AP Raportörü: Türkiye ile müzakereler askıya alınsın
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ise Avrupa Birliği’ne, Ankara ile yürütülen üyelik müzakerelerini derhal askıya alması için çağrı yaptı.
Hürriyet’te yer alan habere göre, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn da yazılı bir açıklama yaptı.
HDP milletvekillerinin terör eylemlerini destekleme suçlamasıyla gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasının AB’yi ciddi şekilde endişelendirdiği vurgulanan açıklamada, “Gözaltına alınanlar arasında yer alan HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, demokratik yollarla seçilmiş liderler, güven duyduğumuz ve değer verdiğimiz muhataplarımızdır” ifadesi kullanıldı.
Aşırı endişe verici
Mogherini, Twitter hesabından yaptığı açıklamada da HDP milletvekillerinin gözaltına alınmasını “aşırı derecede endişe verici” olarak tanımladı. Mogherini, “Demirtaş ve diğer vekiller gözaltına alındığı için aşırı derecede endişeliyim. Yetkililerle temas halindeyiz. Ankara’daki AB büyükelçilerini toplantıya çağırdık” diye tweet attı.
Schulz: Türkiye sırtını dönüyor
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ise yaptığı açıklamada “Seçilmişleri temsil eden HDP’li parlamenterlerin tutuklanmasıyla Türk makamları sadece Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda AB-Türkiye ilişkilerinin temelini oluşturan değerlere, ilkelere, normlara ve kurallara da sırtını dönüyor” ifadelerini kullandı.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raportörü Kati Piri de konuyla ilgili attığı tweet’te, “Türkiye’den yine çok kötü bir haber. Şimdi Parlamento’nun HDP’li üyeleri gözaltına alınıyor” ifadelerini kullandı.
Müzakereler askıya alınsın
BBC Türkçe’nin haberine göre, AP Türkiye Raportörü Piri, Avrupa Birliği’ne, Türkiye ile üyelik müzakerelerini derhal askıya alması için çağrı yaptı.
Piri, Hollanda Radyosu’na yaptığı açıklamada, Brüksel’den, Türkiye ile üyelik görüşmelerinin derhal askıya alınması konusunda net bir sinyal beklediğini söyledi
ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan 50 yaşındaki inşaat işçisi halsizlik, iştahsızlık, karında ağrı ve şişlik, bulantı ve kusma, idrarda koyuluk şikayetleriyle sağlık ekiplerine başvurdu.
Hastayı muayene eden Florida Üniversitesi sağlık ekibi kronik hepatit C tespit etti.
Testler sonucunda transaminaz denilen karaciğer enzimlerinde artış görüldü.
Karaciğer biyopsisi sonucunda da hastaya ağır akut hepatit teşhisi konuldu.
Doktorlar hastalığın sebeplerini araştırırken sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı ve beslenme ile ilgili sorular sordular.
Hastanın söylediği tek bir şey normalin dışındaydı.
Son üç hafta boyunca, her iş gününde dörder, beşer kutu enerji içeceği tüketmişti.
Enerji içeceği kullanımını bırakan hastada belirtilerin de kaybolduğu gözlendi.
Dr Jennifer Harb’ın liderliğindeki araştırmacılar, enerji içeceği tüketiminin hızla arttığını ve tüketicilerin bu içeceklerin içeriği ve potansiyel riskleri hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
‘Herhangi bir besin değeri yok’
İngiliz Karaciğer Vakfı Genel Müdürü Andrew Langford ise enerji içeceklerinin herhangi bir besin değerinin olmadığını söyledi.
Langford bu içeceklerin çok fazla tüketilmesinin karaciğerin işlevini yitirmesine ve ciddi problemlere sebep olabileceğini de vurguladı.
Andrew Langford “Bol su içmek, sınırlı alkol tüketimi ve düzenli egzersizi içeren bir diyet sağlıklı bir karaciğere sahip olmanıza yardımcı olabilir.” dedi.
Hollanda: ‘Allochtoon’ ve ‘Autochtoon’ kelimeleri kullanımdan kaldırıldı
Merkezi İstatistik Bürosu CBS ve Hükümet Politikaları Bilimsel Danışma Kurulu WRR tarafından yapılan açıklamada, ayrımcılık içerikli, yerli olmayan, yabancı anlamında kullanılan ‘allochtoon’ kelimesi ve onun karşıtı olan ‘allochtoon’ kelimelerinin kullanımının tamamen kaldırıldığını belirtti.
