spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 40

Hollanda da Organize Suç Şiddeti: Azalan Cinayetler, Artan Patlama Saldırıları

Hollanda da Organize Suç Şiddeti: Azalan Cinayetler, Artan Patlama Saldırıları

Özcan Özbay

Hollanda’da organize suç ve şiddet üzerine yapılan son araştırmada cinayetlerin azaldığı ancak patlamalarla yapılan saldırıların hızla arttığı tespit edildi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Araştırmada, bu saldırıların önemli bir kısmının sanıldığı, aksine organize suçlarla bağlantılı olmadığı, daha çok kişisel anlaşmazlıklardan kaynaklandığı belirtildi.

Bu sonuçlar, 2016-2023 yılları arasında organize suç şiddeti ve patlayıcı saldırıların analiz edildiği “Organize Suç Şiddeti Görünümü” raporunda açıklandı.

Araştırma, Hollanda Polis Teşkilatı’nın Uzmanlık ve Operasyonlar Birimi (LX) ile Soruşturma ve Müdahale Birimi (LO) tarafından yürütülmektedir.

Cinayet ve Suikastlar

Hollanda’da 2016-2023 yılları arasında toplam 965 cinayet vakası kaydedildi.

Bu vakaların 141’i organize suçlar çerçevesinde işlendi. Araştırmaya göre, bu cinayetlerin yarısında önceden planlanmış bir suikastın taşınması. 2023 yılında organize suç cinayet sayısı 13’e düştü; bunlardan sadece 3’ü suikast olarak değerlendirildi.

Kokain Pazarı ve Şiddetli Alan

Araştırmasına göre, organize suç oranının yarısından fazlası kokain ticaretiyle bağlantılı. Suikastların büyük bir bölümü da kokain pazarında yaşanan olaylar ön planda.

Tehdit İçeriden Geliyor

Rapor, suikast emirlerinin çoğunun “kendi kamplarından” ortaya çıktığını ortaya koydu. Suikastların temel sebepleri arasında güven sahibi olmak, çalışmak ve polise ya da adli makamlara bilgi sızdırmak yer alıyor. Araştırmacılar, organize suçlarda tehdidin genellikle rakiplerden olmadığını, aynı ağ içindeki kişilerden geldiğini belirtiyor.

Toplumsal Etki

Her ne kadar suikast sayıları azalsa da, bu tür saldırıların toplumsal üzerindeki etkisi büyük olmaya devam ediyor. Özellikle kamuya mal haline gelmiş zararlılara yönelik saldırılar geniş yankı uyandırıyor. Marengo davası hakkında işlenen cinayetler bunun örnek teşkil ediyor. Bu olaylarda, tanık koruma programında bir kişinin kardeşi, avukat Derk Wiersum ve gazeteci Peter R. de Vries hayatını kaybetti.

Suikastçıların Yaşı

Araştırması, suikastçıların yaşlarının sanıldığı gibi sürekli gençleştiğini gösteriyor. 2016-2023 yılları arasında suikastçıların yaşı düşerken, bu durum daha çok yaşlı başarısızların gelişiminden kaynaklandı. Örneğin, 2017 yılında yaşlı suikastçı 50 yaşında, 2023’te ise 30’a düşmüştü. Başarısızlıkların büyük çoğunluğunun kapsamlı bir suç geçmişine sahip olduğu tespit edildi.

Patlayıcılarla Yapılan Saldırılar

Hızla Artan Vakalar
Hollanda’da yapılan saldırılarla 2021’den itibaren hızla artış gösterdi. 2021 yılında 212 saldırı ortaya çıkarken, bu sayı 2023’te 1017’ye ulaştı. Bu saldırıların %70’inden fazlası Randstad bölgesinde, özellikle Rotterdam, Amsterdam ve Lahey’de gerçekleşti. 2024 yılındaki artış trendinin devam ettiği gözlemlendi.

Kişisel Gizlilikler Öne Çıkıyor

Araştırma, patlayıcılarla yapılan saldırıların önemli bir kısmının organize suçlarla değil, kişisel artışlarla çoğaldığı ortaya çıktı. 2023 yılında analiz edilen vakaların yarısından fazlasının, bireyler arasında “günlük hayatta kalanlar” (örneğin aile içi veya ilişki sorunları) nedeniyle ortaya çıktığı belirtildi.

Cobra Patlayıcıları

Patlayıcı saldırıların %80’inde, içinde patlayıcı toz bulunan yasa dışı havai fişekler (banger’lar) rekorları. Özellikle Cobra markalı patlayıcılar dikkat çekiyor. Bu ürünler, askeri patlayıcılar kadar güçlü, ciddi derecede yıkıcı olabilenlere sahip. Cobra’ların kolay büyümesi ve düşük maliyeti, bu tür saldırılarda operasyonu artırıyor.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Uluslararası Boyut

Hollanda’daki saldırıların yoğunluğu, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sıra dışı bir tablo ortaya çıkıyor. Almanya’da dijital olarak benzer bir dağılım gözlenirken, saldırıların %60’ının siyasi motivasyonlu olduğu belirtildi. Almanya’nın Hollanda’dan çok daha fazla olduğu da gözlenirken, Hollanda’daki durumun benzersiz olduğu vurgulandı.

