spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 494

DÖRDÜNCÜ KIZ OTOBANDA DOGDU

DÖRDÜNCÜ KIZ OTOBANDA DOGDU

Doğum sancıları başlayan eşini hastaneye yetiştirmek üzere yola çıkan genç baba, dördüncü kızına Rotterdam ve Lahey kentlerini birbirine bağlayan A13 otoyolunda kavuştu.

Hollanda’nın Rotterdam ve Lahey kentlerini birbirine bağlayan A13 otoyolu, Cumartesi öğleden sonra sıra dışı bir doğum olayına sahne oldu.

BEBEK GELİYOR! UYARISIYLA ARABAYI EMNİYET ŞERİDİNE ÇEKTİ

Doğum sancıları başlayan eşini hastaneye yetiştirmek üzere yola çıkan Soner İnal, dördüncü çocuğuna otoyoldaki emniyet şeridinde kavuştu. Lahey yakınlarındaki Ypenburg kasabasında yaşayan İnal çifti, doğum sancısının başlamasının ardından hızla evden çıktı. İnal çiftinin planı, en büyüğü 8 yaşında olan 3 kızlarını Rotterdam’da oturan babaannelerine bırakıp oradan da doğum için Erasmus Tıp Merkezi’ne gitmekti. Hastaneye geç kalmamak için otoyolda 150 kilometre hızla ilerleyen Soner İnal, eşinin “bebek geliyor” uyarısı üzerine otomobili, emniyet şeridine çekti.

DÖRDÜNCÜ KIZLARINA ‘ELİZ’ ADINI VERDİ

Bir yandan ambulansı arayıp, bir yandan eşine yarım eden İnal daha telefonu kapatmadan, arkada koltuktaki 3 kız çocuğunun çığlıkları eşliğinde doğum gerçekleşti. Doğar doğmaz ağlamaya başlayan bebeğin üzerine ceketini örten Soner İnal, bir yandan da sevinçten ağlayan diğer kızlarını sakinleştirmeye çalıştı. Daha önce doğacak bebeğe isim düşünmeyen İnal çifti, dördüncü kızlarına oracıkta Eliz adını verdiler. Eliz bebek ile annesi, daha sonra gelen ambulansla Rotterdam’daki Erasmus Tıp Merkezi’ne götürüldüler. Anne ile bebeğin sağlık durumları iyi 3 kilo 100 gram ağırlığındaki bebek ile annesinin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

TWİTTER’DA BEBEK İÇİN ‘ELizA13’ ESPRİSİ YAPILDI

Hollanda Su ve Ulaştırma Bakanlığı, Eliz bebeğin otoyolda doğumunu resmi Twitter hesabından duyurarak, ailesini tebrik etti. Tweet’te “Su ve Ulaştırma Bakanlığı adına, bugün öğleden sonra A13 otoyolunda doğan Eliz bebeği yürekten tebrik ederiz” dendi. Baba Soner İnal bakanlıktan anı olarak, kızının doğduğu noktadaki kilometre bilgilerinin yer aldığı levhayı istedi. Bakanlığın Twitter hesabından, “Elbette bu çok güzel bir anı olur. Adres bilgilerinizi mesajla gönderin. En kısa sürede size döneceğiz” yanıtı verildi. Twitter kullanıcıları, A13 otoyolunda doğan Eliz için, “ElizA13”, “A Eliz” esprili mesajlar paylaştı.

“BU KADAR ERKEN BEKLEMİYORDUK”

Hollanda medyası da, otoyolda meydana gelen doğum haberine geniş yer verdi. Daha önce benzer hikayeler duyduğunda, “Neden daha erken evden çıkmamışlar?” diye tepki gösterdiğini söyleyen Soner İnal, “Demek ki olabiliyormuş. Ebe, doğumun erken olabileceği konusunda uyarmıştı ama bu kadar erken beklemiyorduk” dedi. İnal ailesinin diğer kızları ise, Pazartesi günü okulda anlatacak ilginç bir hikayeleri olduğu için mutlu.

BBCTurkce

Vatan Partisinden Hollanda Parlamentosu Önünde Basin Açiklamasi

Vatan Partisinden Hollanda Parlamentosu Önünde Basin Açiklamasi

Vatan Partisi heyeti, Hollanda Parlamentosu önünde 1915 olaylariyla ilgili basin açiklamasi yapti.

