Bir Düşün Derim…
Gerçeğin ne kadar gerçek ?
Size yarınlarınıza dair ip uçları verilecek desem?
İlişkilerimiz, aşkımız, işimiz hakkında öngörüleri olan bununla kalmayıp size çözüm yolları sunan biriyle tanıştırıcağım desem, gerçeğiniz sandığınız ne kadar gerçek desem hemen hepiniz merakla, heyecanla beklersiniz değil mi?
Osmanlı saraylarında padişahların, sultanların başvurduğu, günümüz dünyasına kadar gelen durugörü “duyu ötesi” anlamına geliyor. Bu yeteneğe sahip çok az insandan bir tanesi Pelin Toroslu kendisi durugörü yorumcusu olduğu gibi yeteneğini eğitimlerle taçlandırmış bir çok tekniğin eğitimini almış, Profesyonel Yaşam Koçluğu ve Motivasyon Koçluğunu harmanlamış bir Mental Koç ve NLP uzmanı. Pelin ile buluştuk ve hayatımızı güzelleştirecek minik tavsiyeler eşliğinde biraz durugörü yorumlatıp, birebir özel seansları dışında dijitalleşen dünya’ya ayak uydurup tüm yeteneklerini bir app olan Ben Demiştim üzerinden sunduğu, konusunda uzman astroloji uzmanları ve falcılarla çalıştığı uygulamasını da konuştuk.
Pelin , seni daha yakından tanıyabilir miyiz?
Ben doğuştan gelen tüm yeteneklerimi, aldığım bilgileri ve yaşadığım para normal olarak tarif edebileceğim olayları yaşayarak sürdürdüğüm hayatımı, insanların gözlerinden aldığım enerjiyle onların ruhuna dokunmaya çalışarak devam ettiriyorum ve onların iç seslerine arkadaş oluyorum. 2012 yılından itibaren spiritüel alanda çalışmalar yapan kişilerle görüştüm ve çeşitli eğitimler aldım.
Durugörü insanları etkileyen bir çalışma ama yaptığım çalışmalarda görmenin ve söylemenin yeterli olmadığını daha fazlasını yapmam gerektiğine karar verdiğim noktada uluslararası profesyonel yaşam koçluğu ve Nlp master eğitimlerini bitirdim. Çalışmalarımda gördüğüm sorunlara nlp teknikleri ile çözüm bulabiliyor aynı zamanda da koçluk yetkinliğimi kullanarak danışanlarımın bakış açısını değiştirip , potansiyellerini maksimum seviyeye çıkarabiliyorum. Onları hayal ettikleri en iyi versiyonlarına kavuşacakları keyifli bir yol arkadaşlığına başlıyoruz.. Çalışmalarımda çoğu zaman NLP’yi kullanmamın sebebi, tam olarak bu. Bireylerin kapasite ve potansiyellerinin sandıklarından çok daha büyük olduğu gerçeği. İşte bu harika ayrıntı. Danışanlarımın duygusal ve duyusal yapılarını doğru tekniklerle güçlendirerek, olanaklarını potansiyellerini arttırmak.
Son zamanlarda çok sık duymaya başladık… Senin ‘duru görü’ tanımın nedir?
En çok bilinen hali ile 6. hissimiz… Birçok insan, bu tip olayları metafizik ve parapsikolojiyle bağdaştırıyor. Anadolu insanı tarafından halen kullanılan “Kalp gözünün açıklığı” tabiri de bir nevi duru görü durumu aslına bakarsanız. Duru görü aslında yalnızca zihin gözü ile görmek demektir. Biraz daha bilimsel konuşmak gerekirse, bu yeteneğin algı bölgesi iki kaşınızın arasında yer alır ve hipofiz bezi ile bağlantılıdır yani üçüncü göz çakrası dediğimiz bölgeyle. Özel algı bölgesine erişim sağlayarak kendi sembollerinizi ve görüntülerinizi yorumlamayı öğrendiğinizde duru görü yeteneği size büyük yararlar sağlayabilir.
Kaç yıldır bu işle ilgileniyorsun?