Ölümlü Vakalar Yok Ama Risk Büyük

Araştırma, 2016-2023 yılları arasında patlayıcı saldırılarda ölümlerdeki olayların meydana geldiğini ortaya koydu. Ancak 2024 yılında, bir saldırganın patlayıcıya yerleştirilmesi sırasında hayatını kaybeden bir vaka yaşandı. Araştırmacılar, daha ciddi sonuçların yalnızca zaman meselesi olduğunu belirtiyor. Çoğu saldırının gece yapılması, potansiyel kayıpların azaltılmasıtı. Ancak militanların ticareti, saklanması ve ciddi tehlikelerin barındırıldığı ifade ediliyor.

Şiddetle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar

Sadece Repressif Önlemler Yeterli Değil
Araştırmacılar, güçlü bir mücadelede sadece polis ve adli tedbirlerin yetersiz olduğunu vurguluyor. Gençlerin şiddet içerikli eylemlerine daha kolay dahil olması, hem organize suçlar hem de bireysel saldırılar açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Patlayıcıların kişisel eşitliğinde kullanılmamasının ise toplumsal bir mesele olduğu belirtiliyor.

Öneriler ve İşbirliği

Polis Yüksek Etki Suçları Program Yöneticisi Jos van der Stap, bu konunun kapsamlı bir şekilde ele alınmasını ifade ediyor. Polis, sadece suçluların yakalanmasıyla değil, yasa dışı havai fişek ticaretini gerçekleştiriyor ve Avrupa’da yeni yasal düzenlemelerin yapılmasına odaklanılıyor. Ancak Van der Stap’e göre belediyeler, okullar, spor kulüpleri ve sosyal medya şirketleri gibi diğer şirketlerin de satın alınması gerekiyor. Örneğin, zararların hukuki düzenlemelerindeki başarısızlıklardan veya yaşı küçükse izlerinden tazmin edilmesi gibi kırılmalar değerlendirilebilir.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Araştırma Hakkında

Bu çalışma, Hollanda Polisi’nin “Organize Suç Şiddeti Görünümü”nün bir parçası olarak gerçekleştirilmiştir. Rapor, Frank Boerman, Ewout Stoffers ve Danijel Tadic tarafından hazırlanmıştır. Araştırma, gelişen, insan ticareti, çevre suçları ve çevrimiçi dolandırıcılık gibi ulusal ulusal güvenlik temaları üzerinde yapılan bir dizinin parçası. Bu raporlarda polisin parçalarının alınmasına rehberlik edilmesi amaçlanıyor.

Nijmegen ve Çevresindeki Okullara Yönelik Sosyal Medyadan Tehdit Mesajı

Nijmegen ve Çevresindeki Okullara Yönelik Sosyal Medyadan Tehdit Mesajı

Özcan Özbay

Hollanda’nın Nijmegen şehri ve yaygın okullara yönelik sosyal medyada dolaşıma giren tehdit mesajlarıyla polisin geniş çaplı bir soruşturması başlatıldı.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Polis, dün itibariyle sosyal medya platformlarında bu tehdit mesajlarının bilgilerini topladı ve bunları incelediklerini açıkladı. Vatandaşlardan, bu tür içeriklerin saklanması amacıyla kayıtların paylaşılmaması istendi. Ayrıca bu tarz tehditlerin yaptırımlarına göre suç olduğunu ve bu fiillerin cezai yaptırımlarla sonuçlanabileceğini hatırlattı.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Yetkililer, bu gibi tehditlerin başka kişiler tarafından taklit edilmesi riskine dikkat çekerek ‘taklitçi’ çoğalmasına karşı uyarıda bulundu. Bu terim, önceki tehditleri kopyalayarak yeni tehditlerin özelliklerini ifade ediyor.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Polis, okullar ve belediye ile yakın iş birliği içinde çalıştığını ve durumunun güncelliğini takip ettiğini belirtti. Güvenlik amacıyla arka plan gerekli prosedürlerin alınması sağlandı. Yetkililer, okulların güvenli olduğunu ve eğitim sistemlerinin normal şekilde devam ettiğini vurguladı.

Hollandalı Yahudi gazeteci Eva Prins’e göre, Müslümanlar daha fazla ayrımcılığa uğruyor

Hollandalı Yahudi gazeteci Eva Prins’e göre, Müslümanlar daha fazla ayrımcılığa uğruyor

Hollandalı Yahudi gazeteci Eva Prins, ülkede Müslümanların Yahudilerden daha fazla ayrımcılığa uğradığını belirterek, İsrailli taraftarların başlattığı şiddet olaylarının hükümetçe “antisemitizm” olarak nitelendirilmesine karşı çıktı.

