Prof. Arıklı: KKTC’ye Mülkiyet Kıskacı Kuruluyor, Mücadele Sahada Verilmeli
Türk Birliği Dayanışma Derneği (TÜRKBİR) Başkanı Prof. Dr. Güven Arıklı, Almanya’da katıldığı Kanal Avrupa yayınında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik artan baskıları ve mülkiyet krizini değerlendirdi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Mülkiyet Üzerinden Tecrit Politikası
Rum yönetiminin KKTC’de taşınmaz edinen yabancılar ve KKTC’li iş insanlarına yönelik hukuki işlemler başlatmasının ciddi bir krize yol açtığını belirten Arıklı, bu girişimlerin sistematik bir tecrit politikası olduğunu vurguladı.
“Macar, Alman, İsrailli, Türk ya da KKTC vatandaşı fark etmiyor. Rum tarafı, mülkiyet edinen herkesi hedef alıyor. Bu adımlar, yatırımcıları sindirme ve KKTC’yi yalnızlaştırma planının parçasıdır,” dedi.
Arıklı, mülk edinenlerin isimlerinin Interpol aracılığıyla takibe alındığını ve bu durumun ciddi bir tehdit unsuru haline geldiğini belirtti.
Çok Yönlü Engellemeler KKTC’yi Zorluyor
Programda KKTC’ye yönelik diğer kısıtlamaları da gündeme taşıyan Arıklı, doğrudan uçuşların yapılamamasının turizmi, doğrudan ticaretin engellenmesinin ise üretimi felç ettiğini ifade etti:
“KKTC’nin dünya pazarlarına doğrudan ulaşması engelleniyor. Üniversitelerimiz dahi yurtdışında tanıtım yapamaz hale getiriliyor. Rum tarafı, siyasi olduğu kadar ekonomik ve kültürel anlamda da KKTC’nin görünürlüğünü sabote etmeye çalışıyor.”
“Mücadele Ekranlardan Değil, Sahada Verilmeli”
Arıklı, Türkiye’nin garantörlük desteğinin bu süreçte hayati önem taşıdığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Dünyada izolasyon altında dimdik ayakta duran tek yapı KKTC’dir. Ancak bu mücadele ekranlardan değil, sahada verilmelidir. TÜRKBİR olarak 2016’dan bu yana 26 ülkede KKTC’nin vizyonunu ve direnişini anlatmaya çalışıyoruz.”
“Güçlü Türkiye, güçlü Türk birliği, güçlü KKTC” ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Arıklı, Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji mücadelesine ve Kıbrıs’ın bu denklemdeki stratejik rolüne de dikkat çekti:
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
“Mavi Vatan’ın kilidi KKTC’dir. Fransa’dan ABD’ye kadar herkes bu bölgede varlık gösterirken, Türkiye ve KKTC’nin geri durması beklenemez. Hem masada hem sahada haklarımızı korumalıyız.”