spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 492

Hollanda’da Cami Yapılması Planlanan Alana 23 Haç Diktiler

Hollanda’da Cami Yapılması Planlanan Alana 23 Haç Diktiler

Hollanda’da Enschede kentinde, İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA hareketi üyeleri, cami yapılması planlanan alanın üzerine 23 haç dikti.

PEGIDA üyesi grubun sosyal medya üzerinden paylaştığı görüntülere göre, grup, cami yapılması planlanan alana 23 haç dikerek mezarlık görüntüsü verdi.

Haçların üzerine Londra, Barselona, Paris ve Brüksel’deki terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin isimleri yazıldı.

PEGIDA, paylaşımında, “İslam, nefret ve terör anlamına geliyor. Onun için bugün Enschede kentinde nefret evi inşa edilecek arsada eylem gerçekleştirdik. Bunu engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” ifadesini kullandı.

PEGIDA üyeleri, dört ay önce, aynı cami alanına kurdukları kiliseyi temsil eden çadırın önüne yerleştirdikleri tahtadan haç işaretine domuz kanı sürmüştü.

Hollanda’dan Bir Skandal Karar Daha!

Hollanda’dan Bir Skandal Karar Daha!

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Ziyaretini İptal Ettiler

Lahey yönetimi, Türkiye ile geçen yıl yaşanan diplomatik krizin yıl dönümünde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Hollanda’ya yapacağı ziyareti iptal etti.

Hollanda, Türkiye ile geçen yıl 16 Nisan anayasa referandumu öncesi yaşanan diplomatik krizin yıldönümünde, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in Deventer kentine yapacağı ziyareti istemedi.

FATMA ŞAHİN’İN ZİYARETİNİ İPTAL ETTİLER

Lahey yönetiminin uyarısı üzerine, Türk makamlarının Şahin’in ziyaretini iptal ettikleri bildirildi.

Fatma Şahin, 11 Mart Cumartesi günü Hollanda’nın doğusundaki Deventer kentindeki Merkez Camii’nde Türkiye kökenli kadınlarla bir araya gelecekti.

FATMA BETÜL SAYAN KAYA’YI SINIR DIŞI ETMİŞLERDİ

Hollanda hükümeti, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu öncesi Türkiye’den siyasilerin ülkelerinde miting yapmalarına izin vermeyeceklerini açıklamış, 11 Mart 2017’de Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışı edilmesiyle tırmanan gerginlik diplomatik krize dönüşmüştü.

“ZİYARET UYGUN DEĞİL MESAJI İLETİLDİ”

AD gazetesine göre, Hollanda makamları bu gelişmeler nedeniyle Ankara ile Lahey arasında memurlar düzeyinde yapılan görüşmelerde ziyaretin uygun olmayacağı mesajını iletti.

Bunun üzerine Türk tarafının Fatma Şahin’in ziyaretini iptal ettiği belirtildi. Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Fatma Şahin’in ziyaretinin iptal edildiğini doğruladı.

11 MART KRİZİNE DENK GELDİĞİ İÇİN UYGUN GÖRMEDİ

Ancak bakanlık sözcüsü, Şahin’in Hollanda ziyaretinin neden istenmediğine ilişkin ayrıntı vermedi. Sözcü, Türkiye ile ikili ziyaretler, güvenlik ve göç konularında ikili temasları sürdürdüklerini söyledi.

Lahey’deki kaynaklara göre, hem 11 Mart krizinin yıl dönümüne denk gelmesi hem de 21 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi olması nedeniyle Hollanda, bu ziyareti uygun görmedi.

11 MART’TA NELER YAŞANDI?

Geçen yıl 11 Mart’ta anayasa değişikliği referandumu kampanyası için Hollanda’ya gelmek isteyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni verilmemişti.

Hollanda, 15 Mart 2017’deki genel seçimler öncesi Türk bakanların ziyaretinin uygun olmayacağını açıklamıştı.

Ancak aynı gün Almanya’da bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, karayoluyla Rotterdam kentine gelmişti.

Fatma Betül Sayan Kaya

Polis tarafından durdurularak Türkiye’nin Rotterdam Konsolosluğu’na gidişine izin verilmeyen Sayan Kaya, polis konvoyu eşliğinde sınır dışı edilmişti.

Bu gelişme üzerine Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan Ankara’ya çağrılmıştı. Türkiye, istişareler için ülkesine giden Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Cornelis van Rij’ın sönmesine izin vermemişti.

Hollanda, ilişkilerin normalleşmesi için yapılan görüşmelerde Türkiye’nin “özür dilenmesi” ön koşulundan vazgeçmemesi üzerine, büyükelçisini resmen geri çekme kararı almıştı.

İki ülke arasındaki diplomatik kriz devam ederken, Hollanda Meclisi, 1915’de Anadolu’da yaşanan Ermenilere yönelik katliamların “soykırım” olarak tanınmasını içeren bir tasarıyı kabul etmişti.