Selman Aksünger | Amsterdam

Gazeteci Prins, AB Temel Haklar Ajansının “Avrupa’da Müslüman olmak, Müslümanların deneyimleri” başlıklı raporuna göre Hollanda’nın, Avrupa’da Müslüman karşıtlığının (İslamofobi) en çok görüldüğü ülkelerden biri olduğunu kaydederek ülkede Müslümanların Yahudilerden çok daha fazla ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Hollanda’da 30 yıldır serbest gazetecilik yapan Prins, Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı öncesi “Tüm Arapları öldürün” ve “Gazze’de çocuk kalmadı” sloganları atan İsrailli taraftarların saldırıya uğramasının ardından hükümetin olayları antisemitizm olarak nitelendirmesinin, Müslüman ve Fas kökenli vatandaşları hedef almak anlamına geldiğini belirtti.

Aşırı sağcı Hollanda hükümetinin, İsrail’in Gazze’deki soykırımını desteklediğini ve Amsterdam’daki olayları Müslüman karşıtı söylemleri güçlendirmek için kullandığını vurgulayan Prins, yaşananları AA muhabirine değerlendirdi.

“Hollanda’da Müslümanlar, Yahudilerden daha fazla ayrımcılığa uğruyor”
Prins, Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı sonrası Amsterdam’da yaşanan olayların “antisemitizm” olarak yansıtılmasından rahatsız olduğunu, hükümetin, aşırı sağ kanadının olayları Müslüman ve Fas kökenli vatandaşları hedef almak için kullandığını söyledi.

Hollanda’daki siyasi gidişatın endişe verici olduğunu dile getiren Prins, “Şu anda Hollanda’da bir Müslüman olsaydım kendimi güvende hissetmezdim. Antisemitizmin bu amaçla kullanılması beni derinden rahatsız ediyor ve bu nedenle sesimi yükseltiyorum.” dedi.

İsrail’in Gazze’deki soykırımına verilen desteğin başından beri korkunç olduğunu belirten Prins, “Şimdi durum daha da kötüye gidiyor. Müslümanları topluma yeterince entegre olmamakla suçluyorlar. Bazı kuruluşlar, İsrail’in hazırladığı raporlara dayanarak Hamas yanlısı olmakla itham ediliyor. Hükümet soykırımı destekliyor ve parlamentodaki çoğunluğun bunu desteklemesini inanılmaz buluyorum.” diye konuştu.

Prins, Hollanda’daki İslamofobi ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığa ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yakın zamanda yayımlanan AB raporu, Hollanda’nın Avrupa’nın en İslamofobik ülkelerinden biri olduğunu gösterdi. Bu durum uzun zamandır devam ediyor. (Aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert) Wilders’in partisi durup dururken en büyük parti olmadı. Bu duygu, bu his uzun süredir vardı.”

“Holiganların söylediklerini nasıl kınamazsınız?”
Prins, ırkçı ve soykırım destekçisi slogan atan İsrailli holiganların Amsterdam sokaklarında dolaşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek “Instagram’da holiganların ‘Tüm Arapları öldürün’ diye bağırdığı görüntüleri izlediğimde şoke oldum. ‘Gazze’de okul kalmadı çünkü çocuk kalmadı’ gibi korkunç sözler söylüyorlardı.” dedi.

Maçın ertesi günü İsrailli holiganların taşkınlıklarını kınayan mesajlar yerine, olayın “antisemitizm saldırısı” olarak yansıtılmasından duyduğu şaşkınlığı ifade eden Prins, “‘Bu nasıl mümkün olabilir?’ diye düşündüm. Holiganların söylediklerini nasıl kınamazsınız? Bazı Amsterdamlıların bu insanlarla çatıştığını öğrendim ancak bunun antisemitizmle hiçbir ilgisi yok. İsrailli holiganlar, Yahudi oldukları için değil bağırdıkları ve yaptıkları şeyler nedeniyle ve hatta muhtemelen Gazze’deki soykırımı kutlayan İsrail askerleri oldukları için saldırıya uğradılar. Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama olayı ‘antisemitizm’ olarak çarpıtmaları beni şok etti.” diye konuştu.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
“Her fırsatı Müslümanlara kötü bir imaj vermek için kullanıyorlar”
“Aşırı sağcı hükümetimiz, her fırsatı Müslümanlara ve Fas kökenlilere kötü bir imaj vermek için kullanıyor. Antisemitizm meselesinde şunu hatırlatmak gerek: Holokost’u yapanlar beyaz Avrupalı Hristiyanlardı. Bu yüzden Müslümanları antisemitik olmakla suçlamak oldukça şüpheli. Bu, tamamen ayrımcılık ve ön yargıdan ibaret, aynı zamanda bir yalan.” diyen Prins, olayların Hollanda hükümeti tarafından antisemitizm olarak nitelendirilmesine karşı çıktı.

