spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 95

Hollanda’da Aşırı Sağcı Parti PVV’nin Lideri Martin Bosma Meclis Başkanı Seçildi

Hollanda’da Aşırı Sağcı Parti PVV’nin Lideri Martin Bosma Meclis Başkanı Seçildi

Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (PVV) politikalarını belirleyen Martin Bosma, Temsilciler Meclisi Başkanı seçildi. Bosma, sağ partilerin desteğiyle meclisin yeni başkanı oldu.

Yusuf Özkan, Lahey

Hollanda’da, göç ve İslam karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (PVV) politikalarını belirleyen isimlerden Martin Bosma, Temsilciler Meclisi Başkanı seçildi. Geert Wilders liderliğindeki VVV böylece, 20 yıllık siyasi tarihinde ilk kez bu kadar önemli bir mevki elde etti.

Hollanda’da 22 Ekim’de yapılan erken genel seçim sonrası oluşan 150 kişilik yeni meclisin başkanlığı için aşırı şağcı aday Bosma ile sosyal demokrat ittifakın adayı Tom van der Lee yarıştı.

Sağ partilerin desteklediği 59 yaşındaki Bosma, ikinci turda 75 milletvekilinin desteğiyle meclisin yeni başkanı oldu. Sol partilerin adayı van der Lee ise 66 oy aldı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Hollanda Temsilciler Meclisi Başkanlığı seçimleri, pazarlıkları devam eden sağ koalisyonun ilk adımı olarak değerlendiriliyor.

Seçimlerde 37 milletvekili çıkararak birinci parti olan aşırı şağcı PVV ile hükümet ortaklığını görüşen Dilan Yeşilgöz liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) ve Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB), Bosma’yı destekledi.

Bosma daha önce iki kez yine aynı göreve aday olmuş ancak seçilememişti.

Aşırı sağcı politikacıdan önce meclis başkanlığı koltuğunda Fas kökenli iki kadın siyasetçi Khadija Arib ve Vera Bergkamp oturmuştu.



Wilders’in sırdaşı ve ilk yol arkadaşlarından biri olarak görülen Bosma aynı zamanda PVV’nin kurucularından.

2006 yılından bu yana milletvekili olan Martin Bosma, göç ve İslam karşıtı partinin “ideoloğu” olarak biliniyor.

Bosma, Avrupa’da batılı yerli nüfusun yerini, batılı olmayan kültüre sahip göçmenlerin aldığını savunan “yeniden nüfus ya da ikame teorisi” konusunda sosyal medyada sık sık görüş belirten bir isim.

Bosma daha önce Hıollanda Temsilciler Meclisi’ne ilişkin “sahte parlamento” ve Yüksek Mahkeme’ye yönelik “hukukun üstünlüğünün yüz karası” açıklamaları tartışma yaratmıştı.

Bosma, medyaya yönelik tepkileriyle de bilinen bir politikacı. Gazetecilere yönelik, “pislikler” ifadesi nedeniyle yoğun eleştirialmıştı.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Sol partiler, demokratik ve anayasal devletin tüm kurumlarını hedef alan radikal görüşleri nedeniyle Bosma’nın Hollanda Temsilciler Meclisi’ni yurt içinde ve yurt dışında temsil edemeyeceğini savunuyor.

Bosma ise Wilders gibi ılımlı bir dil kullanarak, “tüm partilere eşit yaklaşan tarafsız bir başkan olacağını” söyledi.

Bosma, teşekkür konuşmasında, “Mütevazi zaferimi, PVV üyesi olmak için büyük bir bedel ödeyenlere adıyorum. İnsanlar işten atıldı, terfi alamadılar, çocukların spor kulüplerine girmesine izin verilmedi. Ancak idealleri uğruna hiç kimse Geert Wilders’tan daha büyük bir bedel ödemek zorunda kalmadı. Ona teşekkür etmek istiyorum” dedi.

Siyaset bilimi ve sosyoloji eğitimi alan Martin Bosma, siyasete görmeden önce gazetecilik ve radyo yöneticiliği yapmıştı.

Arnhem Belediyesi, DENK’in “zabıtalara başörtüsü serbestisi” teklifini gerçekleştiriyor

Arnhem Belediyesi, DENK’in “zabıtalara başörtüsü serbestisi” teklifini gerçekleştiriyor

Arnhem Belediyesi, DENK Arnhem’in öncülüğünde, “zabıtalara başörtüsü serbestisi” teklifini 15 Aralık 2023 tarihinde hayata geçiriyor. Belediye, 2 Şubat 2022’de DENK tarafından sunulan teklifle Arnhem’deki belediye zabıtalarının kıyafet yönergelerini değiştirme kararı alarak, başörtüsü, Sih türbanı veya kipa gibi görünür dini kıyafetleri üniformalarıyla birlikte kullanma imkanı tanıdı.

DENK Arnhem Grup Başkanı Yıldırım Usta, konuyla ilgili açıklamasında, “Teklifimizde, belediyemizin zabıtalara yönelik kısıtlayıcı kıyafet yönetmeliğine sert bir eleştiri getirmiştik. Uluslararası standartlara aykırı olarak dini kıyafet veya sembollerin kullanılmasına izin verilmiyordu. Bu durumu Arnhem için uygun bulmadık. Yürüttüğümüz çabaların ardından alınan meclis kararı ile artık başörtülü Müslüman kadınların Arnhem’de zabıta olarak görev almasının önünü açtık; bu durumdan büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Bu önemli adım, DENK’in toplumsal çeşitlilik ve kapsayıcılık vizyonundan doğdu. Yıldırım Usta, “DENK olarak toplumun her kesiminin eşit temsilini vurgulayarak, kararlı duruşumuzu ortaya koyuyoruz. Toplumsal çeşitliliği kucaklamalıyız. Kıyafet özgürlüğü, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Dini gerekçeyle giyilen kıyafetler, kamu görevlilerinin profesyonel performansına zarar vermez, aksine katkıda bulunur” şeklinde konuştu.
Yıldırım Usta, “DENK Arnhem olarak, bu değişikliğin sadece Müslüman kadınlar için değil, Arnhem Belediyesi’nin hizmet verdiği tüm toplum kesimleri için olumlu etkileri olacağına inanıyoruz. DENK her zaman toplumsal değişimin öncüsü olmuştur; bu gelişmenin diğer şehirleri ve kurumları benzer adımlar atmaya teşvik edeceğini umuyoruz” diye son verdi.

