spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 582

RAF terör örgütü üyeleri Hollanda’da görüldü iddiası

RAF terör örgütü üyeleri Hollanda’da görüldü iddiası

1980’lerde Almanya’yı karıştıran solcu terör örgütü ‘ Kızıl Ordu Fraksiyonun’un üç üyesi, Hollanda’nın Heerenveen kentindeki bir alışveriş merkezinde görüldüğü iddia edildi.

Leeuwaarder Courant gazetesinde yer alan habere göre, yıllardır Alman polisinin aradığı RAF üyeleri Ernst- Volker Staub, Daniela Klette ve Burkhard Garweg, Heerenveen alışveriş merkezinde görüldü.

Alman polisinin 80 bin Euro ödül koyduğu terör örgütü üyeleri geçtiğimiz hafta ise örgütün üyelerinin Wolvega ve Heerenveen A32 karayolunda görüldüğü haberleri gelmişti.

1970’li yılların başında kurulan Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF), gazeteci Ulrike Meinhof ve Andreas Baader önderliğinde kapitaliz karşıtı birçok eyleme girmişti. Bati Almanya’da etkili olan RAF, alışveriş merkezi kundaklama, politikacı ve işadamı kaçırma gibi şiddet eylemleri düzenledi. Örgüt toplamda 34 kişiyi öldürdü.

Eda Cihan

Rotterdam polisi; Pokemon Go avcıları mahalle güvenliğinde çözüm olabilir

Rotterdam polisi; Pokemon Go avcıları mahalle güvenliğinde çözüm olabilir

Nintendo’nun “ hepsini yakala” sloganıyla piyasaya sürdüğü Pokemon Go ile caddeler meydanlar Pokemon Go avcıları ile doldu. Bu durumu değerlendirmek isteyen Rotterdam polisi, ilginç bir uygulama başlatmaya hazırlanıyor.

Rotterdam polisi, bazı bölgelere yerleştirilecek olan ‘Lure’ modülü ile o bölgeye daha fazla Pokemon avcılarını çekmeyi hedefliyor. Soygunların genellikle dükkânların kapanış saatlerine yakın zamanlarda meydana geldiğini belirten polis sözcüsü, “ örneğin, dükkânların kapanma saatlerine yakın, o bölgelere ‘ lure’ bırakarak pokemon avcılarını yönlendirebiliriz”. Suçluların kalabalık ortamları tercih etmediklerini belirten polis sözcüsü, “ Bu sayede bazı suçların önüne geçebiliriz” dedi. Burada amaç Pokemon go avcılarının gerçek hırsızları yakalaması olmadığını belirten polis memuru, “ Amacımız, vatandaşlarımızın şüpheli gördükleri durumlarda 112 acil veya 0900-8844 polisi aramaları” oldugunu belirtti.

Pokemon Go nedir

Kullanıcıların bulunduğu bölgede GPS aracılığıyla Pokemon yakalamasına, yakalanan Pokemonlar’ın diğer oyuncuların canavarları ile dövüştürmeye ve takas etmeye uzun veren Pokemon Go, akıllı cihaz için tasarlanmış mobil bir oyundur.

Eda Cihan

AB Türkiye burslarını iptal etti

AB Türkiye burslarını iptal etti

AB tarafından verilen Jean Monnet bursunun önümüzdeki akademik yıl için iptali siteden duyuruldu.

Ankara tarafından yapılan değerlendirmede “Türkiye’deki son gelişmelere bağlı olarak Programın hedef ve amaçlarına ulaşılmasının mümkün olmayacağı değerlendirilerek ihale süreci (2016-2017 akademik yılı uygulama süreci) Programın itibarının tehlikeye atılmaması amacıyla iptal edilmiştir” ifadeleri yer aldı.

Jean Monnet bursundan geçen sene 170 kişi faydalandı 1989’dan bu yana aralıksız verilen Jean Monnet burslarından sadece öğrenciler değil, Kamu sektörü çalışanları, özel sektör çalışanları da yararlanabiliyordu.

En az 3 ay, en çok 12 aylık süre için verilen burs ile, Avrupa Birliği bursiyerlerin AB üyesi ülkelerdeki bir üniversitede veya üniversiteye eş değer bir kuruluşta yüksek lisans öğrenimi görmeleri ya da araştırma programlarına katılmasını sağlıyordu.