Ülkede aşırı sağcı hükümetin İsrail’deki soykırımı desteklediğini söyleyen Prins, “Şimdi olayı Faslı Amsterdamlıların masum Yahudileri dövdüğü şeklinde çarpıtıyorlar. Bunu Müslümanlara karşı olumsuz bir algı oluşturmak için yapıyorlar ve bunun için Yahudileri kullanıyorlar. Ben durumu böyle görüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Hollandalı siyasetçilerin Yahudilerin kendilerini güvende hissetmedikleri söylemlerinin gerçeklik değeri taşımadığına dikkati çeken Prins, “Kendimi güvensiz hissettiğim olmadı hiç. Kipa takarak veya başka şekilde Yahudiliği görünür kılan Amsterdamlılar adına konuşamam fakat ben hiçbir zaman güvensiz hissetmedim. Filistin’e destek gösterilerine de katıldım ve oralarda da güvensiz hissetmedim.” şeklinde konuştu.

“Sessiz kalmayacağız”
“Sessiz kalmayacağız” başlıklı bildiri kaleme alan Prins, Hollanda’daki medya ve siyasette sadece İsrail yanlısı Yahudi seslerinin duyulduğuna dikkati çekti.

Prins, şu ifadeleri kullandı:

“Soykırım gerçekleştirmekte olan İsrail’e verilen desteği anlamakta zorlanıyorum. Bir Yahudi olarak bu ırkçı holiganlarla kendinizi nasıl özdeşleştirebilirsiniz? Bunu antisemitizm olarak nitelendirmek tam bir yalan. Bir Yahudi olarak kendimi bir anlamda saldırıya uğramış hissediyorum çünkü soykırım yapan ya da soykırımı kutlayan İsraillilerle özdeşleşmek istemiyorum.”

“Tarihimize saygısızlık”
Hollandalı Yahudi gazeteci Prins, Amsterdam’da yaşanan olayların İkinci Dünya Savaşı ile kıyaslanmasına tepki göstererek “Yaşananları İkinci Dünya Savaşı, pogromlar ve Yahudi avı ile kıyaslıyorlar. Ailemin büyük bir kısmı İkinci Dünya Savaşı’nda öldürüldü. Bu holiganların başına gelenlerle İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudilerin yaşadıklarını kıyaslamak tam bir hakaret.” dedi.

Bu kıyaslamanın kendisini çok öfkelendirdiğini dile getiren Prins, “Sağcı, soykırımı destekleyen birkaç holiganın dövülmesini Yahudilere karşı pogroma çevirmek çılgınca. Bu, benim Yahudi kimliğimin ve tarihimin istismarıdır. Bildirimin ana fikri de buydu” ifadelerini kullandı.
DENiZ TV OLARAK IZLE
“Sadece siyonist Yahudilerle görüşüyorlar”
Hollanda yönetiminin sadece belirli Yahudi gruplarıyla görüştüğünü kaydeden Prins, “Şimdiye kadar hem ulusal hükümet hem de yerel yönetimler, sadece siyonist Yahudilerle ve Yahudi örgütleriyle konuşuyorlar. İsrail Enformasyon ve Dokümantasyon Merkezi (CIDI) adında çok güçlü bir örgüt var ve bu örgüt İsrail’in bakış açısını anlatıyor.” diye konuştu.

Prins, Amsterdam Belediye Başkanı ve diğer siyasetçilerin belirli Yahudi gruplarıyla görüştüğünü belirterek “Siyasetin ve ana akım medyanın ağırlıklı olarak siyonist Yahudi sesleriyle konuştuğunu biliyorum.” dedi.

Türk-Hollanda Dostluğu İçin 10 Bin Fidan Dikildi

Türk-Hollanda Dostluğu İçin 10 Bin Fidan Dikildi

Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği, Türk-Hollanda Dostluğu’nun 100. yılı dolayısıyla Muğla’nın Marmaris ilçesinde 10 bin fidan dikimi gerçekleştirdi. Etkinlik, Türkiye-Hollanda Dostluk Ormanı’nda düzenlendi ve katılımcılar fidanları birlikte dikerek dostluğu pekiştirdi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliğince, Türk- Hollanda Dostluğunun 100. yılındaki kutlama etkinlikleri çerçevesinde Muğla’nın Marmaris ilçesine 10 bin fidan dikiliyor.

Türkiye ve Hollanda arasında 1924’te imzalanan Dostluk Antlaşması’nın 100. yılı dolayısıyla, İçmeler Mahallesi’ndeki 2022 yılında oluşturulan Türkiye-Hollanda Dostluk Ormanı’nda fidan dikme töreni gerçekleştirildi.


Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, Marmaris Hollanda Fahri Konsolosu Murat Azgun, Marmaris Orman İletme Müdürü Gökhan Şahin, Hollanda Devlet Orman Dairesi uzmanları, elçilik görevlileri, öğrenciler fidan dikerek can suyunu verdi.

Ektinlik kapsamında yeni fidanların dikiminin yanı sıra hatıra ormanında daha önce dikilen fidanların gelişimi de takip edildi.

NP2E Vakfı’nın yürüttüğü proje kapsamında, Hollanda Wageningen Üniversitesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Köyceğiz Meslek Yüksekokulu öğrencileri bir araya gelerek çalışma yürüttü.

Törende konuşan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, kendilerini dostça bir araya getirenin doğa olduğunu belirterek, dostluğun doğa ile birleştirilmesini anlamlı bulduğunu kaydetti.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Konuşmasını Türkçe gerçekleştiren Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, fidan dikimi yapanlara “kolaylık” diledi.

