spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 570

SARA ERDAL RESiM SERGiSiNi ACTI

SARA ERDAL RESiM SERGiSiNi ACTI

Özcan Özbay

Resime olan ilgisini gecte olsa degerlendiren ve yogun skeilde calisarak bir yil icerisinde kendisine sergi acabilecek bir duruma gelen Sara Erdal ilk resim sergisini onceki gun Rotterdam da gerceklestirdi.
resim sergisi16 resimden olusan sergiye Erdal in yekin cevresi ve resim severler katildi. Serginin acilisinda bir konusma yapan Charlois Belediye Meclis uyesi Zeki Baran “Bu anlamli gunde Sara Erdal i yalniz birakmayarak verdiginiz destek icin tesekkurler.”dedi.
resim sergisi1Konu ile ilgili olarak konustugumuz Resim Sanatcisi Sara Erdal hobi ile baslayarak daha sonrasinda arkadaslarinin destegi ile bu isi profesyonellestirmek istediginin altini cizerek, ” Resimlerimde Yagli boya ve akril kullaniyorum. Temali calismaktan ote o an tualin basina oturdugumda aklima gelen ne ise onu sekillendirmeye calisiyorum. Bu ilk sergimde beni yalniz birakmayan dostlarima tesekkur ederim. Yakin bir zaman icinde ikinci sergimi acmak icin daha simdiden yogun sekilde hazirliklar icerisindeyim. Bu ise basladik, artik devami mutlaka gelecek.”dedi.
resim sergisi2resim sergisi4resim sergisi5

Yüksek tansiyon hastalarına kişiye özel tedavi uygulanmalı

0

Yüksek tansiyon hastalarına kişiye özel tedavi uygulanmalı

Hem düşük hem yüksek tansiyonun sağlık için zararlı olduğunu söyleyen araştırmacılar, ‘Hipertansiyon’un kronik bir hastalık olduğunu ve hastanın yaşam boyu kişiye özel tedavi şeklinin uygulanması gerektiği belirtildi.

Uluslararası araştırmacıların hasta ve sağlıklı kişilerden oluşan 347 bin kişiyle yaptıkları araştırmadan elde edilen bilgilere göre, tüm dünyada ciddi olarak toplum ve insan sağlığını tehdit eden yüksek tansiyonu (Hipertansiyon) etkileyen 31 yeni genetik faktör olduğunu keşfettiler.

Amerika’nın Nature Genetics dergisinde yayınlanan bir makalede, günümüzde her yüksek tansiyon hastasına aynı tedavinin uygulandığını ancak, her hastaya uygun ve özel bir tedavi uygulanması gerektiğinin altı çiziliyor.

De Telegraaf gazetesine konuşan Utrecht Kardiyovasküler ve Genetik Profesörü Asselbergs, ‘yüksek tansiyon bir müddet ilaç almakla tedavi edilen bir hastalık olmadığının keşfedilmesi çok önemlidir’ dedi.

Yüksek tansiyon belirtileri nelerdir?

Yüksek tansiyonun en sık rastlanan belirtileri; baş dönmesi, bas ağrısı, kalp ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları.

Yüksek tansiyonun başlıca sebepleri;

Genetik
Aşırı kilo alımı
Stres
Sigara
Aşırı tuz alımı
Yüksek tansiyon hastalarının dikkat etmesi gerekenler;

Belirli aralıklarla tansiyon ölçmelidir
Doktorun verdiği ilaçları talimatlara uyarak dümenli ve devamlı kullanmak
Tansiyon kontrollerini ihmal etmemeli
Önerilen beslenme programına uyulmalı
Nur Cihan

Gavurum Memleketim..

0

Gavurum Memleketim..

Doğma ve büyüme olaylarını ben deniz Loca Gundî Hollanda’da yaşadım.. Hatta şu yaşıma geldim, soran olursa 25 der bir de selamımı söylersiniz, hep Hollanda’da yaşadım.. Biz Hollandalı çılgın Türkler bu memlekete bu arada “Gavur” memleketi deriz… Neyse, artık yazgıma kader mi dersiniz, takdiri ilahi mi dersiniz bilemem fakat bu yazim biraz uzun gelebilir çünkü mevzu çok çok çok çoook derin!