BBCTurkce

Hollanda’da Başsavcı Vekili, Çocukla Cinsel İlişkiye Girdiği İddiasıyla Tutuklandı

Hollanda’da Başsavcı Vekili, Çocukla Cinsel İlişkiye Girdiği İddiasıyla Tutuklandı

Hollanda’da çevre suçları ve yolsuzlukla mücadeleden sorumlu başsavcı vekili Vincent L., reşit olmayan bir erkek çocuğuyla para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği gerekçesiyle tutuklandı.

Hollanda’da Başsavcı Vekili, Çocukla Cinsel İlişkiye Girdiği İddiasıyla Tutuklandı
Hollanda’nın başkenti Amsterdam ve Amstelveen semtinde yapılan operasyonlarda, başsavcı vekilinin yanı sıra, aynı suçu işledikleri belirlenen ve yaşları 38 ile 61 arasında değişen 10 kişi daha yakalandı.

16 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN AİLESİ ORTAYA ÇIKARDI

Olay geçen yıl, internetteki arkadaşlık siteleri aracılığıyla tanıştığı kişilerle para karşılığı birlikte olan 16 yaşındaki çocuğun ailesi tarafından ortaya çıkarıldı.

Oğullarının cep telefonunda uygunsuz mesajlar gören aile, suç duyurusunda bulundu. Geçen yıl Temmuz ayından itibaren soruşturmayı derinleştiren polis, Başsavcı vekili Vincent L.’nin de 16 yaşındaki çocukla para karşılığı ilişkiye girdiğini belirledi.

GÖREVİNE SON VERİLDİ

Gözaltına alınan Vincent L.’nin Ocak ayından itibaren görevine son verildi. Uzun süre savcı olarak görev yapan Vincent L., 2016 yılında çevre ve suçları ve yolsuzluktan sorumlu başsavcı vekili olarak atanmıştı.

“ŞOK EDİCİ”

Başsavcılık sözcüsü Katelijne den Hertog, “inanılmaz derecede şaşırdıklarını” belriterek, meslektaşlarının reşit olmayan bir çocukla para karşılığı birlikte olmasının büyük bir şok etkisi yarattığını söyledi.

Sözcü, konuyu büyük bir ciddiyetle değerlendirdiklerini açıkladı.

Gözaltına alınan zanlılardan 6’sının, erkek çocuğu ile 15 yaşından beri birlikte olduğu belirlendi. Çocuğun, internetteki arkadaşlık sitesilerine verdiği ilanlarda gerçek yaşını yazıp yazmadığı bilinmiyor.

MAHKEME ÖNÜNE ÇIKACAKLAR

Vincent L.’nin avukatına göre, başsavcı vekili söz konusu çocukla 16 yaşındayken birlikte oldu. Avukata göre, 12 ile 15 yaş arasındaki çocuklarla cinsel ilişkiye girenlere verilen ceza, 16 – 17 yaşındaki çocuklarla birlikte olanlara verilenden daha fazla.

Sanık avukatlarının 1 Nisan’a kadar sürecek araştırma talebinin ardından, başsavcı vekili ile diğer 10 kişinin mahkeme önüne çıkması bekleniyor.

BBCTurkce

Rüya gerçek oldu! Uçan Otomobiller 2019’da Geliyor

Rüya gerçek oldu! Uçan Otomobiller 2019’da Geliyor

Hollanda firması PAL-V’nin üzerinde 15 yıldır çalıştığı uçan araba, 2019’da yollarda olacak. 500 bin euroya satılacak otomobili kullanmak için pilot lisansına sahip olmak gerekecek.

Dünyanın ilk uçan otomobili olan ve Cenevre Otomobil Fuarı’nda görücüye çıkan PAL-V için ön siparişler başladı. Otomobilin bitmiş halini katılımcıların beğenisine sunan şirket, siparişleri kendi internet sitesi üzerinden alıyor.

TESLİMAT 2019’DA BAŞLIYOR

PAL-V’den yapılan açıklamada, son kalan güvenlik sertifikalarının alınmasının ardından ilk teslimatın 2019 yılında yapılacağı belirtildi.

11 BİN FEET’E ÇIKABİLİYOR

Araç karada 160 km hıza ulaşabilirken, havada 179 km son hıza kadar çıkabilecek. 11 bin feet’e kadar yükselen aracın menzili ise 563 km olarak açıkandı.

TEK DÜĞMEYLE UÇUŞ MODUNA GEÇECEK

Şirket açıklamasına göre PAL-V’nin yol modundan uçuş moduna geçmesi ise ‘bir düğmeye basmak kadar kolay’ olacak. Tüm işlem 10 dakikanın altında tamamlanabilecek.

FİYATI 2 BUÇUK TRİLYON

İlk etapta sınırlı sayıda üretilen (90 adet) araçların satışa çıkarılacağı duyurulurken, fiyatın 499 bin euro (621 bin 500 dolar) olması bekleniyor. Daha sonrasında gelecek olan versiyonun fiyatı ise 299 bin euroya düşecek. Firma, bu fiyata uçuş derslerinin de dahil olduğunu açıkladı. Aracı kullanmak için pilot lisansı sahibi olmak gerekiyor.