Profesyonel olarak sekiz yıldır bu alanda çalışmalarımı gerçekleştiriyorum.
Bu özelliğini ilk olarak nasıl fark ettin ?
Hikâyesi aslında çok eskilere dayanır. Bu yeteneği bana fark ettiren kişi babaannemdi. Bir gün kahve keyfi yapıp, sohbet ederken bana “Hadi falıma bak” dedi, hatta gülüşüp “Ben ne anlarım faldan” yanıtını verdikten sonra sırf muhabbet olsun diye hissettiklerimi söyledim ve söylediklerim birkaç gün içinde çıkınca da ailecek hepimiz şaşırdık. Zamanla insanlar da bendeki bu yeteneği keşfettiler. Çünkü gördüklerim ve söylediklerim gerçekleşiyordu. Aslında kahve bahaneydi ben içimden geçenleri söylüyordum. Bazen de bir anda aklıma geliyor kimse bir şey sormasa bile gözümün önünden sanki bir film şeridi geçiyor gibi karşısına çıkacak durumları görebiliyorum.
Öncelikle, bir insana baktığında diğer insanların görmediği şeyleri görmek nasıl bir duygu, yani neler görüyorsun tam olarak? Gördüklerini neye göre yorumluyorsun?
İlk başlarda gördüklerimin ne olduğunu anlayamıyordum, hayal mi rüya mı diye, hatta endişelendiğim de oldu çünkü çeşitli semboller görüyordum ve içime aynı zamanda bazı hisler doğuyordu. Sonra fark ettim ki o hisler insanların hayatında yaşanan olayları gösteriyor. Çeşitli kitaplar okudum, araştırdım ve anladım ki bu durugörü. Kişilerin aura’larında beliren sembolleri, içime doğan hisleri kişinin enerji alanlarında gördüklerime göre yorumlayıp anlatıyorum. Durugörü yeteceğim yaptığım mental koçluk çalışmalarımda bana çok büyük fayda sağlıyor.
Sende olan bu şey bir yetenek. Böyle bir yeteneğe sahip olduğunu ilk olarak ne zaman fark ettin? Sence bu yetenek neden belli insanlarda daha çok var, belli insanlarda ise hiç yok? Bir de durugörünün geliştirilebilir bir beceri olup olmadığını merak ediyoruz, bir insan sezgilerini kuvvetlendirmek için neler yapabilir?
Ben bu yeteneğe hep sahiptim aslında, kendimi bildim bileli herkesten farklı bir algım olduğunun farkındaydım. Olmaması konusunda yorum yapamam ama bazılarımızda olmasını ise bir misyon olarak düşünüyorum. Durugörü yeteneği olanların hepsi aynı şeyi görmüyor. Kimimiz insanların hayatları ile ilgili semboller görürken, kimi doğal olaylar ile ilgili, kimi ise devletler ile ilgili sembolleri görüp yorumlayabiliyor. Sezgilerin kuvvetlendirilmesi ile ilgili çeşitli çalışmalar ve meditasyonlar yapılabiliyor. Ancak burada dikkatli olunması gerektiği düşüncesindeyim ben. Gördüklerimiz bazen yorucu ve korkutucu olabiliyor. Hazır olmadan ve doğru olmayan bir kaynaktan eğitim alınması üzücü sonuçlar verebilir.
Daha derine inmeden önce özgür irade konusuna değinmek istiyorum. Sence başımıza geleceklere kendi özgür irademiz ve tercihlerimizle biz mi yön veriyoruz yoksa önceden bizim için belirlenmiş belli bir olaylar zinciri var, bize düşen onu takip etmek mi?
