spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 48

Rotterdam Schouwburgplein’de İnsanlara Saldıran 26 Yaşındaki Şahıs Gözaltına Alındı

Rotterdam Schouwburgplein’de İnsanlara Saldıran 26 Yaşındaki Şahıs Gözaltına Alındı

Özcan Özbay

18 Ekim Perşembe akşamı Schouwburgplein’de 26 yaşındaki bir adam polis tarafından gözaltına alındı.
RADYO DENiZ CANLI DiNLE
Polis, saat 18:45 civarında, elektrikli scooterıyla birlikte gezen ve birçok yayaya yumruk, tekme atan ve hakaret eden bir adam hakkında birçok ihbar aldı.

Şahıs, birden fazla polis ekibi ve bir polis köpeğinin çabaları ile zorluklarla ele geçirilebildi.
DENiZ TV OLARAK IZLE
Gözaltı sırasında, zanlı bir polisi de elinden ısırdı.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Şüpheli, karakolda gözaltına alındı.

TÜRKİYE DE KATKILI ÜRÜNLER AÇIKLANIRKEN AVRUPA DA Kİ ÜRÜNLER NE DURUMDA

TÜRKİYE DE KATKILI ÜRÜNLER AÇIKLANIRKEN AVRUPA DA Kİ ÜRÜNLER NE DURUMDA

Özcan Özbay

Türkiye’de gıda maddelerine katkı maddesi karıştırıldığına dair ortaya çıkan iddialar, özellikle sıvı yağlar ve diğer temel gıda ürünleriyle ilgili tartışmalara yol açtı. Bu tür iddialar, Türk halkı arasında büyük bir endişe yaratırken, aynı zamanda yurt dışına ihraç edilen Türkiye menşeli ürünlerin güvenliği konusunda da sorular ortaya çıkarmaktadır. Özellikle Avrupa’da satılan Türk ürünlerinin denetimleri ve güvenliği, bu iddiaların ardından merak konusu haline geldi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Türkiye’de Gıda Güvenliği ve Katkı Maddeleri İddiaları
Son yıllarda Türkiye’deki bazı gıda ürünlerine çeşitli katkı maddelerinin karıştırıldığına dair iddialar basına yansıdı. Özellikle sıvı yağlar gibi temel gıdalarda ucuz ve sağlıksız maddelerin karıştırıldığı, halk sağlığını tehdit eden uygulamaların olduğu iddia edildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu iddialara karşı zaman zaman denetim yaptığını ve sorumluları cezalandırdığını belirtse de, halk arasında bu konuda endişeler sürüyor. Bu gelişmeler, Türkiye’den yurtdışına gönderilen ürünlerin de aynı risklerle karşı karşıya olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Avrupa’da Gıda Güvenliği ve İthal Türk Ürünlerinin Denetimi
Avrupa Birliği (AB), gıda güvenliği konusunda oldukça katı standartlara sahip. AB’de gıda güvenliğinden sorumlu kurumlar, ithal edilen ürünlerin belirli kalite standartlarına uygun olup olmadığını sıkı bir şekilde denetler. Avrupa’da satılan Türkiye menşeli ürünler de bu denetimlerden geçmek zorunda. Ancak yine de bu kontrollerin ne kadar etkili olduğu ve Türkiye’de üretim aşamasında yapılan katkıların Avrupa’da fark edilip edilmediği önemli bir tartışma konusu.

AB’nin Gıda Denetim Süreçleri
Gümrük Kontrolleri: Avrupa’ya ithal edilen gıda ürünleri, AB gümrüklerinde sıkı kontrollerden geçer. Bu aşamada, ürünler sağlık ve hijyen standartlarına uygunluk açısından incelenir. Örneğin, Türkiye’den ithal edilen zeytinyağı ya da sıvı yağ gibi ürünler, gümrüklerde fiziksel ve kimyasal analizlere tabi tutulur.

Ürün İzlenebilirliği: AB içinde satılan her gıda ürünü izlenebilir olmalıdır. Bu, ürünün nerede üretildiği, hangi süreçlerden geçtiği ve hangi katkı maddelerinin kullanıldığına dair şeffaf bir bilgilendirme zorunluluğu getirir. Türkiye menşeli ürünlerde de bu izlenebilirlik kurallarına uyulması gerekir.