Volkskrant gazetesinde yer alan habere göre, ayrımcılık içeren ‘allochtoon’ve ‘autochtoon’ kelimelerin kullanımdan kaldırılmasının meclis tarafından alınmış bir karar olmadığı ancak, kelime seçiminde yeni bir başlangıç olarak görülebileceği belirtildi. WRR tarafından yapılan açıklamada ise, tedavülden kaldırılan ‘allochtoon’ ve ‘autochtoon’ kelimelerin başka kelimeler ile değiştirilmeyeceği ifade edildi.
Kati Piri: Türkiye 20 yıl geriye götürülmek isteniyor
Cumhuriyet gazetesine düzenlenen operasyonda tepki gösteren Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, “Ülke neden 20 yıl geriye götürülmek isteniyor, anlamıyorum” diye konuştu.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre Türkiye’deki gelişmelerin Brüksel’de büyük kaygı uyandırdığını kaydeden Piri, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana hükümetin muhalif siyasi gruplara ve medyaya ‘sıfır tolerans’ gösterdiğini söyledi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’nın tutuklanmasını ve 15 medya kuruluşunun kanun hükmünde kararnameyle (KHK) kapatılmasını hatırlatan Piri, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonla ilgili “İşler kötüydü, daha da kötüye gidiyor. Ülke neden 20 yıl geriye götürülmek isteniyor, anlamıyorum” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’de demokrasi yanlıları için güçlü bir konumda yer alması gerektiğini belirten Piri, “Brüksel’de endişeler çok yüksek çünkü Türkiye’de kuvvetler ayrılığı kalmadı. Türkiye, otoriter devlet olmaya giderek yaklaşıyor” dedi.
İstanbul Başsavcılığının ‘üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlaması üzerine gazete yönetici ve yazarlarından 15 isim gözaltına alınmıştı.
Piri, nisan ayında AP’nin Türkiye hakkında yayımladığı ‘en sert’ ilerleme raporunun yazarı olarak biliniyor.
CHP Hollanda Birligi Her yil oldugu gibi bu yilda Cumhuriyet Bayramini coskulu bir skeilde kutlamak amaciyla genis capli bir organize yapti. Özel konuklarin yani sira supriz konuklarinda yer aldigi kutlamaya cok sayida Vatandas katildi.
Saat 13.00 te Rotterdam da baslayan Cumhuriyet Kutlamasi etkinligine havaninda guzel olmasiyla cok sayida vatandasimiz katilirken CHP istanbul millet vekili Eren Erdem ve unlu Televizyon Programcisi ve Gazeteci Tayfun Talipoglu ile PVDA Milletvekili Keklik Yucel, Emre Cam da yer aldi. Programa yine Turkiye den gelen Grup Zemherim de sarkilariyla adeta tum misafirleri costurdular. CHP Holalnda Birligi baskani Arzu Özalp in hosgeldiniz konusmasi yapti. Ozalp konusmasinda;
“Sevgili misafirlerimiz, Cumhuriyet, cagdas yonetim bicimi olarak emaneti Halka veren, gucunu Halktan alan yani kendini Halkin kural ihtiyac ve degerleriyle sekillendiren, buyuten, gelistiren bir yonetim anlayisi. Kisi hak ve ozgurlukleri kadin erkek firsat esitligini, inanc ozgurlugu ancak bu sistem icinde guvence altinda olabilir. Hele halk adina yonetimi ele gecirenlerin yetki alanlarin niyeti, anlayisi, ahlaki dogru ve halkin yararlari gozetilerek yasama gecirilirse.