Türk Siyasetçi, Hollanda’nın “En İyi Belediye Meclis Üyesi” Seçildi

Türk Siyasetçi, Hollanda’nın “En İyi Belediye Meclis Üyesi” Seçildi

Hollanda’nın Veenendaal belediyesinde meclis üyesi olan Türk kökenli Gökhan Çoban, “Hollanda’nın en iyi belediye meclis üyesi” seçildi.

Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden de Volkskrant ile farklı kurumların ortaklaşa düzenlediği ve Hollanda’nın en iyi belediye meclis üyesinin belirlendiği yarışmada, 33 bin 590 kişi, 338 aday arasından destekledikleri isme organizasyonun resmi internet sitesinden oy verdi.

Demokrat 66 (D66) partisinden 4 yıl önce Veenendaal belediye meclis üyesi seçilen, 2017’de ise partisinden ayrılarak üyelerinin çoğunluğunu Türk ve göçmenlerin oluşturduğu Denk Partisine geçen Gökhan Çoban, ilk turda 2 bin 514 oyla “en iyi belediye meclis üyesi” seçildi. Hristiyan Demokratlar Birliği (CDA) üyesi Türk kökenli Ayfer Koç da 954 oyla üçüncü oldu.

Çoban, kendisini destekleyenlere teşekkür ederek, bunun kendisinin değil, üyesi olduğu Denk Partisinin bir başarısı olduğunu söyledi.

İlk turda en fazla oy alan ilk 50 belediye meclis üyesi arasından yarışmanın jürisi tarafından belirlenecek 10 aday, ikinci turdaki oylamalara katılacak. İkinci turda en fazla oy alan 4 aday ise yarışmanın finaline katılma hakkı elde edecek.

Denk Partisi üyesi Gökhan Çoban, ülkede 21 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde, Veenendaal belediyesinde liste başı adayı olarak yarışacak.

 

Kaynak: http://veenendaalsekrant.nl/verkiezingen/meeste-stemmen-voor-g%C3%B6khan-%C3%A7oban-verkiezing-beste-raadslid-van-nederland-384191

Erkeklerin egemen oldugu dünyada “emekçi” kadinlar…

0

Erkeklerin egemen oldugu dünyada “emekçi” kadinlar…

Ve yine 8 mart kapimizda.. Yani, dünya emekçi kadinlar günü. Bu tarihin nerden geldigini tam olarak bilmeyenler için kisa bir hatirlatmayla baslayalim. Yillar önce bugün yani, 8 Mart 1857 tarihinde New York’ta ayaklanan tekstil fabrikasi isçilerinin, polis tarafindan saldiriya ugramasi ve fabrikaya kilitlenmelerinden sonra çikan yanginda canli canli yanarak can veren isçi kadinlarin günüdür. Zamanimizda artik güller, hediyeler, geziler ve yemekler hediye edilerek hatirliyoruz bu günü, canli canli yanan emekçi kadinlarin gününü… Demek istedigim su aslinda; el birligiyle Dünya Emekçi Kadinlar Gününü de kapitalist sistemin bir parçasi haline getirdik. Devlete, vatana, millete ve biz kadinlara hayirli ugurlu olsun! Gerçi biz sevgilimizi, annemizi ve babamizi da kapitalist sistemin bir parçasi yaptik. Yapmadik mi? Yalan mi?

Dünya emekçi kadinlar gününde kadinlarin verdigi mücadele hakkinda yazmak ne kadar klise olsa da yazacagim. Kadinlarin insan gibi yasamak istemelerinden, es degerde olmak için verdikleri mücadelelerden bahsedecegim. Madonna’yi tanirsiniz herhalde, trilyonerlik kadin, 2016 yilinin aralik ayinda Madonna’ya yilin kadini ödülü verildi. Yaptigi konusmada söyledigi bir cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum, dedi ki; ”Erkeklerin dünyasinda yasiyoruz!”. Bu söz ne demek? Erkeklerin egemen oldugu bir dünyada yasiyoruz biz kadinlar demek, kadin olarak bir koca hiçiz yani. Kendi hayatindan alintilar yapti konusmasinda, örnekler verdi, yasadiklarini anlatti, basari basamaklarini tirmanirken erkeklerin onun önünü kesmeye çalistigini ve ondan bir seyler bekledigini anlatti. Evet, hala günümüzde olmuyor mu? Eger basariliysan, bu basarinin devamini istiyorsan ve yolun bir erkegin masasindan geçecekse eger, kadinlardan bir seyler bekler bazi erkekler.. Neden? Çünkü sen kadin olarak bazilarina karsiligini farkli bir sekilde vermeden basarili olamazmissin. Kendine güvenerek çalisan “emekçi” kadinlara yapilan asagilayici hareketlerden sadece biridir bu..