AB Sağlık ve Güvenlik Standartları: Avrupa’da gıda güvenliği standartları, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından belirlenir. EFSA, ithal gıdalar üzerinde düzenli risk analizleri yapar ve bu analizler, hem ithal edilen ürünlerin hem de Avrupa’da üretilen ürünlerin güvenliğini sağlama amacı taşır. Türkiye’den gelen ürünlerde yapılan incelemeler, ürünün AB’nin sağlık ve güvenlik standartlarına uyup uymadığını belirler.

Türkiye Menşeli Ürünlerle İlgili Olası Sorunlar
Yurt içinde bazı gıdalara katkı maddesi karıştırılması iddiaları, yurt dışına gönderilen ürünlerde de bu tür sorunların olabileceği endişesine yol açmıştır. Türkiye’den Avrupa’ya ihraç edilen ürünler, AB standartlarına uygun olarak üretildiklerini belgelemek zorundadır, ancak üretim sürecinde kullanılan hileli maddelerin Avrupa’daki kontrollerden kaçıp kaçmadığı sorusu önemlidir.

Gıda Skandalları: Geçmişte bazı Türk gıda markalarının Avrupa’da satılan ürünlerinde katkı maddesi, etikete uygun olmayan içerikler veya kalitesiz yağ kullanıldığına dair iddialar basına yansımıştır. Bu tür vakalar, AB’de Türkiye menşeli ürünlere karşı zaman zaman soru işaretleri doğurmuştur.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
AB’de Gıda Ürünleri Geri Çağrılma Durumları: Avrupa’da belirli dönemlerde gıda güvenliğini tehdit eden ürünlerin geri çağrıldığı görülmektedir. Türkiye’den ithal edilen bazı gıdalar da bu geri çağırma süreçlerinde yer almıştır. Ancak bu tür geri çağırmalar genellikle sınırlı sayıda ürünü kapsar ve genel olarak tüm Türk ürünlerini hedef almaz.

Tüketici Güvenliği ve Öneriler
Yerel Markalarla İlgili Araştırma: Avrupa’daki tüketiciler, özellikle Türkiye’den gelen ürünleri tercih ederken, güvenilir markalara yönelmelidir. Bu markaların AB’de gıda güvenliği sertifikalarına sahip olup olmadıkları kontrol edilebilir.

Etiket Okuma Bilinci: Tüketiciler, özellikle katkı maddeleri ve üretim bilgilerini içeren etiketleri dikkatlice okumalıdır. AB mevzuatlarına göre, ürünlerde kullanılan tüm içerikler doğru bir şekilde belirtilmelidir.

İzlenebilirlik: Satın alınan ürünlerin izlenebilirlik bilgilerini sorgulamak, güvenli gıda tüketiminde önemlidir. Üretici firmanın hangi şartlar altında ürünlerini ürettiği ve hangi denetimlerden geçtiği kontrol edilebilir.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Avrupa’da satılan Türkiye menşeli ürünler, AB’nin sıkı denetim mekanizmaları sayesinde genel olarak güvenli kabul edilse de, Türkiye’deki gıda hilelerine dair ortaya çıkan haberler bu ürünler konusunda da dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir. Türkiye’den gelen gıda maddelerinin Avrupa’daki kontrollerden geçmesi güven verse de, her zaman tamamen risksiz olduğu söylenemez. Tüketicilerin bilinçli olması, etiket bilgilerini dikkatlice incelemesi ve güvenilir markaları tercih etmesi bu konuda önemli adımlardır.

Rotterdam – Maassluis Bölgesinde İki Patlama Daha

Rotterdam – Maassluis Bölgesinde İki Patlama Daha

Özcan Özbay

Rotterdam – 17 Ekim Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece Anthony Fokkerweg üzerinde bir patlama meydana geldi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Polis, gece yarısına doğru bir iş yerine yönelik saldırı ihbarı aldı. Olay yerine varıldığında, iş yerinde bir patlamanın yaşandığı ve binanın camlarından birinin kırıldığı tespit edildi. İş yeri sahibi kısa sürede olay yerine geldi ve telefonunu inceleme için polise teslim etti. Hasarlı cam, bir müteahhit tarafından geçici olarak kapatıldı.