29 Ekim 1923 yılında kurulan Cumhuriyet işte o dönem yetki ve yönetimi elinde bulunduranlanrin, bu yetki ve gücü halk yararına değil, kendi grup ve aile yararları adına kullanmalarından, halk ve ülke yararlarının kendilerini korumak adına Emperyalizme peşkeş çekmeleri, nedeniyle yaşama geçme fırsatı buldu. Biz bugün tam da, o büyük bedeller ödenerek kazanılmış değerlerin. o mirasın üzerine oturuyor, o büyük mucadelenin nimetlerinden yararlaniyoruz. Bunu bugün anlamak tabii ki sanıldığı ve duşünüldugu kadar kolay değil. Bugün Cumhuriyetin kazanımlarinı anlamak için o günün, dönemin ve içinde bulunulan dünya koşullarının ve olanakların ne olduğunu göz önüne getirilebilmesi gerekiyor. Hilafetin, saltanatin, gerici, köhne bir anlayışın, kul, köle haline getirilmiş bir toplumun, üzerinde emperyal güçlerin tepindiği topraklarda kazanilmış zaferleri anlamak için gerçekten de ya bir çaba içinde olunmalı ya da sadece doğru bir ahlaka ve vicdan sahip olunmalı. Başka da birşeye değil. Zira bu değerler kolay kazanilmadi O dönemin koşulları, olanakları ve buradan hareketle ödenen bedeller insanlık ve devrim tarihinin şanlı sayfalarında yerini almıştır. Bu vesileyle birkez daha Cumhuriyetin kurulmasının mimari Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm demokrasi, bağımsızlık ve özgürlük şehirlerini saygıyla anıyorum.”dedi.
Ardindan PvdA Milletvekili Keklik Yucel de bir konusma yaparak “Herkesin Cumhuriyet Bayramini Kutluyorum. diyerek 15 Temmuz Darbe girisiminden sonra gelismelerin endise verici oldugunu vurguladi.”
Yucel “Turkiye Demokrasiyi, hukuk devletini, insan haklarini ve basin ozgurlugunu guclendirecegi yerde dahada zayiflatiyor. Sosyal Demokrasi uluslararasidir veya hictir. o yuzden Hollada sosyaldemokrat milletvekili olarak durusum net. Ne zaman Hollanda da veya Hollanda sinirlari disinda bir toplumda ozgurlukler, demokrasi, basin ozgurlugu ve insan haklari soz konusu ise sesimizi cikartacagiz. Cunkibiz sosyal demokratlariz. esitlik. ozgurluk ve firsatlar, kardesce yasam, demokrasi, hukuk devlaeti, insan haklari herkes icin, her yerde her zaman hedefimizdir.”dedi.
Programa supriz konuk olarak katilan Avrupa Parlementosu Milletvekili Kati Piri de kisa bir konusma yapti.
Kati Piri “Dun bende Macaristan`in milli bayrami vardi bu sebeple 700 macar vatandasi ile beraberdim. Zaten biliyorsunuz benim ailemde Macar gocmeni. Bugun de burada gorduklerimden sonra anladimki biz cok buyuk bir kulture sahip bir toplumuz. Ben biliyorsunuz PvdA adina AP da yabancilar komisyonundayim. AB ye girme konusunda Turkiye ilerleme kaydetmeye calisirken 130 gazetecinin iceriye alinmasindan endiseliyiz.”dedi.
Daha sonra mikrofona davet edilen CHP istanbul Milletvekili Eren Erdem yaptigi konusmasinda Hukumeti elestirerek “Hollanda da aranizda oldugum icin cok mutluyum. Hollanda orgutlu mucadeleyi pratikte hayata gecirmeyi basarmis bir ulke.
Ben 508 gundur milletvekiliyim, havuz medyasi beni 467 gun boyunca aleyhimde haber yapmis. 112 tane oldurulmem icin yapilmis,1882 olumsuz haber var.
%50 si aclik sinirinin altinda yasayan bir ulkede Recep Tayyip Erdogan gibi bir fasist cumhur baskani oluyorsa bu solcularin kabahatidir. Kimse kusura bakmasin. %70 i isci olan bir ulkede RTE muhtarlar toplantisinda LOZAN dediginde millet onun yarattigi sahte gundemlerin pesine takilip gercek sinif mucadelesini gundemde tutma dirayetinden geri adim atiyorsa bu da solcularin kabahatidir.”dedi. Daha sonra sahneye cikan Hollanda da Turkce Tiyatro yapan iki kisiden biri olan Tiyatro sanatcisi ibrahim Yarar da Aziz Nesin in KAZIK adli tek kisilik mini skecini sahneledi. Son olarak sahneye cikan Turkiyeden gelen Grup Zemheri davetlilere unutamayacaklari bir konser sundular. Konser sirasinda salona gelen unlu Televizyon programcisi Tayfun Talipoglu da hem okudugu sarkilar hemde siirlerle uzun sure ayakta alkislandilar. Hareketli sevilen halay muziklerine bir ara Kati Piri de eslik etti. Salonda bu etkinlikler yapilirken salon disinda kurulan standlarda da onemli yazarlarin kitaplari ve cesitli hediyelikler satisa sunuldu. Standlar arasinda PvdA isci partisininde standinin aldigi ve Avrupa Parlementosu Turkiye raportoru Kati Piri ninde bu stand da oldugu da gozlendi.
