IGMG Güney Hollanda Bölge Başkanlığı’nın verdiği iftar programı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi
İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları (IGMG) Güney Hollanda Bölge Başkanlığı tarafından Schiedam’da bulunan Yıldız Eğitim Salonu’nda düzenlenen iftar programına yoğun bir katılım oldu.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
300 davetlinin katıldığı iftar programına, IGMG Genel Başkanı Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Abdülhalim İnam, İhsan Sohbetleri Başkanı Ali Börek, Millî Görüş Güney Hollanda Bölge Başkanı Mustafa Aktalan ve icrası, Millî Görüş Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Mustafa Hamurcu, Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, Lahey Din Hizmetleri Müşaviri Haluk Songur, Lahey Eğitim Müşaviri Miyase Kaya Koyuncu, Hollanda Devlet ve Müslümanlar Arası İletişim Organı CMO Başkanı Muhsin Köktaş, Hasene Başkanı Hüseyin Karataş, Federasyon önceki başkanı Mehmet Erdoğan, DENK Parti Milletvekilleri Tunahan Kuzu Stephan Baarle, Saadet Partisi Hollanda Başkanı Erkan Koç, TICF Sekreteri Yavuz Selim Yıldırım, HTF adına Vedat Özdal, UID Hollanda Başkan Yardımcısı Tekin Ateş, Doğu Türkistan Eğitim Vakfı Başkanı Abdurrahman Abdullah, HOTİAD Başkan Yardımcısı İlhan Döne, Faruk Halıcı, MÜSİAD adına Ubeydullah Yıldırım, EUBA Başkanı Hasan Aras, TNOP Başkanı Durmuş Doğan, BATİM Başkanı Uğur Arısoy, SPIOR Müdürü Nourdin El Ouali, SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, BM Sigortam’dan Mehmet Keskin, iş dünyası, STK temsilcileri, cami yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bölge icrasının kapıda misafirleri tek tek karşıladığı ve özel olarak ilgilendiği iftar programı, Bölge İrşad Başkanı Uğur Demirci tarafından sunuldu.
32. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması birincisi Furkan Vural’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başlayan programda ev sahibi olarak ilk söz Millî Görüş Güney Hollanda Bölge Başkanı Mustafa Aktalan’a verildi. Davetlileri selamlayan ve hoş geldiniz diyen Aktalan konuşmasında şunları dile getirdi:
Mustafa Aktalan: “Bütün mağdur, mazlumlara, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, gönül açan tüm insanlara bir kez daha şükranlarımı sunuyorum”
“Bizleri bir ramazan-ı şerife daha eriştiren, iftar sofralarında buluşmayı nasip eden Rabbimize hamdüsenalar ederim.
Sizlere de davetimize icabet ettiğiniz için tek tek teşekkür ediyor; bir kez daha hürmetle, muhabbetle hepinizi selamlıyorum. Bir arada oluşumuzun birliğe, kardeşliğe, dostluğa vesile olmasını, güzel hasletlerimizi pekiştirmesini Rabbimizden niyaz ederim. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan ramazan ayının hepimiz için hayırlara vesile olmasını dilerim.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Ramazan-ı şerifin kendimizi bilmeye, kendimize dönmeye, kendimiz olmaya vesile olmasını niyaz ederim. İyiye, güzele, doğruya hicretimize vesile olmasını dilerim. Muhasebeye, tefekküre vesile olmasını dilerim. Yeni kapıların açılmasına, anlayışımızın derinleşmesine, ahlakımızın güzelleşmesine, muhabbetimizin derinleşmesine, sorumluluk bilincimizin artmasına vesile olmasını dilerim. Hayırlı amelde kullanmak üzere, fayda üretmek üzere gücümüzün, kuvvetimizin, kudretimizin, anlayışımızın, ilmimizin, ihlasımızın artmasını dilerim.