Türkçe ve Ingilizce basin açiklamasina, Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Genel Baskan Yardimcilari Inci Özdil ve Ali Mercan, Avrupa Temsilcisi Beyhan Yildirim ve Hollanda Temsilcisi Ahmet Uyar katildi.

Vatan Partisi adina bildiriyi okuyan Utku Reyhan, uluslararasi baskenti oldugu söylenen Hollanda’nin uluslararasi hukuka riayet etmesini ve uygun davranmasini beklediklerini, 1915 olaylarina iliskin Ermeni iddialarini tanimaya yönelik çabalarin gayrimesru ve kabul edilemez oldugunu söyledi.

Reyhan, “Ermeni soykirimi yapildigi iddiasi, Birinci Dünya Savasi’nda da emperyalist bir propaganda idi, bugün de öyle. O zaman Ingiltere vardi bu kampanyanin merkezinde, simdi ABD. Üzülerek görüyoruz ki, Türkiye’nin Afrin’de ABD destekli terörle savastigi kosullarda, Hollanda da ABD’nin emperyalist yalanina alet olmaya basladi.” dedi.

Soykirimin bir suç tanimi ve hukuki bir kavram oldugunu hatirlatan Reyhan, “Soykirim suçu, Birlesmis Milletler’in 1948 Soykirim Sözlesmesinde tanimlanmistir. Suçun varligina yalnizca suç oldugu iddia edilen eylemin yapildigi ülkenin mahkemesi veya yetkili Uluslararasi Ceza Mahkemesi karar verebilir. Hollanda Meclisinin ya da herhangi bir ülkenin meclisinin soykirima hükmetme yetkisi yoktur.” ifadesini kullandi.

Hollanda Parlamentosunun alacagi bir kararin hiçbir hukuki degerinin olmadigini vurgulayan Reyhan, “Hollanda, ABD emperyalizminin ‘Kürdistan’ adi altinda ikinci Israil devleti kurma girisimini desteklemis olur, o kadar. Bu destegin ABD girisimini bozguna ugramaktan kurtarma sansi da yoktur. Hollanda, Türkiye’ye düsmanligini ilan etmis olur. Kararin siyasal degeri de iste bu kadardir.” diye konustu.

Reyhan, Vatan Partisi olarak Almanya’dan sonra, Türkiye-Hollanda iliskilerinin de normallesmesini savunduklarini belirtti ve Hollandali milletvekillerine, meclise gelecek böyle bir tasariya oy vermeme ve iki ülke arasindaki dostluk baglarini güçlendirme çagrisinda bulundu.

Hollanda Uyusturucu Devletine Dönüsüyor

Hollanda Uyusturucu Devletine Dönüsüyor

(IHA)

Hollanda polisi; yasa disi uyusturucu ticaretine veya tüketimine çok fazla katilan bir ülke haline gelecekleri konusunda uyardi. Hollanda Polis Teskilati’nin hazirladigi raporda, polisin paralel bir suç ekonomisinin ortaya çikmasiyla mücadele edemedigi için ülkenin bir uyusturucu devletine benzemeye basladigi bildirildi.

Resmi rakamlar suçlarin düsüs egiliminde oldugunu göstermekle birlikte, birçok kurbanin olaylari rapor etmedigini ve örgütlü çetelerin basibos dolastigini belirtiyor. Hollanda medyasinda çikan haberde, “Dedektifler, küçük suçlularin kendilerini konut piyasasinda, orta sinifta ve seyahat acentelerinde kendilerine yer edinen varlikli girisimcilere dönüstügünü görüyorlar” ifadelerine yer verildi. Hollanda polis sendikasi gazetesi 400 polisle yapilan röportajlara dayandirdigi haberinde, Hollanda’nin bir uyusturucu devletinin birçok özelligini yerine getirdigini, dedektiflerin paralel bir ekonominin ortaya çiktigini gördüklerini bildirdi.