Ataturkcu Dusunce Dernegi Hollanda subesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını Emekli Albay Ali Türkşen’in katıldığı coşkulu bir torenle kutladı
Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen’in konusmaci olarak katildigi etkinlikte katılım sayısınin çok yüksek olmasi dikkat cekerken, bir cok vatandas ta programi disardan takip etmek zorunda kaldi.
Hollanda’nın Lahey şehrinde düzenlenen kutlama ADD Hollanda başkanı Şerife Alpaslan`in konuşmasıyla basladi. Alpaslan konuşmasında “tek bir Cumhuriyetimiz var ve buna hep beraber sahip çıkmalıyız” dedi.
Daha sonra kürsüye TGB Hollanda Genel Başkanı Mustafa Selçuk çıktı ve yoğun kalabalığı selamlayarak tum katilimcilarin Cumhuriyet Bayramını kutladı.
Mustafa Selçuk konusmasinda “Avrupa’da çok gurbetçi var, size soruyorum; bizim kadar vatanına bağlı bir millet görüyormusunuz bunların icinde? Ben göremiyorum!” dedi. Selçuk TGB’nin Avrupa yapılanmasından bahsederken “Sponsorsuz, kendi çabalarımızla ve bize destek olan büyüklerimizin yardımlarıyla böyle güzel etkinlikler yapıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından Türkiye Gençlik Birliği’nin “O’nun Gençliği 10 Yaşında” Adlı kısa belgeseli izlendi. Belgeselden sonra konuşma yapan emekli Kurmay Albay Ali Türkşen FETÖ´yü ve Hükumetin Cumhuriyet kurumlarını tahrip etmesini eleştirdi. Sonrasında Silivri´de yaşadığı zorlukları ve anılarını anlattı.
Ali Türkşen herşeye rağmen umutsuzluğa kapılmamak gerektiğinin altini cizerek “kim davet ederse etsin icabet ederim, bir kişi bile kazansak bu umuda giden bir ışıktır” diyerek bölünmemeliyiz vurgusu yaptı.
Daha sonra soru cevap bölümünde vatandaşlarımızın sorularını en içtenlik ile cevaplayan Ali Türkşen gelen herkese teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Kutlama Mehtab Guitar ve Şahin & Işıl çiftinin seslendirdiği türküler ile son buldu.
Hükümet, Hollanda Istihbarat Örgütü AIVD ve Hollanda Askeri Istihbarati MIVD’nin dinleme yetkilerini genisleten yasayi onayladi.
Hükümet, Istihbarat teskilatinin eskimis bir yasa ile yönetildigini, degisen dünyada su anki mevcut yasa ile istihbarat teskilatlarinin faaliyetlerini devam ettirmesinin mümkün olmadigi belirtildi. Temsilciler Meclisinde kabul edilen Istihbarat Yasasi’nda degisiklik öngören kanun teklifi: Güvenlik algisinin tamamen degistigi bir ortamda, dünyada ve ülkemizde meydana gelen degisim ve gelisimleri çerçevesinde uygulanan yasanin günün ihtiyaçlarini karsilamakta zaman zaman yetersiz kaldigi, yeni güvenlik ihtiyaçlarina cevap verebilmesi için yasal düzenlemeler gerekmektedir denildi.
Istihbarat birimlerine verilen yeni yetkilere göre AIVD veya MIVD, istedigi kisiye, kuruma ait e-posta, sms, internet üzerinden arama ve WhatsApp yazismalarini düzenli olarak takip edebilir. Toplanan veriler en fazla üç yil süreyle saklanabilecek.
Kraliyet ailesi vatandasin parasini nereye harciyor?
