spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 514

Dövizli Askerlik ile ilgili önemli duyuru

T.C. Deventer Başkonsolosluğundan Dövizli Askerlik ile ilgili duyuru

1111 Sayılı Dövizli Askerlik Kanunu uyarınca 1.000.- Avro tutarındaki harcı ödemek suretiyle dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak isteyen ve Deventer Başkonsolosluğu görev bölgesinde ikamet eden 1979 doğumlu ile 1977 daha önceki bir yılda (1978 te doğanlar hariç) doğmuş olan 38 yaşından büyük Askerlik Yükümlüsü vatandaşlarımızın, en geç 29 ARALIK 2017 tarihine kadar Başkonsolosluğumuza başvurarak belirtilen döviz miktarını ödeyerek işlemlerini tamamlamaları gerekmektedir.

Bu durumda olan vatandaşlarımız, randevu almadan 29.12.2017 tarihine kadar doğrudan Başkonsolosluğumuza gelerek belirtilen işlemlerini yaptırabileceklerdir.

Anılan tarihten sonra işlem kabulü mümkün olmayacağından, belirtilen husus bu kapsamda bulunan vatandaşlarımızın dikkat edilmesi ozellikle belirtildi.

Çiçek İhracatında Yüzde 49’luk Pay Sahibi Hollanda ile Ortak Proje

Çiçek İhracatında Yüzde 49’luk Pay Sahibi Hollanda ile Ortak Proje

Üretimlerle Türkiye’de ’çiçeğin başkenti’ haline gelen Bayındır, dünya çiçek ihracatında yüzde 49’luk paya sahip Hollanda adına çiçek tohumu üretmeye başladı.

Bayındırlı çiçek üreticilerinin kurduğu BAYÇİKOOP, ‘sıcağa dayanıklı’ siklamen türü geliştirerek dünyanın en büyük çiçek üreticileri arasında yer alan Hollandalı bir firma ile 5 yıllık ortak proje anlaşması imzaladı.

Yerli üreticinin desteklenmesi amacıyla kooperatiflerle anlaşma yapan ve Türkiye’de ‘sözleşmeli üretim’ modelini uygulayan ilk yerel yönetim olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, verdiği desteklerin olumlu sonuçlarını da birer birer almaya başladı. 2007 yılından beri çiçek üreticilerine alım garantili sözleşmeli üretim yaptıran İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayındırlı üreticiler, dünyanın en büyük çiçek üreticileriyle ortak proje yapacak güce ve birikime ulaştı. ‘Çiçeğin başkenti’ olarak anılmaya başlayan Bayındır, artık sadece Türkiye’de değil dünyada da konuşulur hale geldi. Bayındırlı çiçek üreticilerinin kurduğu ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteklediği Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (BAYÇİKOOP), dünya çiçek devi Hollanda için üretim yapmaya başladı.

30 yıldır siklamen çiçeği tohumu üreten Hollandalı bir firmayla 5 yıllık alım sözleşmesi imzalayan BAYÇİKOOP, önemli bir AR-GE çalışması sonucunda geliştirdiği siklamen tohumlarını artık Hollandalılar için hazırlayacak. Dünyanın en büyük çiçek ihracatçı ülkesi olarak pazarda yüzde 49’luk paya sahip olan Hollanda’yla yapılan bu anlaşma, Bayındırlı çiçek üreticileri için de tarihi bir dönüm noktası olacak.

Hollandalı çiçek tohumu üreticisi Varinova B.V. firmasıyla uzun soluklu görüşmeler sonrasında kararı verilen anlaşmanın yapıldığını belirten BAYÇİKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy Sümerkan, “17 senedir aktif olarak çalışan kooperatifimiz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun verdiği sözleşmeli üretim desteğiyle ayağa kalktı. Biz bu gördüğümüz destek sayesinde artık sadece Bayındır’da konuşulmakla kalmadık, Türkiye bizi konuştu. Şimdi ise dünya çiçek devleri ünümüzü duydu ve bizlerle işbirliği yapmaya başladı” dedi.
cicek-ihracatinda-yuzde-49-luk-pay-sahibiTürkiye’de bir ilk