DENK PARTİSİ “HOLLANDA HEPİMİZİN, BİZ TÜM BELEDİYELERDE YÖNETİME TALİBİZ”

DENK PARTİSİ “HOLLANDA HEPİMİZİN, BİZ TÜM BELEDİYELERDE YÖNETİME TALİBİZ”

Özcan Özbay

Hollanda’da Türklerin kurduğu Denk Partisi önceki akşam bir basın toplantısı düzenleyerek 21 Mart ta yapılacak olan belediye seçimlerinde 14 Belde de seçime girecek adayları, çalışmaları ve hazırlıkları hakkında bilgi verirken, programa katılan Amsterdam, Lelystad, Rotterdam ve Veenendaal liste başlarını da basın ile tanıştırdı.

Kuzu, ülkede 21 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin, düzenlediği basın toplantısında, parti çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kuzu, partinin Genel Başkanı Selçuk Öztürk iile 20 yıllık plan yaptıklarını ifade etti.

Misyonlarının 20 yıl sonra Hollanda’da Denk Partisi’nden bir başbakan çıkarmak olduğunu vurgulayan Kuzu, “Bu belki tuhaf gelebilir ama eğer biz kendi gücümüze inanırsak ve aynı azimle devam edersek hiçbir şey imkansız değil. 20 yıl önce inanılması güç olan dediğimiz şeyler şu anda gerçekleşti.” diye konuştu.

Geçen sene seçimlerde 3 milletvekili çıkardıklarını ama bunun yeterli olmadığını vurgulayan Kuzu, yerel seçimleri genel politikadan ayrı göremeyeceklerini bildirdi.

Kuzu, geçen hafta sözde Ermeni soykırımının gündeme gelmesini eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Geçmişte yaşanan bir olayda hem Türkiye hem de Ermeni tarafından kayıpların verilmesi acı bir olay. Bunu inkar etmiyoruz. Ama bunu ‘soykırım’ olarak nitelendirmek çok ağır bir ifade olur. Bununla ilgili ancak BM gibi uluslararası bir örgüt açıklama yapabilir. Biz Hollanda hükümetine konuyla ilgili BM aracılığı ile bağımsız bir araştırma yapılması çağrısında bulunuyoruz. Son yıllarda Ermeni sorununu ‘soykırım’ olarak nitelendirmek için çok kez önergeler sunuldu. Aslında bu konunun tekrar gündeme gelmesi yeni bir şey değil. Daha üç yıl önce konu ile ilgili parlamentoda yapılan oturumda Selçuk Öztürk ile buna karşı çıktığımız için işlerine gelmeyince mikrofonumuzun sesini kestiler. Geçen hafta perşembe akşamı soykırım ile ilgili komisyon toplantısı gerçekleşecekti fakat dışişleri bakanı geçen hafta bu toplantıdan önce istifa ettiği için ertelendi. Koalisyon partilerinin mecliste Ermeni konusu ile ilgili bir oturum yapılmadan bunu medya aracılığı ile gündeme getirmesi çok enteresan. Daha iki ay önce aşırı sağcı Özgürlükler Partisi konuyla ilgili sunduğu öneri koalisyonda bulunan partilerdeki bazı milletvekilleri tarafından desteklenmemişti. Bunu telafi ederek Hollanda’da yaşayan Ermeni halkından oy toplamak için yerel seçimler öncesi gündeme getiriyorlar.”

Böyle bir girişimden sonra farklı kentlerde yıllardır birlikte yaşayan toplulukların karşı karşıya gelebileceğinin hesaba katılmasını isteyen Kuzu, “Biz Denk olarak Hollanda’nın kölelik döneminden bahsettiğimiz zaman bunun geçmişte kaldığını ve geleceğe bakmamız gerektiğini söylüyorlar. Fakat söz konusu sözde Ermeni soykırımı olunca bütün partiler ilk sırada yerlerini alıyorlar. Biz buna iki yüzlülük ve çifte standart uygulaması diyoruz. Denk Partisinin kuruluş sebeplerinden birisi de bunun mücadelesini vermek. Onun için bunun mücadelesini sadece mecliste değil belediyelerde de vermek istiyoruz.” ifadesini kullandı.