Bu çok kritik bir konu ve soru aslında. Cevabı da oldukça uzun bir konuşma olacaktır takdir edersiniz ki. Özetlemem gerekir ise, bazı şeyler belirlenmiş ve onu yaşıyoruz. Ancak tabii ki yaşarken kendi irademiz ile verdiğimiz kararlar ve yaptığımız tercihlerin de edindiğimiz tecrübeye etkisi oluyor. Kader konusunda bir tespiti de Şems-i Tebrizi nin sözlerinde bulabiliriz: “Kaderin ne olduğunu anlatamam ama ne olmadığını anlatabilirim. Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten “ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun eğmek cehaleti göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh belli ama tüm dönemeç ve sapaklar yolculara aittir.” Karşımıza çıkacak yollar tesadüfi değil, önceden belirlenmiş ve tekamül sürecinde bizim kendimizi geliştirmemiz açısından gerekli. Rumi’ye göre insanı yücelten aklı ve algıları. Aklımız ve algılarımızı doğru kullanırsak eğer, hayatımızı şekillendirebiliriz.
İnsanların hayatlarındaki blokajları görebildiğini söylemiştin, bu blokajlar sence neye göre ve nasıl oluşuyor? Bu blokajları iyileştirmede meditasyonun rolü tam olarak nedir, sen danışanlarına nasıl bir yol öneriyorsun?
Blokajlar temel olarak korkularımız, endişelerimiz ve tecrübelerimizin bize öğrettiklerinden kaynaklanıyor. Meditasyon düşünce şeklimizi değiştirmemize ve o konu ile ilgili biriktirdiğimiz negatif enerjiyi pozitif enerji ile yer değiştirmemize yardımcı oluyor. Farkında olmadan biriktirdiğimiz negatif düşüncelerden kurtulmamıza, yenilenmemize olanak sağlıyor. Elbette bazı konularda meditasyon yeterli olmuyor işte bu noktada Nlp tekniklerinden faydalanıyoruz.
Görüşmelerinde aile üzerinde çok duruyorsun. Ailelerimizin kendi zamanlarında yaşadıkları olayların bizim şimdiki hayatımızı etkilediğine inanıyor musun ? yaşam koçluğu senin için ne demek? Örneğin, sen bir insana baktığında onun aile üyelerinden aldıklarının yansımasını görebiliyor musun?
Aile hem genetik anlamında hem de duygusal anlamda bize miras bırakıyor. Hani duyarız ya hep, bir ailenin başına sürekli aynı olaylar gelir ve bu o ailenin kaderi olarak yorumlanır. İşte benim baktığımda gördüklerim de ailenin yaşadığı bu tarz olaylar ve oluşturduğu blokajlar. Benim için koçluk, insanların olayalara bakış açısını değiştirip, hayat yolculuklarında kendilerini bulmalarına yönelik doğru soruyu sorma sanatı diyebilirim.
İnsanın enerjisi veya elektriği ne anlama geliyor senin için? Hani bazen bir insanla tanıştığında “hiçiyim ısınmadı” dersin veya gördüğün anda çok iyi anlaşırsın biriyle. Bunun sebebi nedir sana göre? Yani biriyle anlaşıp anlaşmayacağını ne belirliyor, enerjisel bir açıklaması var mı bu durumun? Öyleyse bu enerji sabit bir şey mi, yoksa değiştirmek bizim elimizde mi?
Benim anlaşamadığım bir enerji pek olmuyor. Sadece bana kendi isteği ile geldiği halde aslında söyleyeceklerimi duymak istemeyen ve henüz hayatından değişiklik yapmaya hazır olmayan kişiler olabiliyor. Enerji alanlarımızı değiştirmek evet bizim elimizde.Hayata karşı bakış açımızı değiştirir , potansiyelimizin ve gücümüzün farkına vardığımız zaman imkansız kelimesi hayatımızdan çıkıp gidiyor.
En kısa ve kolay şekli ile şöyle söyleyebilirim, kendimizi olumlu düşünceler ile besler, üzücü, sıkıcı olayları büyütmeden kendimize kuş bakışı bakabilirsek sorun olarak adlandırdığımız olayları çözerek ilerler ve pişmanlıklardan uzak durur isek enerji alanımızı temiz tutabiliyoruz. Birbirimiz ile anlaşmamızda ya da uyum sağlamamızda pek çok etken var; kimya, vizyon gibi. Ama ilk etapta bir kişi temel olarak bizi itiyor ise kesinlikle enerji alanları birbirine uyum sağlayamadığı için oluyor bu ve bunu değiştirmek her zaman mümkün olamıyor maalesef.