Maassluis

Willem Weltevredenlaan Caddesi’nde ise sabah saat 04.00 civarında mahalle sakinleri şiddetli bir patlama sesiyle uyandı ve hemen polisi aradı. Olay yerine gelen polis ekipleri, bir evde patlayıcı ile saldırı düzenlendiğini tespit etti.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Olay yeri güvenlik çemberine alındı ve çeşitli deliller toplandı. Mahalle sakinlerine göre, daha önce de bu adreste polis ekipleri görülmüş.

HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS

Üç Sahte Polis Daha Yakalandı

Üç Sahte Polis Daha Yakalandı

Özcan Özbay

14 Ekim Pazartesi akşamı polis, üç sahte polisi daha yakaladı. Çalınan mücevherler sahiplerine geri verildi.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Sahte Polis Vakasında Artış 14 Ekim Pazartesi akşamı IJzendijke çevresinde sahte polislerle ilgili birçok ihbar alındı. İki kurbanın mücevherlerinin çalındığı bildirildi. Kurbanlardan birinin kızı polisi arayarak durumu bildirdi. Bu ihbar üzerine polis ekipleri bölgede arama çalışmalarına başladı.

Gözaltılar Polis ekipleri, saat 19.30 sıralarında Minnepoortstraat’ta bir aracı durdurarak kontrol etti. Kontrol sırasında, araçta kurbanlardan birine ait mücevherler bulundu. Araçtaki iki kişi, Bredalı bir reşit olmayan genç ve 18 yaşındaki bir erkek, hemen gözaltına alındı ve araç da el konuldu.

Polis ekipleri, olayla bağlantılı başka bir sahte polisin daha olabileceğinden şüphelenerek araştırmalarını sürdürdü. Kamera görüntüleri ve bir mahalle sakininin yardımıyla saat 20.15 civarında şüpheli bir şahıs fark edildi. Şahıs üzerindeki kontrol sırasında mücevherler bulundu. Şüpheli kaçmaya çalışsa da polis, elektroşok cihazı kullanarak onu yakaladı. Bu kişinin de Rijen’den reşit olmayan bir genç olduğu öğrenildi.

Daha Önceki Gözaltılar Bu hafta başında da Zaamslag’da üç sahte polis yakalanmıştı. Bu kişiler, bir huzurevindeki insanları dolandırmaya çalışmışlardı.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Kendinizi Nasıl Koruyabilirsiniz? Sahte polislerden şüpheleniyor musunuz? Arayan kişinin gerçekten polis olup olmadığından emin değilseniz, hemen telefonu kapatın ve 0900-8844 numaralı hattan Bölgesel Hizmet Merkezi’mizi arayın. Hizmet Merkezi’ndeki görevliler, gerçekten polis tarafından arandığınızı doğrulayabilir veya sizi arayan polisin kimliğini kontrol edebilir. Ne yazık ki, sahte polisler sık sık gerçek polis memurlarının isimlerini kullanarak insanları kandırmaya çalışıyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bu konuyu büyüklerinizle, özellikle de yaşlı yakınlarınızla konuşarak dikkatli olmalarını sağlayın. Unutmayın, polis asla kapınıza gelip kişisel eşyalarınızı, banka kartlarınızı veya şifrelerinizi istemez. Ayrıca, her zaman polisten kimlik göstermesini isteyebilirsiniz; gerçek polis memuru bunu memnuniyetle yapacaktır.

Oturum Başvurusu Yapanlara Kritik Uyarı: Hayali Başvurular Giriş Yasağıyla Sonuçlanabilir

Oturum Başvurusu Yapanlara Kritik Uyarı: Hayali Başvurular Giriş Yasağıyla Sonuçlanabilir

Özcan Özbay

Avukat İsmet Özkara, arabulucu şirketler aracılığıyla yapılan oturum başvurularına ilişkin önemli bir uyarıda bulundu: “Dikkat edin, IND’den giriş yasağı yemeyin!” son dönemde sıkça karşılaşılan bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu konuda yeterince bilgilendirilmeyen başvuru sahipleri ciddi sonuçlarla karşılaşabilir.