Kıymetli Kardeşlerim,
Yüreğimiz yanıyor. Türkiye’de 11 ili etkileyen, on binlerce canımızı alan, geride binlerce yaralı bırakan bir deprem yaşadık. Milyonlar evsiz kaldı. Eşimiz, dostumuz, kardeşimiz etkilendi. Bizler de bu yıkımı, bu acıyı tüm kalbimizle yaşadık, yaşıyoruz.
Peygamber Efendimiz muhakkak ki doğru söyledi. Bir uzvu rahatsızlanan vücudun bir parçası olarak biz de acıyı yüreğimizde hissettik, hemen seferber olduk. Elimizden gelenle, yollara düştük. Kardeşlerimize ulaşmanın, bir can kurtarmanın, bir yara sarmanın, aş olmanın, baş sokacak bir çadır olmanın yollarına baktık.
Yaramız derin, yapılacak çok iş var. Bu yarayı sarmanın uzun süreceğini biliyoruz. Sabırla, şefkatle, metanetle, aklıselim ile çalışmaya, gayret sarf etmeye devam edeceğiz.
Bu gayrete ortak olan, canı gönülden yardıma koşan, dayanışma sergileyen tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. İnsan üstü bir gayretle, imkânları zorlayarak çalışan, çalışmaya devam eden herkesten Allah razı olsun. Rabbim bu gayretleri hayırla neticelendirsin.
Kıymetli Kardeşlerim,
Yaramız büyük. Bu yarayı ancak birlikte, yardımlaşarak, kalbî bir dayanışma ile sarabiliriz. Her yaştan insanımız seferber oldu. Teşkilatımızın her biriminde büyük bir gayret var. Hep birlikte kardeşlerimize ekmek olalım, su olalım. Çadır olalım, oyuncak olalım, şeker olalım. Bere olalım, kazak olalım. Bir olalım ama hep birlik olalım!
Muhterem Misafirler,
Hiç düşündünüz mü sırtımızı nereye dayıyoruz yaşarken? Sıkıntıya düştüğümüzde neye güveniyoruz? Acımızı, hüznümüzü nasıl hafifletiyoruz? Kimle neyi, nasıl paylaşıyoruz? Yardımlaşmak ve dayanışma sergilemek sadece böylesi büyük afetler yaşandığında gelmesin hatırımıza.
İnsan, hayatı tek başına yaşayabilecek bir canlı değil. Doğamız gereği birlikte yaşıyoruz. Bu birlikte yaşayışın güzellikleri olduğu gibi beraberinde getirdiği sorunlar da var. Hem güzellikler hem de sorunlar bağlamında sorumluluklarımız var. İnsan, sorumluluk sırtlandığı ve halis niyetle bir hukuka bağlı yaşadığı sürece sosyal anlamda tekâmül edebilir.
Dünyamızın küçük bir köye dönüştüğünü duyuyoruz hep. Dünyanın bir ucunda gerçekleşen bir hadiseyi anında haber alabiliyoruz. Yine dünyanın bir köşesinde üretilen bir ürün kısa sürede başka bir köşesinde kullanıma girebiliyor. Sosyal medyadaki bir akım bir bakmışsınız binlerce kilometre uzaktaki insanları etkisi altına alıvermiş. Bu gibi birçok olumlu gelişmenin yanı sıra sorunlarımız da artık global. Irkçılık bölgesel değil artık. Dünyanın farklı yerlerindeki ayrımcılık olayları birbirini besler hâle geldi. Çevre sorunları, iklim değişikliği, ekonomi ve finans alanındaki krizler hepimizin ruhunu, hepimizin sağlığını, hepimizin cebini etkiliyor.
İlahî hükümdür: “Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Biz de gelin bu ramazan ayını fırsat bilip bir insan kurtarmak için, insanlar kurtarılacak duruma düşmesin diye bu küresel köyün, gittikçe küçülen gezegenimizin vatandaşları olarak tefekkür edelim. “Ne yapmalı, nasıl yapmalı”yı tekrar ve tekrar düşünelim.