Rotterdam’da Terör Planları Engellendi: 57 Yaşındaki Şüpheli Yakalandı

Rotterdam’da Terör Planları Engellendi: 57 Yaşındaki Şüpheli Yakalandı

Özcan Özbay

Hollanda’da güvenlik güçleri, Rotterdam’da bir terör eylemi planlayan 57 yaşındaki bir adamı sabah saatlerinde gerçekleştirdikleri baskınla yakaladı. Hollanda Terörle Mücadele ve Güvenlik Ulusal Koordinatörü (NCTV), İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın etkisiyle ülkenin terör tehdidi seviyesini 5’ten 4’e düşürdü.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen şüpheli, detaylı bir soruşturmanın ardından gözaltına alındı. Hollanda yetkilileri, vatandaşlarına olayın etkilerine karşı dikkatli olmaları ve güvenlik önlemlerine uymaları konusunda uyarılarda bulundu.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bu operasyon, Avrupa Birliği (AB) İçişleri Komiseri Ylva Johansson’un Noel döneminde Avrupa’nın “büyük bir terör saldırısı riski” konusundaki uyarısının ardından gerçekleştirildi. Olayla ilgili detaylar şu an için tam olarak açıklığa kavuşmamış durumda.


HOLLANDA’DA TERÖR TEHDİDİ SEVİYESİ YÜKSELDİ

HOLLANDA’DA TERÖR TEHDİDİ SEVİYESİ YÜKSELDİ

Özcan Özbay

Hollanda da Terör tehdidi seviyesi yükseltildi. İsrail-Gazze çatışması ve komşu ülkelerdeki saldırılar etkili oldu.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Hollanda Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörü (NCTV) tarafından bugün yapılan açıklamada, ülkede terör tehdidi seviyesinin artırıldığı duyuruldu. İsrail ve Gazze’deki çatışmaların yanı sıra Hollanda’nın komşu ülkelerinde meydana gelen terör saldırıları, terör tehdidi seviyesini 3’ten 4’e çıkartma kararı alındığını gösterdi.



NCTV tarafından yapılan açıklamada, güvenlik otoritelerinin son dönemdeki gelişmeleri değerlendirerek aldığı bu kararın, halkın güvenliğini koruma amacı taşıdığı vurgulandı. Hollanda’da terör tehdidi seviyesi en son 2019 yılında 4’e çıkartılmıştı. Ancak, Ekim ayında NCTV, o dönemde herhangi bir seviye artışının gerekli olmadığını belirtmişti.

Bu son değişiklikle birlikte, güvenlik önlemlerinde artış yaşanması ve kamuoyuna güncel bilgilerin sağlanması bekleniyor. Hollanda’da terör tehdidi seviyesinin yükseltilmesi, ülkedeki güvenlik birimlerinin daha geniş çaplı tedbirler almasını ve vatandaşların dikkatli olmalarını teşvik etmesini amaçlıyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
NCTV, halka terör tehdidi konusunda duyarlı olmaları, şüpheli durumları bildirmeleri ve güvenlik yetkililerinin talimatlarına uymaları çağrısında bulundu. Otoriteler, terörle mücadelede işbirliği ve toplumun katılımının önemine vurgu yaparak, ülkede yaşayan herkesin güvenliği için birlikte hareket etmenin önemli olduğunu belirtti.

HOTİAD HOLLANDA TÜRK GÖÇ TARİHİNDEKİ BİRİNCİ NESİL İZ BIRAKANLARI SEÇİYOR

HOTİAD HOLLANDA TÜRK GÖÇ TARİHİNDEKİ BİRİNCİ NESİL İZ BIRAKANLARI SEÇİYOR

Hollanda Türk Toplumunun Hollanda’ya göç ve yerleşim sürecinde, birinci nesilden bazı isimler öncü olma görevi yapmışlar ve kendilerinden sonra gelen vatandaşlarımızın kendi çektikleri zorluklarla karşılaşmamaları için onlara sendikal ve siyasal haklar, örgütlenme, hukuk, sosyal rehberlik, eğitim, basın, kültür, spor ve girişimcilik gibi değişik toplumsal alanlarda, bir toplum emektarlığı ve öncülüğü yapmışlardır.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Büyük bir özveri ve adanmışlık ruhu ile çalışarak, toplumsal kazanımlar sağlamışlardır. Böylece bu inisiyatifler yeni ülke Hollanda ile bütünleşme de önemli mesafeler alınmasına, sürecin hızlı ve sağlıklı gelişmesine katkı sunmuşlardır.

Bunu göz çnüne alan, kısa adı HOTİAD olan Hollanda Türk İş Adamları Derneği, göçün 60. yılında bu öncü emektarları hatırlamak ve bir program ile onları onure etmek için, Hayatta iseler kendileri, vefat etmiş iseler yakınları ile birlikte olarak, onlara değer bir program düzenleyerek, Hollanda Türk Toplumu adına kendilerine bir şükran plaketi sunma kararı aldı.



Dönemin yüksek bürokratları, siyasetçileri gibi ilgili tüm paydaşların davetli olacağı, anıların canlı paylaşılacağı zengin ve yüksek formatlı bir program tasarlayan HOTİAD, geniş toplumsal tabanlı bir seçici kurul tarafından belirlenecek bu isimleri daha sonra bir noterlikçe derlendirerek Adaylar arasından ilk 10’a girenleri İZ BIRAKANLAR olarak açıklayacak.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
HOTİAD’ın himayesinde gerçekleşecek bu çalışma için Hollanda’daki tüm Türk Sivil Toplum kuruluşları ve fertlerinden, yukarıdaki tasvire uyan, yaptıkları çalışmalar ile iz bırakan, birinci nesile ait, adaylığa uygun isimlerin, başvuru formu ile kendilerine bildirmelerini istiyor. Başvuru formunu www.hotiad.nl sitemizde bulabilirsiniz

BATI TRAKYA’DAN YÜKSELEN SES !

BATI TRAKYA’DAN YÜKSELEN SES !

Tevfik ŞENDÖL/ MÜNİH

Batı Trakya Türklerinin davasını uzun yıllar savunan ve bu konuda onlarca kitap yazan, yüzlerce konferans veren efsane Başkan Özkan Hüseyin Batı Trakya’ya dair yazdığı makalelerden ve verdiği haberlerinden tanınan. Ardından, kurucusu ve yöneticisi olduğu Battam adlı derneğin, ilgi alanına giren bir kısım çalışmaları-araştırmaları kitaplaştırıp, alakalı birim ve şahıslara dağıttığı kitaplardan Batı Trakya Davası’nın yılmaz savunucularından olan Özkan Hüseyin, Uluslararası camia tarafından üç ödülle taltif edildi. Dünya kültürüne üstün hizmet madalyası, Türk dünyasına üstün hizmet altın madalyası ve 9. Altın Saat Kulesi uluslararası ödüllerine sahip oldu.