Kuzu, ülkenin gündemindeki terör örgütlerinin gösterilerine de değinerek, şunları kaydetti:

“Hollanda’da bazı topluluklar arasında gerginlikler yaşandığını görüyoruz. Açıkça ifade edeyim ki farklı toplulukları karşı karşıya getirmek için bu neredeyse bilinçli bir siyaset uygulaması gibi gözüküyor. Üç sene önce Lahey’de bir grup insanın terör örgütü olan DEAŞ sembolleri ile gösteri yapmaları herkesin ayağa kalkmasına sebep oldu ve haklı bir şekilde bu yasaklandı. Ama Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşların ve Hollanda’nın da terör listesinde bulunan buna benzer bir örgüt için aynı duyarlılığı göremiyoruz. Geçen hafta istifa eden ülkenin Dışişleri Bakanı Halbe Zijlstra geçen ay YPG’nin terör örgütü PKK ile bağlantısı olduğunu söylemişti. O zaman nasıl oluyor da Amsterdam, Lahey gibi büyük şehirlerde PKK yandaşları terör örgütüne ait semboller ile gösteri yapabiliyor. Almanya’da bu yasaklandı ama Hollanda hükümeti bunun için ‘ifade özgürlüğü’ demekten öteye gidemiyor. Halbuki ülkede ifade özgürlüğünü sınırlayan bir yasa var. Belediye olarak güvenlik gerekçesinden dolayı bu gösterilerin yasaklanması da tercih edilebilir. Onun için biz yerel seçimlerde katılacağımız 14 belediyede bunun mücadelesini vereceğiz.”

Denk partisi lideri Tunahan Kuzu, son zamanlarda koalisyon partilerinin mecliste Ermeni konusu ile ilgili bir oturum yapmadan bunu medya aracılığı ile gündeme getirmesinin enteresan olduğunu belirterek, “Daha iki ay önce aşırı sağcı Özgürlükler Partisi konuyla ilgili sunduğu öneri koalisyonda bulunan partilerdeki bazı milletvekilleri tarafından desteklenmemişti. Bunu telafi ederek Hollanda’da yaşayan Ermeni halkından oy toplamak için yerel seçimler öncesi gündeme getiriyorlar.” dedi.

Denk Parti Genel Başkanı Selçuk Öztürk ise geçen sene yapılan genel seçimlerden sonra kurdukları Denk Siyaset Akademisinde 153 aday yetiştirdiklerine işaret ederek, “Bu adaylarla herkesin hakkını savunmak için 14 belediyede yerel seçimlere gireceğiz.” dedi.

Denk partisi Liste Baslari

Stephan van Baarle
Lijsttrekker DENK Rotterdam

Mahmut Sungur
Lijsttrekker DENK Utrecht

Mourad Taimounti
Lijsttrekker Amsterdam

Şebnem Pancar
Lijsttrekker DENK Zaanstad

Ahmet Kaya
Lijsttrekker DENK Deventer

Tahsin Bülbül
Lijsttrekker DENK Amersfoort

Magdalena Charlot
Lijsttrekker DENK Lelystad

Adnen Şenal
Lijsttrekker DENK Eindhoven

Mahmut Erdem
Lijsttrekker DENK Schiedam

Enes Sarıakçe
Lijsttrekker DENK Enschede

Gökhan Çoban
Lijsttrekker DENK Veenendaal

Selami Coşkun
Lijsttrekker DENK Roermond

Mohamed Keskin
Lijsttrekker DENK Alkmaar

Dr. Kürşat Bal
Lijsttrekker DENK Verenigd Arnhem

HOCALI KATLİAMINDA YAŞAMINI YİTİRENLER ANIT ÖNÜNDE ANILACAK

HOCALI KATLİAMINDA YAŞAMINI YİTİRENLER 26. YILINDA DENHAAG`DA KATLİAMIN SİMGESİ ANIT ÖNÜNDE ANILACAK

Özcan Özbay

26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti`nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı Kasabasında yaşanan ve Ermenistan`ın yaptığı en büyük katliamlardan biri olan ve 106’sı kadın, 83’u çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşının hayatını kaybettiği Hocalı katliamı 25 Şubat Pazar günü saat 11.00 de Denhaağ da törenle anılacak.

Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği (TÜRKAZNED) tarafından organize edilen anma töreninde saat 11.00 de anıtın bulunduğu mezarlık önünde toplanacak olan vatandaşlar birlikte mezarlık içinde bulunan Ermeni Soykırımı Anıtına yürüyecek ve buraya çelenk bırakılacak.

TÜRKAZNED Başkanı İlhan Aşkın konu ile ilgili olarak “Ermeniler tarafından 26 yıl önce vahşice katledilen vatandaşlarımızı anacağımız bu törenimize katılacak olan dostlarımızdan ricamız konuyu başka mecralara çekmeden, herhangi bir siyasi bayrak ve sembol ile yürüyüşümüze golde düşürmemelerini önemle rica ediyoruz. Programımızda 11.00 de biraraya gelip sessizce 11.30 da anıta yürüyeceğiz. Burada 1 dakikalık saygı duruşunun ardından ben bir konuşma yapacağım. Sonrasında Bart ten Broek ve Jack Kroes birer konuşma yapacaklar. Daha sonra da Azerbaycanhükümeti, Türkiye hükümeti, Justice for Khocaly ve Türkazned adına birer çelenk koyma törenimizin ardından Şehitlerimiz için Dualar okunacaktır.Anıt önünde 13.30 da sona erecek programımızdan sonra da dernek binamiza geçilere, misafirlerimize Hocalı filmi izlettirilecek ve programımız sona erecektir.”dedi.

Hocalı Katliamı Nedir?

Hocalı Katliamı (Azerice: Xocalı soyqırımı), Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan’ın ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan’ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı’nı Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir. (Kaynak Bilgi: Vikipedia)

Hollanda’dan Skandal Karar! Sözde 1915 Olaylarını “Soykırım” Olarak Tanıdı

Hollanda’dan Skandal Karar! Sözde 1915 Olaylarını “Soykırım” Olarak Tanıdı

Hollanda Parlamentosu skandal bir karara imza atarak 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıdı.

Geçen hafta Ankara büyükelçisini resmi olarak geri çekerek Türkiye ile diplomatik ilişkilerini askıya alan Hollanda’da parlamentosu skandal bir kararın altına daha imzasını attı.

Parlamento sözde Ermeni soykırımı’nı tanıyan iki yasa tasarısını meclisten geçirdi. Koalisyon ortağı Hıristiyan Birliği (CU) tarafından gündeme getirilen öneriye, hükümeti oluşturan diğer üç parti de destek verdi.

ANMA TÖRENLERİNE BAKAN GÖNDERİLECEK

Hollanda parlamentosu, hükümetten 24 Nisan’daki anma için Ermenistan’ın başkenti Erivan’a ilk kez bakan düzeyinde temsilci göndermesini de istiyor.

Ülke, 2015 yılında Erivan’da düzenlenen 100. yıl anmasında sadece büyükelçi düzeyinde temsil edilmişti.

Hollanda’da, uluslararası düzeyde oldukça hassas olarak tanımlanan 1915 olaylarını nasıl tanımlanması gerektiği uzun süredir tartışma konusu.

İLK ADIM 2004’TE ATILDI

Hollanda parlamentosu, 2004 yılında yine CU’nun önerisiyle dolaylı bir şekilde ‘soykırımdan’ söz etmişti. CU tarafından verilen Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin sözde ‘Ermeni soykırımı’nın tanınma şartına bağlı olmasına ilişkin önerisi oy birliğiyle kabul edilmişti.

Hollanda ve Türkiye arasındaki tansiyon, geçen yıl referandum öncesi yaşananlar nedeniyle yükselmişti.

HOLLANDA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ GERİLİM

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş izninin iptali ve Almanya üzerinden karayoluyla Rotterdam’a gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın geri gönderilmesi diplomatik krize neden olmuştu.

Lahey Büyükelçisi’ni geri çağıran Türkiye, istişare için ülkesine giden Hollanda Büyükelçisi’nin Ankara’ya dönmesine de izin vermemişti.

İlişkilerin normale dönmesi amacıyla başlatılan üst düzey temaslarda Türkiye muhatabından özür bekliyor.