“Gavur” memleketi dediğimiz Hollandaya aslında bir bayan olarak minnetarım, herhalde öyle denilir. Siz Hollandalı çılgın Türkler nasıl minnetarım diyor ben tam bilmiyor çünkü “gavur memleketi” beni asimile yapıyor ve nasıl yapıyor ben anlamıyooooooor beni kandırıyoorrr..! Bir bayan olarak Hollanda’da doğup büyüdüğüm için mutluyum yani İran’da doğmak vardı bir de.. Ay düşüncesi bile beni aniden depresyona sokar gibi oldu.. Allah yazdıysa bozsun diyeceğim fakat bozulacak pek bir şey yok yazgıda, yazan yazmış bize de arada sırada senaryoya el atmak düşüyor..

Türkiyede doğup büyümüş olsaydım hayatım şuan çok daha farklı olacaktı ve kanımca en kötü kabusluk senaryom ise; “Evli, çocuklu, çat pat okuyan, iki kelimeyi yazamayan hatta iki üç kelimeyi bir araya getiremeyen, kanallarda çıkan her diziyi izleyen ve izlediği dizilerin etkisi altında kalan bir ev hanımı!” Yok, haşa! Tabiki de evli çocuklu ve ev hanımı olan bayanlara dil uzatmak değil amacım fakat o “evli, çocuklu, ev hanımı” bana göre bir hayat tarzı değil.. Nerede akşam orda sabah da yaşamıyoruz, biz buna hayat gayelerimiz farklı diyelim.. Gerçi, memleketimde doğup büyümüş olsaydım oranın koşullarına göre gayelerim olurdu herhalde, mesela 11 çocuk doğurmak gibi, tabi buna bir de yedekleri eklediğimizde bu sayı 15’i buluyor.. Ay saptırmayın beni konumuzdan çenesi düşükler..! Çünkü mevzu derin ve konumuz; dolandırmak için uğrunda deveye hendek atlattığımız, karnımızı doyuran, sosyal ödeneğimizi her ayın sonunda zamanında hesabımıza yatıran, çocuklarımızın duvarları rütübet içinde kalmış okullarda değil de düzgün binalarda okumasını sağlayan, her çocuğa üç ayda bir ödeneğini yapan, kira yardımı veren, sağlık sigortasını ödeyebilmemiz için o’na bile yardım eden devlete “Gavur” kelimesini kullanmamız ve Hollandalılara da “Gavur tohumu” dememiz.. Bu “Gavur” dediklerimizi dolandırmak için deveye hendek atlatırız, hatta deve hafif kalır su aygırını bile gerekirse sirkte ipin üzerinde oynayan maymun gibi oynatırız fakat “Gavur” ve “Gavur tohumu” gibi kelimeleri de ağzımızdan düşürmeyiz Elhamdülıllah..! Sosyal ödeneğimizin yanında vergiden habersiz çalışıp devleti dolandırırız. Bir de utanmadan yakalandığımız takdirde üzerine acıların çocuğu Emrah’dan daha fazla acıtasyon yapıyoruz ya? Abi o an bitiyorum resmeeeeen! Ne kadar çelişkili bir toplum olduğumuzu demişmiydim Hollandalı Çılgın Türkler olarak?

Etrafımda ne yazıkki tanıdığım insanlardan bu memleketi dolandıranlar var, en üzücü ve bir o kadar da komik tarafı ise yeri geldiğinde bunların içinden bazılarının bana müslümanlık taslaması.. Kendi hayatımdan örnek verecek olursam ben deniz iki lisans bölümü ve iş arasında koşuşturup vergimi öderken, bu “Gavur” memleketinin vermiş olduğu imkanlardan yararlanıp kendimi geliştirirken dolandıranların tasladıkları müslümanlık ve tasladıkları bilgisizliğin ve cehaletin bilge’ligi de ayrı ironi. Din kardeşlerim, cemaati müsliminim benim, bu dünyanın bir de öbür tarafı var, sizi uyarmak ise benim boynumun borcu mu bilmiyorum fakat kul hakkı diye bir şey var, var..! Konuya değinmişken; Zehir zikkim olsun! Keh Keh Keh!