Bursun yüzde 60’ı kamu sektörüne, yüzde 30’u üniversitelere, yüzde 10’u da özel sektöre veriliyordu.

ABD’li Fulbright bursları da iptal

New York Times gazetesinin haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği Fulbright bursuyla Türkiye’ye gitmek isteyen Joanna Birkner isimli bir genç, geçen ay Türkiye’ye yönelik bursların bu öğretim yılında iptal edildiği yönünde bir e-posta aldı.

Darbe girişiminden 10 gün sonra 25 Temmuz’da gönderilen e-postada, bursun ‘Türkiye’deki güvenlik durumu’ nedeniyle iptal edildiği kaydedildi. Birkner’ın yanı sıra Fulbright bursuyla İngilizce öğretmek üzere Türkiye’ye gelmeyi planlayan yaklaşık 80 ABD’linin de bursunun iptal edildiği belirtildi.

Ulusal Güvenlik Eğitim Programı kapsamındaki Boren bursunun da aynı şekilde iptal edildiği kaydedilirken, ABD Dışişleri’nden bir sözcü ABD ve Türkiye arasındaki öğrenci değişim programlarının da askıya alındığını duyurdu. Öğretim üyesi yetiştirmeye yönelik Fulbright bursları ise yapılan değişiklikten etkilenmedi.

20. YILA DOGRU

0

20. YILA DOGRU

Radyo Deniz bundan tam 19 bucuk yil once kuruldu. Aslinda 1994 yilinda Turkiye de ilk özel Radyo ve TV lerin acilmasiyla yayin hayatina baslayamistik. Dogu Marmara bolgesine hitap eden Radyo Deniz o zamanlar Deniz FM di. 1997 yilinda yeniden Hollanda ya gelisimle burada da buna benzer bir calisma dusundum.

Cok arastirma yaptim ve ozamanlar ismi MOR olan Rotterdam belediyesine bagli kablodan yayin yapan bir radyonunTurk redaksiyonunda yeniden yayinlara basladim.

Sonra internet araciligi ile Amerika da bir Turk ile tanisip dusuncemi soyledim, o da bana bunun olabilecegini anlatmasiyla internetten yeniden Radyo Deniz olarak yayina basladim ve o gun bu gun hala devam ediyoruz.

ilk baslarda limitli dinleyici kapasitesi ile yayin yaparken 1999 yilinda tamamen kendi serverlerimizde limitsiz dinleyici kapasitesi ile devam ettik.

ilk kurulusumuzun 20 yilina yaklasirken halen bu kadar uzun soluklu Dunyadaki birkac kisisel Radyo ve TV yayini yapan kurumlardan biri olarak yayinlarimiza hem radyo hemde tv olarak devam ediyoruz.

Bu sure zarfinda neler olmadiki, onlari anlatsam sayfalarca yazmam gerekir. Ama guzel olan yani suan tum Dunya da Turkce yayin yapan bir cok radyo yayininin kuruculari bizlerle (kisa yada uzun) calistiktan sonra bu radyolari kurdular.

Turkceyi korumak, Turk dil ve ananelerini hatirlatmak amcli ciktigimiz bu yolda 20. yili geride birakiyoruz. Hollanda da olsun Dunyanin bircok ulkesinde olsun bizimle kisada olsa birlikte calistigimiz arkadaslarimiz oldu bu vesile ile hepsine tek tek tesekkur etmek istiyorum.

Bunca yil 7/24 canli yayinlarla, Hollanda da yasayan Turkleri ilgilendiren Haberler pesinde kosarak devam eden bu kosturmacamiz bundan sonrada devam edecek insallah. Ama Gecen 20 yilda gorduklerimizi, edindigimiz tecrubeleri sizlerle paylasmak istiyorum.

Ornegin Biz Turkler yakindakinin kiymetini hic bilmeyen, ama zorda kalinca emri vaki bile olsa isini yaptirmaya calisan insanlariz. Dahada acmak gerekirse, siz isinizi en iyi yapmaniza ragmen yaptiginiz isi yaptirmak durumundaki bir yakininiz tanidiginiz bu isini siz orda dururken ta uzaklarda ve guzel paralara baskalarina yaptirir. Olasi bir aksamada ise imdat jokeri siz olrusunuz. He simdi “yapma kardesim sende ozaman”diyebilirsiniz. Ama bu meslek biraz farkli bir meslek bunun terbiyesini aldiginizda kimseyi yari yolda birakmamaniz gerektigini ogreniyorsunuz.