Hayali Başvurular ve Sonuçları
Avrupa’da oturum izni almak isteyen kişilerin bir kısmı, arabulucu şirketler aracılığıyla oturum başvurusu yapmaktadır. Ancak, bu şirketler bazen ticari veya evlilik temelli hayali başvurular düzenleyerek kişilere sahte bir yol öneriyor. Özkara’nın uyarısına göre, Hollanda Göç ve Vatandaşlık Dairesi (IND), bu tür sahte başvuruları hızla tespit etmekte ve başvuru sahiplerine giriş yasağı uygulamaktadır.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
İşin en tehlikeli kısmı ise, birçok başvuru sahibi, başvurusunun reddedildiğini ya da giriş yasağıyla karşı karşıya olduğunu ancak çok geç fark ediyor. Bu durumda IND tarafından Schengen ülkelerine giriş yasağı verilebiliyor ve kişi Avrupa Birliği sınırları dışına çıkmak zorunda kalıyor. Üstelik bu yasak, Avrupa Birliği’ni terk eden kişilerin iki yıl boyunca Schengen bölgesine giriş yapamaması anlamına geliyor.

Yıldırım Mahkemesi ile Zamanla Yarış
Başvurunun reddedilmesi durumunda, kişinin derhal harekete geçmesi gerekiyor. Avukat İsmet Özkara, IND tarafından verilen ret kararına itiraz etmenin son derece kısıtlı bir zaman diliminde yapılması gerektiğini vurguluyor. 24 saat içinde Yıldırım Mahkemesi açılmadığı takdirde, kişinin Schengen bölgesinden çıkış yapması zorunlu hale geliyor. Bu süre içinde dava açılmazsa, IND’nin uyguladığı giriş yasağı otomatik olarak yürürlüğe giriyor.

Giriş Yasağının Kaldırılması Mümkün mü?
IND tarafından verilen giriş yasağı, yalnızca oturum reddedilen başvurularla sınırlı kalmıyor. Avrupa Birliği’nden çıkış yapan kişi, Schengen bölgesine tekrar giriş yapabilmek için yeni bir dava açmak zorunda kalıyor. Bu süreç, hem maddi hem de zaman açısından ciddi zorluklar yaratabiliyor. Giriş yasağının kaldırılması için açılan davalar, sürecin uzun ve karmaşık olduğunu gösteriyor.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Arabulucu Şirketler ve Yasal Riskler
Avukat Özkara’nın uyarısı, arabulucu şirketler aracılığıyla yapılan başvurularda yaşanan olası sorunların altını çiziyor. Kişiler, şirketlerin yönlendirmeleri doğrultusunda hareket ettiklerinde kendilerini büyük bir risk altında bulabilirler. Bu tür başvurular, sahtecilik şüphesiyle karşılanabileceğinden dolayı sadece oturum hakkının kaybedilmesine değil, aynı zamanda uzun vadeli giriş yasaklarına da yol açabiliyor.

Oturum Başvurusu Yapacaklar İçin Öneriler
Oturum başvurusu yapmayı düşünenler için en önemli tavsiye, her adımı yasal zeminde ve doğru danışmanlık hizmeti alarak atmaktır. Arabulucu şirketlerin önerileri doğrultusunda hayali başvurular yapmak yerine, oturum hakkı elde etmenin daha güvenilir ve yasal yolları aranmalıdır. Özkara’nın belirttiği gibi, IND’nin dikkatli denetimleri ve hızlı karar mekanizmaları, sahte başvuruların sonuçsuz kalmasına neden olmaktadır.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Avukat İsmet Özkara’nın uyarıları, Avrupa’da oturum başvurusu yapmak isteyen kişilerin daha dikkatli ve bilinçli hareket etmeleri gerektiğini göstermektedir. Sahtecilik şüphesi taşıyan başvurular, başvuru sahibine yalnızca oturum iznini kaybettirmekle kalmaz, aynı zamanda Schengen bölgesine uzun süreli giriş yasağı gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Hollanda’da 2025’te Temel Sağlık Paketinde Üç Önemli Tedavi Yeniliği