Girilen kul haklarının hesabını bana vermeyeceksiniz fakat artık Hollandalı Türklerden bir şey isteyeceğim! Karnınızı doyuran, çoluğunuza çocuğunuza bakan ve çocuklarınızın geleceği için imkanlar sunan ülkeye artık “Gavur” memleketi demeseniz? Evet, Türkiye’de belki tuzu kuru olanlar vardır ve bizi çok kolay galeyana getiriyorlardır fakat çoğunluğumuzun tuzu kuru falan değil doğup büyümediğimiz memleketimizde. Benim kuşaktan olanlar bazen; “Türkiye’ye gider bir iş bulur çalışırım, sanki ne olacak ki?” diyorlar, bunu bu yazdığım şekilde demiyorlar tabi söyleme şekli genelde şöyle oluyor; “Amaan napak, giderik Türkiyeye bir iş buluruk hazar, hatta orada üniversitede okumağa giderim belki” Benim kuşak size sesleniyorum;

1. Burada alışmış olduğunuz işçi hakları var ya, çalışma saatleri, manajer manajerin mi yoksa iş arkadaşın mı belirsiz ya hani burada? Hiyerarşi diye bir şey yok ya mesela? Orada çalışma mentalitesi burdan farklı hatta baya baya bir farklı! Sıkar biraz-cık!

2. Burada MBO veya HBO okuyup Türkiye’de üniversite “okumağa” gitmek isteyen bebelerinde önce Türkçe kursuna gitmelerini tavsiye ediyorum, ardından “Okumayı” deneyebilirsiniz fakat MBO veya HBO diplomasıyla orada üniversite okumak.. Bilemiyorum.. Ben üniversite diplomalarımla bile kendime güvenemezdim herhalde..

Çok hayalperestiz fakat artık bazı gerçekleri görmekte yarar var diye düşünüyorum. Bizim memleketimiz artık burası ve bu memleketin ismi “GAVUR” memleketi değil, Hollanda!

İşimiz, okulumuz, sevdiklerimiz, ailemiz, çocuklarımız ve en önemlisi geleceğimiz burada! Kendimizi daha fazla izole etmek yerine artık şu “Gavur Tohumu” dediğimiz yurttaşlarımızla tanışalım.. Tanışalım ki hakkımızda oluşmuş olan ön yargıları kiralım, hani biz bazen psikopata bağlasak bile aslında iyi insanlarız bea..!

Çocuklarımın ve benim geleceğim burada peki sizin?

Loca gundi sever sizi,

Cumhuriyetin büyümeyen asi kızı,

Şenay Tosun

ERMENiLERE YÖNELiK KONUSMASI NEDENiYLE iFADE VERECEK

ERMENiLERE YÖNELiK KONUSMASI NEDENiYLE iFADE VERECEK

Özcan Özbay

2014 yilinda Almelo da Ermeniler tarafindan acilan Aniti Protesto amaciyla duzenledikleri protesto mitinginde yaptigi konusma nedeniyle sikayet edilen Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Dernegi Baskani ilhan Askin 30 Eylül de ifade vermeye cagirildi.
ilhan askin konusuyor2
Konu ile ilgili gorustugumuz Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Dernegi Baskani ilhan Askin ” 2014 yilinda Almelo da sozde ermeni soykirimina ait dikilen anitlari protesto mitinginde yaptigim konusmada Ermenilerin yillarca Azerbaycan ve Turkiye de yapmis olduklari soykirimlari anlatirken, Pesice de Ermenilerin isgal ettikleri Azerbaycan in topraklarindan cikmalarini istedigim ve Pesice de eger bu isgal ettikleri topraklardan cikmadiklari takdirde o topraklarda cikacak bir savas sonucu orasinin o insanlara mezar olacagini belirttigim konusmam ile ilgili olarak bu sozlerimin halki kiskirtigi gerekceyiyle beni suclu bulmuslar ve 30 Eylul de avukatim ile birlikte ifade vermem icin cagirildi.”dedi.