İşimize bu gözle bakalım, yaptığımıza yapmadığımıza, yapamadığımıza, başarılarımıza, kayıplarımıza bir de bu gözle bakıp insan olmanın, insan kalmanın gayretini merkeze alıp bir değerlendirme yapalım. Biraz önce saydığım sorunlara karşı kiminle nasıl dayanışma gösterebiliriz düşünelim. Kime yardım edelim, kimden yardım isteyelim, tek tek insanların boylarını aşan bu meseleleri bir gözden geçirelim.
Muhterem Misafirler,
Birey olmak önemlidir. Şahsiyet sahibi olup, yaşamak yükünü omuzlayıp emaneti kabul edebilmek mühimdir. Bizim tüm çalışmalarımız bu yöndedir. İnsan, insana yakışır bir hayat sürsün, esenlik ikliminde yaşasın diyedir tüm gayretimiz. Ancak maalesef bugün esenliğin, hakkın, adaletin ve özgürlüğün hâkim olduğu bir zaman diliminde yaşamıyoruz.
Gezegenimizin birçok yerinde korku hâkim. Can, mal, nesil emniyeti maalesef çoğu yerde yok. Suriye’de nice canlar kaybettik. Milyonlarca insan mülteci durumuna düştü. Hakeza Ukrayna’daki savaş haber bültenlerinin sıradanlaşmış bir başlığı oldu. Ölen insanların, parçalanan ailelerin hesabını tutan yok. Filistin’deki şiddet, hak ihlalleriyle insan onuru ayaklar altına alınmakta. Doğu Türkistan’daki kamplar tüm insanlık için bir utanç vesilesi. Canın, malın, inancın, neslin hiçbir şekilde güvende olmadığı, insanların âdeta soykırıma tabi tutulduğu Doğu Türkistan’da dünyanın baktığı ama görmediği, görmek istemediği acı yüreklerimizi dağlıyor, dünyanın duymak istemediği bu çığlık kulaklarımızı sağır ediyor. Dünyanın hangi bölgesine bakarsak bakalım, insanlığa yakışmayan hak ihlalleriyle karşılaşıyoruz.
Bizler barışın, esenliğin hüküm sürdüğü bir dünya amacıyla elimizden gelen tüm gayreti hikmetle sarf etmeye devam edeceğiz. Fertten başlayıp dalga dalga topluma yayılan ama kimseyi dışarıda bırakmayan, tüm dünyayı kuşatan bir iyiliğe talibiz. Biz bu yolun yolcularıyız.”
Kıymetli Misafirlerimiz,
Bu hislerle hepinizi tekrar ve tekrar hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Tüm canlarımıza rahmet ve mağfiret diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar, hepimize sabırlar diliyorum. Depremzede kardeşlerimize, dünyadaki tüm mağdurlara, mazlumlara, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, gönül açan tüm insanlara bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyor; size, ailenize, tüm insanlara hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.”
Aktalan’ın ardından söz alan Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, Ramazan ayının, ihtiyacı olanları hatırlamanın ve onlara yardım etmenin ayı olduğu için kutsal ve bereketli olduğuna vurgu yaparak konuşmasında şunlara değindi:.
Sevgi Kısacık: “Depremin ilk gününden itibaren Hollanda Türk toplumu üstün bir gayret göstererek, benzersiz bir yardım ve dayanışma örneği sergiledi”
“On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerifin, devletimiz, milletimiz, bütün İslam alemi, mağdur ve mazlumlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Rabbim hepimize bu kutlu zamanların feyzinden, bereketinden ve rahmetinden istifade etmeyi nasip etsin.
Ramazan ayının inancımız ve kültürümüzde çok önemli ve ayrıcalıklı bir yeri var. İnsanlar arasında dayanışma ruhunun güçlenmesine, yardımlaşmanın, paylaşmanın, dayanışmanın artmasına ve birlikte hareket etmenin perçinlenmesine vesile olan Ramazan ayı, sahip olduğumuz nimetlere şükretmemizi; bu nimetlere sahip olmayan ihtiyaç sahiplerini kendimizden önce onları düşünmemizi hatırlatır.