Peki, sence şans nedir? Bazı insanlar daha mı şanslı doğuyor gerçekten, ne düşünüyorsun bu konuda?
Bazılarımız bu dünyaya daha büyük bir kısmet ile geliyoruz evet, daha şanslı olabiliyoruz diğerlerine göre. Kimimiz diğerlerine göre daha sağlıklı, kimimiz daha akıllı, kimimiz daha başarılı, kimimiz daha zengin olabiliyoruz. Burada esas olan şansımızı nasıl değerlendirdiğimiz. Şans hepimiz için var önemli olan onu fark etmek, doğu yerde yakalamak ve kullanabilmek.
Daha önce hiç meditasyon yapmamış bir insana nereden başlamasını önerirsin? Örneğin, okuyucularımızla kısa bir meditasyon uygulaması paylaşabilir misin? Bir de hangi meditasyonu kime vereceğini nasıl belirlediğini merak ediyoruz; yani neden bir insana başka, diğerine başka bir uygulama vermek gerekiyor?
Meditasyonlar ve olumlamalar paylaşıyorum. Örneğin enerji alanına baktığımda bir kişide kıtlık bilinci görüyor isem bu alandan çıkması için kendisi ile olumlama cümleleri paylaşıyorum. Aşk için ya da yük getiren bağlardan kurtulmak için ise çeşitli meditasyonlar öneriyorum. Hiç meditasyon yapmayan birine tavsiyem ise her gün kendisine 5 dakika ayırması ve zihnini susturmayı denemesi olacaktır. İlk önce zihnimizin kendi kendine konuşmadığı, fikir üretmediği gerçek bir sessizlik alanı oluşturmak iyi gelecektir.
Sence meditasyon dışında ruhumuza iyi gelecek başka neler yapabiliriz, senin insanlara meditasyon dışında önerdiğin farklı uygulamalar var mı?
Doğa yürüyüşleri, hobiler de kimi insanda meditasyonun yarattığı etkiyi yaratıyor. Esas olan zihni susturup, kendi iç sesimizi duymak için kendimize fırsat yaratmak, bu çok önemli. Kişi kendini ne yaparken huzurlu ve dingin hissediyor, arınmışlık hissine sahip oluyorsa onu da yapabilir. Örneğin ben yemek yaparak ve nefes çalışması yaparak rahatlıyorum.
Nlp için neler söyleyebilirsin ? Nlp ye neden bu kadar önem veriyorsun çalışmalarında ?
Herkes NLP sistemini konuşuyor. Dünya literatüründe bilimsel kanıtlanmış bir sistem NLP. Bedeninizi düşünün. Düzenli spor yaparak kaslarımızı çalıştırır, istikrar, kararlılık ve azim ile birlikte bedensel güç ve denge kazanırız. Sonuç fit görünüm ve sağlıktır. Somut olarak çalıştırdığımız her uzuv kaslanır. Bunu ölçebilir ve görebiliriz. Gözümüzle gördüğümüz her şey bizim için bir kanıttır. Çünkü gerçek, doğruluğunu görsel olarak kanıtlamalıdır. İnançlarımız, değerlerimiz buna göre programlıdır. Bir konu dışında. Konu beyin yapımız. Sözde görünmeyen tarafımız. Ama 5 duyu ile her an varlığını hissettiren en nadide organımız. Faaliyetleri ve işlevine geldiğimizde bunun otomatik olarak sürdüğünü biliriz ama beyinin de bir kas olduğunu ve çalıştırılarak gelişebileceğini ve istediğimiz, hedeflediğimiz her şeyi ama her şeyi yapabilecek potansiyelde olduğunu unuturuz çoğu zaman. Gözle görülmeyen ama 5 duyuyla algıladığımız, varlığımızın en büyük KANITI zihnimiz. Çalışmalarımda çoğu zaman NLP’yi kullanmamın sebebi, tam olarak bu. Bireylerin kapasite ve potansiyellerinin sandıklarından çok daha büyük olduğu gerçeği. İşte bu harika ayrıntı. Danışanlarımın ussal ve duyusal yapılarını doğru tekniklerle güçlendirerek, olanaklarını potansiyellerini arttırmak.