Meksikali yazar Octavio Paz yazdigi “Meksika maskeleri” hikayesinde Meksikali erkeklerin taktiklari maskelerden bahsediyor, takilan maskeler ise tavan yapmis egolarinin aslinda ne kadar sahte oldugunu anlatiyor. Meksikali erkekler duygularini disa vurmazlar, dertlerini baska bir erkege anlatamazlar çünkü anlattiginda onlara göre “tecavüze” ugramis olurlar. Ezik oluyorsun, erkek olmuyorsun yani. Ayni hikayede kadinlara da deginiyor Octavio Paz, kadinlarin onlara göre zaten “açik yaralari vardir” ve bu yüzden kadinlar çok önemli degildir.. Bu sözleri yazarken yazarin bu sözlerin arkasinda durdugunu düsünmeyin sakin. Yazar burada aslinda çok güzel bir sekilde var olan durumu çiziyor. Maço kültürün hakim oldugu, yani dünyada erkek egemenliginin çok bariz bir sekilde ve çiplak gözle görüldügü ülkelere baktiginizda farkli yazarlarin bu tür sözleriyle karisilacaksiniz, erkeklerin o toplum içerisinde kadinlara nasil baktigini anlatan yazilari bulacaksiniz.. Latin Amerika edebiyatinin bu konuda büyük bir zenginligi var. Maço kültürünün hakim oldugu ülkelerde kadinlar daha agir mücadeleler içerisindedir ve bu konuyu kaleme alan erkek yazarlar bir sekilde o yenilmez, asilmaz, tavan yapmis erkek egosunu kenara atip yazdigini düsünüyorum. Neticede kendini kadinlara es degerde görmeden o sözleri yüreginden kagit üzerine dökemezsin. Ah evet canim, yürekten yazabilmek için bir adet insancil yürek gerekir.

Peki, bu hiçlesen kadinligin suçu sadece erkeklerde mi? Kadinlarin payi nedir? O erkekleri doguran kadinlar degil midir? O erkekleri büyüten kadinlar degil midir? Biz kendi kendimize mi kötülük yapiyoruz? Yoksa, ne yaparsak yapalim önüne geçemedigimiz erkeklerin “egemen” egosuna mi yeniliyoruz?

Geçen hafta yillardir niyetlenip okuyamadigim bir kitabi okudum. Bundan bir kaç ay önce “özgür kadinlari” yazmistim, hatta üç farkli açidan yazmistim. Okudugum kitap Duygu Asena’nin “Aslinda askta yok” adli kitabiydi. 30 sene önce yazilan kitabi okudugumda bu “özgürler kadinlar” ile alakali alginin hiç bir sekilde degismedigini gördüm. Yazdigi 30 yil önceki zihniyetle 2018’deki zihniyetin hiç bir farki yok. Yillar önce bu mücadeleyi baslatan rahmetli Duygu Asena, isiklar içinde uyusun ve bunu 8 Mart’ta yazmak istemezdim çünkü o da kadin olarak kadinlar için emek harcamis önemli yazarlarimizdandir fakat ne yazik ki hala ayni durdugumuz yerde duruyoruz ve hiç bir sey degismedi! Özgür kadinlar hala bazilarina göre sadece rahattir ve hala kadinlarimiz kizlarimiz Günah Ayip Yasak üçgenine sikistirilmaktadir.

Sizler kadinlari hiç anladiniz mi beyler? Ben feminist degilim, ben insanlik taraftariyim ve her seyden önce insanim. Kadinligim ikinci planda gelir ve bir çok kadin için de ayni sey geçerlidir. Kadinlar ve erkekler esit degildir! Buna zaten fiziki yapimiz müsaade etmez, fakat fiziki yapimiz esit degil diye bu es degerde olmayacagimiz anlamina gelmez! Sen nasil kandan etten ve bir kalpten olusuyorsan kadinlar da etten kandan ve bir kalpten olusmaktadir. Hatta var ya bazi kadinlarda öyle bir yürek vardir ki, akliniz hayaliniz durur! Kadinlarin üzerinde neden ille de hakimiyet kurmaya çalisirsiniz? Neden kalkip trilyonerlik kadin, Madonna bile erkekler dünyasinda yasiyoruz der? 30 sene önce kadinlarin toplum içerisindeki yerini kaleme alan Duygu Asena’nin yazdiklarindan hiç bir sey ögrenemedik mi? Tam 161 sene önce bu gün yanan kadinlar neden yandilar? Bu düzen, bu zihniyet degismez mi?

Ben ölmeden degisir mi bilmiyorum fakat böyle bir düzene boyun egmeme taraftariyim. Sen kimsin diyeceksiniz? Evet, ben bir Madonna degilim, ben bir duygu Asena degilim, ben New York’ta canli canli yanan emekçi bir kadin degilim! Ben kendi halinde yasayan bir vatandasim.. Ayni sizin gibi.. Yazimi yüksek müsaadenizle bu dünyadan geçen Nazim’in “Bu kuru bir edebiyat lafi degil!” sözüyle bitirmek istiyorum.. Kuru edebiyat yapmiyoruz neticede, degil mi?