Hollandalı firmayla yapılan anlaşmada en büyük etkinin İzmir Büyükşehir Belediyesinin referansı olduğunu belirten Sümerkan, “Bundan bir sene önce bize bir teklif geldi; ‘Islah çalışması yapabilir misiniz?’ diye. Islah çalışması denilen şey; tohumları birleştirerek, tozlandırarak daha kaliteli bir bitki üretmek. Bu olay şu anda Türkiye’de pirinçte de uygulanmakta, mısırda da uygulanmakta ama bu zamana kadar süs bitkileri ile ilgili ıslah çalışması hiç yapılmamıştı. Biz de bu ilki gerçekleştirmeye karar verdik. ve Hollandalı firma ile görüşüp konuştuk, kendimizi tanıttık. Biz Hollanda’ya gittik, en büyük referansımızın İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğunu ve bu işi başarabileceğimizi söyledik. Onlar da Bayındır’a gelip çalışmalarımızı yerinde inceledi” şeklinde konuştu.

“Bütün dünyaya pazarlamayı düşünüyoruz”

Tohum ıslah çalışmasında Bayındırlı üreticilerden beklenilen siklamen çiçeğinin tohum türünün sıcak iklime dayanıklı, daha gür yapraklı ve daha çok çiçekli olan tür olduğunu ifade eden Sümerkan, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Soğuk havayı seven bir bitki olan siklamen sonbahar-kış aylarında çiçek açar. Yaz döneminde ise dinlenmeye geçer. Ancak Hollandalı şirketin bizden istediği tür, sıcağa dayanıklı bir siklamen çeşidi üretmemizdi. AR-GE seramızda bir yıl boyunca deneysel 48-49 derecedeki seramızda çalıştık. Denetim için geldiklerinde ise istedikleri görünümdeki siklamen çiçeğini buldular ve bizleri bu konuda çok başarılı buldular. 5 yıl boyunca her yılın sonunda yetiştirdiğimiz ürünün tohumunu alacağız ve onlar gelip yerinde bizi denetleyecekler. Hollandalı partner firmamızla ürünümüzü bütün dünyaya pazarlamayı düşünüyoruz. Hedefimiz Türkiye sınırlarını aşmaktı. Bunu da Hollanda ile anlaşma yaparak göstermiş olduk.” – İZMİR

Karsu Dönmez Antakyalı Hayranlarıyla Buluştu

Karsu Dönmez Antakyalı Hayranlarıyla Buluştu

Hollanda’da genç yaşta müzik alanındaki çalışmalarıyla adını duyuran Karsu Dönmez, Hatay’da konser verdi.

Antakya’da Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen konserde, aslen Altınözlü olup Hollanda’da genç yaşta müzik alanındaki çalışmalarıyla adını duyuran Karsu Dönmez hayranlarını coşturdu. Piyano ve orkestrası ile birbirinden güzel parçalarını seslendiren Dönmez, sevenlerine güzel bir akşam yaşattı.
karsu-donmez-hayranlariyla-bulustuHatay Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleşen konsere Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve eşi Nazan Savaş, Hatay Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Maden, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Kilisli, Muhtarlar Dairesi Başkanı Durmuş Yıldırım ve vatandaşlar katıldı. – HATAY

Hollanda’da Mahkemeden Camiye Destek Kararı

Hollanda’da Mahkemeden Camiye Destek Kararı

Hollanda’daki Rotterdam Mahkemesi, Rotterdam Belediyesinin Ayasofya Camisi’nin geçici olarak kullandığı binayı boşaltma kararını iptal etti.

Mahkeme tarafından yapılan yazılı açıklamada, Milli Görüş teşkilatlarına bağlı caminin, geçici bir süreliğine bulundukları binada Temmuz 2018’e kadar kalabileceklerini bildirdi.

Açıklamada, caminin şu an bulundukları binada topluma yönelik yaptığı faaliyetlerin, belediyenin boşaltma talebinden daha önemli olduğu vurgulandı.