-Özkan Hüseyin kimdir, kendinizi tanıtır mısınız?

-1947 yılında Batı Trakya’nın Rodop (Gümülcine) vilayetinin Kargılı Sarıca köyünde orta halli bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya gelmişim. İlkokulu köyümde okudum. 1969’da askerliğimi tamamladım.1972 yılında hayatımı kazanmak için Almanya’ya gittim.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
-Köyünüzden ayrılışınız nasıl oldu? Kısaca anlatır mısınız?

– Köyümden ayrılacağımı dostlarıma bildirdiğimde, onların beni ciddiye almayan tavırlarıyla karşılaştım. İçlerinden bazıları, Almanya’da barınamayacağımı, bu zengin yaşantıdan ayrılamayacağımı belirtti. Dostlarımla helalleştikten sonra, büyüklerimin hayır dualarını almak üzere, ev ziyaretlerinde bulundum… Artık, aramızdan ayrılmış büyüklerimi ziyaret etme sırası gelmişti… Köy mezarlığına geldiğimde, ailem ve kendimle yine baş başa kalmıştım. Bir tarafta canım annem, sevgili amcam, dedelerim, diğer aile büyüklerim, komşularım, kısaca beni ben yapan bütün varlığım, beni sessizce uğurlarcasına, sükût hâlindeydiler. Dua edip ayrıldım Babacığım gitmeme karşı olmasına rağmen, beni anlıyordu…

-Almanya yolculuğunuz nasıl başladı?

–İş ve İşçi Bulma Kurumu tarafından bizlere verilen Atina’daki adreste, çok sıkı bir sağlık kontrolünden geçirildik. Daha sonra, kimlerin hangi şehirde, hangi firmaya gideceği belirlendi. Bir gün sonra Patra limanından, Mariane ve Poseidon gemileri ile İtalya’ya hareket ettik. Brindizi limanına vardığımızda bizleri, Almanya’ya sevk etmek için bekletilen, çok vagonlu bir trene yerleştirildik. Tren, tamamen memleketim insanları ile doldurulmuş olup, sanki Batı Trakya Türkleri, bir şekilde göç ettiriliyorlardı… Tren, Almanya’nın ilk durağı olan Münih şehrine vardığında, tarih 28 Kasım 1972 idi. Daha sonra, kimlerin hangi şehirde, hangi firmaya gidecekleri belirlendi. İstasyonda mahşer gününü andıran bir kalabalık vardı. Önceden Almanya’ya yerleşmiş olanlardan bazıları, muhtemelen dostlarını görebilmek umuduyla, istasyona gelmişlerdi.
Orada bulunan Alman yetkililer, tercümanlar aracılığı ile isimlerimizi okuyup, insanları gidecekleri bölge ve firmalara göre ayırıyorlardı. İsmim okunduğunda, MAN kamyon fabrikasına doğru yola çıkmak üzere, bir taksiye bindirildik. Fabrikaya vardığımızda, bizler bundan sonra başlayacağımız bu yeni hayatta, ikamet edeceğimiz lojmanlara yerleştirildik. Bir gün sonra, bizlere bölüm şefleri ve tercümanlar aracılığı ile fabrikada çalıştırılacağımız bölümler hakkında bilgiler verildi. Bizlerle yapılan sözlü mülakatta, öz geçmişimiz ile ilgili sorulardan sonra, insanların fizik yapılarına göre, çalıştırılacakları bölümler belirlendi. Beni bir gün sonra işe başlamak üzere, Raylı Sistem Matkap Makinesi bölümüne verdiler.

–Almanya’daki hayatınızdan bahseder misiz?

–Münih’teki MAN fabrikasında çalıştım. Bu firmadan emekli oldum. Orada bir yandan çalışırken ve iş harici sosyal faaliyetlerimi sürdürürken, diğer taraftan da tahsilimi tamamlamaya çalıştım. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi, Batı Avrupa programında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlara tanınan haklardan istifade ederek, Almanya’da açık ilköğretim okuluna kaydını yaptırarak öğrenimine devam ettim, İlköğretim diplomasını aldım. Ardından Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Lisesi’nde tahsilime devam ettim, lise diplomasına sahip oldum.

Müziğe karşı özel ilgim, merakım var. İlk dönemlerde çeşitli Türk derneklerin bünyelerinde müzik çalışmalarımı yürüttüm. Halk ozanı Âşık Doğanî Doğan Hoca’dan saz dersleri aldım. Sivaslı Ali Özkurt, Ali Meçicioğlu ve Ahmet Mavruk hocalarım oldu.



–Özkan Bey, Sizin çeşitli sertifikalı kurslarla kendinizi yetiştirdiğinizi, seminerler ve hizmet içi eğitimlere katıldığınızı biliyorum. Bu konuda bilgi verir misiniz?

– 14 Ayrı Konuda, Sertifikalı Uzmanlık Eğitimleri aldım. Liderlik Okulunun Sertifikalı Uzmanlık Eğitimleri programları dâhilinde Ankara Gazi Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi 100. yıl salonunda yapılan kurslara katıldım. Liderlik ve Takım Çalışması, Proje Yönetimi, Kriz Yönetimi, Sosyal Medya gibi konularda uzmanlık eğitimi aldım. Uluslararası geçerliliği olan sertifikalara sahip oldum. Hizmet İçi eğitimler de aldım: Osmanlıca Okuma Yazma, Sorunlara Çözüm Önerileri, Bireysel Kariyer Planlaması, Beden Dili Eğitimi, Mülâkat Teknikleri, Diksiyon ve İletişim, Çini Kursu, Yaşam Koç’luğu, Müzik Eğitimi ve İşaret Dili Eğitimi, aldığım hizmet içi eğitimlerdir.
Uluslararası geçerliliği bulunan, IBPDA ve AEC onaylı sertifikalara sahip oldum.
Bazı firmalarının işbirliği ile gerçekleştirilen KARİYERİNİ KAMPÜSTE NETLEŞTİR programı çerçevesinde seminerlere katıldım. Bireysel Kariyer Plânlaması, Mülakat Teknikleri Eğitimi, Uygulamalı CV Hazırlama Eğitimi, Olmaz Böyle Mülâkat (Tiyatro Uygulama), Beden Dili, İletişim ve Yaşam Koçluğu Eğitimi aldım.

-Bu konudaki çalışmalarınızdan dolayı en büyük ödül de sanırım, Birleşmiş Milletlerden aldınız.

– Evet, Aldığım kurs, seminer ve hizmet içi eğitimler uluslararası takdir gördü, 2011 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Kültürüne Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görüldüm, ORDEN ile ödüllendirildim.