Hollanda’da 2025’te Temel Sağlık Paketinde Üç Önemli Tedavi Yeniliği

Özcan Özbay

Hollanda hükümeti, 2025 yılı itibarıyla temel sağlık paketine üç önemli tedaviyi dahil edeceğini açıkladı. Rijksoverheid tarafından yapılan açıklamaya göre, romatoid artrit, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve yaşlılar için uygulanacak bazı tedavi yöntemleri artık geri ödeme kapsamına alınacak. Bu değişiklikler, hastaların daha iyi ve sürekli bakım alabilmeleri için yapılan önemli iyileştirmeler olarak öne çıkıyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
1. Romatoid Artrit Hastalarına Egzersiz Terapisi

2025 yılında, ağır romatoid artrit hastaları için uygulanacak egzersiz terapisi, Hollanda’nın temel sağlık sigortası kapsamında geri ödeme alacak. Bu terapi, günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyecek düzeyde fonksiyonel kısıtlamalar yaşayan hastalara yönelik olarak tasarlanmış durumda.

Romatoid artrit, eklemlerde şiddetli ağrı ve fonksiyon kaybına neden olan otoimmün bir hastalık olarak biliniyor. Egzersiz terapisi, bu hastalığa sahip kişilerin yaşam kalitesini artırmak amacıyla yapılan bir tedavi şekli. Araştırmalar, bu tedavi yönteminin hastaların fonksiyonel yeteneklerini geliştirmede etkili olduğunu gösterdiği için, 2025 yılından itibaren ilk seanstan itibaren temel sağlık paketinde karşılanacak.

Bu tedaviye erişim sağlamak isteyen hastalar, bir fizyoterapiste veya egzersiz terapistine başvurabilecekler. Ancak, bu tedavi sadece ciddi fonksiyonel kayıp yaşayan hastalar için geçerli olacak.

2. KOAH Hastalarına Sınırsız Egzersiz Terapisi

KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastaları da 2025 yılı itibarıyla önemli bir tedavi avantajına sahip olacaklar. KOAH, nefes darlığı ve kronik solunum sorunlarına neden olan ciddi bir hastalık olarak biliniyor. Şu anda belirli sayıda tedavi seansına erişimi olan bu hastalar, yeni düzenlemeyle birlikte hastalığın şiddetine bakılmaksızın sınırsız sayıda egzersiz terapisi alabilecekler.

Bu, özellikle hastaların yaşam kalitesini artırmak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Egzersiz terapileri, KOAH hastalarının solunum kapasitesini artırarak, fiziksel aktivitelerini kolaylaştırmada büyük fayda sağlıyor. 2025’ten itibaren, tedavi ücretleri hastaların ilk seansından itibaren geri ödenmeye başlanacak ve seans sayısında herhangi bir sınırlama bulunmayacak.

3. Yaşlılar İçin Rehabilitasyon İmkânları Artırılıyor

Yaşlılar için rehabilitasyon tedavisi de 2025 yılında temel sağlık paketine alınarak daha erişilebilir hale getirilecek. Geriatrik rehabilitasyon, yaşlıların sağlık sorunlarına karşı daha iyi adapte olabilmelerini sağlayan ve günlük yaşam fonksiyonlarını geri kazanmalarını hedefleyen bir tedavi yöntemi.

Mevcut sistemde, yaşlı bir bireyin bu hizmetten yararlanabilmesi için önceden hastanede yatmış olması gerekiyordu. Ancak yeni düzenlemeyle birlikte bu şart ortadan kalkacak ve doğrudan evde rehabilitasyon hizmeti alınabilecek. Özellikle hastaneye yatış gerekmeksizin bu hizmete erişebilmek, yaşlı bireylerin iyileşme süreçlerini hızlandırmak açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Bu tedaviden faydalanabilmek için bir geriatri uzmanının onayı yeterli olacak.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Yeni Düzenlemelerin Getireceği Faydalar

Bu üç yeni tedavi yönteminin temel sağlık paketine dahil edilmesi, Hollanda’da sağlık hizmetlerinin daha geniş bir kesime ulaşmasını ve sağlık sigortasının sunduğu kapsamın genişlemesini sağlayacak. Özellikle kronik hastalıklardan muzdarip kişiler ve yaşlı bireyler, bu tedavilerden faydalanarak yaşam kalitelerini artırabilecekler.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Ayrıca, tedavi süreçlerinin daha esnek hale gelmesi, hastaların tedaviye daha erken başlamalarını ve daha uzun süre devam edebilmelerini sağlayacak. Egzersiz terapilerinin ve rehabilitasyonun sağlık sigortası tarafından karşılanması, hastaların maddi yüklerini de hafifletecek. Bu durum, özellikle ağır hastalıklarla mücadele eden bireyler için büyük bir rahatlama sağlayacak.