ifade sonrasinda Tutuklanabilecegininde vurgulandigi mektubu aldiginda hic tereddut etmeden gitme karari aldigini da belirten Askin “Kimseden kormuyoruz. Ermenilerin yaptiklari ortada. Tarihe danismayan toplumlar duyduklari ile insanlari mahkum edeceklerse ulkelerinde demokrasiden bahsetmemeliler.”dedi.

Rutte: Hollanda ekonomisi iyi yönde

Rutte: Hollanda ekonomisi iyi yönde

Hollanda’da Yeni Yasama Yılı Kur’an Tilavetiyle başladı

Hollanda’da yeni yasama yılı, Lahey’deki Büyük Kilise’de (Grote Kerk) düzenlenen törenle başladı. Törene Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Bakan Jetta Klijnsma, kabine üyeleri, milletvekilleri, siyasi parti başkanları ve üst düzey memurlar katıldı.

Açılışta Müslümanlar adına Den Haag El İslam Camii İmamı Rahmani Muhammed Kuran-ı Kerim okudu. Törende farklı dinlerin temsilcileri, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Bu yıl 17.sı düzenlenen yeni yasama yılı açılışı “Barış ve birlikte yaşama” temasıyla yapıldı. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Budist, Hümanist ve Bahaî dini temsilcileri paylaşmanın öneminden bahsetti. Çocuk korosunun seslendirdiği parçaların ardından, Hollanda Milli Marşı’nın okunması ile program sona erdi.

Program sonunda Hollanda Başbakan Mark Rutte Yeni Yasama Yılı’nın açıldığı Grote Kerk (Büyük Kilise) önünde 2017 beklentiler ve mülteciler konusunda sorularımızı cevapladı. Başbakan Rutte 2016 yılını zor bir dönem olarak hep birlikte geçirdiklerini söyledi.

HOLLANDA EKONOMİSİ İYİ YÖNDE

Başbakan Mark Rutte şunlara değindi. ” Malumunuz hep birlikte zor bir dönemden geçtik. Hollanda ekonomisi kötüye gidiyordu. Mülteci akını ile karşı karşıya kaldık. Bunların ülkemizde barındırılması gerekiyordu. Geriye baktığımızda onların bu sorununu bir nebze olsun giderdik. Önümüzdeki (2017) yılına baktığımızda yeni iş imkânların açıldığını, ev fiyatlarında yükselişin olduğunu gözlemliyoruz. İnsanlar, önümüzdeki dönemlerde Hollanda ekonomisinin daha iyi bir yöne doğru ilerlediğini kendileri de hissetmeye başlayacaklar. Çünkü birçok kişi, Hollanda ekonomisinin daha iyi bir yöne gittiğinin farkında olduğunu, ancak kendilerinin bunu henüz hissetmediklerini belirtiyorlar.

MÜLTECİLERDE AZALMA

Başbakan mark Rutte Hollanda’ya yeni gelen mülteci konusunda ciddi azalma olduğunu söyledi. Rutte ” Mülteci konusuna gelince şuanda, mülteci sayısında azalma yaşanıyor. Birçok sığınmacı bölgelerdeki kamplara yerleştirildi, bunların yanı sıra Hollanda’daki entegrasyonun başarıya ulaşması için daha çok çalışmamız gerekmektedir.”

Hollanda’da Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasındaki uçurum

Hollanda’da Müslüman ve Müslüman olmayanlar arasındaki uçurum

Hollandalılar, Müslüman ve Müslüman olmayan Hollandalılar arasındaki artan farklılıklardan büyük endişe duyuyor.