Wijnands, daha önceki yıllarda oluşturulan hatıra ormanında her yıl fidan diktiklerini hatırlatarak, “Bugün Marmaris’te 100 yıllık dostluğumuzu kutlamaktayız. Bu özel bağları daha da güçlendirmek için bir araya geldik. Bu güzel dostluğumuz sonsuza kadar yaşayacak.” diye konuştu.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Etkinlikler kapsamında hatıra ormanına toplamda 10 bin fidan dikimi gerçekleştirilecek.

Kaynak: AA

Amsterdam’da İnsan Kaçakçılığı Operasyonu: Türk Vatandaşı Gözaltına Alındı

Amsterdam’da İnsan Kaçakçılığı Operasyonu: Türk Vatandaşı Gözaltına Alındı

Hollanda’nın Amsterdam Schipol Havalimanı’nda 44 yaşındaki bir Türk vatandaşı, uluslararası insan kaçakçılığı şebekelerine ekipman temin ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı. Yakalanan kişinin, büyük ölçekli kaçakçılıkla ilgili önemli bir figür olduğu belirtildi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Hollanda’da’nın başkenti Amsterdam’daki Schipol Havalimanı’nda 44 yaşındaki bir Türk vatandaşı, uluslararası insan kaçakçılığı şebekelerine tekne ve ekipman temin ettiği gerekçesiyle gözaltına alındı.


Soruşturmayı yürüten Belçika yargısına göre, yakalanan Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip kişi, uluslararası insan kaçakçılığı soruşturmasında “büyük balıklardan” biri.

Belçika ve İngiltere güvenlik birimleri, Manş Denizi üzerinden teknelerle Fransa’dan İngiltere’ye insan kaçırdığı belirlenen bir suç şebekesini takibe aldı.

Avrupa Birliği (AB) Yargı Kurumu (Eurojust) ile AB Polis Teşkilatı (Europol) öncülüğünde Belçika, Hollanda ve İngiltere’nin katılımıyla bir ortak soruşturma ekibi oluşturuldu.

Belçika’daki Brugge Savcılığı, kimliği saptanan suç örgütü üyeleri hakkında yakalama emri çıkardı.

Ortak soruşturma kapsamında, Çarşamba öğleden sonra Türkiye’den Amsterdam Schipol Havalimanı’na seyahat eden ve Türk pasaportu taşıyan 44 yaşındaki bir erkek gözaltına alındı.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Eurojust’a göre, gözaltına alınan kişi, Fransa’nın kuzeyindeki uluslararası insan kaçakçılığı şebekelerine büyük ölçekli tekne, motor, can yeleği gibi ekipman tedarik eden bir şebekenin lideri.

Soruşturmayı yürüten Brugge Savcılığı’nın talebi üzerine, gözaltına alınan Türk vatandaşı zanlının Belçika’ya iade edileceği bildirildi.

Savcılık yetkililerine göre, Amsterdam’da yakalanan Türk vatandaşı, uluslararası insan kaçakçılığı soruşturmasının “büyük balıklarından” biri.

Savcılık sözcüsü Griet De Perst, Belçika medyasına yaptığı açıklamada, “Zanlının yakalanması, organize insan kaçakçılığına ilişkin en kapsamlı soruşturmalardan birinde önemli bir kilometre taşıdır” dedi.

Şebeke, Türkiye’den tedarik edilen malzemeleri Avrupa’daki insan kaçaklarına gönderiyordu. Eurojust’a göre, suç örgütleri insan kaçakçılığı için Hollanda’yı “hazırlık üssü” olarak kullanıyordu.

Türkiye’den Hollanda’ya getirilen ekipmanlar, buradan Belçika ve Fransa’ya aktarılıyordu. Tekne ve diğer ekipmanlar, sığınmacıların Manş Denizi üzerinden kaçak yollarla Fransa’dan İngiltere’ye götürülmesi için kullanılıyordu.
DENiZ TV OLARAK IZLE
AB Yargı Kurumu’na göre, bu tekneler çok tehlikeli ve açık denizde kullanılmaya uygun değil. Bu yıl, söz konusu ekipmanlar ile İngiltere’ye gitmeye çalışan 50’den fazla kişi yaşamını yitirdi.

Liberale Vielfalt Bayern e.V. Bavyera’da Çeşitliliğin Sesi

Liberale Vielfalt Bayern e.V. Bavyera’da Çeşitliliğin Sesi

Tevfik ŞENDÖL / MÜNİH

Bavyera’nın toplumsal hayatında fark yaratmayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak dikkat çeken Vielfalt Bayern e.V. bireysel özgürlük, eşitlik ve entegrasyonu temel alan çalışmalarıyla Bavyera’nın toplumsal hayatında fark yaratmayı hedefliyor
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
2024 yılının Şubat ayında kurulan Liberale Vielfalt Bayern e.V., bireysel özgürlük, eşitlik ve entegrasyonu temel alan çalışmalarıyla Bavyera’nın toplumsal hayatında fark yaratmayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak dikkat çekiyor. Başarılı bir kadın lider olan Nilgün Stauch’un başkanlığında faaliyetlerini sürdüren dernek, kısa sürede hem yerel hem de ulusal düzeyde etkili bir ses haline geldi.