-Sosyal faaliyetlerde de bulundunuz, bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Almanya’ya geldiğim günden itibaren, Münih’te bulunan Türk Kültür derneklerinin faaliyetlerine iştirak ettim. Batı Trakya Türklerini bir dernek çatısı altında birleştirmeye gayret ettim. 22 Mart 1981’de Bavyera Eyaleti Batı Trakya Türk Aileleri Birliği’ni kurduk, bu birlik adına, 1988 senesinde eski bir ekmek fırınını kiralayarak orasını Batı Trakya Camii hâline getirdik. Hemen peşinden Batı Trakya Spor Kulübü’nü kurduk. Zamanla, Batı Trakya Folklor Ekibini ve Batı Trakya Türk’ünün Sesi Korosunu oluşturdum; kültür gecelerine katıldım. Batı Trakya Türk Evi’ni kurdum ve hizmete açtım.

BEBTTAB’ı (Bavyera Eyaleti Batı Trakya Türkleri Aile Birliği), BATTAM’ı (Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi) faaliyete geçirdim. Merkezin yayın faaliyetlerini başlattım. Batı Trakya – Dr. Sadık Ahmet Camii’ni hizmete açtım. İLMER’i (İlim ve iletişim Merkezi) BİLMER’i (Bilgi ve Bilgisayar Merkezi) KÜGMER’i (Kültür, Kütüphane ve Gençlik Merkezi) kurdum. Bavyera Türk Sanat ve Kültür Derneği’nin idare ve kültürel çalışmalarında görev aldım. Dernek ve federasyondaki görevim sıfatıyla Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, FUEV, Kopenhag’da İnsan Hakları ve Helsinki’de AGİK toplantılarına katılarak Batı Trakya Türklerinin meselelerini dünya kamuoyuna duyurmaya gayret ettim. İlk katıldığım toplantı, Haziran 1986- İstanbul’da, Avrupa Konseyi Toplantısı oldu. Burada Batı Trakya konulu bildiri sundum. Konferans ve seminerlerimiz peş peşe devam etti. 29 Mart -1 Nisan 1990 tarihleri arasında Güneydoğu Avrupa’da Azınlıklar konferansı (Kopenhag- Danimarka’da) yapıldı. Bu konferans neticesinde, Dr. Sadık Ahmet ve İbrahim Şerif’in hapishaneden çıkmaları ve Batı Trakya’ya gözlemci gönderilmesi sağlandı. Federasyonu temsilin Dr. Sadık Ahmet’in Selanik’teki mahkemesine arkadaşlarımla gözlemci olarak katıldım. Bu arada yabancı gözlemcilerle birlikte Batı Trakya’yı köy köy dolaştık. Önceden kamulaştırılanları ve Şapcılar Bölgesi’nde Türklere ait araziler üzerinde açık hava hapishanesi yapılma bahanesiyle kamulaştırılmak istenen arazileri köy köy gezdik.
Çeşitli Avrupa şehirlerinde düzenlenen açık oturum ve konferanslara katılarak, Batı Trakya Türklüğü’nün haklı davasını anlattım.
Muhtelif gazete ve dergilerde yazılar yazdım. Hemşerilerimi bilgilendirmek için dernek mahalline bazı konuşmacıları davet ederek, çeşitli sohbet toplantıları düzenledim.
Ayrıca, farklı zaman ve yerlerde Türkmen-Yörük şenliklerine konuşmacı olarak katıldım, katılmaktayım.

– Trakya Türkleri, Balkan Türkleri ve Türk Dünyası için yıllardır Almanya’da verdiğiniz kalıcı hizmetler var. Bir başka ifade ile Türk Kültürüne ve Türk Dünyasına kazandırdığınız, 15 kitap çalışmanız var? Bu konuda bilgi verir misiniz?

–Batı Trakya Türklerinin küllenmiş tarihini araştırdık. Tarihçilere birçok belge sunduğumuz gibi, araştırmacıların da önünü açtık. Yayımladığımız 15 kitapta bu çalışmalarımızı belgeledik
Kazandırdığımız Kitaplar şunlardır: 1.Teşkilat ve İdare 2000 Almanya. 2. Batı Trakya Türkleri Basın Yayın Tarihi Üzerine Bir Araştırma 2000, İzmir. 3. Yunanistan Anayasası Türkçe Tercümesi 4. Batı Trakya Fetih Tarihi 1261-1367 / 2002. 5. Batı Trakya Türkleri Basın Yayın Tarihi. 6. Gurbet Batı Trakya Türkleri Şiirleri 7. Batı Trakya Manevi Tarihi I. Cilt. 8. Batı Trakya Türk Kültürü Araştırmaları. 9. Batı Trakya Manevi Tarih II. Cilt. 10. I. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi 11. Gurbette Açık Mezar 12. Azerbaycanda Batı Trakya 13. Azınlıklar Yabancı Unsur mu? Almanca 14. III. Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırılmaları Kongresi 15. Batı Trakya Camileri Ve Hazireleri
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
–Fahri doktora ve profesörlükle ödüllendirildiğinizi biliyorum. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Türkoloji bilimi için önemli bir gelişme ve açılım olan, üç kez gerçekleştirdiğim Uluslararası Batı Trakya Türkleri Araştırmaları Kongresi ve BATTAM olarak yayınladığım bilimsel kitaplar nedeniyle, Azerbaycan hükümetine bağlı bilim kuruluşu VEKTÖR Beynelhalg Elm Merkezi (International Scientific Center) tarafından şahsıma Fahri Doktora payesi verildi. Azerbaycan’ın uluslararası saygın bilim kuruluşunun beratı, 22 Mayıs 2007 günü Gence Devlet Üniversitesi’nde düzenlenen törende, Azerbaycanlı bilim adamları ve öğrenciler huzurunda VEKTÖR Başkanı Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE tarafından takdim edildi. Beynelhalg Elm Merkezi (İnternational Scientific Center) tarafından Yunanistan temsilcisi olarak görevlendirildim. 2011’de fahri profesörlükle ödüllendirildim.

Türk dünyasına yaptığım hizmetler nedeniyle 18 Temmuz 2016’da Azerbaycan ödül komitesi tarafından, Türk dünyasına üstün hizmet altın madalyası ile, ödüllendirildim. 3 Haziran 2012 tarihinde Uluslararası 9. Altın Saat Kulesi Festivali İzmir de yapıldı. Uluslararası 9. Altın Saat Kulesi, Ödülüne layık görüldüm… Ayrıca T.C. Başbakanlık tanıtma fonu tarafından desteklenen, 2016 yılı Türkiye Ünlüleri (bibliyografya) İnternet Sitesinde yer aldım.

