spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 90

Hollanda’da Hastanelerde Yetim Odalarının Sayısı Artıyor

Hollanda’da Hastanelerde Yetim Odalarının Sayısı Artıyor

Hollanda’da hastanelerde açılan yetim odaları sayısı 13’e ulaştı. Beschermde Wieg adlı vakıf, istenmeyen bebek sahibi olan annelerin çocuklarını bırakabileceği bu odaların sayısının arttırılmasını hedefliyor. Odalar, çaresiz anneler için son çare olarak planlanmıştır.

Hollanda’daki hastanelerde, istenmeyen bebek sahibi olan ya da bebeğine bakamayacak durumdaki çaresiz annelerin çocuklarını bırakabileceği “yetim odalarının” sayısı artıyor.Başkent Amsterdam ve ülkenin ikinci büyük kenti Rotterdam’daki tıp fakültesi hastanelerinde açılan iki ayrı “yetim odası” ile Hollanda genelinde kimsesiz çocukların bırakıldığı oda sayısı 13’e ulaştı.Savunmasız kadınlara gebelik ve annelik sürecinde destek olmayı amaçlayan Beschermde Wieg (Korunmuş Beşik) adlı vakıf, bu sayının daha da arttırılmasını amaçlıyor.Bu uygulama, çöp konteyneri, kafe tuvaleti ya da sokağa terkedilmiş bebek vakalarını önlemek amacıyla Beschermde Wieg tarafından geliştirildi.Hükümetin de desteğiyle ilk kez 2016 yılında, ülkenin kuzeyindeki Groningen kenti hastanesinde ilk yetim odası açıldı.Daha sonra birçok kentteki hastanede benzer bir uygulama hayata geçirildi.Amsterdam, Rotterdam Papandrecht, Middelburg, Oudenbosch ve Den Helder’in de aralarında olduğu kentlerdeki 13 ayrı hastanede bu odalar bulunuyor.Vakfa göre kimsesizler odası, tecavüz, aile içi ilişki ya da herhangi bir nedenden dolayı istemeden hamile kalan kadınlar için “son çare” olarak planlandı.Bir anne istemediği ya da bakamayacak durumda olduğu bebeğini bırakmak için hastanedeki yetimler odasına girdiğinde kapı otomatik olarak kapanıyor.O sırada, görevli hemşireye odanın kullanıldığına dair bir sinyal gönderiliyor.Anne, kimseyle muhatap olmadan bebeğini odadaki beşiğe koyup oradan ayrılabiliyor.Ya da bebeğiyle iletişimini sürdürmek isterse, dahili telefon aracılığıyla görevli personelle iletişime geçip, bilgilerini verebiliyor.Kimsesiz bebek bu süreçte koruyucu aile yanına veriliyor. Üç ay sonra anneyle iletişime geçilerek, çocuğunu istemediğinden emin olup olmadığı soruluyor.Anne kararını değiştirmezse, bebek, Çocuk Koruma Kurumu tarafından uygun bir adaya evlatlık veriliyor.Eğer anne isterse, yılda bir kez çocuğu ve onun yeni ailesiyle bir araya gelebiliyor.Hastanelerde, bebeği 5-10 dakika içinde odadan alacak ebeler, 24 saat boyunca görev yapıyor.’Annenin sırrı da çocuğu gibi bizde güvende’Yetim odaları, çaresiz anneler tarafından yılda en az iki kez kullanılıyor.Eğer anne üç ay sonra bebeğini bırakmaktan vazgeçerse, ikisinin birlikte yaşayabileceği bir ortam sağlanması için vakıf devreye giriyor.Bu özellikle evsiz ya da sosyal açıdan korumasız kadınların yaşadığı bir sorun.Christine takma adıyla Hollandalı kamu yayıncısı NOS’a konuşan bir kadın, evsizken hamile kaldığını belirterek, çocuğunu hastanelerdeki yetim odasına bırakmayı düşündüğünü söylüyor.Hollandalı kadın, “Çocuğunuz için en iyisini istiyorsunuz ama bu mümkün değilse, o zaman ne yapacaksınız?” diyor.Linda dergisine konuşan Beschermde Wieg’in müdürü Kitty Nusteling’e göre yetim odaları, anneler için en son çare.Vakıf olarak, odaların boş kalmasını ve annelerin çocuğunu elinde tutmasından yana olduklarını belirten Nusteling, “Ama yine de her hastanede böyle bir oda olsun istiyoruz. Anneler böylece kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Odalar tabuyu yıkıyor. Annenin sırrı da çocuğu gibi bizde güvende” diye konuştu.Zor durumdaki anne adayları için 24 saat hizmet veren bir acil durum hattı oluşturduklarını belirten Nusteling şunları söyledi:“Kadınların durumlarının iyileştirilmesine aktif olarak katkıda bulunuyoruz. Örneğin, birisi istismarcı bir ilişki içerisindeyse, onun bu ilişkiden kaçmasına yardımcı olabiliyoruz. Birisi uzun vadeli yoksulluktan muzdaripse, eğitim alıp bu durumdan kurtulması için bir plan yapıyoruz. Bu bebeklerin güvenli olmayan yerlerde bırakılmasını önlüyor.”Vakıf, her yıl yaklaşık iki bin kadına yardım ediyor. Bu sayede Christine de, artık hamileyken terk etmeyi düşündüğü çocuğuyla aynı evde yaşıyor.Vakıf, kadınlara yardım ederken asla kimseyi yargılamadıklarının altını çiziyor.Nusteling, “Kadınlar güvensiz bir ortamda bulunuyor ya da etraflarında onları destekleyecek bir ağ yok. Tecavüzleri, namus cinayetlerini, ensestleri görüyoruz; gerçekten çok kötü şeyler” diyor

Hollanda Türk Turizmciler ve Seyahat Acenteleri Derneği (HTTD) Üyeleri Amsterdam da Biraraya Geldi

Hollanda Türk Turizmciler ve Seyahat Acenteleri Derneği (HTTD) Üyeleri Amsterdam da Biraraya Geldi