Ayasofya Camisi Kurumsal İletişim Başkanı Mustafa Azmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahkemenin verdiği kararın kendilerine nefes aldırdığını belirterek, mutlu olduklarını söyledi.

Caminin yapım sürecinde yaşanan bazı sıkıntılardan dolayı çoktan bitmesi gereken inşaatın uzun sürdüğünü dile getiren Azmaz, geçici binada kalmak için ön görülen süreden çok daha önce inşaatı bitirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Mustafa Azmaz, “Belediye ile aramızda aslında hiçbir sıkıntı yok. Bu zamana kadar her türlü konuda çok iyi çalıştık. Ama bu konuda bize maalesef anlayış göstermedikleri ve bine yakın üye ve cemaat ile başka bir yere gidemeyeceğimiz için belediyeyi mahkemeye vermek zorunda kaldık. Bu duruma gelmesini istemezdik.” dedi.

Rotterdam Belediyesi, caminin yapım süresinin uzamasına rağmen geçici bina için anlaşılan sözleşmeyi uzatmayacağını bildirmiş ve bir ay içerisinde cami olarak geçici kullanılan binayı boşaltmasını istemişti.

Caminin yönetim kurulu, bunun üzerine belediyeyi mahkemeye vermişti.

Özgür kadın RAHAT-MIŞ-MIŞ-MIŞ..!

0

Özgür kadın RAHAT-MIŞ-MIŞ-MIŞ..!

Sezon açılış törenini yapmadan konuya giriyorum yüksek müsadenizle. Konumuz “Özgür Kadınlar” ve onların bazı zihniyet yoksunlarının algısına göre, o kadınların “rahat” oluşu.. Neticede bu da bir tür kadına yönelik şiddettir.. Hatta alası diyebiliriz.. Bence önde gideni diyelim tam olsun..

Özgür kadınları tanımlamam gerekirse bu tür kadınlar standartların dışına çıkmış, kendini şu meşhur Günah Ayıp Yasak üçgeninden sıyırmış hatta kendine insancıl bir üçgen yaratmış, Allah’ın bildiğini kulundan saklamayan, canı ne istiyorsa onu yapan fakat en önemlisi kadınlığından önce kendini insan olarak gören kadınlardır. Bu tür kadınlar alışılmış konuların dışında kalan tabu konuları ele alan, hatta bu tabu konuları yazdıkça adeta orgazm yaşarmışcasına zevk alan, yazar kimliği olan, azınlığın hakları için sokağa çıkmaktan korkmayan, sanatla uğraşan, ressam ya da tiyatrocu olan kadınlardır mesela.

Bu kadınların tabi tutuldukları şiddetlerden birisi de ortaya atılan algı; Özgür kadın rahattır! Rahat olmasına rahatız paşam, bizdeki keyif kimsede yok! Çünkü biz yaşıyoruz efendim.. Hayati olduğu gibi yani insan gibi yaşıyoruz. En büyük sorun zaten “Özgür” kelimesine verilen anlamda bence.. Özgür bir kadına göre özgürlük İNSANCA YAŞAMAK demektir fakat bu algıyı oluşturanlar için Özgür kadın farklı bir “şey”dir”. Ay terbiyem müsade etmiyor “şey”i açıklamaya desem de inanmayın. Yok, terbiyesiz olduğum için değil tabi, bendeki terbiyeyi kimsede bulamazsınız bu dünyada. Efendim o şey aslında tek kelimeyle açıklanır ama ben farklı açıklamalar kullanmak istiyorum. Beyin hücresi eksikliği yaşayanlara göre özgür kadın; Her hafta o bar senin, bu bar benim gezen. Her hafta sonu o yar senin, bu yar benim yatan, annemin dediği gibi ar’ı yiyip namusu tellal’a veren, erkek konusunda rahat olan, sevgilisi veya kocası olsa dahi başkalarıyla da fingirdeşen falan filan işte.. Tek kelimeyle de açıklanabilirdi fakat dediğim gibi terbiyem müsade etti..