Hikmet Gürcüoğlu yeniden Başkan

Hikmet Gürcüoğlu yeniden Başkan

Kısa adı HOTİAD olan Hollanda Türk İş Adamları Derneği yoğun üye katılımıyla gerçekleşen 10. Olağan Genel
Kurulu’nda Hikmet Gürcüoğlu, oy birliği ile yeniden Başkan seçildi.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Yeniden seçilmesinin ardından duygularını ifade eden Gürcüoğlu, ‘Bu görevi layık görülmek büyük bir onurdur.
Sorumluluklarımın farkındayım ve bu görevi gururla yerine getireceğim, HOTİAD için elimden gelenin en iyisini
yapacağım” dedi.

Ayrıca, Hikmet Gürcüoğlu, girişimcilik ruhunu desteklediklerini ve iş dünyasına rehberlik ettiklerini vurgulayarak,
“Derneğimizin gücü, iş birliği ve dayanışma ruhumuzda yatıyor. Üyelerimizin oy birliği ile verdiği destek bizim için son
derece önemli; birlikte hareket etmek, temel ilke ve değerimizdir. Gelecek dönemde birlikte daha büyük başarılara
imza atmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Hollanda Türk toplumunun gelişimine katkıda bulunmayı ve toplumsal eşitliği desteklemeyi hedeflediklerini belirten Hikmet Gürcüoğlu, “Çabalarımızın bir parçası olarak sadece iş dünyasını değil, aynı zamanda toplum içindeki gelişmeyi desteklemeyi amaçlıyoruz. Emansipasyona katkıda bulunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Yeni Yönetim Kurulunda Gürcüoğlu’nun yanı sıra şu isimler yer alıyor;

• Başkan: Hikmet Gürcüoğlu
• Başkan Vekili: Faruk Halıcı
• Başkan Yardımcıları: Veysel Hut, İlhan Döne, Ahmet Kaya
• Genel Sekreter: Arzu Şenel
• Sayman: Abdullah Altay
• Yönetim Kurulu Üyeleri: Abdurrahman Çalışkan, Güven Kurum

Denetleme Kurulu / Disiplin Kurulu ve görevleri:

• Başkan: Behzat Eren
• Denetleme Kurulu Üyeleri: Dursun Kılıç, Zülküf Yılmaz

HOTİAD`DAN HATAY VE ÇEVRESİNE 102 KONTEYNER EV

HOTİAD`DAN HATAY VE ÇEVRESİNE 102 KONTEYNER EV

Özcan Özbay

Hollanda da faaliyet gösteren ve kısa adı HOTİAD olan Hollanda Türk İş Adamları Derneği, 6 Şubat ta Kahraman Maraş merkezli ve 11 ilde yaşanan asrin felaketi seri depremlerden sonra Dünyanın dörtbir yanından yardımseverlerin destekleri ile normal hayata dönme çalışmalarına katkı sağlamak için bölgeye 102 adet Konteyner Ev yaptırdı. Ünlü sanatçı Suavi nin de bölgede fiziki desteği ile başlayan evlerin montaj çalışmalarının sona ermesi ile bölgeye giden HOTİAD heyeti yerel yöneticilerin de katıldığı bir törenle evlerin açılışını ve şahplere teslimini yaptı.

3 Aralık ta Hollanda dan hareket eden HOTİAD heyeti ilk gün konaklamak için İskenderun a geçerek dinlendi. İkinci gün bölgede bir inceleme gezisi yaparak gelişmeler ve yapılanları yerinde inceledi. Heyet öğlenden sonra Hatay Büyükşehir belediye başkanlığını ziyaret ederek Başkan vekili Fedai Yücedağ’ı makamında ziyaret etti.

Hatayspor Başkanvekili Aydın Tokgöz ve Edip Hilmi Aktaş ın da bulunduğu, samimi bir ortamda geçen ziyarette HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu HOTİAD ın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fedai Yücedağ’da bir konuşma yaparak, asrın felaketinin kentte yarattığı etkiyi rakkamlarla anlatarak heyete bilgi verdi.

Hollanda heyeti akşam da Hatay spor Başkan vekili Aydın tokgöz ile akşam yemeğine katıldı.

5 Aralık Salı günü erken saatte açılış için Hatay Serinyol a geçen HOTİAD ekibi burada başından beri projenin ilerlemesini yakından takip eden ve açılış Programının sunuculuğunu da gerçekleştiren ünlü Sanatçı Suavi, yaptığı duygu dolu konuşmasıyla HOTİAD Dostlar Konteyner Evlerinin bu güne dek olan çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Suavi konuşmasında şunları dile getirdi: “Değerli depremzedeler, zor bir süreç yaşadık hep beraber. Burası, zorluğu yaşamış yüzlerce havzanın sadece tek bir hücresi. Çok büyük ve yaygın bir alanda sabaha karşı çaresizliğe yakalandı insanlar. Kendi adıma sırt çantamı alıp geldim buraya. Sağlık sorunlarım olmamış olsaydı buradan hiç ayrılmazdım. Bu kent ile hiçbir özel bağım yok, insan olmanın dışında. Ben buraya arama-kurtarma ve mimarlık eğitimi almış ve bu kentte konserler vermiş, şarkılar söylemiş; bu ülkenin bir evladı olarak geldim. Depreme turne sonrası Diyarbakır’da yakalandım. Sırtımda bir tişört ve bir şortla yangın merdivenden kayarak indim. Yıkımın sadece Diyarbakır’da olduğunu sanmıştım ama, iki saat sonra bütün bölgeyi kapsayan büyük bir felaket olduğunu içim yanarak öğrendim. Bir takım yeteneklere sahiptim bundan dolayı evimde oturup televizyon seyrederek bu zorlu süreci geçirmek bana göre değildi. Ve çıkıp buraya geldim. Adımız pek çok dedikoduya karıştı ama bunlara asla aldırmadan doğru bildiğimi yapmaya devam ettim. Bu gibi durumlarda dedikodu, manipülasyon bir virüs gibi ürer. Ama müthiş bir şey yaşadık, bu süreç önyargıların kırıldığı bir dayanışmaya dönüştü. Ben bu sürece katkı veren, ne Valimizi ne AFAD yetkilisini ne belediyeyi tanımazdım. Tek bir sırt çantası ile geldim koskoca bir ailem oldu. 74 yasında salya sümük ağlayarak gideceğim ben buralardan. O kadar kirli şeyler yaşadık ki, oy kaygısıyla hareket eden ucuz siyasetçiyi de gördük ancak, hiçbir şeye aldırmadan etrafımızda, bütün ailesini kaybetmiş gencecik yiğitlerle bir dostluk kozası orduk ve adını da Dostlar Dayanışma Derneği koyduk. Bu dostluk ilelebet sürecek ama umarım yeni acılar üzerinden filizlenmez, başka sevinç ve keyiflere dönüşür. Bu duygularla, ülkemizi temsil eden makam sahiplerini, ülkemizin konukseverliği ile karşıladığımız Sayın Büyükelçimizi, bu günün oluşmasında maddi desteği bulunan HOTİAD’ın değerli yöneticilerini; onun dışında kapıdaki çöpçüden tiri kullanan şoföre, AFAD’ın çalışanından bu sürece katkı veren isimsiz kahramanlar bir koza gibi ördüler. Hiç kimsenin kişisel becerisiyle, hareketiyle bu gelişmedi. Buradan alnımızın akıyla çıkarsak eğer, burada yaşamını sürdürecek olan insanlar itilip kakılmışlık hissetmeden, ötekileştirilmeden, “bize insanca değer verildi.” diyebiliyorsa; buradaki hazırunun tek kazancı bu olacak. Bu hak ediş, bu ahlâk ve terbiye ile, dayanışmanızdan duyduğum memnuniyet ile hepinizi saygı ile selamlıyorum. Doğukan Valimizin şahsında, devletin bütün kanadına, özellikle bu dayanışma sürecinde gösterdikleri duyarlılık ve insaniyet için yürekten teşekkür ederim.
HOTİAD tarafından sponsorluğu sağlanıp dayanışmaya dönüşen bu 21 metrekarelik mekânlar, üç ayrı grubun birebir faaliyetiyle eşit mesafede omuz omuza çalışmasıyla bu hâle geldi. Kuşkusuz bu koordinasyonları yaparken devletin ayağını her zaman bir dostluk ve dayanışma bilinciyle; hatta zaman zaman mevki gözetmeksizin büyük bir nezaketle yönettiğine tanıklık ettiğim Vali yardımcımız Doğukan Mızrak’a kalbi şükranlarımızı sunuyorum.”