Hollanda Türk Turizmciler ve Seyahat Acenteleri Derneği (HTTD), turizm sektörünün önemli isimlerini bir araya getirmek üzere Amsterdam’da bir toplantı düzenledi. Turizm müşaviri Pınar Bilgen Ermis’in de katılımıyla gerçekleşen toplantıda, sektördeki güncel gelişmeler ve acentelerin karşılaştığı sorunlar ele alındı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Toplantı, HTTD’nin ev sahipliğinde 29 Ocak’ta gerçekleşti. Moderatörlüğünü HTTD Genel Sekreteri Durmuş Doğan’ın yaptığı ve dernek başkanı Kamil Saygı’nın açılış konuşması ve dernek tanıtımı ile başlayan toplantıda Kültür ve Turizm Müşaviri Pınar Bilgen Ermiş ve Türkiye’nin Hollanda’daki turizm ve seyahat sektöründeki temsilcileri bir araya geldi. Pınar Hanım, katılımcılara sektördeki güncel çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu ve Türkiye’deki turizm alanındaki son gelişmeleri paylaştı.

Acentelerin karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri de toplantının ana gündem maddelerinden biriydi. Acentelerin yaşadığı zorluklar ve bu zorlukların çözümü için önerilen adımlar, katılımcılar tarafından detaylı bir şekilde ele alındı. Özellikle, acentelerin ortak bir çatı altında birlik olmaları ve sektörde daha güçlü bir konumda bulunmaları üzerinde duruldu.

Toplantı, sektördeki işbirliğini ve dayanışmayı artırmak, acentelerin sorunlarına çözüm bulmak ve seyahat sektörünün daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için önemli bir platform sağladı.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
HTTD’nin bu tür etkinliklerle sektördeki paydaşları bir araya getirerek işbirliğini güçlendirmeye devam etmesi bekleniyor.

DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları “Sende DTİK Mensubu Ol”

DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları “Sende DTİK Mensubu Ol”

Haber ve Fotoğralar Mustafa Koyuncu – Den Bosch

DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları geçtiğimiz hafta sonu Hollanda nın Den Bosch şehrinde Hollanda ya yerleşen EXPAT lar ve Akademisyenlerle biraraya gedi.

Uluslararası platformda ticaret yapan Torunoğulları aile şirketi olan Edelstaal Şirket binasında bulunan Faik Torunoğulları Toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya T.C. Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık, Muavin Konsolos Bilal Köse, T.C. Lahey Büyükelçilik Ticaret Müşavir yardımcısı Aşkın Pekel, Türkiye’den Hollanda’ya gelen (Expatlar) akademisyenler, halen üniversitede okuyanlar, işverenler ve sivil toplum kuruluşları katıldılar.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Moderatörlüğünü Edelstaal Group İnternational CEO’su Ertan Torunoğullarının yaptığı toplantıda davetlilere hoşgeldin diyen Ertan Torunoğulları, “Bu akşam şirketimizde yapılan toplantımızda DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu başkanı Turgut Torunoğulları’nın girişimleriyle bu toplantıyı yapmayı öngördük. Toplanmaktaki sebebimiz Türkiye’den gelen üniversiteliler, Hollanda’daki üniversiteliler, işverenler, sivil toplum kuruluşları birlikte projeler yaparak Hollanda ve Türkiye ekonomisine katkılarda bulunmak, şirketlerimizi büyütmek ve sorunlarımızı çözmek için DEİK / DTİK üyeliğinin ne kadar yararlı olabileceğini görüşmek için buradayız. İlk sözü DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğullarına veriyorum” dedi.

Mikrofona gelen DTİK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, “Sayın katılımcılar, öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Türkiye’den Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak beyfendiden sizlere saygılar, sevgiler ve selamlar getirdim. Bugün burada, Hollanda’daki mukim profesyonel genç topluluğuyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Toplantının, Türk ve Hollanda İş Dünyasının ve Türk diasporasınn etki alanının güçlendirilmesine yönelik yol haritasını oluşturulması açısından önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Diaspora olmak, köklerimizden uzakta yaşamak demektir; ancak bu durum aynı zamanda bir arada durmanın, birbirimize destek olmanın ve tüm farklılıklarımıza rağmen birarada bulunarak ortak hedeflere ulaşmak için güç birliği yapmanın bir fırsatıdır. Bizler, farklı coğrafyalarda ve kültürlerde bulunan, bu coğrafya ve kültürleri saygıyla özümsemiş ama aynı zamanda kimliğimizi ve değerlerini koruyan profesyoneller olarak dünya çapında büyük bir aile oluşturuyoruz. Küreselleşen dünyada artık hepimiz dünya vatandaşıyız. Artık sınırlar silikleşti, iş yapış tarzları ve düşünce yapıları benzeşti. Artık hepimiz farklı kültürlere hızlı bir şekilde adapte olabiliyoruz. Fakat dünya küreselleşirken aslında globalleşme dediğimiz yere kültürlerin, milli çıkar gruplarının da yükseldiğini görüyoruz. Küresel krizler, ekonomik çalkantılar, iç çatışmalar ülkelerin, genel iyiyi düşünmekten önce ajandalarında kendilerini ön plana almasına da sebep olmaktadır. Bir taraftan küresel sorunlara çözüm yaratırken bir taraftan da kendi ülkemizi, kendi topluluğumuzu öne çıkarmak için birlikte hareket edersek uzun vadede kazanan bizler olacağız. Sizler gibi kalifiye, entegrasyon kabiliyeti yüksek Türk gençlerinin uluslararası şirketlerde daha üst noktalara gelmesi siyasi ve ideolojik görüş ne olursa olsun hepimizin yararınadır. Sizlerin buradaki varlığı sayesinde Türkiye, Hollanda hatta birçok ülke arasındaki kazan kazan temelli ilişkiler gelişecektir”.dedi.