Liberale Vielfalt Bayern e.V., Almanya’nın liberal partisi FDP’nin değerlerini topluma taşıyan önemli bir organizasyon olmayı amaçlıyor. Dernek, FDP’nin ulusal düzeydeki kollu “Vorfeldorganisation” statüsünü kazanmayı ve böylece partinin çeşitlilik ve entegrasyon politikalarına katkı sunmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, FDP Bayern’in gelecek Parti Kongresi “Bayern Landesparteitag” toplantısında resmen tanınmak ve kabul edilmek için çalışmalar yürütüyor.

Çeşitlilik ve Katılım İçin Çalışmalar

Nilgün Stauch’un liderliğinde, dernek özellikle toplumsal diyaloğu güçlendiren projelere öncelik veriyor. “Toplumsal çeşitliliği bir tehdit olarak değil, bir zenginlik olarak görmek gerekiyor” diyen Stauch, Liberale Vielfalt Bayern’in misyonunu şu sözlerle özetliyor:
“Bavyera’da herkesin eşit haklara sahip olduğu, özgürlükçü bir toplum inşa etmek istiyoruz. Hedefimiz, bireylerin kökeni, inancı ya da yaşam tarzından bağımsız olarak eşit şekilde temsil edildiği bir Bavyera yaratmak.”

Gündemdeki Projeler

Liberale Vielfalt Bayern, yerel topluluklarda etkili bir farkındalık yaratmak için bir dizi proje üzerinde çalışıyor. Özellikle:

“Vielfalt erleben – Bayern bunt gestalten” Çeşitliliği deneyimleyin – Bavyera’yı renkli hale getirin projesiyle, kültürel etkinlikler ve çalıştaylar düzenleyerek toplumdaki ön yargıları kırmayı,

Kadınlar, gençler ve göçmenlerin siyasete katılımını artırmayı, Entegrasyon süreçlerini destekleyecek politik öneriler geliştirmeyi hedefliyor.

Ayrıca, Aralık ayında üyeler ve destekçiler için özel bir Advent Takvimi projesiyle sürpriz hediyeler gönderilecek ve topluluk bağlarını güçlendirmek amacıyla bir yıl sonu etkinliği düzenlenecek.

Siyasette Daha Güçlü Bir Yer

Derneğin en önemli hedeflerinden biri, FDP Bayern ve FDP Bundesebene düzeyinde resmen tanınan bir kuruluş haline gelmek. Bu, yalnızca derneğin siyasi alandaki etkisini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda FDP’nin çeşitlilik, eşitlik ve entegrasyon politikalarına somut katkılar sunmasını da sağlayacak.

Yaklaşan FDP Bayern Landesparteitag toplantısı, Liberale Vielfalt Bayern e.V. için önemli bir dönüm noktası olma niteliği taşıyor. Nilgün Stauch, bu konuda büyük bir kararlılık sergiliyor:
“Liberale Vielfalt, yalnızca bir dernek değil, aynı zamanda FDP’nin liberal değerlerini somut projelerle hayata geçiren bir platform. FDP’nin her seviyesinde daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç var ve biz bu alanda liderliği üstlenmek istiyoruz.”
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Gelecek İçin Bir Vizyon

Kuruluşunun ilk yılında, Liberale Vielfalt Bayern e.V. hem yerel hem de ulusal düzeyde önemli bir aktör haline gelme yolunda büyük adımlar attı. Nilgün Stauch ve ekibi, derneğin yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil, aynı zamanda toplumsal çeşitliliği ve liberal değerleri savunan bir hareket olmasını sağlamak için çalışmaya devam ediyor.
DENiZ TV OLARAK IZLE
2026 yerel seçimleri için hazırlıklarını sürdüren Liberale Vielfalt Bayern, Bavyera’nın geleceğini şekillendirecek politikalar üretme konusunda büyük bir sorumluluk üstleniyor. Stauch’un liderliği altında, dernek yalnızca Bavyera için değil, tüm Almanya için bir örnek teşkil ediyor

Eski Liman Çalışanı Uyuşturucu Kaçakçılığı Nedeniyle Gözaltına Alındı

Eski Liman Çalışanı Uyuşturucu Kaçakçılığı Nedeniyle Gözaltına Alındı

Özcan Özbay

Rotterdam The Hague Havalimanı’nda, Perşembe akşamı 38 yaşındaki bir eski liman çalışanları polis tarafından gözaltına alındı. Polisin açıklamasına göre, Fas kökenli şüpheli, 2019 ve 2021 yılları arasında birden fazla büyük gösteri partisinin girişinde rol oynadı. Şüpheli, kaçak Jos Leijdekkers’e yönelik yürütülen soruşturma sırasında ele geçirilen şifreli mesajlar tespit sayesinde