Bu meslek son yillarda (ozellikle Hollanda da ben icine girdigimden beri) birileri tarafindan ayristirilmaya, kutuplastirilmaya, ocularci bucularci yapilmaya calisiliyor ve bundada basari katediliyor. Hatta artik parasi olan isadamlari gazeteciyim diyen insanlari yaninda fotografci gibi gezdiriyor. Meslekteki arkadaslarimin bir kismi bunu kendi cikarlari icin kullaniyor, kimi senede birkac kez beles Turkiye ye gidip gelmek icin, kimiside ayda 1-2 kez beles restoranta gitmek icin.

Bu bolum igneyi kendimize batirma bolumu gibi oldu ? simdi bana kizacaktir bazi arkadaslar ama kizmasinlar. Bu meslek cok onemli. Normal vatandasin yarin ogrenecegini bugun bilen insanlardir Gazeteciler. Ama burda degil.

Karsi taraf yani isadamlarida enteresan Hollanda da. Adamin isyeri var Allah daha cok versin, iside iyi adam diyorki benim reklama ihtiyacimyok. ? yahu koskoca Coca Cola, Mercedes ve daha ismini sayamayacagim dan cok dunya capi sirketler, holdingler cokmu aciz durumda da reklam veriyorlar. Ama bunu anlatamassiniz. Anlatsanizda dinlemezler ?

Burda yasayan neredeyse tum isadamlarini, STK temsilcilerini yoneticileri tanirim. itina ile hic birinle gidip parasal bir iliski icine girmemeye dikkat ederim. Eeee Ozcan size reklam lazim degilmi diyenlerin sesi geldi kulagima… lazim tabiki ama siz dogru oldugunuz da, Akli basinda, isine hakim insanlar gelip sizi buluyor. Reklamlari ile onlar size, sizde onlara destek oluyorsunuz. Ama bunun yaninda “ben oyle buyukum, cok unluyum, acayip taninmisim” diyenleriylede biraraya geliyorsunuz. Hatta o kocaman adamlar (!) size borclu bile oluyorlar ve sonra bunu inkar bile edebiliyorlar.

Nasil olur demeyin. Burada profesyonelligin onemi ortaya cikiyor. Profesyonellikte dil, din, irk, hemseri, dayi, emmi falan yok. Birinle bir is icin anlasirsiniz oturup kagidi yazar imzalatirsiniz is biter. Odemezse verirsiniz icraya avukata olayi onlar cozer. Ama benim gibi agizdan cikan soze kiymet verdiginizde de bir gun gelir boyle dolarsiniz. O kocaman adamlarin bir foto karesine girebilmek icin nasil yanindakini iterek yan yan yengec gibi yurudugunu gorursunuz. Sonra dersiniz ki “Bosverrr, bir gun herkes hak ettigini alir”

20. yila girmeye hazirlanirken icimden bu yaziyi bu duygularimi siz dostlarla paylasayim istedim. Kendini evinde ozel yaptirdigi kocaman gosteren aynalara bakarak buyuk sananlardan ne kadar yoruldugumu bilmenizi istedim. Kendi ayakkabisini bile baglamaktan acizken bisey oldugunu sananlardan yoruldugumu anlatmak istedim.

Ahada anlattim icimi doktum ?

Mubarek Ramazan da yiz ya derdimi boyle bosalttim icimden idare edin ?

Ramazandan sonra benyine icime depolarim ama gelecek yila yeni Zubukleride ekleyip yine sizle dertlesirim kesin.

Kalin saglicakla ?

OSMAN PAMUKOĞLU, MÜZE EV, BÜYÜKELÇi

0

OSMAN PAMUKOĞLU, MÜZE EV, BÜYÜKELÇi

Şimdi bu başlığı görünce hoppaa buda ne şimdi diyeceksiniz… Bu su; geçtiğimiz hafta oldukça yoğun geçen bir hafta idi.

Hem siyasetten insanlar Hollanda da idiler hemde güzel gelsimeler yaşandı.