Daha sonra mikrofona davet edilen 2,5 senedir Hollanda’da yaşayan, Amsterdam Üniversitesinde Latin Amerika çalışmaları üzerine araştırma yapan aynı zamanda Vrije VU Amsterdam üniversitesinde de Proje müdürü olan DTİK Gönül Elçisi Melike Hocaoğlu da yaptığı konuşmasında, “Bu anlamlı etkinliğe ev sahipliği yapan DTIK Avrupa Temsilciler Kurulu Başkanı Sayın Turgut Bey ve salondaki çok kıymetli Türk topluluğu, hepiniz hoşgeldiniz, sizlere bugün eski bir DEIK ve DTIK çalışanı olarak hitap etmekten ve tecrübelerimi paylaşmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum.

Ben de bir çoğumuz gibi ekonomik ve sosyal sebeplerle Hollanda’ya taşınma kararı aldım, aynı zamanda bu ülkede daha farklı bir yasam alanım olacağını hissettiğim için bugün buradayım. Ama bu köklerimle olan bağımı kopardığım anlamına gelmiyor, evet keşke ekonomik ve sosyal şartlarımız daha iyi olsaydı ülkemizden ayrılmasaydık – bunu özellikle güneşe hasret kaldığım bu günlerde bir Akdenizli olarak çok hissediyorum.

Bugün bu toplantının hepimiz için güzel bir başlangıç olmasını temenni ediyorum, son donemde Avrupa’da artan ırkçı aşırı sağ akımlar bizim için önemli bir tehdit olabilir, buna karşı hepimizin bir çaba ve birlik içerisinde olması gerekiyor.

Hollanda’da 70 bin kişiye sağlanan iş imkanı ile Türk halkının Hollanda’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına katkısı oldukça fazladır. Bizler bu ülkeyi yuva olarak seçmiş insanlar olarak, bu ülkede kendimizi beyin göçü olarak değil Hollanda ekonomisine katkıda bulunan, aynı zamanda ülkesi ile de bağlarını koparmamış Türk diasporasının beyin güçleri olarak konumlandırmalıyız ve toplumdaki yerimizi güçlendirerek, birbirimizi daha yukarı taşımalıyız.

Bu salondaki herkesi DTİK ‘te aktif bir şekilde rol almaya davet ediyorum. Türkiye’nin kültür elçileri olmaya…Dünyanın her yerinde çok üst düzey Türklerle aynı çatı altında olmaya, aynı ağın bir parçası olup bilgi birikimlerinden yararlanma şansına, aynı zamanda, kötü gününüzde size el uzatacak bir aile olmaya davet ediyorum. Gelin hep beraber bu aileyi büyütelim” dedi.

Programın ilerleyen saatlerinde mikrofona davet edilen T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sevgi Kısacık da bir konuşma yaparak şunları söyledi, “Bildiğiniz gibi “expat” tabiri, doğup yetiştikleri ülkelerin dışında kariyerlerini sürdüren yüksek niteliklere sahip profesyonelleri tanımlamak için kullanılır. Başka ülkelerde sahip oldukları üstün nitelikler itibariyle yabancı sermayenin bünyelerine kattığı profesyoneller, parçası haline geldikleri kuruluşlar için önemli bir katma değer ifade ederler. Bugün burada, her biri kendi sektöründe ve dalında uzmanlaşmış, yüksek niteliklere sahip Türk profesyonellerini Hollanda iş dünyasındaki konumlarını ve Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler katkılarını ele almak, beklentilerini ve olabilecek sorunlarını öğrenmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu fırsatı bizlere sunan DTİK Hollanda Temsilcisi Turgut Bey’e teşekkür ediyorum. Değerli misafirler, Hollanda’daki demografik gelişmelere baktığımızda, nüfusun giderek yaşlanmakta olduğunu ve hemen her sektörde yetişmiş, kendi alanında uzman insanlara olan ihtiyacın her geçen gün artmakta olduğunu görüyoruz. Hollanda makamları, ülkelerinin uluslararası çapta sahip olduğu yüksek rekabet gücünü muhafaza edebilmek için uzmanlığa sahip yabancılara olan ihtiyacın farkındadır. Bu itibarla, sizlerin kilit sektörlerde üstlendiğiniz pozisyonlar, başarılı kariyerlerinizin birer tasdiki olduğu kadar, marka haline gelmiş olan ülkemizin yetiştirdiği beyinlerin başarı göstergesidir. Bu yüzden Hollanda’daki mevcudiyetinize ve buradaki huzur ve mutluluğunuza büyük önem veriyoruz. Kıymetli konuklar, yaklaşık yarım milyon gücündeki Hollanda Türk toplumunun Hollanda’nın ekonomik ve ticari gelişimindeki ve bugün sahip olduğu refah devleti konumuna ulaşmasındaki katkıları yadsınamaz.

Bundan 60 yıl önce, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Hollanda’ya gelmeye başlayan işçilerimiz, bu ülkenin atölyelerinde, fabrikalarında ve irili-ufaklı işletmelerinde helal alın terleriyle çalışarak, bu ülkenin kalkınmasında büyük rol oynadılar.

Aileleri ve çocuklarıyla birlikte Hollanda’yı kendi evleri saydılar.

Sahip oldukları feraset ve dirayet ile birlik ve beraberlik ruhuyla Hollanda toplumuna tam uyum sağlayarak, örnek vatandaşlar oldular.

60 yıl içinde edindikleri tecrübeler, uzmanlıklar ve girişimci ruhlarıyla işçi olarak geldikleri Hollanda’da iş veren konumuna yükseldiler. Bu yüzden kendileriyle ne kadar gurur duysak azdır. Bu ailenin ayrılmaz birer parçası olarak da siz Türk profesyonellerin bu ülkeye getirdiğiniz tecrübe, uzmanlık ve yenilikçi bakış açıları hem Türkiye Cumhuriyeti’nin Hollanda’daki temsilcileri olan bizler için, hem de Hollanda Türk toplumu için çok değerlidir.