NOS haberin Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü aracılığıyla gerçekleştirmiş olduğu aktüel araştırma sonuçlarına göre, toplumun yüzde yaklaşık yüzde 70´i söz konusu iki grup arasında giderek artan uçurumdan endişeli, hatta araştırmaya katılanların yüzde 43´ünün artan uçurumdan ciddi endişeleri olduğu ortaya çıktı.

Araştırma sonuçlarına göre, Hollandalıların yaklaşık dörtte biri Müslüman ve Müslüman olmayan vatandaşlar arasındaki uçurumun özellikle son yıllarda daha da arttığını düşünüyor. Araştırmada ayrıca Hollanda’daki zengin ve fakir arasındaki uçurumun giderek büyüdüğü gözler önüne serildi. Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 71’i zengin ve fakir arasındaki uçurumun büyüdüğü ve hatta yüksek ve düşük eğitimliler, gençler ve yaşlılar arasındaki uçurumların büyüdüğüne inanıyor.

Zengin ve fakir ayrımı

Söz konusu rapora göre, Hollandalıların üçte biri zengin ve fakir arasındaki artan uçurumdan ciddi endişe duyuyor. Buna karşın araştırmaya katılanların yüzde 13’ü gençlerle yaşlılar arasındaki artan uçurumdan endişeli iken, yüzde 11’lik bir kesim yüksek eğitimli veya düşük eğitimliler arasında oluşan uçurumun daha az endişe verici olduğu düşünülüyor.

Eda Cihan

Okullarda ciddi sorun: Akran zorbaligi

Okullarda ciddi sorun: Akran zorbaligi

Hollanda Egitim bakanligi, ilkögretim ’den baslayarak üniversiteye kadar birçok alanda sorun teskil eden zorbaligin (Pesten) son 2 yil içerisinde önemli ölçüde azalma gösterdigini belirtti.

Zorbalik okullarda yasanan oldukça yaygin bir siddet türüdür. Yasça küçük olan ya da fiziksel daha güçsüz olan ögrenci(ler)in, yasça büyük ya da daha güçlü olan ögrenciler tarafindan tekrarlayan ve aci veren fiziksel, psikolojik, sosyal veya sözel saldirida bulunmasidir. Egitim bakanligi tarafindan açiklanan rakamlara göre, 2014 yilinda ilkögretim okullarinda yüzde 14’den olan zorbalik bugünlerde yüzde 10’ a kadar geriledi. Ortaokullarda zorbaliga maruz kalan çocuklarin sayisi ise yüzde 8, bu rakam 2014 yilinda yüzde 11 oldugu belirtildi. Rakamlarin sevindirici oldugunu belirten Egitim Bakan Yardimcisi Sander Dekker, endiselerimiz devam etmektedir, dedi.

NOS- radio 1’e konusan Bakan, zorbalikla mücadelede okullarin ve ögretmenlerin göstermis olduklari çabayi memnuniyetlikle karsiladiklarini belirtti ancak, “ Güvenli okul ortami olusturmak için çalismalarimiz devam etmeli. Her sinifta 2 ila 3 çocugun zorbalikla karsi karsiya kalmasi kabul edilemez.” dedi

Fiziksel zorbalik her ne kadar azalma gösterse de, günümüzde akran zorbaligi daha çok sosyal medya üzerinden yapiliyor. Siber zorbalik olarak da adlandirilan ve son yillarda cep telefonlari ve Instagram, Facebook, Twitter, Snapchat gibi sosyal medya platformlarinin yayginlasmasiyla ortaya çikan yeni bir zorbalik türü. Yapilan son arastirmalara göre ise 2014 yilinda yüzde 2 olan telefon araciligiyla yapilan zorbalik 2016 yilinda yüzde 3,4. 2014 yilinda, WhatsApp,e-mail veya sms yoluyla yapilan zorbalik ise bugünlerde yüzde 7’ ye ulasmis durumda.