Hollanda’nın Türkiye Büyükelçisi Joep Wijnands, Hatay Vali Yardımcısı Doğukan Mızrak, AFAD bölge sorumlusu, Hatayspor yönetimi, CHP’den Hatay Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Hikmet Çinçin, Hollanda İş Adamları Derneği (HOTİAD) Başkanı Hikmet Gürcüoğlu ile Yöneticiler Faruk Halıcı, Veysel Hut, Behzat Eren, Mehmet Keskin, Abdurrahman Çalışkan, Mümin Gezici, Nafi Keleş, Selçuk Öztürk, Hülya Kaya, Dursun Kılıç, Medya temsilcileri İlhan Karaçay, Özcan Özbay, Selma Keleş, Mehmet Ali Topçu ve Zeynel Abidin Kılıç ın katıldığı açılış töreninde bir konuşma yapan HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu Yapılan herşeyin İnsan olmanın bir gereği olduğuna vurgu yaparak “Soğuk, yağışlı bir gecede çok büyük bir felaket yaşandı, büyük kayıplar verdik, derin acılar yaşattı. Bunun izlerini iki gündür kentte içimiz yanarak, kanayarak gözlemleyoruz. Sizler bu acıyı fiilen yaşadınız bizler de uzaklarda yaşadık. Sizlerle beraber uykusuz kaldık, sizlerle beraber ağladık, yandık. Bunun bir sonucudur ki bu acıların bir şekilde paylaşılması gerekiyordu. Bu proje HOTİAD’ı oluşturan bütün arkadaşlarımızın ortak düşünce ve kanaati üzerine hayata geçirildi. Barınma ihtiyacı en önde gelen ihtiyaç idi. Biz işin bir bölümünü üstlendik, diğer belki de en önemli en ağır kısmı da Suavi Bey, Bülent Bey, Adnan Bey ve diğer görünmez kahramanların omuzlarındaydı. Ben bu projenin bu hâle gelmesinde emeği katkısı olanları saygıyla selamlıyorum, kalbi şükranlarımızı sunuyorum.
Yine derneğimiz, böyle dayanışma ve yardımlaşma adına bir oluşuma destek vermişti. Orada ihtiyaç sahibi insanların gözlerindeki sevinç ve şaşkınlığı gördüğümde, birini mutlu etmenin ne kadar kolay olduğunu düşündüm.

Konuşma yaparken meydanda tek bir ağaç gözüme takıldı. “Allah’ın ağacı” deyip geçtiğimiz o ağaç bile, meyve vererek, tabiatı süsleyerek, toprağı tutarak, gölge vererek bir işe yarıyor. Bizler insan olarak nasıl bir işe yaramayız. Dolayısıyla yaptığımız, insan olmanın bir gereği idi. Bu küçük yardımla bizler sadece yarayı pansuman ettik. Bizler de bunun karşılığında insan olduğumuzu yeniden hatırladık, hissettik. Bizim kârımız da bu. Tekrar geçmiş olsun. En kısa zamanda eskiye döneriz inşallah. Bundan sonraki dönem için biraz daha akıl ve bilime, vicdan ve saygıya önem verir, düşünür, davranır; tedbirlerimizi alır, bu acıları bir daha yaşamayız.”dedi.

Daha sonra mikrofona davet edilen Hollanda Büyükelçisi Joep Wijnands konuşmasında “İhtiyaç olan yardımın bölgeye gelmesi için iki ülke yetkilileri olarak elimizden geleni yapmaya ve bu yıkımın travmaya dönüşmeden anlatılması yardımcı olacağız.” diyerek konuşmasına şöyle devam etti “Kusura bakmayın, sizlere bugün Hollanda’nın yağmurunu getirdim. Bana görev verildiğinde ilk görüştüğüm kişi Hikmet Gürcüoğlu idi.
Bu bölgeye beşinci kez geliyorum. Her gelişimde o yıkımın içimi nasıl acıttığını tarif edemem. Ama insanların hayata tutunmak için verdikleri mücadele ve dayanışma ruhu da bana eşsiz duygular tattırmakta.

Hollanda’nın ülke olarak ayrı bir desteği var ancak orada yaşayanların da büyük bir seferberliği oldu. HOTİAD’ın bu önemli girişiminde hem ihtiyaç sahibi insanlarla hem de bu inisiyatifi alan HOTİAD ile birlikte olmak istedim ve buradayım.

Hollanda, afetin daha ilk anlarından itibaren bölgeye teknik, uzmanlık ve destek amaçlı hizmeti verdi, vermeye devam edecek. Sizi yalnız ve çaresiz bırakmayacağız. Hollanda Türk toplumu ile el ele vererek bütün imkânları kullanarak gereken yardımları büyük bir dayanışma ruhu ile gerçekleştireceğiz ve önümüzdeki süreçte de sizlerle beraber olacağız.