Peki özgür kadın ne dir aslında? Özgür kadın dediğin erkekler tarafından icat edilmiş kurallara karşı dim dik ayakta duran ve o kurallara kendini ezdirmeyen, insan gibi yaşayan, hayat dolu olan, kendini geliştiren, erkeğe ihtiyaç duymayan fakat bazen sevdiği insanın omuzuna başını kadın gibi yaslayıp sevdiğinden de kuvvet alan kadındır. Özgür kadın din, dil ve ırk meselelerinden kendini sıyırmış ve karşısına çıkanlara insan gibi muamele edendir. Özgür kadın beynini, benliğini, kalbini ve ruhunu G.A.Y. (Günah Ayıp Yasak) üçgeninden sıyırmış kadındır! Özgür kadın aslında sadece insan gibi yaşayan özgür bir insandır!

Yaratılan algı ile bizim için özgürlüğün ne demek olduğunu artık biraz olsun anlattığımıza göre hala bu özgür kadın rahattır algısının ömrünün uzunluğunu merak etmiyor değilim. Bu algıyı sadece hayatta tutan erkekler değildir efendim, kendinden emin olmayan ya da ben ne biliyim bir şekilde hayatını o kuralları icat eden erkeklerin istediği gibi yaşayan kadınlar da hayatta tutuyor. Bunun sebebi ise genelde korkudur, canım için rahat olsun, biz özgür kadınlar dönüp senin kokmuş kocana bakmayız, o bizim tırnağımızın bir zerresi bile olamaz! Ayrıca, bu düşüncede olan bir kadının kocası da kendisi gibidir herhalde.. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş misali..

Diğer ayrı bir ironi ise, bazı ‘fifi’ kadınların kocaları genelde güçlü bir kadını hayal eder, arzular… Çünkü özgür kadın güçlüdür ve gücünden dolayı daha da çekicidir. Ne hikmetse o kadınla sadece gönül eğlendirmek ister çünkü erkek o güçlü kadından korkar! Ezilme korkusu diyelim. Bu ‘fifi’ kadınları ve bunların kocalarını bir dahaki yazımda işleyeceğimden bu konuyu ortada bırakıyorum.

Ay yine tabu bir konuya girdim herhalde.. Orgazmın dibine vurdum yazarken : )

Hayırlı pazarlar SÜSLÜMAN kardeşlerim, Allah’ın bildiğini kulundan saklamayın, ha bir de kendinizi prangalardan kurtarın.. Yaşamak, aşık olmak, sevmek çok GÜZEL! Loca Gundi sever sizi en çok da ÖZGÜR İNSANLARI..

Cumhuriyetin büyümeyen asi kızı,

Şenay Tosun

 

Hollanda’da Yeni Kabineye Girecek İsimler Belli Oldu

Hollanda’da Yeni Kabineye Girecek İsimler Belli Oldu

Hollanda’da kurulma hazırlıkları süren 4 partili koalisyon için üzerinde uzlaşılan yeni kabineye girecek aday isimler belli oldu.

Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA), Demokrat 66 (D66) ve Hristiyan Birlik Partisi (CU) liderleri bir araya gelerek yeni kabine için aday isimleri belirledi.

VVD Lideri Mark Rutte’nin başbakanlık, diğer 3 partiden belirlenen isimlerin ise başbakan yardımcılığı yapacağı yeni hükümette, toplam 15 bakan ve 8 devlet müsteşarı görev yapacak.

Liderlerin üzerinde uzlaşmaya vardığı kabinede, VVD 5 bakan ve 3 müsteşarlık, CDA 4 bakan ve 2 müsteşarlık, D66 4 bakan ve 2 müsteşarlık, CU ise 2 bakan ve 1 müsteşarlık alacak.

Rutte’nin adaylar ile yapacağı görüşmeler sonrasında yeni kabine üyeleri, 26 Ekim’de Lahey’deki Noordeinde Sarayı’nda Kral Alexander ile görüşerek yemin edecek.