Bir süredir gündemden düsmeyen Kraliyet ailesi harcamalari Basbakan Mark Rutte’nin basini agritmaya devam ediyor. Peki Kraliyet Ailesi vatandastan aldigi paralari ne yapiyor, nereye harciyor?
Kraliyet ailesinin vatandasa maliyeti toplamda yillik 41 milyon euro, yani kisi basina 2,40 euro. Peki bu paralar nerelere harcaniyor, ne kadar gelir elde ediyorlar?
Hollanda’da kraliyetin ülke yönetimindeki rolü sembolik, yani kraliyet devletin simgesi olarak kalmaya devam ediyor, fakat yürütme yetkisini bir hükümete birakiyor. Belirli bir kitle kraliyet ailesinin varligini sorgulasa da, büyük bir çogunluk kraliyet ailesini bir deger olarak görüyor ve bu degerin korunmaya devam etmesi gerektigini savunuyor.
Basta Kral Willem- Alexander, Kraliçe Maxima ve Prenses Beatrix, gibi Kraliyet ailesinin önde gelen isimleri suana kadar devletten aldiklari ödenekler üzerinden devlete hiç bir gelir vergisi ödemiyor. Bu ayricalik Anayasamizda yer almaktadir.
Kraliyet ailesine verilen yillik maas tablosu:
Kral Willem- Alexander: 900 bin euro
Kraliçe Maxima: 343 bin euro
Prenses Beatrix: 490 bin euro
Prenses Amalia: 250 bin euro
Yapilan harcamalar toplam 28 milyon
Kraliyet ailesi bütçenin büyük bir kismi, (28 milyon) seyahat, uçak seyahatleri, araç, fayton ve Kraliyet ailesi için çalisanlara maas olarak ödeniyor.
Araçlarin, saraylarin ve faytonlarin bakimi: 8,2 milyon
Doga ve çevre bakimi: 300 bin
Uçak seyahatleri: yaklasik 814 bin euro
Kraliyet ailesinin Karayip adalari ziyaretleri: 80 bin euro
Devlet uçak ve helikopter masraflari: 800 bin euro
Kraliyet ailesi harcamalari: 5,7 milyon
Kraliyet ailesinin dis dünya ile olan iletisiminin saglandigi, Devlet Bilgilendirme Dairesi (RVD) sözcülügü: 1,5 milyon euro
Kraliyet ailesi için organize edilen törenlere eslik eden Askeriye: 1,8 milyon euro
Devlet ziyaretleri, törenler, konferanslar: 2,4 milyon euro
Saraylar 5 milyon
Kraliyet ailesinin yasadigi ve çalismak için kullandigi saraylar: Huis ten Bosch, het Koninlijke Palesi Amsterdam ve Paleis Noordeinde. 2018 yilindan itibaren saraylarin bakimi için her yil 1,5 milyon bütçe ayrilacak.
Groene Draeck: 87 bin euro
Prenses Beatrix’e ait de Groene Draeck adli yatin yillik bakim masraflari 87 bin euro.
Güvenlik harcamalari: Bilinmiyor.
Suana kadar saymis oldugumuz harcamalar kraliyet ailesi yillik harcamalari listesinde belirtilen harcamalar. Ancak, kraliyet ailesinin güvenlik harcamalari konusunda net bir bilgi yok.