Öncelikle bir önceki hafta istanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı sadece Dünya da tek olan kişisel Bülent & Buğra Türker Özel Çanakkale Ev Müzesi ni görmeye geldiler.

Evet, yanlış okumadınız… istanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı sayın Hasan Akgün günü birlik olarak Değerli dost Bülent Türker`in çabalarıyla, kendi imkânlarıyla açtığı neredeyse 110 gün devamlı olarak misafir ağırladığı, her gelene çay-kahve ve ikramda bulunduğu bu ev müzesini görmeye geldi.

Benim Hollanda da yaşayan değerli Halkımın malesef kahveden yada onun bunun dedikodusunu yapmaktan kıçını kaldırıp, suraciktaki bu yeri görmeye gitmemesine karşın, olaya değer vererek duyduğu şeyi şaşkınlıkla görmeye gelen Büyükçekmece Belediye başkanı sayın Hasan Akgün u yürekten kutluyorum.

Bu arada 110 gün açık kaldığı süre içinde müzeyi ziyaret eden tarihine, geçmişine sahip çıkan değerli ziyaretcileride aynı değerde kutluyorum.

Ama…

Bu ülkede benim ülkemi en üst düzeyde temsil eden Büyükelçim var. Şimdi kendisine sormak istiyorum, istanbul büyükçekmece belediye başkanı ta istanbuldan gelip günü birlik bu müzeyi gezip, kendi imkânları ile ne yapabileceği konusunda düşünerek geri dönerken, yada bu ülkeye gelen MUHALEFET MiLLETVEKiLLERi nin çoğu bu müzeyi ziyaret edip, durumu bir şey yapamayacaklarını bildikleri halde Türkiye ye, Meclise götürürlerken, siz bir kere dahi olsun gidip yalandan da olsa, göstermelik te olsa gidip şurayı görmemiş olmanız beni uzuyor. Normalde sizin katıldığınız diğer organizeleri gözümün önünden geçirince sizin sanata, sanatçıya, tarihe, vatan-millet olgusuna değer evren biri olduğunuzu bildiğim için belkide bu üzüntüm. Ama gönül sizi orada da görmek istiyor… KEYF SiZiN…

Pamukoğlu da demistik ya hani başlıkta…

Pamukoglu öyle haberlerde görüldüğü gibi “AŞALIM”, “KESELiM”, ÖLDÜRÜN, VURUN, YAKIN YIKIN diyen bir caniden öte, şakayı seven normal bir adammış… Hollanda ziyareti bana ilk gözlem olarak bu on yargıyı ( belkide öyle gösterilmek istendiği için biz öyle gördük hep) kaldırdı.

Yüreği Boyundan büyük adam geldi, müzeyi gezdi, insanalrla sohbet etti, konferans verdi, kitaplarını imzaladı ve gitti…

Arkasında onu yeni yeni seven bir çok kişiyi bırakarak gitti.

Size gösterilenle yetinmeyin, biraz araştırmacı olun, bakın o zaman Dünya daha güzel görünecek diyerek gitti..

Hollanda da güvenlik nedeniyle çok tanıtımı yapılamadı belki, ama salon hınca hınç dolu olunca insan bir ohhh çekiyor, neden mi?

insan kendi kendine diyorki, “Halen Vatanını seven, Sahip çıkmak için çabalayan insanlar varmış… Hepsine yürekten teşekkürler.”

VATAN i Ev almak gibi düşünmeyin… VATANINIZ VARKEN SiZ SAHiP ÇIKIN Ki, BAŞKALARI BUNA CESARET BiLE EDEMESiN…

Şimdi Bu yazıyı yazdım diye sayın büyükelçim bana kızacak hatta aforoz bile decektir ama, dost böyledir işte hep ACI SÖYLER…

Kalın Sağlıcakla…

EKLEME…

Ben kosturmaca icerisinde Altin Lale FIlm Festivali hakkindaki dusuncemi yazmayi unutmusum… Bu yil 4. Altin Lale Film Festivali onceki gun yine muhtesem bir Resepsiyonla acildi.

Bazilarinin RESEPSIYON GRUBU dedikleri ama normalde degerli insanlar ordaydi… Son gune kadar diger bir kac sehir de de gosterimi yapilacak filmler var bakalim RESEPSIYON grubuna kizan normal vatandaslarimizin kaci bu guzel organizeye katilarak sanati ve sanatcilari alkislayacak.