Loca Gundi loves you.. Kadinlari hiçlestirenleri hariç, kadinca insanca kalin…

Cumhuriyetin büyümeyen asi kizi,

Senay Tosun

‘Dört Büyüklerin Menajere İhtiyacı Yok”

‘Dört Büyüklerin Menajere İhtiyacı Yok”

Beşiktaş Dış İlişkiler Sorumlusu Erdal Torunoğulları, Türk futbolunun içinde bulunduğu durumla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş Dış ilişkiler Sorumlusu Erdal Torunoğulları, Türk futbolunun içinde bulunduğu durumla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Torunoğulları, menajerlik sistemi başta olmak üzere futbol kulüplerinin altyapıları, yabancı sınırlamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

“Türk futbolunun geleceği hakkında iyi düşüncelere sahip değilim”

Türk futbolunun geleceği hakkında iyi düşüncelere sahip olmadığımı maalesef bütün samimiyetimle söylemek zorundayım diyen Torunoğulları, “95 yıllık futbol tarihimiz boyunca kayda değer sadece üç başarımız bulunmaktadır; rakibimiz Galatasaray’ın UEFA Kupası, milli takımımızın Dünya Kupası üçüncülüğü ve Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü. Son olarak geçtiğimiz iki yılda Beşiktaş’ın ülkemizi iyi temsil etmesinden de bahsedebiliriz. Bu süre içinde yurtdışına üst düzey liglere çok az sayıda oyuncu gönderdik. Bu en son Cenk Tosun oldu, fakat kaç senede bir gönderiyoruz? Giden oyuncuyu da geri getirmek için büyük çaba gösteriyoruz. Yeterli oyuncu yetiştiremiyoruz. Teknik direktörlerden ise bahsedebileceğimiz sadece Fatih Terim var. Kendisi teknik direktörlük kariyerinde o kadar başarı sağlamış olmasına rağmen yurtdışında uzun yıllar yürütemedi. Bu gidişat Türk futbolunun dünyada nerede olduğunu gözler önüne sermektedir. Kendimizi lütfen kandırmayalım. Futboldaki kalite anlayışımızı tekrar gözden geçirelim. Futbolu yönetenler neye göre analiz yapıp çalışma sağlıyor bilmiyorum fakat çalışmalar ve raporlar tartışılmalıdır. Çünkü mevcut sistemin sonuçları ortadadır. Yıl 2018, dünya ile beraber futbol da gelişiyor ve bizimde bu gelişime ayak uydurmamız bir seçenek değil zorunluluktur. Yaşadıklarımızı unutmamalıyız ve bildiklerimizi göz arda etmemeliyiz ancak bu şekilde ilerleme kaydedebiliriz. Gördüğümüz yanlışları örtbas etmek bize başarı getirmeyecektir” şeklinde konuştu.

“Futbol kulüplerinin özelleşmesi gerek”

Futbol kulüplerini özelleştirilmesine vurgu yapan Torunoğulları, “Yapılması gereken çok şey var ve bunlardan biride futbol kulüplerinin özelleştirilmesidir. Derneklerden çıkması gerekiyor. Futbol kulüpleri anonim şirketleri gibi yönetilmelidir. Hiç kimse şirketinin zarar etmesini istemez. Siyasi otoritenin bu konuyu gündeme alıp gerekli değişiklikleri sağlayarak uygulaması taraftarıyım. Büyük statlar yapıldı ancak bu statlarda yetiştirilecek geleceğin oyuncuları için altyapı eksikliği bulunmaktadır” dedi.

“Federasyon da denetlenmeli”

Federasyonun denetlenmesi gerektiğini savunan Torunoğulları, “Kulüplere destek amaçlı TFF belirli konu başlığı altında bütçe tanımaktadır. Bu bütçeler nereye harcanıyor? Altyapı için alınan bütçenin transferlerde kullanıldığını hepimiz duyuyoruz, peki bunun önüne neden geçilmiyor? TFF bütçeyi ‘kötü’ kullanmanın şartlarını ağırlaştırmalı, gerekirse ceza verebilmeli. Tabii ki bunu yapabilmesi için harcamaları iyi denetliyor olabilmeli ancak bu şekilde doğru amaçlı kullanım sağlanabilir ve kağıt üzerinde yazan bütçeye tanımlanmış olan kalemler giderilebilir. Kulüp dernek veya özelleştirilmiş olsun, TFF’ye bütçe kontrol ve denetleme izni verilerek her kulübün aynı şekilde denetlenmesi sağlanmalı. Mevcut duruma baktığımızda TFF’nın denetleme izni olmasına rağmen bütçe harcamalarını kontrol etmediğini ve konu ile ilgili kimsenin yorum yapmadığını söyleyebiliriz. Bu neden kimseyi rahatsız etmiyor siz düşünün. Konuyla ilgili söylenecek çok şey var” diye konuştu.