Çok fazla insanla konuşuyorsun, eminiz bambaşka hikayelere tanık oluyorsun. Bu çeşitlilik seni nasıl etkiliyor? Konuştuğun insanların enerjilerinden etkilendiğin oluyor mu, öyleyse kendini korumayı nasıl başarıyorsun?
Bazen oldukça üzücü hikayelerin kısa süreli de olsa parçası oluyorum. Tabii ben mümkün olduğunca kendi duygularımı seans sırasında kontrol altında tutuyorum ki, objektif bir şekilde danışanımın enerji alanınını görüp, gördüklerimi doğru şekilde yorumlayabileyim. Hiç yorulmuyorum diyemem açıkçası, ben de kendi enerjimi yüksek tutmak için çalışmaya başlamadan önce çeşitli meditasyonlar yapıyorum.
Bu seni yormuyor mu?
Elbette, oldukça zor bir iş. İnsanlar kiminle evleneceklerini, ileride kaç para kazanacaklarını, yeni bir mülk edinip edinemeyeceklerini merak ediyorlar. Karar aşamasındaki kişiler bunun seanslarımızda çıkıp çıkmayacağını merak ediyor. Kilit kelime merak. Onların meraklarını gidermek ve duymak istemedikleri şeyleri uygun bir dille onlara anlatmak elbette yorucu oluyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZHiç yanıldığın oldu mu?
Yanılma demeyelim de dediklerimin olmadığı zamanlar elbette olabiliyor. Bunun sebebi aslında danışanlarımızın bağlılıkları ve bağımlılıkları ile ilgili oluyor. Örneğin danışanımda onu bekleyen çok güzel bir ilişki görebiliyorum fakat geçmiş ilişkisi ile bağlarını koparmamış, affetme çalışması yapmamış hala geçmişte yaşayan bir kişi önerdiğim meditasyonu yapmaz ve değişime izin vermez ise elbette karşısına çıkan fırsatları doğru değerlendiremiyor hatta göremiyor bile. Seanslarımda özellikle önerdiğim meditasyonları yapmalarını rica ediyorum. Çünkü hayatımızda değişimin olması için, sorunu far etmememiz ve onu çözmek için adınmış olmamız gerekiyor.
Tanınmış isimlerle seanslar yaptın mı?
Elbette birçok kişi ile seans yapıyorum fakat seans sırasında benim için yaptıkları meslekler ile değil çözemediği sorunları önemli oluyor. Yaptığım seanslar kişilerin mahremiyetine girdiği için isimleri ve ya mesleklerinin bir önemi olmuyor. Benim danışanlarımın soyadları veya meslekleri yok sadece isimleri var 🙂
Seanslarını nasıl yapıyorsun?
Seanslarımı online olarak, yüz yüze veya kendime ait olan ‘’Ben Demiştim ‘’ uygulaması üzerinden yapıyorum. Danışanlarım günlük hayatın koşturmasından dolayı genellikle online görüntülü seansları tercih ediyor.
Mental Koçlukta neler yapıyorsun ? Nasıl bir çalışma oluyor ?
Kendinize dahi soramadığınız, hikayenizin en gerçek sorularıyla karşılaştığınızda dönüşüme başlarsınız.Hayatınız boyunca karşılaştığınız sizde iz bırakan anları, nedenini anlayamadığınız ama her defasında “hep aynı şey” diye söylediğiniz tüm olayları…Sadece bunlar da değil. Sizin kişilik özelliğiniz olduğunu düşündüğünüz bir şeyi aslında hangi sebeple ve ne şekilde yaptığınız da zihin kodlarınızda gizli.Yeni bir karar almak istediğinizde kalbinizin veya zihninizin derinliklerinden size boşuna denemeyin başarısız olacaksın, ne değişecek diye fısıldayan bir ses var…İşte o zihninizin sınırlayan sesi! O ses ile baş başa kaldığınızda yapmanız gereken tek şey onu ikna etmek ve değişime inanmak oluyor sadece…Mental Koç, Profesyonel Koçluk Becerileri, Motive Edici İletişimi ve Duru Görü Yeteneği ile sizi cevabınızla buluşturur. Zihninizde size ait olmayan yerleşik kalıpların yerine potansiyelinizi en üst seviyede kullanacağınız yeni inançlarla ilerlemenize yardımcı olur. En iyi versiyonunuzu keşfedeceğiniz Zihin Dili Programlama (NEURO LINGUISTIC PROGRAM) teknikleriyle kısa vadede sonuç alınmasını sağlıyorum.