Not : Film Festivalinin Resepsiyonunda Buyukelcimiz ile Baskonsolosumuzu birbirlerine biraz soguk gorduk, umariz oyle bir sey yoktur.

DISARDAN BAKINCA NEDEN SALAK GÖRÜNÜYORUZ

DISARDAN BAKINCA NEDEN SALAK GÖRÜNÜYORUZ

Dunya da hizli dusunup karar verebilen sayili irklardanbiri olan biz Turkler son donemlerde hem icerden hem disarda SALAK gorunuyoruz gibi geliyor bana…

Tabi bunu goren simdi hoplayacaktir bu nasi yazi diye…

Yahu bir baksaniza icerde olanlara… Dun denilenlerin hic biri bugun soyleyenler tarafindan kabul edilmiyor…

Yuzde 49 la gelen basbakan sutlandi ( bu arada yigidi oldurup hakkini yememek lazim. Eger bizlerin anladigi gibi Basbakan Davutoglu “Kayitsiz sartsiz dediginizi yapamam, dogru dogrudur”deyip ortaya hic umulmadik bir tavir koyduysa ve bu nedenle gorevinden alindiysa bu tavrindan oturu alnindan opmek gerekir.)

Daha 2 yil once Basbakanin Peygamber tarafindan gorevlendirdigini soyleyen derin hocalar (!) simdi sirtini mevcut duruma donup gobegini kasiyor.

Diger yandan ulkemizde biz trafik kazalarina verdigi kurbanlarla dunya capinda un yapmis bir milletiz biliyorsunuz…

Daha dune kadar gunluk 5-10 trafik kurbani haberi duymayinca sasirirdik, simdi ise gunde en az bir Sehit haberi duyarak, savasin direk icinde olmadigi soylenen ama sicak savaslarda verilmeyecek boyutta kayiplar veren bir ulke olarak yine konusulur olduk.

Yuregimiz yanar, haberlerde sehit ailelerinin gozyaslarina ortak olurken simdi sehit haberlerini dinleyerek kahvelerde okey oynamaya devam eden bir enteresan millet durumundayiz.

Suriyeli multecilerin yurdumuzu akin akin terk etmeye basladigi donemlerde etekleri tutusan Avrupa Multecileri gondermememiz hatta geri almamiz icin bize vaad ettigi hem para destegi hemde Vize serbestisi elma sekerini simdi geri cekmekle mesgul.

Aslinda bunu tek tarafli duyduklarimiz ile bildigimiz icin tam bir sey demektende cekiniyorum cunki, bu hakkimizi zorla kopardik diyebilmek icin arada olmadi, vazgectiler, vermiyorlar gibi mini varyatalarda yapilabilecegi hep aklimin bi rucunda duruyor. Yarin obur gun vizesiz dolasim gerceklesirse bizim cok kahraman yoneticilerimiz “zorla da olsa bakin soke soke aldik”diyerek yine “Calsalar bile yol yaptilar “diyen kuzucuklari bir sure daha hipnoz altinda tutacaklar.

Bizler Yurt disinda yasayan Turkleriz. Uzaktan yakindan siyasetle ugrasanlar gelip su durum ne oldu, simdi Turkiye ne yapacak gibi sorular soruyor ve biz artik ne onlara akillarina zarar vermeden bir cevap verebiliyoruz nede kendimiz bazi sorularin cevaplarini bulamiyoruz.

Kisacasi biz bile kendimize baksak Salak bir durus icindeyiz.

Hep mi hukumet Ozcan ayip yahu diyenleride cevaplayayim…

Bana gore suanki Muhalefet denilen kuklalar Cumhuriyet doneminden bu yana gelmis gecmis en Salak muhalefet olarak Turkiye Cumhuiryetinin tarihine kara kalemle yazilmislardir.

14 yildir 3-4 secimde yerini korudugunu ikinci parti oldugunu savunan adam ne kendi cekip gitti, nede o koskoca Ataturk un partisi bir alternatif lider bulup adami gonderdi.