Saygıdeğer misafirler, doğup büyüdüğünüz, yetiştiğiniz ve uzmanlaştığınız ülkeden başka bir ülkeye, ailelerinizle yerleşmenin ve profesyonel yaşantı devam etmenin elbette zorlukları vardır. Başkonsolosluğumuz, Lahey Büyükelçiliğimizin eşgüdümünde bölgemizde yerleşik vatandaşlarımıza her türlü konsolosluk hizmeti sunmanın yanısıra, olabilecek sorunlarınızın çözümünde her zaman yanınızdadır.

İstikbaliniz için kariyerlerinizi ve kişisel hayatlarınızı sürdürmek üzere geldiğiniz Hollanda’da ihtiyaç duyabileceğiniz her konuda sizlere destek olmaktan mutluluk duyacağız.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünü kutlayarak, Sayın Cumhurbaşkanımızca “Türkiye Yüzyılı” olarak tanımlanan ikinci asrımızda amacımız, Cumhuriyetimizin kurulduğu gündeki kararlılıkla çalışmaya devam ederek sizlere daha iyi hizmet verebilmektir.

Bu yolda hem yüz yıllık Cumhuriyet birikimlerinden hem de dört asrı aşkın tarihe sahip Türkiye-Hollanda ilişkilerinden güç alıyoruz.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu yılda ayrıca hem işçilerimizin Hollanda’ya gelişinin 60’ıncı yıldönümünü, hem de Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasındaki dostluk anlaşmasının 100’üncü yıldönümünü hep birlikte kutlayacağımız için sevinçliyiz.

Bu vesileyle, bu anlamlı buluşmayı düzenledikleri için Torunoğulları Ailesi’ne bir kez daha teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Son olarak mikrofonlara davet edilen T.C. Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal da, “Hollanda’ya yeni gelen siz vatandaşlarımızla tanışmak, varsa dertlerinizi dinlemek için buradayız. Bugün burada bulunanlar tabiatıyla Hollanda’ya yeni gelen vatandaşlarımızın sadece küçük bir bölümü. Burada bulunanlar eminim ki kendilerine daha iyi bir iş teklifi geldiği veya daha iyi bir ekonomik yaşam için geldiler. Açıkçası İngilizce “expatriate” tabirinin iyi bir tanımlama olmadığını düşünüyorum. Zira, 1960’larda buraya gelen vatandaşlarımız o dönem Türkiye’nin ve Hollanda’nın koşullarına buraya geldiler. Onlar da o dönemin “expatriate”leri idi. Türkiye-Hollanda işgücü anlaşmasının imzalanmasının 60. yılını kutladığımız bu yıl onların 60 yıl önce gelip başlattıkları serüven sayısız başarılı örneklerle doludur. Bu nedenle, hepsine her zaman saygılı almak ve teşekkür etmek durumundayız. Bugün ise, sizin gibi olan arkadaşlarımız özellikle farklı sektörlerde farklı mesleklerde buraya geliyor. Kimi şirketlerde sayısız vatandaşımız var, kimi şirketlerde sayısız uzmanımız çalışıyor, kimi savunma sanayi sektöründe çalışmış arkadaşlarımız var. Dolayısıyla bu arkadaşlarımıza belki “Yeni Gelenler” diyebiliriz.

Bu vatandaşlarımız liselerine, üniversitelerine göre WhatsApp ya da facebook grupları kurmuşlar. Bu girişimlerin hepsi tabiatıyla çok kıymetli. Hepinizin öncelikle birbirinizle temasınızı sürdürmenizi arzu ederiz, ama bunun yanı sıra varolduğu zaman sorunlarınızı dinlemek, sizlere yardımcı olmak için de her zaman Büyükelçiliğimiz, üç Başkonsolosluğumuz, Müşavirlerimiz, Ataşelerimiz her zaman sizlere yardımcı olmaya hazır. Bunu bilmenizi samimiyetle isteriz. Bazen çalıştığınız şirkette veya Türkiye ile ilgili bir ilgili işinizde çok basit bir sorunuz, sorununuz olabilir. Bizlerle yapacağınız 5 dakikalık 1 telefon görüşmesi veya bir e-posta ile sandığınızdan kısa sürede konu çözülebilir ya da sizleri doğru yere, doğru şekilde yönlendirebiliriz. Her zaman sizlerle çalışmaya, sizlere hizmet vermeye hazırız.

Tabii ki yeni gelenlerin her zaman değişik soruları, sorunları olacaktır. Bunlardan biri çevreye alışma, ikincisi çocukların çevreye alışması, üçüncüsü muhtemelen eşlerin iş bulması olabilir. Burada sizlere verebileceğimiz en önemli tavsiye, öncelikle tabii ki yeniden iş arayanlar için eğer bir yabancı dil biliyorlarsa da bilmiyorlarsa da Hollandaca’yı mümkün olduğu kadar öğrenmeye ve vakıf olmaya çalışmanızdır. Belediyeler ücretsiz kurslar veriyor, veya kimi zaman özel kurslar, ücretli kurslar da olabiliyor. Burada çok sıkı bir iş gücü piyasası var, bu iş gücü piyasasına girmek isteyen tüm vatandaşlarımız her zaman Hollandaca bilmek konusunda sorulara muhatap olacak, bunu unutmamak lazım.

Burada 1960’lardan itibaren var olan, kendini ispat etmiş, çalışmış, alınteri ile işçi olarak gelmiş işveren olmuş yoğun bir Türk kitlesi mevcut. Türkiye’den gelmiş olan bu kitlenin önemini yadsımamanızı dilerim, çünkü bu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, ağabeylerimiz en zor zamanlarda, en zor koşullarda, en zor işleri yaparak bu noktalara geldi. O nedenle onları gözardı etmemek, olduğunuz her yerde onlarla da kaynaşmak, onlarla da çalışmanızı tavsiye etmekten gurur duyuyorum, çünkü bizim iftihar ettiğimiz birinci, ikinci, üçüncü ve artık dördüncü kuşağı oluşturdular. Onların başarısı her zaman her yerde sizlerin de başarısı olacaktır.

