Rotterdam’da Gelinlik Giyen Kadının Göçmenlik Protestosu: Maja Simišic’in Yaratıcı Eylemi

Rotterdam’da Gelinlik Giyen Kadının Göçmenlik Protestosu: Maja Simišic’in Yaratıcı Eylemi

Özcan Özbay

1997 Almanya doğumlu ve Sırp pasaportu sahibi Maja Simišic, Hollanda’da eğitimini tamamladıktan sonra göçmenlik sistemiyle ilgili zorluklarla karşılaştı. Rotterdam’a ve Willem de Kooning Akademisi’ne duyduğu bağlılığa rağmen, Avrupa dışından gelen öğrenciler için uygulanan göçmenlik kuralları nedeniyle ülkede kalma konusunda sıkıntılar yaşadı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Maja, dört yıl boyunca öğrenci vizesiyle Hollanda’da eğitim aldı, ancak mezuniyetin ardından göçmenlik süreci oldukça karmaşık bir hal aldı. Hollanda’da kalabilmek için iki seçeneği vardı: sanatçı vizesi başvurusu yapmak veya evlenerek oturma izni almak. Ancak her iki seçenek de Maja için gerçekçi ya da arzu edilen çözümler değildi.

Maja, geleneksel evlilik baskılarına mizahi ve sanatsal bir tepki vermeye karar verdi. Bir yaz günü gelinlik giyip Rotterdam sokaklarında rastgele erkeklere evlenme teklif etmeye başladı. Bu performansı, bir sanat projesi ve toplumsal eleştiri olarak kurgulayan Maja, bu sayede göçmenlik sisteminin zorluklarına ve evliliğin kadınlar üzerindeki toplumsal baskısına dikkat çekmek istedi.

Proje, sonunda Rotterdam’daki Depot Boijmans Van Beuningen müzesinin arkasında düzenlenen sembolik bir düğünle sonuçlandı. Bir adamı düğün günündeki damat rolü için ikna eden Maja, bir “rahip” ve düğün pastasıyla gerçek bir tören havası yarattı. Ancak törende mikrofonu eline aldığında, yazdığı yeminleri okuyarak, bu durumun ne kadar absürt olduğunu anlattı.

Maja, gerçekten evlenmeden sanatçı vizesi başvurusunda bulundu, ancak süreç oldukça zorlayıcıydı. On ay süren bekleme sürecinin sonunda vizesini aldı, ancak sadece serbest çalışmasına izin verildi. Şu anda ise beş yıllık bir AB oturma izni başvurusu devam ediyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bu yaratıcı protestosuyla Maja, evlilik ve aile kavramlarının hala neden bu kadar geleneksel bir şekilde ele alındığını sorgularken, göçmenlik sisteminin yarattığı baskıları da gözler önüne seriyor.

Kaynak – Rijmond