“Altyapıya gerekli önem verilmiyor”

Altyapı çalışmalarına değinen Torunoğulları, “Türkiye’de altyapı çalışmaları ile öne çıkan takımlar Altınordu, Bursaspor ve kısmen Trabzonspor olarak gözlemliyorum. Birkaç kulüp ile Türkiye’deki altyapı sorunu giderilemez, ciddi anlamda zaman kaybediyoruz. Bunun en büyük sebeplerinden biri teknik direktörünün kontratına göre hareket edilmesidir. Hocanın gittiği gün bütün sistem durur ve yeni gelen hoca tarafından ele alınarak değişiklikler getirilir yani sil baştan yapılır. Bu durum bu şekilde devam ettiği sürece ilerleme kaydedemeyiz. Bir diğer konu ise; Bazı A takımı çalıştıran hocaların altyapı maçlarını veya idmanlarını izlediğini düşünmüyorum. Keşke haftada bir kez izleseler, oyunculara çok büyük bir motivasyon olur. Ne yazık ki izlemeyi bırak altyapı oyuncularından bile bir haberler. Biz böyle mi milli takımımıza oyuncu yetiştiriyoruz? Ayrıca bazı eski futbolcular tanıdıklar aracılığı ile kulüplerde çalışmaya başlayabiliyorlar. Oysa kendi çabaları ve bilgileri ile bunu hak etmelilerdir. Bu durum gelişmeye yönelik atılmış olan bir adım değildir aksine futbolumuz için çok yıpratıcıdır” ifadelerini kullandı.

“Anı kurtarmak amaçlı değil, geleceğe yönelik hareket edilmeli”

Torunoğulları sözlerine şöyle devam etti: “Altyapının sistemini ayrı tutarak, ülke genelinde taslak altyapı programını uygulamaya alarak eğitim kaldığı yerden durdurulmadan devam edebilmelidir. Bunun üzerine yoğunlaşmamız gerekir, geçen süre bizim için kayıp bir zamandır. Altyapı hocalarının elinde çocuk gelişimi ve ders programlarının olduğu sürekli kullanabilecekleri hatta kullanmak zorunda olduğu TFF tarafından baskıya alınmış kitaplar olmalıdır. Dünya futbolunda yer edinmiş ülke takımlarını analiz ettiğimizde temeli geçmişe dayanmaktadır. Yönetim 10, 20 hatta 50 yıllık planlama yaparak dönem içinde değişiklikler yaşasa da programdan şaşmayarak uyum içinde hareket ettiği görülmektedir. Bizde ise hoca değişikliğinde kulüpteki sistem resmen altüst olmaktadır. Bu duruma artık dur demeliyiz. Aksi taktirde büyük hedefleri kurşun kalemle yazabiliriz”.

“Altyapımızın altyapısı yok”

Daha önce uzun yıllar Avrupa’da yaşadığımdan ve hala süre gelen bağlantılarım olduğundan dolayı net kıyaslama yapabildiğini belirten Torunoğulları, “Mesela Hollanda’da yaşadığım köyün amatör takımının altyapı tesislerini henüz Türkiye’de göremedim daha doğrusu tesisimiz yok. İşin acı tarafı bizim altyapımızın altyapısı yok. Her kulüpte tek bir sahada çalışarak geleceğin yıldızlarını yetiştirmeye çabalıyoruz. Altyapıdaki hocaları yetersiz ve egoları yüksek buluyorum. Yurtdışındaki bu konuda gelişmiş kulüplerden destek sağlamalıyız. Örneğin, bu konu ile ilgili Çin Futbol Federasyonu Ajax ve Bayern Münih’le 10 yıllık bir anlaşma yaptı. Bizde altyapı hocaları kiralayabiliriz. Eğitim için bu tarz adımları atmaktan çekinmemeliyiz. Kulüplerin yapısı değişmeli. Yedek üye dahil sayı 12’yi geçmemeli. Gelen yöneticilerin egolarından dolayı asıl konu olan kulüp yönetimi doğru ve gereğine uygun yapılamıyor. Zengin işadamları devri de kapanmalı. Tamamen profesyonel kişilerden oluşan bir yönetim kurularak kurumsallaşmaya gidilmeli. Kulüpleri yönetenler görev süresince almış oldukları kararlar ve eylemlere ilişkin alınan sonuçları üstlenip her zaman her şekilde hesap verebilmeleri gerekmektedir. Bir önceki yönetimin yaptığı yanlışları yeni yöneticiler omuzlamamalıdır. Avrupa’daki gibi yöneticiler maaşlı çalışmalıdır. Herkes kendi adamını yönetime sokmaya çalışmamalıdır ancak bu şekilde profesyonelleşebiliriz” açıklamasında bulundu.