Değişik kurumlarda, değişik şirketlerde çalışanlarınız var, bunların hepsi tabii ki çok önemli, ancak şunu da unutmamak gerekir: kimi zaman insanlar geri dönmek ister, aradığını bulduğu veya bulamadığı için. Öyle bir durumda, ülkeniz, ülkemiz her zaman sizin için oradadır. Bizlerle, buradaki toplumumuzla, ülkemizle iletişiminizi hiçbir zaman koparmamanızı tavsiye ediyoruz. Burada yerleşik Türkler, Türk toplumu, STKlarımız, şirketlerimiz ile bağlar kurmanızı, sıkıntılarımız olduğunda önce bizlere, onlara da gelmenizi öneriyoruz. Unutmayın ki buraya işçi olarak gelmiş olan birinci kuşak daha sonra sadece işçi kalmadı, müteşebbis oldu. Sadece Hollanda’da değil, sadece Türkiye’de değil, üçüncü ülkelerde de çok büyük yatırımlar yaptı. Onlarla gurur duyuyoruz.

Hepiniz çalıştığınız firmalarda hem firmanız için hem ülkemiz için hem çevreniz için katma değer yaratabilecek kapasitedesiniz. Tabii ki bir kısım arkadaşımız “Türkiye ile artık ne gibi bağlarımız olabilir” sorusunu kendisine sorabilir. Ama unutmayınız ki, sizler daha önce yurt dışına çıkmış değişik yerlerde eğitim ve çalışma amacıyla bulunmuş çok kıymetli vatandaşlarımızsınız. Sizin gibi başka vatandaşlarımız, ülkemize dönerek daha büyük işlerde görev aldı. TOGG CEO’su, Sayın Bayraktar, NASA’dan bugün ülkemize dönen mühendisimiz bu gibi vatandaşlarımıza son örnekler olarak eklenebilir.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını 2023’te kutladık. Bu yıl ise, Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettikleri Türkiye Yüzyılı’nın ilk yılıdır. Bu yıl ayrıca iki anlamlı yıl dönümünü idrak edeceğiz. 2024 Hollanda için iki önemli yıldönümüne rastlıyor. Türkiye-Hollanda İşgücü Anlaşmasının imzalanmasının 60. yıldönümü ve Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasındaki Dostluk Anlaşmasının imzalanmasının 100. Yıldönümü kutlanıyor. Hollanda da Cumhuriyetimizi, Milli Mücadele’nin sonucunu 1924’de ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. Bu yıldönümlerini de hep birlikte anacağız. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.


Daha sonra salonda bulunanlar konuşmacılara sorular sorarak Hollanda ve buradaki yaşam ile ilgili bilgi alışverişinde bulundular.

Programın sonunda Hollanda nın renkli simalarından ve Hollanda Atatürk Müzesi sahibi Bülent Türker Konuşmacılara cercevelenmiş Atatürk pulları hediye etti.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Toplantı sonrası Edelstaal Group İnternational Simtronic şirketinin verdiği yemekleri itina ile hazırlayan İşadamı Yavuz Katkay toplantıya katılanların beğenisini kazandı. Yemek gec saatlere kadar sürdü katılımcıların birbirlerini tanıyıp kaynaşması sağlandı.


ROTTERDAM’DA SİLAHLI SALDIRI

ROTTERDAM’DA SİLAHLI SALDIRI

Özcan Özbay

Rotterdam da olaylı gece. Proterialaan da akşam saat 18.50 civarında bir adam silahla vuruldu.

Kısa bir süre sonra Dordtselaan’da bir arabanın içinde ağır yaralı olarak bulunan şahıs ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Şahsın bulunduğu araçta ki kız arkadaşı ise yara almadan kurtuldu. Polis, olay yerinden kaçan koyu renk kıyafetli iki şüpheliyi arıyor.

Arabanın bulunduğu Dordtselaan’ın bir bölümü emniyet şeriti ileçevrilirken Pretorialaan’daki otoparkın bir kısmı da kordon altına alındı.

ROTTERDAM’DA KORKUTAN PATLAMA

ROTTERDAM’DA KORKUTAN PATLAMA

Özcan Özbay

Rotterdam’da bir apartman kompleksinde çıkan yangında çok sayıda kişi yaralandı. Olayda binanın garajında bulunan bir araç havaya uçtu.

Charlois Schammenkampta cadde üzerinde bulunan üç katlı bir binanı altındaki bir araçta meydana gelen şiddetli patlamadan kaynaklandığı belirlenen yangında araç patlamanın etkisiyle garajdan sokağa fırlayarak yangına sebep olduğu tahmin ediliyor.

Patlamanın ardından Yangın, Schammenkamp’taki konut kompleksine hızla sıçradı. Olayın boyutu, ciddiyeti ve mahiyeti henüz belirlenemedi.

İtfaiye ekipleri olay yerinde müdahalede bulunurken, apartman sakinleri tedirgin bir şekilde dışarıda bekliyor. Patlama, kilometrelerce uzaktan duyuldu. Olayla ilgili henüz net bir bilgi açıklanmazken araştırmanın devam ettiği öğrenildi.

DENK Arnhem’den Kuran yakma skandalına karşı güçlü duruş

DENK Arnhem’den Kuran yakma skandalına karşı güçlü duruş!

DENK Partisi Arnhem Belediye Meclis Üyesi Yıldırım Usta’nın, PEGIDA’nın Arnhem’deki nefret gösterisinin yasaklanmasına yönelik çabalarının kulak asmayan Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch’a yönelik sert eleştirileri, şehrin gündemini sarsarak geniş bir yankı buldu.

Usta, belediye meclisini acil bir toplantıya çağırarak, Marcouch’un olaydaki tutumunu sert bir şekilde sorguladı. Toplantı, 300’e yakın Arnhemli Müslüman’ın ilgi gösterdiği ve genel kurula sığmayan kalabalığın yan salonlarda izlediği yoğun bir katılımla gerçekleşti. Tartışmaların uzun süre devam ettiği toplantıda, DENK partisi tarafından sunulan 6 önerge üzerinde kararlar alındı. Ancak, sadece ülkesel düzeyde Kuran yakma eylemlerini yasaklamayı öngören ve belediye meclisinin Kuran yakma eylemini kınamasını talep eden önergeler kabul edilirken, yerel düzeyde Kuran yakma yasağını talep eden 4 önerge çoğunluk desteği bulamadı.