Hollanda Türkiye dostluğu asırlar öncesine dayanıyor. Bu dostluk bu gibi dönemlerde artarak devam ediyor. Omuz omuza vererek bu acıların üstesinden geleceğiz ve yaralarımızı birlikte saracağız. Hepinize ve özellikle HOTİAD’a teşekkür ediyorum.
Büyük bir acı yaşandı. Acının izlerini hâlâ her yerde görmek mümkün. Hollanda Türkiye arasında bu yaraları sarmak, acılara ortak olmak için iki ülkenin insanları ayağa kalktı, âdeta seferber olup iyilik ve yardımda yarıştılar. Bugün HOTİAD’ın da yaptığı şey bu güzellikten sadece bir tanesi. Bunu sadece bugün ile sınırlamayacağız, ihtiyaç olan yardımın bölgeye gelmesi için iki ülke yetkilileri olarak elimizden geleni yapmaya ve bu yıkımın travmaya dönüşmeden anlatılması yardımcı olacağız.”

Programın son konuşmacısı olarak mikrofona davet edilen Hatay Vali Yardımcısı Doğukan Mızrak ise şunları söyledi:

“Bu topraklar, kentimiz, yazılı tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşadı. Sayısal verilerle bu felaketin büyüklüğünü sizlere izah etmeye çalışacağım. 7.7, 7.6 ve 6.8 büyüklüğünde ilimizde yaşanan depremler neticesinde toplam 23.780 vatandaşımızı kaybettik. Kaybettiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Kayıplarımızın yanı sıra şehrimizde 80 bin bina, 250 bin konut tamamıyla yök oldu. Bu durum bir çok vatandaşımızı afetzede konumuna düşürdü ve evsiz kaldılar. Devletimiz, dost devletler, uluslararası ve yerel STK’lar, depremin ilk olduğu andan itibaren tüm imkân, kapasite ve kabiliyetiyle sahalara çıkarak, arama-kurtarma çalışmalarından başlamak üzere, ardından gelecek olan ise, beslenme ve barınma imkânlarına kadar her alanda işbirliği ve koordinasyonla işbirliği içerisinde birlikte çalıştık. Suan içerisinde bulunduğumuz bu şirin konteynir kent de, bu çalışmaların bir ürünü.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Burayı tasarlarken, yapım sürecini takip ederken Suavi Bey’in de dediği gibi zorlu dönem ve süreçler yaşadık. Hem Suavi Bey hem Adnan Bey değerli emekleriyle buranın bu hâle gelmesine vesile oldular. Bizler de devlet olarak bu sürece şahitlik ettik. Birçok çalışma alanı içerisinde birlikte çalıştık. Ama ikisinden de bireysel bir taleple karşılaşmadık. Her zaman Hataylı kardeşlerimizin yaşam kalitesini ve konforlarını geliştirmek, artırmak üzere talepte bulundular. Kendilerine hassaten en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum. Yine siz kıymetli bağışçılarımız olan HOTİAD’ın değerli üyeleriyle iletişim kanallarını kendileri kurdular ve devam ettirdiler. Bugün burayı hizmete açmanın haklı gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Sayın Büyükelçimiz nezdinde Hollanda hükümetine, değerli Başkan Hikmet Gürcüoğlu ve HOTİAD üyelerine, AFAD Müdürü Ali İhsan Bey’e, burada emeği olan işçi, çalışan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İsmi “Dostlar Yerleşkesi” olan bu yerde eşsiz dostluklar da edildi ve bu dostluklar her daim devam edecektir. Konteynir kentimizin afetzede vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Buralar tabi ki geçici barınma alanlarımız. Devlet olarak amacımız, vatandaşlarımızı en kısa zamanda kalıcı konutlara yerleştirmek. Bu süre içerisinde de buralarda konforlu bir yaşam sürmelerini ve yaşadıkları acıları bir nebze unutturmayı ve yaralarını sarmayı amaçlıyoruz. Sizlerin de katkılarıyla bu amaç doğrultusunda güzel bir adım attığımızı düşünüyorum.”

Konteyner kent sakinleri, açılış töreninde duygusal anlar yaşarken, yapılan bu tesisin Hatay’daki ihtiyaç sahiplerine önemli bir destek olacağı belirtildi. Ayrıca, böyle bir dayanışmanın devam etmesi ve bölgedeki ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlaması bekleniyor.

Aynı gün Hatay da bulunan Hollanda nın tanınmıs simalarından Bülent Türker de depremzede çocuklara kışlık giyecek ve ayakkabı dağıttı.

DENK milletvekilleri mazbatalarını alarak göreve başladılar

DENK milletvekilleri mazbatalarını alarak göreve başladılar

22 Ekim’de gerçekleşen Parlamento Seçimleri’nde, Van Baarle liderliğindeki DENK Partisi, tarihinde görülmemiş şekilde yüksek oy alarak beklentilerin üzerinde bir sonuç elde etti. Hollanda’nın neredeyse tamamında oylarını artıran DENK, dördüncü milletvekilini birkaç bin oyla kıl payı kaçırdı. Parlamentodaki sandalye sayısını muhafaza eden DENK, üç milletvekili ile siyasi arenada önemli bir oyuncu olarak yükselmeye devam edecek gibi gözüküyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
DENK Partisi, Stephan Van Baarle liderliğindeki başarılı performansıyla dikkat çekmeye ve siyasi arenada hızla büyümeye devam ediyor. Van Baarle, parti liderliğini devraldığından bu yana gösterdiği etkileyici performans sayesinde, DENK’i siyasi rakiplerine karşı güçlü bir konuma taşıdı. Bir önceki dönemde de DENK adına milletvekili olan Van Baarle, sosyoloji mezunu ve siyasi tecrübesini Rotterdam Belediyesi’nde DENK adına Grup Başkanlığı ve parlamentoda baş danışmanlık yaparak edinmişti.

DENK Partisi’nin seçim başarısı, Van Baarle liderliğindeki partinin yeni nesil genç siyasetçiler ile ortaya koydukları siyasi vizyonun bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca, son dönemdeki siyasi çalışmalarıyla DENK Partisi, özellikle geçtiğimiz dönem bütçe görüşmelerinde Stephan Van Baarle’nın Başbakan Rutte ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’e yönelik yaptığı haklı eleştirilerle dikkat çekti. Aynı oturumda, ırkçı ve İslam karşıtı politikaları ile bilinen Geert Wilders’e karşı da sert eleştiriler yapan Van Baarle, bu tutumundan dolayı geniş bir destek ve olumlu tepkilerle karşılanmıştı. DENK Partisi, özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik politikalarına karşı gösterdiği hassasiyet ve insan haklarına verdiği önem nedeniyle büyük takdir toplamış, hatta bu tutumları sebebiyle tehdit ve suç duyurusuna maruz kalmıştır.