Menajere yetki veriliyorsa orada sıkıntı var

Menajere yetki veriliyorsa orada da sıkıntı olduğunu ifade eden Torunoğulları, “Neredeyse 80 milyon nüfusa sahip olan bir ülke olarak konu futbol olduğunda neden başarı sayımız sıfıra yakındır? Bu, şu zamana kadar yönetmiş ve yönetenlerin eseridir. Futbolumuza zarar veren, kulüplerin borç batağında olmalarının nedenlerinden biri menajerlerdir. Konuyla ilgili bana muhakkak tepki verenler olacaktır fakat fikirlerimden eminim ve düşüncelerimde kararlıyım, çünkü işin içindeyim. Kulüpler bütçelerinin neredeyse tamamını transfere ayırıyor ve maalesef menajerlerin baskısı altında kalarak yanlış kullanıyorlar. Doğru transferler doğru kişilerle yapılmalıdır. Başkan ve yöneticiler menajer ile içli dışlı olmamalıdır. Profesyonel liglerde kulüpler menajere yetki vermez, yetkisi olan menajerle görüşür. Kulüp menajere yetki veriyor ise; iyi niyetten uzak başka hesap ve ilişki vardır. Üst düzey kulüpler almak istediği oyuncuya ve oyuncunun kendi menajerine rahatlıkla ulaşırlar. Bunun haricindeki kişiler bu tabloda fazladır ve fazlalık zarar getirir. Daha çok zarara uğramamak için tablonun dışında kalan fazlalıklardan kurtulmamız gerekir. Sadece bununla da sınırlı değil; Kulübe zarar veren diğer fazlalıklar ise başkanların etrafında dolaşan yancılardır. Bu şahısları şu şekilde tanımlayabiliriz; ellerini taşın altında koymayan, en iyi şekilde ağırlanan, asla maddi destek sağlamayan hatta kendi hesabını bile ödemeyen ama ne yazık ki karar aşamalarında çok etkili olanlardır. Kulüplerde yaşanan sıkıntılar maalesef milli takıma kadar yansıyor. Örneğin bir menajerin elinde milli takımda oynayan 4-5 futbolcusu var ise söz sahibi oluyor. Milli takımlarda etkisi oluyor. Bunun sıkıntısını çektik. Bunun kırılması gerekiyor” dedi.

“Yabancı transferine yaş kotası getirilsin”

Yabancı transferinde yaş kotası getirilmese dikkat çeken Torunoğulları, “Yabancı oyunculara yaş sınırlaması getirilerek yaşlı futbolcuya uzun kontrat verilmesini önlemiş oluruz. Kulüpler bu kontratların altında eziliyor. Örneğin; Negredo varken biz, Kanada’dan genç bir oyuncu aldık. Bakıldığı zaman çok doğru bir hamleydi. Doğru bir projeydi. Bunun üzerine de Vagner Love’u transfer ettik. Bu durumda daha genç oyuncumuzu oynatmadan hamlemiz boşa gitti. İlk hedeflediğimiz projemizi uygulamadan bitirdik. Bu tarz hataları önlemek gerekir, kulübe zarardan başka bir şey getirmedi. Şunu söylemeden de geçemeyeceğim; yabancı oyuncu sayısının 14 olması bizim liglere göre çok fazladır. Altyapıyı vurgulamamız gerekirken sayının bu denli yüksek oluşu durumu tutarsızlaştırıyor. Kulüp giderlerinin transfer ağırlıklı olması nedeniyle altyapıya gereken önem verilemiyor. Bu döngü kırılmalıdır” şeklinde konuştu.

“Şampiyon Beşiktaş olacak”

Torunoğulları, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sene şampiyonluk yarışı kıran kırana geçiyor. Dört takımda şampiyon olabilmek için çalışıyor ama yöneticisi olduğum Beşiktaş şampiyonluğun en büyük favorisidir. Şenol Güneş Beşiktaş’ın en büyük şansıdır”. – İSTANBUL

Emekli Maaşını Mehmetçik Vakfı’na Bağışladı

Emekli Maaşını Mehmetçik Vakfı’na Bağışladı

Gaziantep’in Araban ilçesinde yaşayan Haci Bekir Şahin, bir aylık emekli maaşını Mehmetçik Vakfı’na bağışladı.

Şahin, 45 yıl Hollanda’da işçi olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. 75 yaşındaki Haci Bekir Şahin, bir aylık emekli maaşı olan bin avroyu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Zeytin Dalı Harekatı’na destek amacıyla Mehmetçik Vakfı’na bağışladı.

Şahin, Hollanda’da vatan hasretiyle çalıştığı günlere dikkati çekerek, ardından Araban’a yerleştiğini kaydetti. 9 çocuk, 36 torun sahibi Şahin, Zeytin Dalı Harekatı’nın başladığı günden bu yana Mehmetçik için 5 vakit namazda dua ettiğini belirterek, “Bugün beni askere alsınlar, hemen gitmeye hazırım. Mehmetçiklerimizin orada çektiği zahmeti televizyondan görüyorum. Yağmurda, çamurda, soğukta, eziyetler içinde bizim için savaştıkları için elimden gelen tüm yardımı yapmayı düşündüm. Onlar bizim yavrularımız. Ziraat Bankası Araban Şubesine gittim. Bir aylık maaşımı Mehmetçik Vakfı hesabına yatırdım. Makbuzumu aldım. Vatanıma canım feda olsun.” diye konuştu.

Hollanda’da Afrin Şehitleri Anıldı

Hollanda’da Afrin Şehitleri Anıldı

Hollanda’da, Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen askerler için Kur’an-ı Kerim okunup dua edildi.

Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olan askerler için anma programı düzenlendi.

Derneğin başkanı İlhan Aşkın, Afrin’de vatanı ve bayrağı için şehit olanlara Allah’tan rahmet, mekanlarının cennet olmasını diledi.