Uzun bir süre yurt dışında bulunan şüpheli,
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Uyuşturucu Kaçakçılığında Anahtar Rol

Polis, Leijdekkers’ın suç durumunda kilit bir rol oynadığından şüphelendiğini belirtti. Şüphelinin uzun süre limanda kaldığı ve kaçakçılıkta birçok yolsuzluğa karıştığı iddia ediliyor. Ayrıca, dağıtımlarını kolaylaştırmak için limanda görevli bazı yolsuz aktarmalarını kullanarak ön
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Aramalar ve El Koymalar

Gözaltının ardından Rotterdam’da dört farklı adreste arama yapıldı. Bu aramalarda nakit para, lüks saatler ve çeşitli dijital veri depolama cihazlarına el konuldu. Şüphelinin tutukluluk halinin devam edip olmadığına Pazartesi günü karar verilece

Jos Leijdekkers Hâlâ Firarda
DENiZ TV OLARAK IZLE
Haziran ayında Jos Leijdekkers, kokain ticareti ve cinayet emri vermek suçlarından 24 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak Leijdekkers, hayatta kalma mücadelesi ve güvenlik güçleri tarafından aranıyor.

Rotterdam-West’te Kaçak Sigara ve Tatlandırılmış Elektronik Sigara Operasyonu

Rotterdam-West’te Kaçak Sigara ve Tatlandırılmış Elektronik Sigara Operasyonu

Özcan Özbay

Rotterdam-West’teki Franselaan Caddesi üzerinde yer alan dört dükkâna, Perşembe günü Polis, Gümrük, FIOD, Stedin, Çalışma Müfettişliği, Rotterdam Belediyesi ve Hollanda Gıda ve Tüketici Ürünleri Güvenliği Kurumu’nun (NVWA) iş birliğiyle geniş kapsamlı bir denetim gerçekleştiriyor. Dükkânlar, lisans, düzenlemelere uyum ve olası suç faaliyetleri açısından incelendi. Denetimler sırasında kaçak sigara ve tatlandırılmış elektronik sigaralar ele geçirildi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
14 Kasım Perşembe gününden sonra saat 15.15 civarlarında, Franselaan sakinleri ve esnafı, caddeye çok sayıda polisin gelmesiyle büyük şaşkınlıklar yaşandı. Dört dükkândaki olası delillerin yok edilmesi veya suçların gizlenmesini önlemek için, Polis Özel Tim ekibinin hızla devreye girmesi sağlandı. Daha sonra dükkânlarda, özel eğitimli bilgilerle gizli bölmelerde kaçak tütün, istihdam ve sil

Eylül Ayındaki Operasyonun Bağlantısı Ortaya Çıktı

Bu operasyonun temel nedeni, Eylül ayında Schiedam’daki bir garajda çok sayıda kaçak sigara içilmesi ve bir silahlı saldırının gerçekleşmesiydi. Yapılan soruşturmalar, bu garajla Franselaan’daki dükkânlar arasında bir bağlantı noktasının bulunduğunu ortaya koydu. Ayrıca mahalle sakinlerinden, bu dükkânların devam eden saatlerine uymadığı, sağlık sorunları olduğu ve kaçak sigara ile yasadışı içki satıldığı yönünde şikayetler geldi. Bu ihbarlar ve önceki soruşturmaların soruşturması, söz konusu kontrolün tetiklenmesi
DENiZ TV OLARAK IZLE
Kaçak Ürünler ve Cezalar

Denetim sırasında kaçak sigaralar, çeşitli tatlandırılmış elektronik sigaralar ve sahte ürünler bulunuyordu. Tatlandırılmış elektronik sigaralar nedeniyle NVWA, ilgili dükkânlara para cezası kesilirken, kaçak sigaralarla ilgili işlem Gümrük tarafından yürütülüyor.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS

Hollanda da Kitap, Spor ve Kültürdeki Tartışmalı KDV Artışı Şimdilik Reddedildi: Hükümet Alternatif Arıyor

Hollanda da Kitap, Spor ve Kültürdeki Tartışmalı KDV Artışı Şimdilik Reddedildi: Hükümet Alternatif Arıyor

Özcan Özbay

Hollanda hükümeti, kitap, spor ve kültür gibi sektörlerde planlanan tartışmalı Katma Değer Vergisi (KDV) artışı konusunda muhalefetin tepkilerini dikkate alarak, alternatif bir çözüm arayışına girmeyi kabul etti. Böylece KDV artışının geleceği belirsizliğe sürüklenmiş durumda, ancak tamamen iptal edilmiş değil.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
KDV Artışı Planı ve Başlangıçta Belirlenen Hedefler
Koalisyon partileri PVV, VVD, NSC ve BBB, genel çerçeve anlaşmasında spor, medya ve otel konaklamaları gibi alanlarda KDV oranını artırmayı planlamıştı. Şu anda %9 olan düşük KDV oranının, 2026 yılı itibarıyla %21’e çıkarılması öngörülüyordu. Bu artışın, devlet bütçesine ek gelir sağlaması hedefleniyordu.