Hollanda’da 15 Mart’taki genel seçimden 209 gün sonra yeni hükümeti kurma çalışmalarında, üzerinde anlaşmaya varılan koalisyon protokolü açıklanmıştı.

Son seçimlerde, VVD 33, Özgürlük Partisi (PVV) 20, Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA) 19, Demokrat 66 (D66) 19, Sosyalist Parti (SP) 14, Yeşil Sol (GL) 14, İşçi Partisi (PVDA) 9, Hristiyan Birlik Partisi (CU) 5 ve Denk Partisi 3 milletvekiliyle parlamentoda temsil hakkı kazanmıştı.

Ülkede İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hükümetsiz en uzun dönem yaşanıyor.

Hollanda’da Her Yıl 134 Bin Kişi İşyerinde Tacize Uğruyor

Hollanda’da Her Yıl 134 Bin Kişi İşyerinde Tacize Uğruyor

Hollanda Uygulamalı Bilimsel Araştırma Kurumu (TNO) tarafından yapılan araştırmaya göre, her 50 çalışandan biri, işyerinde cinsel saldırı kurbanı oluyor.

Araştırmaya göre, cinsel tacizin en çok görüldüğü yerlerin başında pazar araştırması yapan şirketler geliyor. Bu sektörde çalışan her 18 kişiden biri işyerinde cinsel tacize uğruyor. İkinci sırada da yiyecek ve içecek sektörü yer alıyor. Bu sektörleri, sigorta şirketleri ile banka ve finans kuruluşları izliyor.

Araştırmada sicili en kötü sektörler arasında ayrıca hukuk ve muhasebe büroları ile polis yer alıyor.

Kurbanlar genellikle sessiz kalıyor

En sık rastlanan cinsel saldırı biçimleri de istenmeyen dokunuşlar, müstehcen yorumlar, elektronik posta ve sosyal medya mesajları ile baskı ve yıldırma olarak listeleniyor.

Taciz kurbanlarından Sarah adlı kadın çalışan, işyerinde bir doktor meslektaşı ile yaşadıklarını RTL Televizyonu ile paylaştı.

Erkek meslektaşının kendisine, gün boyu “bebeğim, fıstık” gibi sözlerle hitap ettiğini söyleyen Sarah, akşam da telefonla, “Nasılsın. Bugün seninle çalışmak keyifliydi” mesajıyla birlikte cinsel organının fotoğrafını gönderdiğini söyledi.

Sarah’ın şikayeti üzerine tacizci doktorun görev yeri değiştirildi.

Ancak herkes Sarah kadar kolay çözüme ulaşamıyor.

İşyerinde yaşanan cinsel saldırıları konu alan çalışmasıyla tanınan Karin Bosman’a göre, birçok taciz mağduru, cinsel saldırılar karşısında sessiz kalıyor.

Kurbanlar, utanma, suçlanma ve aşağılanma kaygısı nedeniyle sustuğu için, birçok taciz olayı açığa çıkmıyor.

Bosman, işyerinde cinsel tacizin konuşulabilir hale getirilmesi gerektiğini belirterek, “Her işveren, çalışanları nasıl daha korunaklı ve güvenli hale getirebilirim diye kendine sormalı” diyor.

Kaynak : BBCTurkce

Hollanda’da Üniformali Polis Memuruna Basörtüsü Yasagi

Hollanda’da Üniformali Polis Memuruna Basörtüsü Yasagi

Hollanda’da Müslüman bir kadin polis, çalisirken üniformasiyla basörtüsü kullanmasina izin verilmemesini Hollanda Insan Haklari Komisyonuna tasidi.

Müslüman kadin polisin avukati Betül Özates, AA muhabirine yaptigi açiklamada, müvekkilinin polis üniformasi giydiginde basörtüsü kullanmasina izin verilmemesinin din özgürlügüne aykiri ve ayrimcilik oldugunu belirtti. Özates, sunlari söyledi:

“Müvekkilimin bulundugu polis bürosu sikayet bölümünde çalisan herkes isini üniformali yaparken kendisine istisna uygulanarak basörtüsünü çikarmadigi takdirde sivil elbisesi ile çalismasina izin verilecegi söylendi. Bu sekilde çalisan müvekkilim kendisine din üzerinden ayrimcilik yapildigi için komisyona sikayette bulundu.”