KÖKLERİNİZİ UNUTMAYANIZ

KÖKLERİNİZİ UNUTMAYANIZ

Mustafa Koyuncu Arnhem

Arnhem belediye başkanı Achmed Marcouch eski PvdA milletvekili Yasemin Çegerek, Arnhem CDA parti başkanı Jan Hutten, eski politikacı girişimci Hollanda Yaşlılar Federasyonu yöneticisi Zeki Baran, işadamı Mustafa Karaaslan, bölge uzmanı Amal Aljadidi ile birlikte Yaşlıları ziyaret ettiler.

Yaşlıların hal ve hatırlarını sorup ellerinden öptüler.

Arnhem belediye başkanı Marcouch, “Müslümanım, babayım ve 10 yaşında Hollanda’ya geldim. Fas uyruklu bir insanım. Köklerinizi unutmayın bu köklerde bir polis var ve aslen Amsterdam’lı olan biri akabinde Arnhem’e gelmiş ve belediye başkanı olan bir Ahmed var. Aslında Ahmed Marcouch’u Ahmed Marcouch yapan kökleridir. Yani nereden geldiği ve şu anda hangi konumda olduğudur. Bu Ahmed ancak kökleri sağlam olursa şiddetli esen rüzgara karşı sağlam durabilir ve başkalarına faydalı olabilir. O sizi siz yapan ve sizi ayakta tutan köklerinizi unutmayın ve geçmişinizi unutmadan geleceğinize sahip çıkın. Geleceğinize sahip çıkmak için çocuklarınızın, gençlerin eğitimine önem vererek önemli yerlerde görevler almalarını sağlayın. Bu ülkede kanunlara uyarak uyum sağlayarak asimile olmadan uyum içerisinde yaşamayı sürdürün. Bu guzel bakim evi yöneticisi bu iki genç kızımızı ve çalışanlarını tebrik ediyorum. Amsterdam’da Yahudilere özgü bakım evi bulunmaktadır. Arnhem şehrinde İslami kurallara göre yatılı bakım evinin bulunması bizleri memnun etmiştir. Kendilerini bu girişimlerinden dolayı tebrik eder başarılarının devamını dilerim” dedi.

Skandal! Hollanda Parlamantosu ‘Ermeni Soykırımını’ Tanımaya Hazırlanıyor

Skandal! Hollanda Parlamantosu ‘Ermeni Soykırımını’ Tanımaya Hazırlanıyor

Ankara büyükelçisini geri çekmesinin ardından Hollanda, sözde Ermeni olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımaya hazırlanıyor.

Geçen hafta Ankara büyükelçisini resmi olarak geri çekerek, Türkiye ile diplomatik ilişkilerini askıya alan Hollanda, 1915’de Anadolu’da yaşanan sözde Ermeni olaylarını “soykırım” olarak tanımaya hazırlanıyor.

ÜÇ PARTİDEN DESTEK

Koalisyon ortağı Hıristiyan Birliği (CU) tarafından gündeme getirilen öneriye, hükümeti oluşturan diğer üç partinin de destek verdiği belirtildi.

CU Milletvekili Joel Voordewind, Hollanda Televizyonu’na (NOS) yaptığı açıklamada, parlamentoda çoğunluğunun 1915’de yaşanan olayların “soykırım” olarak tanınmasından yana olduğunu belirtti.

İLK KEZ BAKAN DÜZEYİNDE TEMSİLCİ GÖNDERİLEBİLİR

Hollanda parlamentosu, hükümetten 24 Nisan’daki “soykırım anması” için Ermenistan’ın başkenti Erivan’a ilk kez bakan düzeyinde temsilci göndermesini de istiyor.

İktidar ortağı CU’ya göre, Erivan’a bakan düzeyinde temsilci gönderilmesi güçlü bir sinyal olacak.

Hükümet, bu öneriye henüz yanıt vermedi. Ancak Hollanda Televizyonu’na göre, Lahey yönetiminin tepkisi olumlu olacak.

2004’TE DOLAYLI OLARAK SÖZ ETMİŞTİ

Hollanda’da, “uluslararası düzeyde oldukça hassas” olarak tanımlanan 1915 olaylarını nasıl tanımlanması gerektiği uzun süredir tartışma konusu. 2004’te dolaylı olarak söz etmişti.