Cumhuriyetin kuruluşunun 93. yılı T.C. Lahey büyükelçiliğinde verilen resepsiyonda, Lahey büyükelçisi Sadık Aslan davetlilerle vedalaştı. 28 Ekim Cuma akşamı Lahey büyükelçilik binasında düzenlenen resepsiyona çok sayıda türk ve yabancı uyruklu seçkin davetli katıldı. Resepsiyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 81 il ve yurt dışı temsilciliklerde yayımladığı cumhuriyet bayramı mesajı Türkçe ve İngilizce olarak okundu. Daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Büyükelçi Sadık Aslan hem vedalaştı hem de Hollanda’da yaşayan vatandaşlara bazı tavsiyelerde bulundu. Hollanda’da da yasayan Turklerin Cumhuriyet Bayramını tebrik eden Sadık Aslan şöyle konuştu. “Değerli basın mensupları bu gün cumhuriyetimizin kuruluşunun 93’üncü yıldönümünü kutlamak için Türkiye’nin Hollanda’daki evi Türk büyükelçiliğinin rezidansında toplanmış bulunuyoruz. Gördüğünüz gibi pek çok ülkeden dostlarımız bayramımızı kutlamak için geldiler. Uluslararası örgütlerden. Yine Hollanda makamlarından tabi ki, Hollanda’da bulunan yarım milyona yakın vatandaşlarımızın temsilcileri de buradalar. Böyle bir vesileyle hep bir araya gelmiş olmaktan ben de guru duyuyorum. Bu gün benim aynı zamanda Hollanda’daki görevimi sonlandırdığım; aslında bir süre önce Ankara’daki görevime başladım ama birazda diplomatik nezaket itibariyle sonlandırdığım bu güne denk geldi. Vedamı yapıyorum. Her şeyden önce Hollanda Türk toplumundan bu güne kadar büyükelçiliğimizde göstermiş oldukları yakın işbirliği, bazı ahvalde omuz omuza mücadele ettim. Teşekkür ederim. Bütün yapılan “Türkiye’nin uzun kolu” ithamlarına rağmen onlar Hollanda ile Türkiye arasında kırılmaz bir insani köprü olduklarını hep ispat ettiler. Ülkemizde yaşanan özellikle FETÖ darbe girişimi gibi konularda olsun, PKK terörünün pek çok sivil yada asker vatandaşımızın kanına girdiği saldırılarda olsun hiçbir zaman geldikleri ülkeyi hepimizin ortak vatanı Türkiye’yi yalnız bırakmadılar. Her zaman bu mücadeleyi Hollanda kamuoyunun gündemine taşımak için gayret gösterdiler. Bunu da olgunluk içinde yaptılar. Ben bu vesile ile Hollanda Türk toplumuna sizlerin aracılığıyla Allah’a ısmarladık demek istiyorum. Yine Hollanda Türkiye dostluğu için çalışmaya, her iki ülkenin de iyiliği için çalışmaya devam etsinler gayretlerini bırakmasınlar. Kendilerine yönelik haksız ithamlara da kulak asmasınlar. Yani buradaki mücadeleleri demokratik ve medeni olduğu sürece mutlaka sesleri bir gün duyulacaktır.” Arslan bir gazetecinin “Hollanda’dan nasıl bir intiba ile dönüyorsunuz? Hollanda ile alakalı gözlemleriniz nelerdir?”sorusuna da;
“Eğer Hollanda basınında ve parlamentosunda yapılan tartışmaların tonuna bakarsanız burada hiçbir gün mutlu yaşayamazsınız. Kamuoyuna yansıyan kısmı, özellikle son üç yıldır çok menfi. Ben de zaten 2-3 yıldır burada görev yapmaktayım. Fakat Hollanda ile Türkiye ilişkilerinin gerçek niteliğine baktığımızda, yani biz ne kadar ticaret yapıyoruz, kaç turist geliyor ülkemize? Hollandalılar bize ne kadar yatırım yapıyor? Askeri işbirliğimiz nedir? Güvenlik ve terör konusunda işbirliğimiz nedir? Bu alanlarda da mükemmel işbirlikleri karşımıza çıkar. O yüzden beni söylemek istediğim, kamuoyundaki bu böyle sabun köpüğü gibi ithamlar ve algı kampanyalarına aldırış etmez isek Hollanda’yla 404 yıllık müttefiklik ilişkimizin temelleri sağlam. Ve Türkiye’nin Hollanda’ya yönelik her hangi bir gizli bir ajandası yoktur. Yani bu “uzun kol” “beşinci kol” faaliyetleri bunların hepsi yalan. Burada son operasyonlardan sonra fark etmişsinizdir; doğru dürüst diplomasimiz bile kalmadı. Bizim burada sizlerin iyiliğinizden başka düşüncemiz yok. Zaten sizin de iyi olabilmeniz için Hollanda’nın iyi olması, müreffeh bir ülke olması lazım. Tarihte de hiçbir zaman bizim Hollanda’yla savaşımız