ABD UTAH ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. HAKAN YAVUZ FETO`YU ÖVDÜMÜ DÖVDÜMÜ?
Özcan Özbay
Hotiad ve CPD’nin ortak daveti üzerine Prof. Dr. Hakan Yavuz Hollanda’ya gelerek iki ayri konferans verdi. ABD de Utah Üniversitesi, Siyasal Bilimler Fakültesi ögretim görevlisi olan Hakan Yavuz ilk konferansini, 8 eylül persembe günü meclis bitisindeki basin odasinda, Hollanda meclis üyeleri, dört büyük belediyenin yöneticileri, önemli STK’lar ve Holalnda basin üyeleri ile Türkiye’de yasanan olaylar ve arkasindaki Fethullahçi Terör Örgütü konusunda bir konferans verdi. ikinci konferansida Spijkenisse de bulunan Atlas otelde Turk medya mensuplari ile STK temsilcilerine verdi.
ilk konuşmayı Hotiad başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptı. Gürcüoğlu konuşmasında “Hollanda da yaşayanlar olarak Türkiyede yaşanan kalkışmanın buradaki insanlara yansıması hakkında gözlemleri ve işlenimleri dile getirebilecek en yetkili ağız olarak sayın Profesörümüz Hakan Yavuz a ricada bulunduk, sağolsun ki oda bizleri kırmayarak geldi. iki ayrı program yaptık, ilki Hollandalı medya, polis ve yöneticilere idi. ikinciside burada siz değerli medya ve STK temsilcilerinedir.”dedi.
Daha sonra mikrofonu alan Prof Dr. Hakan Yavuz koşnuşması arasında sık sık Feto Örgütü lideri hakkında sürekli hoca efendi sözcüğünü kullandığı için davetlilerce terör örgütü liderine bu şekilde hitap etmemesi konusunda uyarıldı.
Cemaati kısaca özetleyen Prof. Yavuz “Cemaat şudur demek yanlış olur. Cemaat 80 li yıllarda din ve iman eksenli bir yerde dururken90 li yıllarda daha medyatik bri kanum aldı. 90 li yılların sonrasında Amerikaya Hicret etmesiyle kurumsal olma söylemine geçti.”dedi.
Prof. Yavuz “Türkiye’de bir cemaate mensubiyetin büyük oranda ‘yükselme’ veya ‘belli kazanımlar elde etme’ amacı taşıdığıdır. Benim bunlara hiçbir zaman ihtiyacım olmadı.
Öte yandan ben cemaat karşıtı bir insan da değilim. Bu bir çelişki gibi görülebilir.
Ancak, bir sosyal bilimci olarak böylesine etkili bir olguya karşı da ilgisiz kalamazdım.
Ne var ki söz konusu cemaatin bugünkü ‘konumundan’ ciddi şekilde hem demokrasimiz açısından hem de toplumsal barış açısından kaygı duyuyorum.
Bir akademisyen olarak bu kaygılarımı Reuters Ajansı’nda ve çeşitli gazetelerde dile getirdim. Rahatsızlık nedenlerim şunlar:
1) Cemaat samimi değil; cemaatin içeride ve dışarıda geliştirdiği birbirine zıt iki ayrı dili var;
2) Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun bir proje değil;
3) Cemaatin gerek içeride gerekse uluslararası alanda meşruiyet arayışı, dış aktörler karşısında zayıflığı, onu edilgen bir konuma sokmuş, bu nedenle işbirliği yaptığı uluslararası aktörlerle ilişkisi sorgulanmalıdır;
4) Cemaat özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslam’ı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslam’siz bir İslam anlayışı hákim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.
Bunları görebilen biri olarak benim herhangi bir cemaat yapısına aidiyetimin olması mümkün değil.
Cemaatler bana göre özgür düşünceye yer veremezler.”dedi.
Akademisyenler hakkındaki düşüncelerini söyledikten sonra konferansı izlemeye gelen davetliler içindeki akademisyenlerin tepkileri ile karşılaşan Prof. Yavuz konferansın son bölümünde konukların sorularını cevapladı.