2025 yılında yürürlüğe girecek bu yenilikler, Hollanda’nın sağlık sisteminde hastaların refahını artırmayı hedefleyen önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Hollanda, Küresel Uyuşturucu Ticareti Merkezi Olmaya Devam Ediyor

Hollanda, Küresel Uyuşturucu Ticareti Merkezi Olmaya Devam Ediyor

Özcan Özbay

Hollanda polisi, uyuşturucu suçlarıyla mücadeledeki ilerlemelere rağmen ülkenin küresel uyuşturucu ticaretinde önemli bir merkez olmaya devam ettiğini belirten bir rapor yayımladı. Rapora göre, polis suç örgütlerinin iletişim ve ödeme sistemlerine giderek daha fazla sızsa da uyuşturucu ticareti birçok alanda artış gösteriyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Son dört yılı kapsayan araştırmada, Hollanda’daki uyuşturucu piyasasının nasıl değiştiği incelendi. Raporda, özellikle metamfetamin (crystal meth) üretimi, ithalatı ve ticaretinde artış gözlemlendiği belirtildi. Ayrıca, 3-MMC, 4-CMC ve 3-CMC gibi sentetik uyuşturucuların üretildiği laboratuvarların sayısının da arttığı açıklandı. Son iki yılda, uyuşturucu üretim merkezlerinin sayısında artış olurken, bu tesislerin giderek daha fazla yerleşim bölgelerinde bulunduğu ifade edildi. Bu durum, kazaların meydana gelmesi halinde daha fazla insanın zarar görme riskini de beraberinde getiriyor.

Çok Amaçlı Uyuşturucu Laboratuvarları Yaygınlaşıyor

Rapora göre, farklı türde uyuşturucuların üretildiği yeni laboratuvarlar keşfedildi. Bu “çok amaçlı laboratuvarlar”, suç örgütlerinin piyasa talebine göre hızla farklı uyuşturucular üretebilmesine olanak tanıyor.

Yabancı esrarın (kenevir) Hollanda’ya girişi ve Hollanda üzerinden dağıtımı artarken, yurt dışında Hollanda’da yetiştirilen esrara olan talep azaldı. Raporda, “Hollanda’daki kenevir yetiştiriciliği önemini yitirmiş görünüyor” ifadelerine yer verildi.

Olumlu bir gelişme olarak, Hollanda, Belçika ve İspanya’daki limanlarda ele geçirilen kokain miktarının arttığı vurgulandı. Ancak bu durum, kaçakçılığın başka Avrupa limanlarına kayabileceği anlamına da geliyor.

Uyuşturucu Suçlarında Mahkûmiyet Sayısı Arttı

Hollanda polisi, şifreli iletişim platformları (PGP gibi) üzerinden önemli başarılar elde ettiğini açıkladı. Bir polis sözcüsü, “Bu sayede büyük uyuşturucu ağlarını çökerttik. Ayrıca, suçluların mali akışlarını daha iyi takip edebiliyoruz. Mahkûmiyet sayısında da artış var” dedi.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Polis, uyuşturucuyla mücadelede sadece güvenlik güçlerinin değil, siyaset, devlet kurumları, iş dünyası, bilim dünyası ve halkın da sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.

Yasal Düzenleme Talebi

Polis, yeni psikoaktif maddeleri (NPS) toplu olarak yasaklayacak bir kanunun çıkarılması gerektiğini savunuyor. Bu yasa, özellikle “tasarım uyuşturuculara” yönelik olmalı. Mevcut durumda her yeni tasarım uyuşturucunun tek tek yasaklanması gerektiğini belirten polis, bu sürecin zaman alıcı ve etkisiz olduğunu ifade etti. “Suçlular kimyasal bileşimleri değiştirerek bu maddeleri yasal hale getirebiliyorlar.”
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Sonuç olarak, organize suç örgütlerinin her zaman yeni kazanç yolları arayacağı ve hızla uyum sağlayacağı belirtildi.