olmamıştır. Ayrı kamlarda yer alan rakip dahi olmadık. Dolayısıyla bu günlerde olanlara; iç siyasetin kendi dinamikleri içinde köpürttüğü bir huzursuzluk diyelim. Ama biz hem büyükelçilik olarak hem de sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcileri olarak hiçbir zaman pes etmedik. Sizlere tavsiyem, daha çok Hollandalılarla iletişim içinde olun. Sizin ağzınızdan çıkan sözler ve gazetelerinize yazdıklarınız arzu ederiz ki daha çok Hollandaca olsun. O zaman belki iletişim daha amacına uygun gerçekleştirebilir. Sizlerle ve Türkiye ile ilgili yanlış anlamalar ortadan kalkabilir. Ve şunu şöyleyeyim. Belki Türkiye şu anda tarihinde hiçbir zaman olmadığı kadar Batı’nın yani Transatlantik camianın, güvenliğine, refahına, huzuruna hizmet ediyor. Hatta bu radikal unsurları biz kaynağında kurutuyoruz. Bizim diyanet işlerimiz, buradaki imamlarımız buradaki toplumu radikalleştirmek için değil, onları topluma faydalı insanlar haline getirmek için çalışıyor. Düşünsenize biz ta Türkiye’den bütçe ayırarak Hollanda’daki gençlerin radikalleşmemesi yani kurda kuşa yem olmaması için çalışıyoruz. Dolayısıyla bu verilen hizmetin olmaması halinde yaratacağı boşluk gerçekten çok tehlikeli olabilir. Tabi burada sadece diyanetimiz değil diğer sivil toplum kuruluşlarımız da her zaman itidalli olmuşlardır. Demokratik olmuşlardır. Barışçı olmuşlardır. İşinde gücünde olmuşlardır. Hiç bir zaman suçla ya da organize suçları öven bir tavır içinde olmamışlardır. Bunlar toplu zaten kendi tepkisini de göstermiştir. Ben buradan bir kez daha bu temi Hollanda Türk toplumunu selamlıyorum. Allah yollarını açık etsin. Her iki ülkeyi de kucaklayarak doğru bildikleri şeyleri yapmaya devam etsinler.”
Cumhurbaşkanının bayram mesajı
“Bugün, Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde ilan ettiğimiz, son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 93. kuruluş yıldönümüdür. Esarete ve dayatmalara rıza göstermeyen Türk Milleti, istiklaline ve istikbaline kasteden işgalcilere karşı başlattığı Kurtuluş Savaşı’nı, tarihte benzeri görülmemiş bir kahramanlıkla zaferle taçlandırmıştır. Bu büyük zaferin ardından, 29 Ekim 1923’te, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk.
Cumhuriyetimizi, 2200 yıllık devlet geleneğimiz ile yaşadığımız coğrafyadaki bin yıllık Selçuklu ve Osmanlı mirasının, o günün zor şartlarında elde edilmiş bir kazanımı olarak görüyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, 93 yıldır karşısına çıkan zorlukların üstesinden gelerek yoluna devam etmiş, bilhassa son dönemdeki atılımlar sayesinde, bugün dünyanın yükselen güçleri arasında yer almayı başarmış bir devlettir.
Büyüyen ekonomisi, güçlü demokrasisi, temel insani değerlere olan bağlılığı, ilkeli ve vizyoner dış politikasıyla Türkiye, bölgesinde ve dünyada bir ilham kaynağı olmayı günümüzde de sürdürüyor.
En son 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar, milletimizin devletiyle ne kadar bütünleştiğini tartışmasız şekilde bir kez daha teyit etmiştir.
Milletimiz, yeni işgal girişimlerine karşı da, İstiklal Harbi’ndeki kararlılıkla mücadele edeceğini, o gece tüm dünyaya göstermiştir.
FETÖ mensubu hainlerin silahlarına göğsünü siper ederek, özgürlüğüne, demokrasisine, hükümetine ve devletine sahip çıkan milletimizin azmi, Cumhuriyetimizin 100. yıldönümüne hasrettiğimiz 2023 hedeflerimize ulaşma konusundaki en büyük güvencemizdir.
Bu büyük devletin ve bu kahraman milletin Cumhurbaşkanı olmaktan şeref duyuyorum.
Dünyanın neresinde olursa olsun, tüm vatandaşlarımızın ve dostlarımızın da, milletimizin 15 Temmuz’da yazdığı destandan gurur duyduklarına inanıyorum.
Hem bir darbe girişimi, hem bir terör saldırısı, hem de bir işgal teşebbüsü olan böyle büyük bir badireyi atlatmamızın ardından, Cumhuriyetimizin 93’üncü yıldönümüne ulaşmış bulunuyoruz.