Stephan van Baarle’nın yanı sıra Hollanda Parlamentosu’nda DENK’i temsil edecek diğer milletvekilleri ise Doğukan Ergin ve İsmail El Abassi.

Kamu Yönetimi mezunu Doğukan Ergin, milletvekili danışmanlığı ve iki dönem Schiedam Belediye Meclis Üyeliği’nin yanı sıra Schiedam Belediye Encümen Azası olarak Fen İşleri ve Eğitim gibi önemli konularda idari tecrübeye sahip yetenekli bir siyasetçi.

Ergin, “Parlamentoda ayrımcılığa ve İslam karşıtlığına yer olmayan bir Hollanda için mücadele edeceğim” diyor. “22 Kasım’daki seçimler partimizin aldığı sonuç itibariyle sevindirici fakat ırkçı ve İslam karşıtı Wilders’in partisi PVV’nin aldığı sonuç bakımından Hollanda’daki Müslümanlar açısından dehşet verici bir durum. Bu siyasi tablonun doğuracağı sonuçlar temel haklarımıza yönelik büyük tehlikeler içerecektir. Haklarımıza sahip çıkmak için hayati bir dönüm noktasındayız. İnsanların kökenleri veya inançları nedeniyle dışlanmaları artık son bulması gerekiyor. Parlamentoda, herkesin kendisi olabileceği, ayrımcılığa ve İslam karşıtlığına yer olmayan bir Hollanda için mücadele edeceğim” şeklinde ekliyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Vergi Hukuku Uzmanı ve DENK Partisi adına Utrecht Belediye Meclis Üyeliği yapmış olan İsmail El Abassi, üçüncü sıradan parlamentoya girmeye hak kazanan DENK milletvekili. Özellikle İslam karşıtlığı ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığa karşı çalışmalarıyla bilinen El Abassi, Utrecht’de sayısız hizmete imza atmıştır.

El Abassi, “Toplumuzda ırkçılık ve Müslümanlara yönelik nefret had safhaya ulaşmıştır. Müslümanlar haksız yere kara listelere alınmakta ve camilerimiz yasal olmayan şekilde dinlenmektedir. Bu gidişata dur diyeceğiz” diyor.

Girne’de kumarhane patronu ve şoförünün öldürüldüğü saldırının faili Hollanda’da yakalandı

Girne’de kumarhane patronu ve şoförünün öldürüldüğü saldırının faili Hollanda’da yakalandı

Kuzey Kıbrıs’ta geçen yıl gerçekleşen kumarhane patronu ve şoförünün öldürüldüğü silahlı saldırının faili olduğu belirtilen bir kişi Hollanda’da yakalandı. Zanlının Türkiye’ye iade edilmesi bekleniyor.

Girne’de geçen yıl kumarhane patronu Halil Falyalı ile şoförünün öldürüldüğü silahlı saldırının faili olduğu belirtilen bir kişi Hollanda’da yakalandı.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Hollanda polisinden yapılan açıklamada, Kuzey Kıbrıs’ta çifte cinayet işlediğinden şüphelenilen zanlının, bu hafta başında Lahey yakınlarındaki Zoetermeer kasabasında düzenlenen bir operasyonda yakalandığı bildirildi.

Polise göre zanlı, 8 Şubat 2022’de Girne’de kumarhane patronu Halil Falyalı ile şoförüne yönelik saldırıyı gerçekleştirdi.

Hollanda polisinin, Türk emniyet birimlerinin uyarısı üzerine zanlıyı takibe aldığı ve Zoetermeer’e yerleşmeye çalıştığını tespit ettiği belirtildi.

Çarşamba öğleden sonra Lahey’de sorgu hakiminin karşısına çıkan zanlı tutuklandı. Zanlının Türkiye’ye iade edilmesi bekleniyor.

Girne’ye bağlı Çatalköy’de meydana gelen olayda, Halil Falyalı’nın içinde bulunduğu araç otomatik silahlarla taranmıştı.

Evine yakın bir noktada pusuya düşürülen ve vücuduna 16 mermi isabet eden Falyalı ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Falyalı’nın şoförü Murat Demirtaş ise olay yerinde hayatını kaybetti.



Olaydan sonra, cinayetle bağlantılı olduğu gerekçesiyle Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin de aralarında olduğu 6 kişi gözaltına alındı.

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12 Ekim’de görülen davada, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez hakkında, “planlayarak kasten öldürme” ve “Suç işlemek maksadıyla örgüt kurma ve yönetme” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

Savcı, Ender Yıldız, Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener, Metin Süs adlı sanıkların ise “planlı cinayete yardım” ve “suç örgütüne üyelik” suçlarından 33 yıldan 46 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

Firari sanık Cemil Önal’ın dosyasının ayrıldığı dava, sanıklara savunma yapmaları için süre verilmesi için ertelendi.

Halil Falyalı’nın ismi, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in sosyal medyada paylaştığı videolardaki iddialarla gündeme gelmişti.

Sedat Peker, Falyalı’nın Kıbrıs’ta uyuşturucudan elde edilen para trafiğinin merkezinde olduğunu öne sürmüştü.

Falyalı’nın adı, yasa dışı bahisle de bağlantılıydı. 2016 yılında Türkiye’deki bir yasa dışı bahis operasyonuna dair haberde, Falyalı’nın “Türkiye’yi yıllık 12 milyar dolar zarara sokan bahis çetesini koruduğu” belirtildi.

Halil Falyalı, cinayetten yaklaşık bir ay önce cezaevinden tahliye edilmişti.

Sahibi olduğu kumarhanede çalışan bir kişiyi, kasadan izinsiz para aldığı iddiasıyla önce alıkoymak, ardından darp etmek ve zorla vekalet imzalatmak suçlamasıyla aranan Falyalı, 14 Ekim 2021’de 3 zanlıyla beraber teslim oldu.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bir süre tutuklu kalan Falyalı, kalp rahatsızlığı geçirdiği gerekçesiyle Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

Bu dönemde Kıbrıslı bazı siyasetçi ve iş insanlarına ait olduğunu belirttiği cinsel içerikli görüntüler gündeme yansıdı.

Gazeteci Erk Acarer, “Falyalı’nın cezaevinden çıkmak için pazarlık başlattığı, bürokrat ve siyasilere müstehcen kasetler üzerinden baskı yaptığı iddiaları olduğunu” duyurdu.

Aralık 2021’de Falyalı ve beraberindeki 3 zanlı, haklarındaki davaların geri çekilmesi nedeniyle serbest bırakıldı. 8 Şubat 2022’de de Falyalı’ya yönelik silahlı saldırı gerçekleşti.