13 Ocak’ta yaşanan olaylar, Arnhem’in sadece bir şehir olmanın ötesinde bir toplum meselesiyle yüzleşmesine neden oldu. Belediye Başkanı Marcouch’un, PEGIDA elebaşı Edwin Wagensveld’in şehir içinde rahatça dolaşmasına olanak sağladığı bir polis minibüsü skandalı, kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Usta, “Bizim vergilerimizle alınan bir polis minibüsü, adeta bir taksi gibi kullanılarak PEGIDA elebaşı Edwin Wagensveld’i şehir içinde dolaştırdı ve ona hizmet etti. Polisler, alçağın rahatça minibüs içinde canlı yayın yapabilmesi için adeta olanak sağladılar.” diyerek Marcouch’un tutumunu kınadı.

Belediye başkanının sadece nefret eylemini kolaylaştırmakla kalmadığını, aynı zamanda bu nefret eyleminin organizasyonunun bir parçası haline geldiğini iddia eden Usta, bu durumun Müslümanlar için üzücü bir gerçek olduğunu belirtti. Marcouch’un, eyleme yasak getiremediği için Kuran yakma eylemine izin verdiğini açıklaması, Hollanda’da yaygın olan çifte standartların bir kez daha ortaya çıkmasına neden oldu. Usta, geçtiğimiz hafta Müslüman bir din adamı olan Hoblos’un Utrecht’teki etkinliğinin önceden iptal edilmesi ve LGBTI bayrağının yakılmasının cezalandırılması gibi örneklerle çifte standartları vurgulayarak, “Bu durum, konu Müslümanlar olunca çifte standartların ne kadar belirgin olduğunu göstermektedir.” ifadelerini kullandı.

PEGIDA’nın Kuran’a yönelik nefret eylemlerini, toplumsal barışa zarar veren iğrenç bir uygulama olarak nitelendiren Usta, bu eylemin sadece ifade özgürlüğüne değil, aynı zamanda insan hakları ve din özgürlüğü ilkelerine de karşı bir saldırı olduğunu vurguladı. Ünlü Alman şair Heinrich Heine’in meşhur sözlerine atıfta bulunan Usta, “Bugün kitap yakanlar, yarın insan da yakarlar,” diyerek bu tür eylemlerin geçmişte nasıl karanlık dönemlere yol açtığını hatırlattı.

Son zamanlarda, İslam karşıtı PEGIDA’nın düzenlediği nefret gösterilerinde gerçekleştirilen Kuran yakma eylemlerinin, bir kitabın yakılmasının ötesinde milyonlarca Müslüman’ın kutsal saydığı bir metnin tahrip edilmesi anlamına geldiğini söyleyen Usta, bu eylemlerin toplumun temelini sarsan bir saldırı olduğunu vurguladı.

Usta, PEGIDA’nın Kuran’a yönelik eylemlerinin sadece bir ifade özgürlüğü meselesi olmadığını, aynı zamanda toplumsal barışa ve hoşgörüye yönelik bir tehdit olduğunu savundu. “Ülkemiz Hollanda’da, bu tür eylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında görülmesi, insan haklarının ve dini özgürlüklerinin arasındaki hassas dengeyi bozmaktadır.” diyen Usta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dini nesnelere yapılan saldırıları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmediği gerçeğini vurguladı. Kamu Gösterileri Yasası ile din özgürlüğü arasındaki çatışmaya dikkat çeken Usta, bu yasanın dini barışın ve düzenin korunması adına uygulanmasının öncelikli bir görev olduğunu ifade etti.

Avrupa hukuku, devletin dini barışı koruma yükümlülüğünü net bir şekilde belirtirken, gösteri yapma hakkının meşru olduğunu ancak bu hakkın din özgürlüğünün ve toplumsal barışın ihlali anlamına gelmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Usta, bu noktada hukuki çatışmaların çözümünde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin öncelik tanınması gerektiğini hatırlatarak devletin, dini barışı korumak ve farklı inançlara saygılı bir ortamı sağlamak adına sorumluluk taşıdığını belirtti.

Usta’nın yaptığı açıklamada, Kuran yakma eylemleriyle mücadele etmenin, demokratik değerleri, din özgürlüğünü ve toplumsal barışı korumak adına kolektif bir çaba gerektirdiği vurgulanarak, ifade özgürlüğünün yıkıcı eylemleri haklı çıkaran bir mazeret olmaması gerektiği üzerinde duruldu. Aksine, bu eylemlerin toplumsal barışa ve hoşgörüye yönelik bir tehdit oluşturduğu belirtilerek, çeşitli inançlara saygı gösteren ve hoşgörüyü merkeze alan bir diyaloğun inşa edilmesi çağrısında bulunuldu.

Usta’nın açıklamaları, Arnhem’deki Kuran yakma olaylarına karşı toplumsal bir tepkinin öncüsü olarak değerlendirilirken, DENK Partisi’nin olaya dair aldığı tutum ve yapıcı öneriler, siyasetin toplumsal meselelere etkili bir çözüm getirme potansiyelini bir kez daha ortaya koydu. DENK partili siyasetçi önümüzdeki süreçte bu konunun peşini bırakmayacağını ifade etti.

2024 YILI PASAPORT ÜCRETLERİ BELİRLENDİ

2024 YILI PASAPORT ÜCRETLERİ BELİRLENDİ

Özcan Özbay

2024 Yılı Pasaport ücretleri belirlendi. En düşük pasaport işlem ücreti 15,60 euro.

Yurtdışında yaşayan gurbetçilerimizin konsolosluklar vasıtasıyla alacakları pasaport ücretleri belli
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Normal kullanım pasaportlar (bordo renkli) en az 6 ay olmak üzere, 1 , 2 , 3 ve 4 yıl ile 10 yıllık olarak düzenlenecek. 18 yaşını tamamlamamış olanlara en çok 5 yıllık, 18 yaşından büyükler için ise en fazla 10 yıllık pasaport verilecek.