Şundan tüm vatandaşlarımız, tüm dostlarımız emin olsunlar: Bugün Türkiye, 15 Temmuz sabahına kıyasla, daha güçlü, daha dirayetli, daha kararlı bir ülkedir.
Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, vatanımıza, istiklalimize, geleceğimize kast eden hiçbir saldırı başarılı olamayacaktır.
Terör örgütleri de, onları kullananlar da, hedeflerimize ulaşmamızı engelleyemeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum.
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, bu toprakları bize vatan kılmak için fedakârlıkla mücadele eden tüm gazilerimizi minnetle yad ediyor; bu uğurda canlarını veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Ecdadımızın emanetine sahip çıkan kahraman milletimize ve bize dualarıyla destek olan tüm dostlarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.” Öte yandan tamamlanan gorevi nedeniyle Merkeze donen Buyukelci Sadik Arslan buradan da Cumhurbaskanligi Disisleri Bas Danismasi olarak goreve basladigini da notlarina ekledi. Lahey Buyukelciligine de en kisa zamanda atamanin yapilacagini dusundugunu belirten Arslan o zamana kadar Turkiye Cumhuriyeti Lahey Buyukelciligine Maslahatguzar Kurtulus Aykan in vekalet edecegini de belirtti.
Seviyorum seni,
Özgürlük aşkını,
Bağımsızlık sevdanı,
Dik başlılığını,
İnatçılığını,
Mücadele ruhunu,
Devrimciliğini,
Cesaretini,
Dik duruşunu,
Evrenselliğini,
Neden biliyor musun atam?
Çünkü sen dünyaya kadınların insan olduklarını öğretmekle kalmayıp bizlere 5 aralık 1934’de seçme ve seçilme hakkını verdin! Sen bana kadınlığımı ve herşeyden önce insanlığımı verdin!
Atam, sen beni ve kadınlarımızı köle olmaya layık değil, omuzlarda göklere yükselmeye layık gördün!
Sen kadınların eğitimi için mücadele etmekle kalmadin, kadınlara en büyük hakkı olan irfanı verdin!
Sen Kadın haklarının önünü açmakla kalmadın! Çünkü sen atam, benim 12 yasında çocuk yaşta evlendirilmemem fakat okumam ve kendimi geliştirmem için meydan okudun! Bizim meydan okuyuşumuz ve haklarımızı talep etmeyip haklarımızı almamız da bundandır!
Atam sen beni Kadın olduğum için küçümseyip eve kapatmadın! Aksine yanına oturttun, aynı saflarda, aynı ortamlarda yer almamı ve dim dik ayakta durup özgürce fikirlerimi savunmamı öğrettin! Çünkü sen atam, 100 yıl geçmiş olsa dahi binlerce erkeğin içinde tek Kadın olarak kalsam bile bana erkeklere meydan okumasını ve hiç kimseye boyun eğmemeyi öğrettin!
Atam, sen olmasaydın, ben ben olamazdım!
Sen olmasaydın, biz kadınlar bağımsız ve özgür bir şekilde ayakta duramaz, bağımsızlık ve özgürlük de bizim karakterimiz olamazdı!
Baş komutanım, Atam.. Seni seviyorum, sen ki cumhuriyeti yokluktan var eden, bizlere armağan eden, bize emanet edensin. Her fırtınadan sonra güneş tekrar doğarmış ve o güneş özgürce tekrar cumhuriyetimizin üzerine doğacak! Atam, senin özgürlük aşkın benim aşkım! Senin bağımsızlık sevdan benim sevdamdır! Emanetin de, emanetimdir!
Işıklar içinden bizleri izliyorsun, biliyorum.. Aynı duyguları yaşıyoruz, endişelisin bunu hissediyorum.. Yaralandık Atam, yaralarımız ağır olabilir, kan kaybediyor da olabiliriz.. Fakat ölmedik! Dim dik ayaktayız ve yaşıyoruz! Sadece bir adım geri attık, koşunun belki de en güzel 100 metresine hazırlanıyoruz! Neden mi?
İstiklal savaşında da olduğu gibi ön saflarda göğüsümüzü gererek, korkusuzca, cesurca, inatla, canla, başla, yine biz kadınlar en önde olacağız! Çünkü;