Hollanda Meclisi, 2004 yılında yine CU’nun önerisiyle dolaylı bir şekilde “Ermeni soykırımından” söz etmişti.

CU tarafından verilen, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin, ‘Ermeni soykırımını tanıma şartına’ bağlı olmasına ilişkin önerisi oy birliğiyle kabul edilmişti.

Koalisyon protokolünde ise, soykırımların tanınmasının, uluslararası mahkemeler tarafından alınan kararlar ve Birleşmiş Milletler (BM) araştırmalarının yönlendirici olması gerektiği vurgulandı.

Hollanda hükümeti, soykırım söylemi konusunda hep dikkatli bir tutum sergilemişti. Hollanda, 2015 yılında Erivan’da düzenlenen 100. yıl anmasında sadece büyükelçi düzeyinde temsil edilmişti.

HER 24 NİSAN’DA HÜKÜMET ÜYESİ TARAFINDAN TEMSİL EDİLECEK

Hıristiyan Birliği Milletvekili Voordewind’e göre, bu yıl ilk kez Ermenistan’a bir bakan gönderilecek. Bundan sonraki yıllarda da her 24 Nisan’da Hollanda, bir hükümet üyesi tarafından temsil edilecek.

“TÜRKİYE’NİN TEPKİSİ NE OLUR?” SORUSUNA KÜSTAH YANIT

Hollandalı milletvekili, hükümetin alacağı bu kararın önemli bir adım ve güçlü bir sinyal olacağı görüşünde.

Joel Voordewind, Türkiye’nin bu gelişmeye yönelik tepkisine ilişkin bir soru üzerine de, “Bu tür değerlendirmeler, diğer ülkelerin düşüncesine göre yönlendirilemez. Biz uluslararası hukukun başkentiyiz ve dünyada gerçekten yanlış olan şeylerle ilgili açık ifadeler üretmeliyiz” dedi.

GEÇEN YIL İLİŞKİLER GERİLMİŞTİ

Hollanda’nın, geçen yıl Mart ayında Türk bakanlara referandum kampanyası yapma izni vermemesi üzerine, Ankara ile Lahey arasındaki ilişkiler gerilmişti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş izninin iptali ve Almanya üzerinden karayoluyla Rotterdam’a gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışı edilmesi diplomatik krize neden olmuştu.

Lahey Büyükelçisi’ni geri çağıran Türkiye, istişare için ülkesine giden Hollanda Büyükelçisi’nin Ankara’ya dönmesine de izin vermemişti.

İlişkilerin normale dönmesi amacıyla başlatılan üst düzey temaslarda Türkiye’nin 11 Mart 2017’de yaşanan krizle ilgili olarak özür ön koşulunda ısrar etmesi nedeniyle görüşmelerin kesildiği açıklanmıştı.

Hollanda, Ankara’ya dönüşüne izin verilmeyen Büyükelçi Cornelis van Rij’ı resmen geri çektiğini ve Türkiye ile ilişkileri askıya aldığını duyurmuştu.

Kaynak: BBCTurkce

ESKi BAŞBAKAN LUBBERS ÖLDÜ

ESKi BAŞBAKAN LUBBERS ÖLDÜ

Ruud Lubbers 1939 yılında Rotterdam’da doğdu. Katolik bir ailenin altıncı çocuğuydu. Ekonomi tahsili yaptı. Babasının ölümü üzerine aile işletmesini devraldı.

Daha sonra CDA’nın bileşenlerinlerinden birisi olan Katolik Halk Partisi’nde (KVP) politikaya atıldı. 1973 yılında Ekonomi Bakanı oldu. 1982 yılında Hollanda’nın en genç başbakanı olarak politik kariyerini sürdürdü. Üç dönem başbakanlık yaparak kırılması zor bir rekora imza attı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra üstlendiği en önemli görev Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği oldu.

 

Hollanda Parlamentosunda “Zeytin Dalı Harekatı” Oturumu

Hollanda Parlamentosunda “Zeytin Dalı Harekatı” Oturumu

Hollanda’da Türklerin kurduğu Denk Partisi kurucu lideri Tunahan Kuzu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’nin Afrin bölgesinde yürüttüğü “Zeytin Dalı Harekatı”na ilişkin, “Türkiye 40 yıldır terör ve kana susamış teröristlerle mücadele ediyor. Bu harekat on binlerce Türk askerinin ve sivil insanın ölümüne sebep olan teröristlere karşı bir mücadeledir.” dedi.