Zorbaligin engellenmesinde en büyük etken aileler, okul idarecileri, ögretmenler ve devlet kurumlari arasinda saglanacak uzun dönemli isbirligi ile gerçeklestirilebilir.

Zorbaliga maruz kalan çocuklarda be tür belirtiler görülür?

Çocuklar genelde zorbaliga ugradigini anlamaz, anlasa bile bunu ‘ ben zorbaliga ugruyorum’ seklinde ifade edemez. Bu nedenle ailelere aktif görev ve sorumluluklar düsmektedir.

  • Israrli bir sekilde okula gitmek istemiyorsa
  • Sizin onu okula götürmenizi istiyorsa
  • Çocugunuzun esyalarinin yok oldugunu veya zarar gördügünü görüyorsaniz
  • Okuldaki arkadaslarindan hiç bahsetmiyorsa
  • Uyku aliskanliklarinda bozukluk
  • Çocuklarda iletisim bozuklugu

Den Haag ’da tren arizasi ulasimda sikintiya yol açti

Den Haag ’da tren arizasi ulasimda sikintiya yol açti

Demiryolu viyadügünde meydana gelen ariza nedeniyle, Utrecht, Den Haag ve Utrecht, Rotterdam arasi tren seferleri gecikmeli olarak gerçeklestiriliyor.

Hollanda Demiryollari NS tarafindan yapilan açiklamada, Woerden ve Gouda arasinda bulunan demiryolu viyadügünde meydana gelen bir teknik ariza nedeniyle seferlerin gecikmeli yapilabildigi açiklandi. Arizanin ne zaman giderilecegi henüz bilinmiyor

HANIMELi AS EVi ACILDI

HANIMELi AS EVi ACILDI

Özcan Özbay

Hollanda da son donemlerde oldukca revacta olan Restorant sektorune farkli bir konseptte iddiali ve yeni bir yer daha eklendi, Hanimeli As evi onceki gun bir kokteyl ile acildi.
dostlari yalniz birakmadiEv ortamında kahvaltı ve yemek yenilebilecek nezih ve farklı bir mekan slogani ile hizmete basladikalrini belirten Hanimeli As Evi sahibi Yahya Arslan sadece hanimlardan olusan bir ekiple her gun farkli bir yorenin yemegini sunacaklarini belirtti.
hanimeli asevi ekibiBir restoranttan cok ev ortamında bir damak zevki tattıracaklarını ifade eden işletme Sahibi Yahya Arslan “Uzun zamandır böyle bir konsept düşünüyordum. içeriğimiz tamamen yöresel yemeklerden oluşuyor. Yemeklerimizde ve kahvaltımızda kesinlikle mikrodalga ve dipfiriz ürünleri kullanmayacagız. Ürünlerimizin hepsini günlük taze olarak temin ediyoruz.”dedi.
hanimeli asevi icHanimeli As evi olarak Holalnda da ki yardima muhtac insanlarida dusunerek bir onceki gunden kalan yiyecekleri ziyan etmeyerek Hollanda’da bulunun kimsesiz ve evsizlere iletiyoruz.”dedi.
ic servisHanimeli As Evi isminden de anlasilacagi gibi sadece bayanların elinden cikan yiyeceklerin olacagi bir yer oldugunu belirten Arslan “Ozellikle kahvaltı ve yemek cesitlerimiz ile çok zengin bir menüde müsşterilerimize ekram edecegiz.” dedi.
ic1Dostlarınızla, ailenizle keyifli bir yemek yada kahvaltı etmek istiyorsanız Hanımeli Aş evi alsilmisin disinda ve herkesin kendi yoresinden de yemeklerin bulacagi ender mekanlardan biri olacak gibi.
kurdaleservis1

Hanimeli As Evi her gun saat 09.00-21.00 arasi Putselaan 35, 3072 CB Rotterdam adresinde hizmetinizde.