Özates, sikayetin sonucunun 14 Kasim’da belli olacagini aktararak, “Sonucun bizim açimizdan olumlu olacagina inaniyorum. Komisyonda alinan kararlar baglayici olmasa da bir geçerliligi var. Ayrimcilik yasasi üzerine kurulmus bir komisyon oldugu için olumlu bir sonuç bizi bir adim ileri götürecektir.” ifadesini kullandi.

Basörtüsünün dini sembolize etmedigini kaydeden Özates, “Dini sembolize eden esyalar üniforma altinda gizlenebilir ama basörtüsünü gizleyemezsin.” degerlendirmesinde bulundu.

Hollanda’da, polislerin tarafsiz gözükmeleri amaciyla üniforma giydiklerinde dini sembolize eden esyalari kullanmalari yasak.

Amsterdam Il Emniyet Müdürü Pieter-Jaap Aalbersberg, geçen mayista Hollanda’da yerel bir gazeteye verdigi röportajda, emniyet teskilatina farkli etnik kökenlerden kisilerin istihdam edilmesini saglamak için basörtüsünün polis üniformasinin bir parçasi olmasi hususunu görüsebileceklerini söylemisti.

Hollanda’dan Gezmeye Geldi Vuruldu

Hollanda’dan Gezmeye Geldiği İstanbul’da Ayağına Mermi İsabet Etti

Hollanda’dan ailesiyle birlikte gezmeye gelen 10 yaşındaki çocuğun ayağına nereden geldiği belli olmayan bir mermi isabet etti.
hollanda-dan-gezmeye-geldigi-istanbul-daHastaneye kaldırılan çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Olay, akşam saatlerinde Cankurtaran Mahallesi Ayasofya Meydanı’nda meydana geldi. İddiaya göre, Hollanda’dan ailesi ile birlikte İstanbul’a gezmeye gelen 10 yaşındaki Ahmet Kerem Durmaz, ailesiyle birlikte fotoğraf çektirmek için Ayasofya Meydanı’na gitti. Fotoğraf çektirdikten sonra anne ve babası başka bir yerin fotoğrafını çekmek için kısa süreliğine küçük çocuğun yanında ayrıldı. Anne ve babasının yakınlarında bulunan Ahmet Kerem Durmaz’ın ayağına nereden geldiği belli olmayan bir mermi isabet etti. Çocuklarının yere yığıldığını ve ayağında kanama olduğunu gören ailesi, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahale sonrası küçük çocuk Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede yapılan incelemede Ahmet Kerem Durmaz’a isabet eden kurşunun sağ üst baldırından girip arka taraftan çıktığı tespit edildi. Çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, polis olayla ilgili inceleme başlattı.

Hollanda’dan Fetö’cülere Iltica Hakki

Hollanda’dan Fetö’cülere Iltica Hakki

Hollanda, darbe girisimi sonrasinda Avrupa’ya kaçan FETÖ’cülere iltica hakki verdi.

Hollanda, darbe girisimi sonrasinda Avrupa’ya kaçan FETÖ’cülere iltica hakki verdi. Ilticaci Avukatlar Dernegi Baskani Wil Eikelboom, siginma hakki verilen 8 kisinin FETÖ üyeleri olarak aranan kisiler oldugunu bildirdi. Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanligi, Türklerin basvurularinin onaylandigini dogrularken, bu kisilerin FETÖ’cü olup olmadiklarina iliskin bir açiklama yapmadi.

Darbe girisimi sonrasinda, Hollanda’ya Türklerden yapilan basvuru sayisinda keskin bir artis meydana geldi. Hollanda’ya 2016 yilinda yapilan basvuru sayisi 235 olurken, bu sayi Eylül 2017’de 309’a ulasti.

(Buket Avci / IHA)