Pasaport yenileme işlemlerinde süre uzatımı yapılmadığı için her başvuruda yeni pasaport düzenlenmekte. Bu işlem yapılırken eski pasaportta kalan süre düzenlenecek olan yeni pasaporta aktarılacak.

Hollanda’da pasaport ücretleri:

6 aya kadar: 15,60 euro
1 yıla kadar: 22,70 euro
2 yıla kadar: 37,10 euro
3 yıla kadar: 52,60 euro
4-10 yıl kadar: 74,10 euro

Pasaport için gerekli evraklar

Pasaport işlemlerinde yanınızda bulunması gereken evrakların başında T.C. kimlik kartı veya geçici kimlik belgesi gelmekte. Bunun dışında 1 adet biyometrik fotoğraf ve eski pasaportunuzun da yanınızda olması gerekmekte.



Yasal temsilcilerin başvuru anında hazır bulunmamaları halinde, kısıtlı veya ergin olmayan kişiler için muvafakatname gerekmekte.

Öğrenim amaçlı yurtdışında bulunanlar, Harçlar Kanununun 85/b madddesi çerçevesinde harçsız pasaport başvurusu için, öğrenim durumunu gösterir güncel belgeyi yanında bulundurmak zorunda.
Bulundukları ülkede kayıtlı öğrenciler (okul öncesi, aday çıraklık-çıraklık tanımına karşılık gelen okullar, ilkokul, ortaokul, lise, yükseköğrenim) de yine harçsız pasaport başvurusu için öğrenci olduklarını gösterir güncel belgeyi yanında bulundurmalı.

Eski pasaportun aslı

Pasaportun kaybedilmiş olması halinde polisten alınacak şahsın resminin de bulunduğu güncel kayıp belgesi Eğer, yurtdışından ilk defa pasaport başvurusunda bulunulacaksa ve mevcut pasaport kayıpsa bu belgeye gerek yok. Bu durumda, Başkonsolosluk aracılığıyla Türkiye’deki ilgili kurumlarla yazışma yapılması gerekmekte.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Güncel tarihli ve ıslak imzalı öğrenci belgesi getiren 25 yaşın altındaki vatandaşlarımızdan pasaport süre ücreti alınmamakta, sadece pasaport defter ve posta ücreti alınmaktadır.
Detaylı bilgi ve diğer ülkelere ait pasaport ücretleri için www.konsolosluk.gov.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

HOLLANDA BEŞİKTAŞLILAR DERNEĞİNDEN DEPREMZEDE ÇOCUKLARA ANLAMLI YARDIM

HOLLANDA BEŞİKTAŞLILAR DERNEĞİNDEN DEPREMZEDE ÇOCUKLARA ANLAMLI YARDIM

Hollanda Beşiktaşlılar derneği yönetimi deprem bölgesindeki çocuklar için yardım kampanyası başlattı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Basın mensupları ile sabah kahvaltısında biraraya gelen Hollanda Beşiktaşlılar Derneği yöneticileri Depremde büyük hasar gören Hatay Antakya Odabaşı 75. yıl ilkokulu ve Odabaşı 75 yıl Anaokulunun yeniden düzenlenmesi tamiri için bir yardım kampanyası actıklarını açıkladı.


Konu ile ilgili olarak konuşan başkan Aslan “Hollanda Beşiktaşlılar derneği olarak depremin yaralarını sarmaya devam ediyoruz. Depremde hasar gören Antakya 75 yıl Odabaşı ilkokulu ve 75. yıl Odabaşı Anaokulunun tadilatını yaptırıyor ve eksikliklerini tamamlıyoruz.” dedi.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bu kampanyaya katılarak Hollanda Beşiktaşlılar Derneği ile birlikte bölgeye destek vermek isteyenler için herkesin desteklerini beklediklerini söyleyen baskan Aslan “Hollanda Beşiktaşlılar Derneği hesap numaramızdan bizlere desteklerini iletebilirler.”dedi.


EDELSTAAL ŞİRKETLER GRUBU 2023 YILI BAŞARI ÖDÜLLERİ GALASI

EDELSTAAL ŞİRKETLER GRUBU 2023 YILI BAŞARI ÖDÜLLERİ GALASI

Özcan Özbay

Hollanda dan tüm Dünya ya 43 yıldır kaliteli hizmet sunmaya çalışan Edelstaal Şirketler Grubu Bünyesindeki Sim Tronic, 2023 yılında çalışmalarında başarı elde eden personeline ödüller dağıttı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Önceki akşam yine Edelstaal şrketler grubu bünyesinde gıda sektöründe bulunan Icon restorant ta gerçekleşen 2023 Başarı Ödülleri Galasına Şirketin Hollanda da bulunan merkezine bağlı çalışan personel, aileleri ve basın katıldı.

Edelstaal Şirketler grubu bünyesinde görev alan Hasan Seçilmiş ve Reyhan Öztürk ün sunuculuğunu yaptığı gala gecesinde iki Edelstaal müşterisine Türkiye de tatil çekilişi yapılırken, performansları ile çalışma arkadaşlarını geride bırakan personele de plaket verilmesinden sonra davetliler unutamayacakları güzel neşeli bir gece geçirdiler.