Eleştiriler ve Siyasi Tepkiler
KDV artışına dair ilk açıklamaların ardından, ilgili sektörlerden yoğun eleştiriler gelmeye başladı. Kitap, spor ve kültür sektörleri başta olmak üzere geniş bir kesim bu artışa karşı çıktı. Hollanda Temsilciler Meclisi’nde de plan yoğun bir siyasi tartışmaya yol açtı. Muhalefet partilerinin çoğu bu artışa ciddi itirazlar sundu ve hükümetin bu önerisinin Senato’dan geçme olasılığı oldukça düşük görünmeye başladı. Zira koalisyon partileri, Senato’da çoğunluğa sahip değiller ve muhalefetin desteği olmadan bu planı onaylatmaları zor.

Kapsamlı Vergi Planını Koruma Çabası ve Muhalefetle Uzlaşma
KDV artışı, hükümetin daha büyük kapsamlı bir vergi planının yalnızca bir parçası. Bu plan, birçok vergi düzenlemesini içeren geniş bir paketten oluşuyor ve 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Muhalefetin desteği olmadan, bu vergi planının tamamen reddedilmesi riski ortaya çıktı. Hükümet, bu durumu önlemek için muhalefetle uzlaşma yoluna gitmek zorunda kaldı ve KDV artışı konusunda esnek bir tutum sergileme kararı aldı.

KDV Artışı Halen Yürürlükte, Ancak Alternatifler Araştırılıyor
Maliye Bakanı Eelco Heinen, önümüzdeki aylarda meclisle birlikte bir alternatif bulmak için çalışacaklarını duyurdu. Bakan Heinen, meclisin talebini “bir zorunluluk” olarak gördüğünü belirtti. Ancak, vergi planında muhasebe açığı oluşmaması için KDV artışı planı şimdilik resmi kayıtlarda yer almaya devam edecek.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Bu düzenlemenin devlet bütçesine toplamda 2,3 milyar Euro kazandırması bekleniyor. Gelirin en büyük kısmı, yaklaşık 1 milyar Euro, konaklama vergisindeki artıştan elde edilecek. Muhalefet, konaklama vergisinin artırılmasına daha ılımlı yaklaşıyor, bu yüzden bu kısmın yürürlüğe girmesi muhtemel. Ancak kalan 1,3 milyar Euro’luk kısmın nasıl karşılanacağı konusunda alternatifler araştırılacak. Eğer alternatif bir kaynak bulunamazsa, spor, kitap ve kültür alanındaki KDV artışının yürürlüğe girme ihtimali halen mevcut.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Koalisyon Partilerinden Uzlaşma Sinyali
Bakan Heinen’in bu açıklamasına ek olarak, koalisyon partileri de yapıcı bir tutum sergilediklerini belirttiler. KDV artışının gerçekleşmesini istemediklerini dile getiren koalisyon temsilcileri, şimdiye kadar alternatif bir çözüm bulma konusunda yeterince çaba göstermediklerini kabul ettiler. VVD milletvekili Wendy van Eijk, çoğunluğu sağlamak için yeterince girişimde bulunmadıklarını belirtirken, NSC milletvekili Nicolien van Vroonhoven “işimizin daha yeni başladığını” vurguladı.

Amsterdam’da 281 Filistin Destekçisi Gözaltına Alındı

Amsterdam’da 281 Filistin Destekçisi Gözaltına Alındı

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da, yasağa rağmen Filistin destekçileri tarafından düzenlenen gösteride, polis 281 kişiyi gözaltına aldı. Protesto yasağına rağmen Dam Meydanı’nda toplanan göstericiler, ‘Özgür Filistin’ sloganları attılar.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da geçtiğimiz hafta İsrailli taraftarlar ve Filistin destekçileri arasında yaşanan olayların ardından gösteriler devam ediyor. Dün akşam saatlerinde protesto yasağına rağmen Filistin bayraklarıyla Dam Meydanı’nda yeniden toplanan protestocular, “Amsterdam soykırıma hayır diyor” ve “Özgür Filistin'” sloganları attı. Hollanda polisi, yasağa karşı çıkarak gösteri yapan protestoculara müdahale etti. Polis tarafından yapılan açıklamada, uyarılara rağmen eylemlerine devam eden 281 göstericinin gözaltına alındığı ve otobüslere bindirilerek bölgeden uzaklaştırıldığı belirtildi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da 7 Kasım’da İsrail’in Maccabi Tel Aviv futbol takımı ile Hollanda’nın Ajax takımı arasında oynanan maç öncesinde ve sonrasında olaylar çıkmış, İsrailli taraftarlar ve Filistin destekçileri arasında şiddet olayları yaşanmıştı. Olaylar sırasında gözaltına alınan 10’u İsrailli 62 şüpheliden 4’ünün hala gözaltında olduğu belirtildi.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Filistin destekçileri, geçtiğimiz haftadan bu yana gruplar halinde gösterilerini sürdürüyor. Amsterdam nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini Müslümanlar oluşturuyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Amsterdam’da 281 Filistin Destekçisi Gözaltına Alındı
Kaynak: İhlas Haber Ajansı