LOLO

0

LOLO

Zaandamda bir gurup sokak çetesi halkı davranışlarıyla tehdit ediyorlar… Gerekçesini sorduklarında “Semt evimiz vardı elimizden aldılar, sokakta kaldık… semt evimizi geri verin lo…” diye loloculuk yapıyorlar… Birde karısında olan yeni bir çete çıktı… sevgili Yavuz Nufel bu yeni çetenin lideriyle bir güzel bir söyleşi yapmış… O lolo da “Ananızı babanızı Türk toplumunu rezil ediyorsunuz dangalaklar…” lolosonu yapıyor… Korkarım bu iki çete yakında karşılıklı birbirleriyle lololaşır ve olan yine Türk toplumuna olur.
Aslında lololaşmalarının nedeni sosyolojiktir… Ezilmişlik, itilmişlik, kompleks, ötekileşmiş olmak bunların başında gelir… Hayır ipsiz sapsız diyemeyiz bu gençlere… Çoğu çalışıyor yada küçük esnaf…
Mesele aslında daha derin… Hollanda’da yaşarken Türkiyeyi yaşamak ve yaşatmaya çalışmak… Dilleri anadili gibi sokak dili… Hani her ırktan aldıkları sözcüklerle Hollanda’da oluşan dil. Hollandacayı anadillerinden daha iyi biliyorlar geldikleri şehrin aksanıyla…
Zaandamda iyi işler olmuyor… izlemeye devam edeyim… İzlerken bu gençlere hak verecek değilm… hak verenlere de anlam veremiyorum…
Oğlum 18 yaşında ve o gençlerle aynı yaşıt… Oğluma düşüncesini sordum…
Oğlum: Medya abartıyor, çarpıtıyor, kahraman yapıyor… dedi…
“Oğlum aslı sorun nedir?” diye sordum…
Kocaman soru işareti…
Asıl sorun nedir?
Burda doğup büyümüş gençler neden Türkiye siyasetiyle ilgilenir?
Neden yaşadıkları ülkenin siyaseti o gençleri fazla ilgilendirmez?
Türkiye siyasetinin adrenali çok yüksek olduğu için mi?
Adrenalim geldi hadi bir kez daha LOLO

Belçika
Belçika’da “Belçika da Türkiye istemiyorsunuz” diye bir gurup Belçikalı yürüyüş yaptılar… Aslında demek istedikleri “Belçika’da Türkiye endeksli siyaset istemiyoruz” diye düşünüyorum…
Maalesef son dönem maalum darbe teşebbüsünden dolayı Fetocular ile Feto karşıtları diye tartışmalar gündemde… Fetocular ve Tayyipciler yada Fetoclar ve milli irade falan…
Hollanda ve Belçıka bu tartışmaların ülkelerine taşınmasından rahatsız… Türkiyenin sorunu diyor… Tamam haklısınız diyorum… Türkiyenin sorunu…Fakat kayıtsız kalmamızda doğru değil…
Tamam haklısınız yöntem yanlış… Tartışma biçimi yanlış… Çatışmalar yanlış…
Ama kayıtsız kalamayız… Yakınlarımız geldiğimiz ülkede… tedirginiz…
Ben siyaseti sevmem… fakat Türkiye’de yaşananların neolduğunu takip edenlere “Yaşadığın ülkeyi unutma” derim.
Dipnot: Sevgili Kardeşim Arkadaşım İsa Altıntaş altın gibi yürekli kardeşimi genç yaşta kaybettik… Rotterdamın sevilen simalarındandı… Karınca incitmeyenlerdendi… Taksicilik yapardı… Her görüştüğümüzde “Aman abi stresden uzak dur” derdi… Ansızın çekti gitti… Hayatı biraz daha iyi yorumlamak gerekiyor… Hayatı daha iyi yaşamak gerekiyor… Hayatı severek, dostlarını aileni severek yaşamak gerekiyor… herşeyden önemlisi hayatı yaşamak gerekiyor… Mekanın cennet olsun kardeşim… bizde geleceğiz… görüşmek üzere…