Ramazan ayı ihtiyacı olanları hatırlamanın ve onlara yardım etmenin ayı olduğu için kutsal ve bereketlidir.
Bildiğiniz gibi 6 Şubat’ta sadece Türkiye’nin değil bulunduğumuz coğrafyanın hatta dünyanın en büyük deprem felaketini yaşadık.
Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilimizde büyük yıkımlara ve en önemlisi de binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep oldu.
Bu afette kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza acil ve hayırlı şifalar diliyorum. Yüce Rabbim bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın inşallah.
Değerli dostlar, ortak sevinçlerimiz gibi ortak üzüntülerimiz de, birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirecek bir etkiye sahiptir. Bunu sadece ülke sınırları içerisinde değil, dünyanın dört bir köşesinde yaşayan vatandaşlarımız nezdinde de bu vesileyle görmüş olduk.
Göreve başlayalı henüz bir ay olmuşken meydana gelen bu felaket, Rotterdam Başkonsolosu olarak sorumlu olduğum görev çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın vatan ve millet sevgisine, yüce gönlüne ve sonsuz merhametine bizzat tanıklık etmeme vesile oldu.
Depremin ilk gününden itibaren Hollanda Türk toplumu üstün bir gayret göstererek, benzersiz bir yardım ve dayanışma örneği sergiledi.
Soğuk hava ile mücadele eden depremzedelere seferberlik şuuruyla harekete geçen vatandaşlarımız, gece gündüz demeden yardım malzemelerinin toplanması, koordinasyonu ve lojistik konusunda üstün gayret gösterdiler. İhtiyaç duyulan yardım malzemeleri sizlerin kıymetli desteği ile, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından tedarik edilerek çok kısa sürede afet bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Maddî ve manevî desteği ile bunu mümkün kılan, her türlü imkânını seferber eden vatandaşlarımıza ve Sivil Toplum Kuruluşlarımıza ve bu hayırlı günde bu iftar programını düzenleyerek bizleri bir araya getiren Millî Görüş Güney Hollanda bölge yönetimine huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Allah hepinizden razı olsun. Rabbim bu kutlu ay hürmetine, milletimize hizmet yolundaki çalışmalarınızda muvaffakiyetler nasip etsin. İşlerimizi kolaylaştırsın, hizmetlerimizi bereketlendirsin. Birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin inşallah. Rabbim bizi Ramazan’a kavuşturdu gibi Ramazan Bayramı’na da kavuştursun.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, bu mübarek günlerde yaptığınız ibadetleri ve ettiğiniz duaları Hak katında kabul ve kaim olmasını temenni ediyorum. Şimdiden bayramınızı tebrik ediyor, hepimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum”
Başkonsolos Sevgi Kısacık’ın ardından Hasene İnsani Yardım Kurumu’nun, deprem bölgesinde yaptığı çalışmaların yer aldığı bir sinevizyon izletildi. O anlara yeniden şahitlik eden davetliler yoğun bir duygu hâli yaşadılar.
İftar öncesi son konuşmacı olarak kürsüye gelen IGMG Başkan Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Abdülhalim İnam, bu buluşmaların önemine değinerek konuşmasında şunları ifade etti.
Abdülhalim İnam: “Rabbim bizleri Başöğretmenini güzel dinleyen, anlayan ve bu müfredata uyan, şuurlu olarak diplomasını alan öğrencilerden eylesin”
Bu iftar sofrasına bize hazırlayan, emeği geçen bütün kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun.
Yine bir Ramazan ayında, iftar programında beraberiz. Kovid’i geride bıraktık. Bir araya gelemediğimiz günleri geride bıraktık.
Paylaşmanın dayanışmanın sevginin, hoşgörünün ve aynı zamanda da çok güzel duyguların bir araya getirdiği iftar sofrasında buluştuk. Bizi böyle özel ve müstesna günlerde, sofralarda buluşturan yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Bugün burada Ramazan Ayı’nın en özel ve anlamlı anlarından biri olan iftar sofralarındayız.