Geç vakte kadar devam eden Gala gecesinde davetlilere hitaben bir konuşma yapan Edelstaal Şirketler grubu CEO larından Ertan Torunoğulları 43 yıldır kalitesinden ödün vermeden yoluna devam eden ve sürekli büyüyen Edelstaal Şirketler grubunun başarısının sebebinin Ekip ruhu ile çalışmasına bağlı olduğuna vurgu yaparak “Öcelikle emeği geçen tüm arkadaşlarımıza Edelstaal Şirketler Grubu ve Torunoğulları ailesi adına teşekkür ederim. Yönetim kuruu başkanımız Turgut Torunoğulları da bugün aramızda olacaktı ancak işleri nedeniyle ayın 28 indeki programımıza katılabileceğini belirterek hepinize selam ve sevgilerini iletti. Biz her yıl kendimize yeni hedefler koyuyoruz. Bizimle birlikte olan çalışma arkadaşlarımızada bu hedefler doğrultusunda yaptıkları başarılı çalışmaları ödüllendirmek ve onları daha iyi çalışmaya motive edebilmek için düzenlediğimiz bu başarı ve ödül galamızda Ödülü hak edenlere ödül ve plaketlerini takdim edeceğiz. Gçnül isterdiki herkesi ödüllendirelim ancak bu mümkün değil. O zaman hedeflerin ve başarının bir anlamı kalmıyor. Bu yıl ödül alamayan arkadaşlarımız gelecek yıl için daha başarılı olmak için extra gayret gösterecekler ve seneyede inşallah onlar bu ödüllere layık olacaklar.”dedi.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Ödül ve Plaket töreninin ardından Edelstaal çalışanları ve yöneticileri güzel şarkılar eşliğinde halaylar çekerek geç vakte kadar eylendiler.


Hollanda’da İsrail’e F-35 parçalarının ihracatı tartışılıyor

Hollanda’da İsrail’e F-35 parçalarının ihracatı tartışılıyor

Hollanda’da insan hakları örgütleri, İsrail’e F-35 savaş uçağı parçalarının ihracatının durdurulması talebini reddeden mahkeme kararını temyize götürdü. İnsan hakları örgütlerinin avukatları, Hollanda hükümetinin İsrail’e F-35 parçaları sevkiyatını durdurması talebini reddeden ilk derece mahkemesinin kararını bozmasını istedi.
Hollanda’da insan hakları örgütleri Oxfam Novib, PAX ve The Rights Forum, İsrail’e F-35 savaş uçağı parçalarının ihracatının durdurulması talebini reddeden mahkeme kararını temyize götürdü.

Lahey Temyiz Mahkemesinde yapılan duruşmada, insan hakları örgütlerinin avukatları, Hollanda hükümetinin İsrail’e F-35 parçaları sevkiyatını durdurması talebini reddeden ilk derece mahkemesinin kararını bozmasını istedi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
İnsan hakları örgütlerinin avukatı Liesbeth Zegveld, F-35 parçalarının ihracatının, İsrail’in Gazze’de işlediği “muhtemel savaş suçlarına” Hollanda’nın ortak olması anlamına geldiğini belirtirken, mahkemenin ilk verdiği kararda ihracatı durdurmamasının hukuken yanlış ve eksik bir değerlendirme olduğunu ileri sürdü.

Zegveld, “Devlet, İsrail’e F-35 parçası teslimatını hemen durdurmalı.” ifadesini kullanarak, “Savaş uçakları, Hollanda devletiyle hiçbir alakası olmayan bir savaşta ciddi hukuk ihlallerine yol açabilir.” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarınca Gazze’de ihlaller tespit edildiğini belirten Zegveld, Temyiz Mahkemesinden Hollanda’nın İsrail’e F-35 parçaları sevkiyatını durdurması yönünde karar almasını talep etti.

Mahkeme önünde gösteri

Duruşma öncesinde Lahey Temyiz Mahkemesi önünde toplanan grup, ellerinde ” İsrail’e F-35 parçaları ihracını durdur, Gazze’yi bombalamayı durdur” yazılı pankartla Hollanda hükümetini protesto etti.

Gösteride konuşan Roos Ykema, Hollanda’nın, Gazze’de işlenen suçlardan sorumlu olduğunu savunarak, “Hollanda halen İsrail’e silah veriyor. Hükümetimiz de bu ölümlerden sorumludur. İsrail savaş suçları işliyor ve savaş suçu işleyen bir ülkeye silah vermek yasal değil.” dedi.

Ykema, Hollanda’nın, ABD ve İngiltere öncülüğünde Yemen’deki Husilere yönelik hava saldırısına katılırken Gazze’deki çocukların ölümüne sessiz kalmasına tepki gösterdiklerini, bunun Hollanda’nın, uluslararası ticaretin korunmasını insan hayatının korunmasına tercih etmesi anlamına geldiğini söyledi.

Dışişleri çalışanlarından mahkemeye mektup

NRC gazetesinin haberinde, Dışişleri Bakanlığındaki yaklaşık 20 yetkilinin Mahkemeye gönderdiği isimsiz mektupta, geçici hükümetin Başbakanı Mark Rutte’nin bakanlık çalışanlarına müdahale ederek İsrail’in savaş suçlarının kamuoyu önüne çıkarılmasını engellediği öne sürüldü.



Mektupta, “Rutte’nin müdahalesi o kadar ileri gidiyor ki İsrail’in olası insancıl hukuk ihlalleri gibi siyasi açıdan istenmeyen bilgiler halının altına süpürülüyor.” ifadelerinin yer aldığı belirtilen haberde, NATO Genel Sekreterliği görevini devralmak isteyen Rutte’nin İsrail’in savaş suçlarına karşı sessiz kalarak ABD’nin, İsrail için izlediği çizgiyi devam ettirdiği değerlendirmesine yer verildi.

Haberde, Hollanda Dışişleri Bakanı Hanke Bruins Slot’un, Gazze’de uzun süreli ateşkes çağrısı yapan ikinci BM Genel Kurulu kararında “evet” oyu kullanmak istediği fakat Rutte’den gelen telefon üzerine Hollanda’nın “çekimser” oy kullandığı iddiası yer aldı.

Mahkeme İsrail’e F-35 parçası sevkiyatını durdurmadı
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Mahkeme, 15 Aralıkta açıkladığı kararında, Hollanda hükümetinin, daha önce tesis edilen lisans kapsamında İsrail’e F-35 parçası satışını durdurmak zorunda olmadığını belirtmişti.

Kaynak: AA