkelerinden birinde büyüdüm. Kendimi ifade edemezsem, düşüncelerimi söyleyemezsem ve eğer “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterim” olmazsa ve olamazsa ben ilk başta Atama saygısızlık yapmış olurum ve ardından kendime saygısızlık yapmış olurum. Kendimi bir birey olarak hiçe saymış olurum komutanım..!

Komutanım, diğer bildiğim şey ise şuan içimde bir korkunun oluştuğu.. Cumhurbaşkanlık sistemi falan deniliyor, bu sistemin doğurabileceği neticeler içimde tuhaf bir duyguya yol açıyor. Zaten bu cumhurbaşkanlık sistemine geçmeye neden ihtiyaç duyulduğunu da anlamış değilim. Siz anladınız mı komutanım? Tek bildiğim bu sistemin otoriter bir rejime yol açacağı.. Yani legalize edilmiş bir diktatörlük dönemi başlamasından korkuyorun.. Diktatörleri de hiç bir zaman sevmedim komutanım.. Zaten dedim ya, sallantılı dönemlerden geçiyoruz.. Bazı şeylerden ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorum komutanım her ne kadar 3500 km uzaklıkta yaşıyor olsam da. Sanki Mustafa Kemal Atatürk’ün yapıtlarını yıkma çabasına girilmiş gibi hissediyorum. Herkes Atamı sevmeye bilir ama ben onu çok seviyorum komutanım! Komutanım, dediğim gibi darbelere karşıyım fakat belki siz bir konuşabilirsiniz? İnsanları ötekileştirmediği ve halkı bütünleyici bir siyaset izlemeyi deneyebilir. Burada ki başbakanımız liberallerden fakat öyle bir durumdayız ki, Hollanda başbakanı Rutte bizi doğup büyümediğimiz fakat vatandaşı olduğumuz vatanımıza karşı savunmak zorunda kalıyor.. Bir insan kendi vatandaşlarını bu duruma düşürür mü komutanım? Soruyorum size? Fakat Hollanda devleti düşürmez..!

Komutanım dediğim gibi belki siz konuşup cumhur babamızın bazı şeylere farklı açıdan ve farklı bir tutumla yaklaşmasını sağlayabilirsiniz.. En önemlisi, sonuçta tek bir Türkiyemiz var.. Bize miras bırakılan.. Ben bu cumhuriyete sahip çıkmazsam, siz sahip çıkmazsanız kurtuluş savaşında savaşan dedemin kemikleri sızlamaz mı?

Tek bir Türkiyemiz var komutanım.. Uzaklardan özlediğim, her geldiğimde toprağını öpüp kokladığım tek bir Türkiyem var.. Sizlere emanet ettiğim Türkiyem…

Gazanız Mübarek olsun komutanım!

Saygılarımla,

Cumhuriyetin büyümeyen asi kızı

By admin

Bir cevap yazın