Çünkü Peygamber Efendimiz iftar sofrası ile ilgili “iftar anında yapılan duaların asla geri çevrilmeyeceği” söylüyor. Dolayısıyla birazdan hepimiz yemeğe başlarken dua edeceğiz. İnsanlığın geleceği için dua edeceğiz. Türkiye’de depremde hayatlarını kaybeden kardeşlerimiz için dua edeceğiz. Yaralılarımız için dua edeceğiz ve aynı zamanda yakınlarını kaybeden, acı içinde bulunan kardeşlerimiz için dua edeceğiz. Rabbim, Türkiye’de yaşadığımız bu acıyı bize bir bize bir kere daha yaşatmasın. Rabbim bu yaraları tez zamanda sarmayı nasip etsin.
Değerli kardeşlerim,
Deprem bir kez daha gösterdi ki bizim toplumumuz çok güçlü, çok sağlam, çok duyarlı, merhametli. Bir ihtiyaç sahibi varsa ona ve oraya yetişmek için koşmanın şuuru içerisinde. Bunu gözlerimle gördüm, yaşadım.
Hollanda’da gerçekleştirilen bir hayır programında sadece bir akşamda 100 milyon avroya yakın bir para, yardım toplandı. Bundan dolayı sizlere o ihtiyaç sahipleri adına çok teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun.
Bu iftar sofralarında Rabbim bizi bir araya getiriyor, kaynaştırıyor. Birbirimize olan sevgimizi paylaşmamızı, hoşgörüyü en güzel şekilde oluşturmamızı bize bir mesaj olarak veriyor.
Bakın burada çocuğunuzu Kur’an-ı Kerim okudu. O çocuk Hollanda’da doğdu ve yetişti. Bunun gibi binlerce çocuğumuz Avrupa’da yetişiyor. Bizler artık bu ülkenin asli birer unsuru, parçalarıyız.
Dolayısıyla bu topraklarda eğitimlerimiz ile, bu topraklarda gençlerimiz, yaşlılarımız, kurum ve kuruluşlarımız, girişimcilerimiz, akademisyen ve meslek sahibi insanlarımızla var olmaya ve bu topluma hizmet sunmaya, katkı vermeye devam edeceğiz. Bu konuda üzerimize düşeni bize yaraşır bir şekilde yapmaya gayret edeceğiz. Dinî ve millî kimliğimizi en güzel bir şekilde temsil edeceğiz. Bize verilen görevi de yapmaktan asla geri durmayacağız, asla yüksünmeyeceğiz. Bu konuda yorulacağız, koşturacağız, ter dökeceğiz, çile çekeceğiz ve geleceği çocuklarımıza hazırlamak konusunda üzerimize ne düşüyorsa bunları gerçekleştireceğiz.
Bu Ramazan Ayı’nın hepimiz için, bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Allah Teala feyzinden, bereketinden istifade ettirsin. Rabbim en güzel şekilde bu Ramazan Ayı’nın içerisinde bulunan Kadir Gecesi’ni ihya etmeyi, akabinde de gerçek bayrama kavuşmayı nasip etsin.
Ramazan bir okuldur, okulun sahibi Hz. Allah’tır. Başöğretmeni Hz. Muhammed’dir; öğrencileri de bizleriz. Oruç bunun müfredatıdır, sahur, iftar, mukabele, teravih, kadir Gecesi, itikaf bunun müfredatıdır, fıtır, fidye, zekât bunun müfredatıdır. Rabbim bizleri Başöğretmenini güzel dinleyen, anlayan ve bu müfredata uyan öğrencilerden eylesin. Devamsızlıktan kalmadan, bayram sabahında dik duruşla diplomasını almaya hak kazanmayı hepimize ihsan eylesin. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum.”
Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarışması birincisi Arda Gökmen’in ezanıyla oruçlar açıldı, iftar edildi.
Program, İhsan Sohbetleri Başkanı Ali Börek’in yaptığı dua ile son buldu.
Zeynel Abidin DM