Wilders: 15 Temmuz’un Basarisiz Olmasina Üzüldüm

Hollandali asiri sagci Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, 15 Temmuz’da Türkiye’de yasanan darbe girisiminin basarisiz olmasina üzüldügünü söyledi ve “Askeri rejim, her halükarda Erdogan’dan iyidir” dedi.

“NE YAZIK KI BASARILI OLMADI”

BBC Türkçe’nin haberine göre Hollanda Parlamantosu özel oturumda, 15 Temmuz’da Türkiye’de yasanan darbe girisimi ve sonrasinda gelisen olaylari ele aldi.

Oturumda, asiri sagci lider Wilders ile diger siyasi parti temsilcileri arasinda, “demokrasi” tartismasi yasandi. Sözlerine, “Ne yazik ki, 15 Temmuz’daki darbe girisimi basarili olmadi” diye baslayan Wilders’e, Hiristiyan Demokrat Parti (CDA) lideri Sybrand van Haersma Buma tepki gösterdi.

“ERDOGAN’SIZ BIR DÜNYA GÖRECEKTIM”

Hristiyan Demokrat lider, “Burasi demokrasinin temsil edildigi bir yer. Begensek de begenmesek de Erdogan seçilmis bir lider ve darbe girisimi seçilmis bir yönetime karsi yapildi. Darbe basarili olsa ne görecektin?” dedi. PVV lideri Wilders ise, “Erdogan’siz bir dünya görecektim. Buna çok sevinirdim” karsiligini verdi. Asiri sagci lider, “Türkiye’de asil darbenin Erdogan tarafindan yapildigini ve hala devam ettigini” öne sürdü.

12 EYLÜL HATIRLATMASI

Wilders, “askeri rejimin her halükarda Erdogan rejiminden daha iyi oldugunu” savundu. Wilders, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Avrupa’dan Türkiye’ye ilk resmi ziyaretin Hollanda’daki Hiristiyan Demokrat hükümet temsilcisi tarafindan yapildigini animsatti. CDA lideri Buma’yi “ikiyüzlülükle” suçladi.

Buma ise, “O zaman darbeyi kimin yaptigini biliyorduk. Su and Türkiye’deki askerler bile bilmiyor kimin darbeci oldugunu” diye konustu.

DARBE GIRISIMINE ELESTIRILER

Parlamento oturumunda asiri sag disindaki diger temsilciler, Türkiye’deki darbe girisimini elestirdi. Ancak, darbe girisimi sonrasi hayata geçirilen olaganüstüsü hal uygulamasi, gözalti ve açiga almalar ise, kabul edilemez olarak degerlendirildi.

ÇIFTE VATANDASLIK KALDIRILSIN

Oturumda, 15 Temmuz sonrasi Hollanda’daki darbe karsiti Türkiyeli göçmenler ile terör örgütü FETÖ taraftarlari arasinda yasanan gerilim de ele alindi. Siyasi partiler, bu konuda hükümeti yeterince sert davranmamakla suçladi. Hiristiyan Demokrat Parti, Türkiye kökenli göçmenlerin çifte vatandaslik hakkinin kaldirilmasini istedi.

“TÜRKIYE, NATO’DAN ÇIKARILSIN”

CDA, Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinin derhal durdurulmasi önerisinde bulundu. Asiri sagci Özgürlük Partisi de, Türkiye’nin NATO üyeliginden çikarilmasini istedi. PVV sözcüsü, gerilim yaratan Türkiye kökenli örgütlerin Hollanda yasalarinin arkasina saklanmasina izin verilmemesi gerektigini savundu.

“ÜYELIK SANSINI HEBA ETTI”

Sosyalist Parti (SP), son gelismelerle Türkiye’nin AB üyelik sansini heba ettigini savunarak, Ankara’ya ödenen katilim yardimlarinin durdurulmasini önerdi.

Kaynak: Hürriyet

Hollanda’da 2 milyon hanenin enerji verileri çalindi

Elektrik ve gaz operatörleri ve enerji tedarikçileri tarafindan yapilan açiklamada, Hollanda’da 2 milyon hanenin verilerinin bir enerji sirketinin eski çalisani tarafindan çalinmis olabilecegi belirtildi.

Yapilan açiklamada, enerji tüketicilerinin sözlesmelerinin ayrintilar, yillik enerji tüketimi bilgileri ve sözlesme bitis tarihi gibi bilgilerin bulundugu çalindigi açiklandi. Ayrica, tüketicilerin isim ve açik adreslerinin kayitli bulundugu bilgilerinde çalindigi belirtildi. Konuya iliskin açiklama yapan Netbeheer Nederland sözcüsü Martijn Boelhouwer, tüketicilerin ‘e- mail adreslerinin ve sifrelerinin’ güvende oldugunu söyledi.

