DUYARLI TÜRK STK TEMSİLCİLERİ ‘ALINMAK İSTENEN BU KARAR TOPLUMSAL BARIŞI TEHDİT EDİYOR’
Özcan Özbay
Hollanda da hükümetin kısıtlama çalışmalarına karşı HOTIAD, TFN, TICF, UID, TOVER, IGMG-GÜNEY HOLLANDA, IGMG – KUZEY HOLLANDA dan oluşan Türk STK temsilcileri Meclis binası önünde basın açıklamasında bulundu.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
TICF başkanı Ömer Altay ”Hükümetin hafta sonu eğitimi kısıtlaması, temel eğitim hakkımıza bir saldırıdır. Bu haksız uygulamaya karşı Hollanda Parlamento binası önünde yaptığımız basın açıklamasına Vatandaşlarımızın ilgisizliği ve duyarsızlığı karşısında hayal kırıklığına ugradık ve üzüldük. Bu konuda bizimle birlikte yer alan çatı kuruluşlarının temsilcilerine destekleri için teşekkür ederiz.” dedi.
TOVER Başkanı Durmuş Doğan da konu ile ilgili olarak ” Hükümetin bu tutumuna sessiz kalınması sorunları ileriye dönük dahada büyütür. Haftasonu derslerinim kısıtlanması ile başlayan bu dalga kartopu gibi büyüyerek farklı konularıda kapsayarak genişler. Keşke olmasaydı.” dedi.
HOTIAD, TFN, TICF, UID, TOVER, IGMG-GÜNEY HOLLANDA, IGMG – KUZEY HOLLANDA dan oluşan Türk STK temsilcileri tarafından yapılan Basın acıklaması aynen şöyle;
Sayın Kabine, Hükümet,
Bugün burada bulunmamızın temel nedeni, ülkemizde alınan son kararların, sadece eğitim hakkımızı kısıtlamakla kalmayıp, toplumsal yapıyı da olumsuz etkileyecek sonuçlar doğuracağına dair derin kaygılarımızı sizlere iletmek istememizdir. Hükümetinizin, devletin sosyoekonomik ve diğer büyük sorunlarla mücadele ettiği bir dönemde, bilinçli şekilde aldığı bazı kararların, toplumun geniş kesimlerinin haklarına zarar verdiği ve bu kararların toplumsal barışı tehdit ettiği kanaatindeyiz.
Özellikle hafta sonu eğitimlerinin kısıtlanması gibi bir uygulama, bizlere verilmiş olan anayasal hakkımızın ihlali anlamına gelmektedir. Bu eğitim hakkı yalnızca bireysel bir hak değil, aynı zamanda toplumsal gelişim için kritik bir unsurdur.
Hepimiz, bu ülkenin birer parçası olarak eşit haklarla varız. Eğitim, kültürel gelişim ve toplumsal dayanışma anlamında hepimizin fırsat eşitliği temelinde yararlanması gereken bir haktır. Bu nedenle, bu kısıtlamalar, sadece bireyleri değil, toplumun genel yapısını da olumsuz yönde etkileyecektir.
Bu tür kararlar, topluluklar arasında ayrışma yaratacak, insanları birbirinden uzaklaştıracak ve ülkenin birlikteliğine zarar verecektir. Unutulmamalıdır ki, bu topraklarda 60 yıldır birlikte yaşamayı sürdüren bizler, farklı kültür ve kökenlerden gelen, ancak ortak bir gelecek için birlikte çalışan insanlarız. Bizim varlığımız bu ülkenin kültürel ve toplumsal dokusunun zenginliğini oluşturuyor. Ancak, alınan bu kararlar, bu çeşitliliği tehdit etmekte ve toplumsal huzursuzluğu artırmaktadır.
Bu kısıtlamalar, kültürel ve eğitimsel zenginliklerimize vurulmuş bir darbedir. Hükümetin, bu kararları alırken toplumsal bütünlüğü gözetmediği, aksine, topluluklar arasında yeni bir kutuplaşma yarattığı açıktır. Ayrıca, diğer etnik ve kültürel topluluklar arasında bu tür kısıtlamaların neden uygulanmadığını ve hangi gerekçeyle bu adımların sadece belirli bir kesime yönelik alındığını merak etmekteyiz. Bu, adalet ve eşitlik ilkeleriyle çelişen bir durumdur.
Burası bir hukuk devletidir. Eğitim hakkı, ifade özgürlüğü ve temel insan hakları, anayasamız ve yasalarımızla güvence altına alınmıştır. Toplumun her bireyinin eşit
haklara sahip olması gerektiğini unutmamalıyız. Eğitim hakkına yönelik bu tür darbe niteliğindeki adımlar, yalnızca eğitim sistemini değil, ülkenin geleceğini de karanlığa sürükleyecektir.
Ayrıca, Türk toplumunun girişimcilik ruhu ve mali gücü göz ardı edilmemelidir. Ülkenin ekonomik kalkınması ve refahı, girişimci bir toplumun varlığına ve katkısına bağlıdır. Türk toplumu, yıllar içinde büyük bir ekonomik birikim ve başarıya imza atmış, iş dünyasında önemli roller üstlenmiştir. Bu gücün, toplumun daha geniş kesimleriyle de entegrasyon içinde olması gerekmektedir. Kısıtlamalar ve daraltıcı politikalar, girişimcilik ve ekonomiye olan katkıyı engelleyecek, bu gücün potansiyelini sınırlayacaktır. Ülkemizin kalkınması için bu enerjinin, toplumsal uyum içinde ve eğitimli bireyler aracılığıyla daha verimli bir şekilde kullanılabilmesi gerekmektedir.
Bizler, hükümetin toplumun her kesimiyle istişarede bulunarak, kararlarını daha kapsayıcı ve adil bir şekilde almasını talep ediyoruz. Hükümetinizin bu adımlarla, toplumda birliği ve dayanışmayı güçlendireceğine olan inancımızı kaybetmemek istiyoruz. Ancak, toplumsal bütünlüğün bozulması, daha fazla kutuplaşmaya yol açarak, ülkemizin geleceği açısından ciddi tehditler yaratacaktır.
Eğitim ve kültür, toplumu birleştiren temel unsurlardır. Bizler, toplumun tüm bireylerinin eşit fırsatlarla gelişebilmesi için, daha adil ve daha demokratik bir yaklaşım talep ediyoruz. Bu, sadece bizlerin değil, bu topraklarda hep birlikte yaşayan tüm bireylerin ortak hakkıdır.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Son olarak, bizler, toplumun birliğini ve huzurunu koruyacak, eşitlik ve adalet temelinde bir politika izlenmesini talep ediyoruz. Toplumun her kesiminin haklarına saygı gösterilmesi, adaletin ve eşitliğin sağlanması, yalnızca hükümetin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Hükümetinizin bu sorumlulukları yerine getirerek, toplumsal barışı pekiştirmesini temenni ediyoruz.
Teşekkür eder, saygılarımızı iletiyoruz