Bu konuştuğumuz konulara inancı olmayan çok fazla insan var, o kişilere ne diyorsun?
Maalesef bu alan sömürülmeye çok açık ve kötüye kullanan kişi sayısı oldukça fazla. O nedenle inanmayanların olmasını da, şüphe ile yaklaşmalarını da anlayabiliyorum. Sadece kendilerini bu fikre açmalarını ve doğru kişi ile görüştüklerinde fayda sağlayabileceklerini söyleyebilirim. Ön yargılı olmayı, yeni deneyimlerden, fikirlerden uzak kalmayı çok önermiyorum. Ön yargılı olmak hayatımızın her alanında gelişmemizi engeller. Herkesin fikrine ve kararına saygı duymakla beraber ön yargılı olmayı çok doğru bulmuyorum.
Okuyucularımıza önerebileceğin, seni etkileyen kitaplar veya filmler var mı? Sence neyi mutlaka okumalı veya izlemeliler?
Benim hayatımda çok önemli bir başlangıç noktası oluşturan kitap, Stefano Elio D’Anna’nın ‘’Tanrılar Okulu’’ kitabı. Felsefik, mitolojik ve hayalperest anlamda ekonomik öğeleri bir arada bulunduran eşşiz başucu yapıtlardan biri bana göre. Ayrıca Mevlâna, Mesnevi‘si ile bu duygularımızı uyandıran, bize heyecan veren güzel şeylerin mümkün olduğuna dair umut yeşerten bir rehber. Filmlerde ise: Dalgalara Karşı (Soul Surfer), Steve Jobs, Efsane Adam (The World’s Fastest Indian)’ı önermek isterim.
Aynı zamanda bir girişimci olduğunu söyleyelim. Ben Demiştim adlı uygulamandan bize biraz bahsetmen mümkün mü? Nasıl ilerliyor orada süreç?
Danışanlarımla aramdaki ilişki dostluğa dönüşüyor. Bu dostluğun içinde her daim aramızda söylenen bir söz olan “Ben demiştim” bu uygulamayı hayata geçirmeye karar verdiğimizde aklımıza gelen ilk ad oldu ve markamıza dönüşüverdi. Kahve falı, astroloji ve durugörü bölümlerimiz var. Kahve falında üyeler ister sesli, ister yazılı yorum talep edebiliyor. Bu taleplere yetişmek için ekibimizi büyütmeye başladık. Astroloji bölümünde şu an için dört kişi var. Durugörüde ise sadece ben varım. Hizmete gireli üçüncü senemize yaklaştık ve oldukça keyifli geri dönüşler aldık. Şu anda 1 milyonu geçen aktif kullanıcıya sahibiz. Her gün de yeni kullanıcılarımız oluyor. Bu süre içerisinde eğlence kategorisinde Apple Store’da birkaç kez ilk sırada ve ilk beşin içerisinde yer aldık. Gün geçtikçe de uygulamamızda kullanıcılarımızdan fikirler alarak onları mutlu edecek yenilikler yapıyoruz. Çok yakında ise güzel bir sürpriz ile karşılarında olacağız. Yeni bir uygulamamız ise şu an tasarım ve yapım aşamasında. Oldukça dikkat çekecek, ihtiyaçlara cevap verecek ve insanları yükseltecek bir app geliyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYINIZWarning: Undefined variable $post in /home/radyodeniz/domains/radyodeniz.com/public_html/wp-content/themes/newses/inc/ansar/hooks/hook-single-page.php on line 180