Netbeheer Nederland tarafindan yapilan açiklamada, tüketicilerin kimlik bilgilerinin saklandigi veri merkeziden çalindigi açiklandi. Yetkililer, adresleri çalinan tüketicilere mektup araciligiyla sahte ürün veya hizmetlerin sunulabilecegi uyarisinda bulunuldu.

Netbeheer Nederland, verilerin sizmasinda hangi enerji sirketinin sorumlu oldugu konusunda henüz bir bilgi vermedi. Yetkililer, 2 milyon tüketicinin verilerini çalan eski görevli hakkinda dava açmaya hazirlaniyor.

ABD UTAH ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. HAKAN YAVUZ FETO`YU ÖVDÜMÜ DÖVDÜMÜ?

Özcan Özbay

Hotiad ve CPD’nin ortak daveti üzerine Prof. Dr. Hakan Yavuz Hollanda’ya gelerek iki ayri konferans verdi. ABD de Utah Üniversitesi, Siyasal Bilimler Fakültesi ögretim görevlisi olan Hakan Yavuz ilk konferansini, 8 eylül persembe günü meclis bitisindeki basin odasinda, Hollanda meclis üyeleri, dört büyük belediyenin yöneticileri, önemli STK’lar ve Holalnda basin üyeleri ile Türkiye’de yasanan olaylar ve arkasindaki Fethullahçi Terör Örgütü konusunda bir konferans verdi. ikinci konferansida Spijkenisse de bulunan Atlas otelde Turk medya mensuplari ile STK temsilcilerine verdi.

ilk konuşmayı Hotiad başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptı. Gürcüoğlu konuşmasında “Hollanda da yaşayanlar olarak Türkiyede yaşanan kalkışmanın buradaki insanlara yansıması hakkında gözlemleri ve işlenimleri dile getirebilecek en yetkili ağız olarak sayın Profesörümüz Hakan Yavuz a ricada bulunduk, sağolsun ki oda bizleri kırmayarak geldi. iki ayrı program yaptık, ilki Hollandalı medya, polis ve yöneticilere idi. ikinciside burada siz değerli medya ve STK temsilcilerinedir.”dedi.

Daha sonra mikrofonu alan Prof Dr. Hakan Yavuz koşnuşması arasında sık sık Feto Örgütü lideri hakkında sürekli hoca efendi sözcüğünü kullandığı için davetlilerce terör örgütü liderine bu şekilde hitap etmemesi konusunda uyarıldı.

Cemaati kısaca özetleyen Prof. Yavuz “Cemaat şudur demek yanlış olur. Cemaat 80 li yıllarda din ve iman eksenli bir yerde dururken90 li yıllarda daha medyatik bri kanum aldı. 90 li yılların sonrasında Amerikaya Hicret etmesiyle kurumsal olma söylemine geçti.”dedi.

Prof. Yavuz “Türkiye’de bir cemaate mensubiyetin büyük oranda ‘yükselme’ veya ‘belli kazanımlar elde etme’ amacı taşıdığıdır. Benim bunlara hiçbir zaman ihtiyacım olmadı.
Öte yandan ben cemaat karşıtı bir insan da değilim. Bu bir çelişki gibi görülebilir.
Ancak, bir sosyal bilimci olarak böylesine etkili bir olguya karşı da ilgisiz kalamazdım.
Ne var ki söz konusu cemaatin bugünkü ‘konumundan’ ciddi şekilde hem demokrasimiz açısından hem de toplumsal barış açısından kaygı duyuyorum.
Bir akademisyen olarak bu kaygılarımı Reuters Ajansı’nda ve çeşitli gazetelerde dile getirdim. Rahatsızlık nedenlerim şunlar:
1) Cemaat samimi değil; cemaatin içeride ve dışarıda geliştirdiği birbirine zıt iki ayrı dili var;
2) Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun bir proje değil;
3) Cemaatin gerek içeride gerekse uluslararası alanda meşruiyet arayışı, dış aktörler karşısında zayıflığı, onu edilgen bir konuma sokmuş, bu nedenle işbirliği yaptığı uluslararası aktörlerle ilişkisi sorgulanmalıdır;
4) Cemaat özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslam’ı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslam’siz bir İslam anlayışı hákim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.
Bunları görebilen biri olarak benim herhangi bir cemaat yapısına aidiyetimin olması mümkün değil.
Cemaatler bana göre özgür düşünceye yer veremezler.”dedi.

Akademisyenler hakkındaki düşüncelerini söyledikten sonra konferansı izlemeye gelen davetliler içindeki akademisyenlerin tepkileri ile karşılaşan Prof. Yavuz konferansın son bölümünde konukların sorularını cevapladı.