MHP de ise durumlar daha vahim… 4 kisi cikip bu sekilde gitmez MHP genel kurula gitmeli deyip ciktiklari yolda Memleketimin mahkemelerinin biri tamam hade gidin genel kurulu yapin derken ayni statudeki baska bir mahkeme hiii sakin haaa genel kurul falan yapamazsiniz diyor…

Genel baskan ise otomatik okuma camlarindan okumayi yeni basarmisligin verdigi mutluluk ile Genel kurul hakkinda ne diyeceksiniz diyen Gazetecilere “Hangi genel kurul” diyerek yurt icindede ne kadar salak gorundugumuzu onayliyor…

Durum bu kadar Salak bir cercevede… Bakalim sonu ne olacak…

Yeni yaziya kadar umarim Salak goruntumuz gider yoksa alisirsak biz aliskanliklarindan cabuk uzaklasamayanda bi rmilletiz … buda beni korkutuyor…

Esen kalin…

Herşey çok hızlı mı gelişiyor ne?

Herşey çok hızlı mı gelişiyor ne?

Bu yazımda sakin, üsluplu ve örnekli birşeyler yazmak istiyorum.
Sanırım bende Türkiye de yaşayanlar gibi Paranoyak oldum.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan olayları tek tek sıralayalım şimdi sizde bana hak vereceksiniz.
ilk önce Rusya ya bir mektup gitti bizimkiler biz yazmadık falan desede özür dilendi işler yoluna girmeye başladı.
Sonuç güzel ama özür dilemek durumu muhalifçe malzeme edildi, hemen ardından Mavi Marmara gemisi ile israil arasında yaşananlar geldi gündeme… Bizim Cüneyt Arkın`lar özür dileteceklerdi, yaşamlarını yitiren 9 kişinin ailesine tazminatlar ödeteceklerdi, ana bir baktık ki çok yakın kanka oluverdik israil ile. Halk beyninde yanan kabloları temizleyip tam “Len neler oluyor, hani biz bu israille kanlı bıçaklıydık ya bu ne şimdi” diye düşünecek tam o sirada Terör saldırısında şoku atlatıp yasa giriyorduk ki bir baktık Terör bizi bu kez kalbimizden vurdu. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan dili varıp Atatürk Havaalanı diyemeyip Yeşilköy desede Zambibya`dakilerin bile bildiği Atatürk Hava alanında meydana gelen ve 44 kişinin yaşamını yitirdiği o acı gün ve ardından ülkesel yaş ilan edilmesine önce isyanlar edip sonra üzülmeye başlayacakken de bir baktik ki hiç bir şey olmamışcasına, bayram havasında bir köprü açılışı yapılıyor ve ülkenin uzaktan kumandalı başbakanı “bugün bayram bugün bayram öncesi bayram günü” diye başlayan bir konuşma yapıyor…
Yazarken bile kalbim sıkısıyor…
Sinirleniyorum…
Küfrediyorum…
Ama elden bir şey gelmiyor…
Ben böyle yapınca da bunu yapanları yüce, ulu, tanrısal yaratık olarak görenler bana kızıyor… “Size
yaranılmaz… adamlar bak köprü açtı daha ne istiyorsunuz yuh size “diyorlar.
Uğraşıyorum,
Çabalıyorum,
Çok çok çabalıyorum….
Ama kendimi küfür etmekten alıkoyamıyorum
Bu hıza yetişeyim diyorum, Bu görüneni onlar gibi göreyim diyorum, dün bunlara küfür edenler
gibi huzurlu bir sekilde bunların eteğine yapışayım diyorum…
OLMUYORRRRRRRRRRRRRRR…
OLMUYORRRRRRRRRRRRRR…
OLMUYOR…….
BECEREMİYORUM…
KÒR OLMAK, YALAKA OLMAK, SALAK OLMAK BiLE ÇOK ZOR iSMiS
BEN BU HİZA YETiŞEMiYORUM….
Kalin saglicakla ?

Madalyonun Öteki Yüzü

Madalyonun Öteki Yüzü

Bu benim uzun zaman sonra sırf şu yandaki kadim dostum Vedat Gültekin in baskısı nedeniyle yeniden başladığım ilk köşe yazım.

Yazdıkça başıma çok iş alacağımı biliyorum.