Kuzu, TSK’nın, Suriye’nin Afrin bölgesinde başlattığı harekat hakkında Hollanda Parlamentosunda düzenlenen özel oturumda konuştu.

Türkiye’nin 40 yıldır “kana susamış” teröristlerle mücadele ettiğini vurgulayan Kuzu, “Bu teröristler, kentleri bombalıyor, saldırılar düzenliyor ve köylerden insan kaçırıyor. Bu korkaklar söylenildiği gibi bir İşçi Partisinin değil terör organizesi olan PKK’nın üyeleridir. Bu korkaklar özgürlük savaşçıları değil, PYD adını verdikleri terör organizesine bağlı olan kişilerdir. Bunlar direniş kahramanları değil kendilerine YPG adını verdikleri teröristlerdir. Aslında birbirinden farkları yok. İsimleri farklı, logoları farklı ama hepsi aynı korkaklar ve kana susamış örgütler.” ifadesini kullandı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in iki gün önce, Zeytin Dalı Harekatı hakkında yaptığı açıklamalarını hatırlatan Kuzu, Stoltenberg’in sözlerine ekleyebileceği bir şey olmadığını bildirdi.

Hollanda Parlamentosunda çifte standart uygulandığını belirten Kuzu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye kendi sınırlarını korumaya karar verdiği zaman Hollanda Parlamentosu ayağa kalkıyor ama Irak ve Suriye’de yıllardır dünyanın yarısı buna Hollanda’da dahil askeri operasyonlara katıldığı zaman bu gerekli görülüyor. Bir ülke kendi sınırlarını korumak istediği zaman ‘dur bunu yapma’ deniliyor.”

– “Kürtlerin PKK ile hiçbir bağlantısı yok”

Kuzu, Hollanda’da ayrıştırmak ve nefreti yaymak isteyenlerin grupları karşı karşıya getirmek için fırsat kolladığına işaret ederek, şu görüşlere yer verdi:

“Amsterdam’daki bir taksi şoförü gibi ya da Utrecht tren istasyonundaki yaşanan olay gibi… İnsanlar PKK yandaşları tarafından sokakta saldırıya uğruyorlar. Camiler, vakıflar da bu saldırılardan nasibini aldı. Bu insanlar da kendi güvenlikleri hakkında endişe ediyorlar. En son ülkede genelde Kürtlerin bulunduğu bir cami ve vakıf PKK yandaşları tarafından saldırıya uğradı. PKK yandaşlarının Kürtlere karşı saldırı yapmaları bazı insanlar için tuhaf gelebilir ama bugün ve gelecek için bu konuda sizi aydınlatayım; Kürtlerin PKK ile hiçbir bağlantısı yok. Teröristlerin PKK ile bağlantısı var. İddiaya girerim ki PKK’dan en çok zarar gören Kürtlerdir. PKK ile bağlantısı olmayan ve olmasını istemeyen Kürtler tehdit edilerek zorlanıyor. Siyasetçilerden neden bunları duymuyoruz. Neden bu insanlar unutuluyor ya da görmezden geliniyor. Parti olarak bu insanları unutmuyor ve onlarla ilgileniyoruz.”

Terör örgütü PYD/PKK yandaşları, geçen hafta başkent Amsterdam’da yaptıkları gösteride iki Türk taksiciyi darp etmiş ve bir Türk gazeteciye saldırmıştı. Terör örgütü yandaşları, Utrecht tren istasyonunda bu hafta yapılan gösteride ise Türk bayrağı taşıyarak tepki gösteren Türk vatandaşlarına saldırı girişiminde bulunmuştu.

PYD/PKK yandaşları, son zamanlarda Avrupa’da bir çok camiye saldırı düzenliyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg iki gün önce, Zeytin Dalı Harekatı hakkında, “Türkiye’nin bazı meşru güvenlik kaygıları var. NATO müttefiklerinden hiçbir tanesi Türkiye’den daha fazla terör saldırıları mağduru olmadı.” açıklamasını yapmıştı.