Aşkın, “Allah hükümetimize, askerimize ve devletimize zeval vermesin. Şu an ülkemiz bir geçiş noktasında bulunmaktadır. Biz burada askerlerimize ve şehitlerimize hiçbir şey yapamıyoruz ama hiç olmazsa onlara dualar gönderelim. Gönlümüzün askerlerimizle ve Türkiye’miz ile beraber olduğunu gösterelim. Allah korusun eğer bugün bir fitne veya bir bölücü ülkemizi bölerse başka bir Türkiye daha yok. Etrafımızda ümidini bize bağlayan Müslüman ülkelerinin de biz ümidiyiz.” dedi.

Türk bayrağına ve vatana sahip olmanın ve sevmenin bedelinin ödendiğini vurgulayan Aşkın, “Ülkemize ve bayrağımıza sahip çıkacağız. Bayrağımız için binlerce şehitler verdik. Şu anda Afrin’de de halen kınalı kuzuları şehit veriyoruz. Onların moralinin yüksek oluşu bizim birliğimizden geçer. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ister sağcı ister solcu olalım ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor. Eğer ülke batarsa, ülke yanarsa, samimiyetle söylüyorum hepimiz yok oluruz.” diye konuştu

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Uyuşturucu Tedavisi Merkezinde iki gün önce çıkan yangında hayatını kaybeden 30 kişiye de rahmet dileyen Aşkın, nerede bir Türk sıkıntıdaysa Türklerin orada olması gerektiğini vurguladı.

Şehitler hakkında sohbet veren Ehlibeyt Camii imamı Bayram Dalga da Türk askerinin yaptığı operasyonlarda her zaman barış için mücadele ettiğini kaydetti.

Ondört Masumlar Camisi İmamı Mehmet Olgun’un Kur’an-ı Kerim okuduğu programda vatandaşlar, Zeytin Dalı Harekatı’nın zaferle sonuçlanması için dua etti.

Program sonrası helva ikramında bulunuldu.

Hollanda’daki Türkler’den Mehmetçik’e Destek

Hollanda’daki Türkler’den Mehmetçik’e Destek

Hollanda’daki bazı Türk sivil toplum kuruluşları yetkilileri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce (TSK) Afrin’de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’na destek için Türkiye-Suriye sınırına gitmek üzere Amsterdam’dan yola çıktı.

Türk İşadamları Derneği Rijland Bölgesi (TOVER) öncülüğünde, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hollanda ve Hollanda Türk Federasyonu’nun destek verdiği 7 kurumun temsilcisi, TSK’ya destek amaçlı Hatay’ın Hassa ilçesine gitmek üzere yolculuğa çıktı.

TOVER Başkanı Durmuş Doğan, yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’na katılan Mehmetçik’e destek için yola çıktıklarını, bölgeye vardıklarında onları ziyaret etmek istediklerini belirtti.

Durmus Dogan “Önce Gaziantep`e ucan ekip buradan Kilis sinirina askerlerimizi ziyaret etemek icin gectiler. Konu ile ilgili olarak konusan Tover Baskani Durmus Dogan “Yanimiza orada askerlerimizin ihtiyaci olan esyalari aldik. Hollanda dan askerlerimizi destekleyenlerin dualarini ve yardimlarini desteklerini kendilerine iletecegiz. Bu girisim 2 hafta once TOVER tarafindan baslattin sadece telefon uzerinden devam ettirerek bugune geldik. Bu harekata UETD ve HTF destek de verdi. Gurubumuz 4 kisi uetd, 4 kisi de TOVER dan toplam 8 kisiden olusuyor.” dedi.

Askerlerimize Hollanda lilarin sembollerinden stroop wafel goturduklerini soyleyen Doğan, “Hollanda gibi Türkiye’ye uzak bir ülkede olmamıza rağmen kalplerimizin onlarla birlikte olduğunu ve dualarımızda onların da yer aldığını iletmek istiyoruz. Onların vatan için verdiği gayrete desteğimizi belirtmek istiyoruz. Türk milleti, devlet ve vatan mevzu olduğunda mesafe uzak olsada hiçbir şeyi düşünmeden ne olursa olsun devletine ve milletine sahip çıkmak için her bir şekilde askerine ulaşmaya çalışır.” diye konuştu.

UETD Hollanda Sosyal İşler Birim Başkanı Hasan Tekten de harekata katılan Mehmetçik’e Hollanda’nın ünlü ballı bisküvisinden götürdüklerini belirterek, “Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bir şeyler götürüyoruz. Bunun dışında ihtiyaca ve isteklere göre Türkiye’de gereken yardımları yapacağız.” dedi.

Türk milletinin her zaman askerinin yanında olduğunu vurgulayan Tekten, “Hollanda’dan onlara hem moral olmak için hem de varsa bir ihtiyaçları elimizden gelen desteği vermek üzere yolculuğa çıktık. Allah askerlerimizden razı olsun.” ifadesini kullandı.

Amsterdam Havalimanı’ndan uçakla yola çıkan grup, beraberlerinde 230 kiloluk hediye paketi ile önce Gaziantep’e oradan da Suriye sınırına gidecek.