En kötü huyum olan yaşamda objektif kalma çabam buradada devam edecek ama beni yeni tanıyacak bazı arkadaşlara biraz cins gelebilirim…

Bu yıl benim Gazetecilik te amatörlüğü de sayarsak 32. yılım…

Ben Türkiye de başladım bu mesleğe…benim için çok önemli ve değer verilmesi gereken bir meslek, Holalnda ya geldiğim ilk zamanlarda ise buradaki gazetecilik ile benim yaptığım arasında fark olduğunu gördüm…

Bu köşede bir çok konuda kişisel olarak eğrisiyle doğrusuyla Özcan Özbay ın duyguları yansıyacak…Çoğuna ters, çoğuna söylenmemiş gelecek belki ama tartışacaklarımız konular birbirimizi uyaracağımız konular çoğunlukta olacak…

Bu tanışma yazısı oldu, sonrası Allah kerim…

Bu arada bu bolumdeki yan komsum Vedat Gültekin aramiza hosgeldin…

Şanslı Daisy Hollanda’ya Uçtu

Şanslı Daisy Hollanda’ya Uçtu

Yalıkavak Mahallesi’nde sokağa atılan zehirli kıymayı yedikten sonra hayvanseverler tarafından tedavi ettirilen ve Daisy ismi verilen 3 yaşındaki sokak köpeği, Hollandalı bankacı Maureen Vanwijland (42) tarafından sahiplenildi.

HAYATA TUTUNMASINA HAYRAN OLDUM

Rotterdam’da yaşayan ve 10 gün Bodrum’da tatil yaptığını söyleyen Vanwijland, Daisy’nin plajda bir an olsun yanından ayrılmadığını ve kendisini otele kadar takip ettiğini söyledi. Köpeğin kim olduğunu hayvansever dostu Yalıkavak Anima Gönüllüsü Rose Mary Taramontona’dan öğrendiğini anlatan Vanwijland, “Hayata tutunmasına hayran oldum. ve onlardan Daisy’i ülkeme götürebilmek için ne gerekiyorsa yapmalarını rica ettim, yasal işlemleri tamamlayıp onu ülkeme götürüyorum. O benden buradaki tatilim süresince hiç ayrılmadı ben de ondan hayatım boyunca ayrılmayacağım” dedi.

ABD’li Rose Mary Taramontona ise, “Daisy hayat dolu bir köpek. Şimdiye kadar birçok köpeği sahiplendirdik. Ama Daisy gerçekten çok şanslı çıktı, bugün Hollanda’ya uğurladık” diye konuştu.

Kaynak: Hürriyet

Hollanda’da 4 Türk müebbet hapis cezasından mahkum

Hollanda’da 4 Türk müebbet hapis cezasından mahkum

Hollanda’da aralarında 4 Türk asıllı mahkumunda bulunduğu 30 kişi, müebbet hapis cezası, hem şartlı salıverme olanağı bulunmaksızın “ölünceye kadar” hapis cezasına çarptırılmıştır. Mevcut durumda müebbet hapis cezası ancak krallık kararnamesi ile affedilebilmekte.

İşte o mahkûmların listesi

Loi Wah C.

1988 yılında Rotterdam kentinde aralarından iki küçük çocuğunda bulunduğu bir aileyi öldürmekten mahkum.

René H.

1994 yılından İngiltere’den Hollanda’ya iade edilen René H. 1990 yılında İngiltere’de, karısını ve onun ailesini öldürmekten mahkum.

Edwin S.

1994 yılında Badhoevedorp kentinde bir adamı öldürmek ve bir kadını ağır yaralayarak öldürmeye teşebbüs suçundan mahkum.

Ap A.

1990 yılında A Albert Heijn süpermarketine gerçekleştirdiği silahlı soygunda, markette çalışan iki isçiyi öldürmek ve birini ağır yaralamak suçundan mahkum.

Frank P.

Bende van Venlo çetesinin lideri olan Frank P. 90’lı yıllarda gerçekleştirmiş olduğu silahlı soygun ve cinayetten mahkum.

Harold H.

1993 yılında çocuklarının gözü önünde kız arkadaşını öldürdü. 1998 yılında tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bennie S.

1998 yılında arama emri uyarınca evine gelen Baş komiser Allegonda Gemmer’i öldürmekten mahkum.

Juan N.

1998 yılında boşandığı eşini öldürmekten mahkum olan Juan, daha önceki yıllarda erkek kardeşini öldürmek sucundan İspanya’da mahkum olmuştu.

Jan S.

 

AP-Eda Cihan