Hollanda, Dünyanın En İyi Emeklilik Sistemi Sıralamasında Yine Birinci

Hollanda, Dünyanın En İyi Emeklilik Sistemi Sıralamasında Yine Birinci

Özcan Özbay

Hollanda, dünya genelinde en iyi emeklilik sistemine sahip ülke olarak bir kez daha zirvede yer aldı. Mercer ve Monash Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, Hollanda’nın bu başarısının ardında, geniş katılımlı bir emeklilik sisteminin olması ve birçok insanın iş aracılığıyla zorunlu olarak birikim yapması yatıyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Araştırmada, Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, ABD, Japonya, Çin ve Hindistan dahil olmak üzere neredeyse elli ülkenin emeklilik sistemleri incelendi. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Hollanda, en iyi emeklilik sistemine sahip ülke olarak öne çıktı. Uzun yıllardır zirvede yer alan Hollanda’nın başarısında, çalışanların zorunlu olarak iş yerleri aracılığıyla emeklilik birikimi yapmaları büyük rol oynuyor. Bu durum, sisteme geniş katılım sağlarken, emeklilik ödemelerinin de yüksek olmasına katkı sağlıyor.

Araştırmacılar, Hollanda’nın şu anda yeni bir emeklilik sistemine geçiş yapıyor olmasını da olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Yeni sistemde, emeklilik miktarları giderek daha fazla bireysel tercihlere bağlı hale geliyor. Katılımcıların bu konuda danışmanlık hizmeti alabilmeleri de önemli bir avantaj olarak görülüyor.

Mercer’den emeklilik uzmanı Marc Heemskerk, “Hollanda’nın güçlü düzenlemeleri ve esnek yapısı, özellikle emekliliğe başlama tarihiyle ilgili seçenekler, sürdürülebilir ve güvenilir bir sistem sağlıyor” dedi. Heemskerk ayrıca, AOW (genel yaşlılık aylığı) ve iş aracılığıyla alınan ek emeklilik maaşı kombinasyonunun da sistemin gücünü artırdığını belirtti.
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Geliştirilmesi Gereken Alanlar Var

Hollanda emeklilik sistemi başarılı olsa da iyileştirilmesi gereken noktalar bulunuyor. İş aracılığıyla emeklilik birikimi yapamayanlar için daha iyi düzenlemeler getirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Özellikle, engelli bireyler ya da tam zamanlı olarak çocuklarına bakan kişiler bu durumda. Ayrıca, Hollandalıların genel olarak yüksek borçları olduğu da dikkat çekilen bir diğer konu.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Hollanda’yı emeklilik sisteminde sırasıyla Finlandiya, İzlanda, İsrail ve Singapur takip ediyor. Listenin sonunda ise Hindistan, Arjantin, Türkiye ve Güney Afrika yer alıyor.

15 Ekim Salı Rotterdam’da Uluslararası Yoksullukla Mücadele Günü

15 Ekim Salı Rotterdam’da Uluslararası Yoksullukla Mücadele Günü

Özcan Özbay

Rotterdam Belediyesi Meclis Üyesi Natasha Mohamed-Hoesein (Aralarında Yoksulluk da bulunan birçok alandan sorumlu) ‘Uluslararası Yoksullukla Mücadele Günü’ kapsamında 15 Ekim Salı günü, saat 14.15 ile 17.00 arasında yoksullukla mücadele eden çeşitli kuruluşları ziyaret edecek. İlk olarak Mohamed-Hoesein, saat 14.15-15.00 arası, Haringvliet 76 adresinde bulunan Fonds Bijzondere Noden Rotterdam’ı ziyaret edecek. Bu kuruluş, zor durumda kalan kişilere tek seferlik maddi destek sağlayarak yardım ediyor.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Saat 15.15-16.00 arasında, Oostkousdijk 13-C adresinde yer alan Kledingbank Rotterdam’a uğrayacak. Kledingbank, şehirdeki 100’den fazla profesyonel bakım ve hizmet kuruluşuyla birlikte çalışarak, yoksullukla mücadelede önemli bir rol üstleniyor. Son olarak saat 16.15-17.00 arasında, Rosenveldtstraat 54’te bulunan Yess! Weggeefwinkel’i ziyaret edecek. Bospolder – Tussendijken semt sakinleri, bu mağazada ekmek, sebze ve meyve gibi küçük bağışlardan faydalanabiliyor.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Bu ziyaretler, yoksullukla mücadeleye katkıda bulunan kurumları daha yakından tanımak ve desteklemek amacı taşıyor.

HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS

Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Tabiri Caiz ise Bir Taşla 3 Kuş Vurdu

Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Tabiri Caiz ise Bir Taşla 3 Kuş Vurdu

Özcan Özbay

Kısa adı TICF olan Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Kuruluşunun 45. Yılını Hilversum Şehir Kütüphanesinde geniş bir katılım ile kutladı.

Kuruluşunun 45. yılının yanı sıra Türklerin Hollanda ya gelişnin 60. yılınıda bu kutlama etkinliğine ekledi. Bununlada yetinmeyen TICF programın yapıldığı Hilversum şehrininde bu yıl 600. yıldönümü olması dolayısıyla bunuda kutlamalar zincirine ekleyerek adeta bir taşla 3 kuş vurmuş oldu.
RADYODENIZ DINLEMEK ICIN TIKLAYINIZ
Programda Hilversum Şehir kütüphanesi müdürü Els Brons Yaşadıkları Hilversum da Türklerle olan ortak yaşamı anlatırken heyecanı harteketlerinden belli oluyordu.

60 yıl içerisinde bu güne kadar yaşamlarını yitirenler için Kuranı Kerim tilafeti okunması ile başlayan programda daha sonra TICF başkanı Ömer Altay misafirlere hitaben yaptığı konuşmasında katılımlarından ötürü teşekkür ederek şunları söyledi

”Saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler, değerli katılımcılar, Bugün sizleri burada ağırlamak ne büyük bir onur. Hem şahsım hem de değerli arkadaşlarım adına, bu özel günde hepiniz hoş geldiniz. Tarihimizi şekillendiren ve topluluğumuzun gelişiminde önemli rol oynayan bazı önemli dönüm noktalarını kutlamak için bir araya geldik. Sözlerime devam etmeden önce, bu etkinliğin gerçekleşmesine katkıda bulunan herkese içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Özellikle, kütüphane yetkililerine ve elbette bu güzel şehir Hilversum’un belediye başkanına minnettarız. Ayrıca, bu günü daha da özel kılan varlıklarıyla Türkiye Cumhuriyeti Amsterdam Başkonsolosumuz Sayın Burak Ersoy’a, Deventer Başkonsolosluğundan Muavin Konsolos Ercan Yardım ve Diyanet İşleri Başkanlığı Hollanda Din Hizmetleri Müşavirimiz Sayın Ömer Özgül’e özel teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Bugün üç önemli dönüm noktasını kutluyoruz: Hollanda’daki Türk topluluğunun 60. yılı, Hilversum’un 600. kuruluş yıldönümü ve Türk İslam Kültür Federasyonu’nun 45. yılı

İlk yıllara geri döndüğümüzde ne kadar yol kat ettiğimizi anlıyoruz. Tam 60 yıl önce, 19 Ağustos 1964’te Hollanda ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyordu. Bu tarihten itibaren Türk topluluğu Hollanda toplumuna değerli katkılarda bulunmaya başladı. Yol kolay değildi, ancak azim ve iş birliğiyle birçok engelin üstesinden geldik.
Bugün, sadece ilk nesil misafir işçilerin başarılarını değil, aynı zamanda günümüz neslinin oynadığı önemli rolü de anıyoruz. Bugün topluluğumuzda çok sayıda başarılı girişimci, doktor, mühendis ve siyasetçi yer almakta ve Hollanda toplumuna olumlu katkılar sağlamaktadır. Bu, bizleri gururlandırıyor. Ancak zorlukları da göz ardı edemeyiz. Günümüzde aşırı sağın yükselişine tanık oluyoruz ve bu bizi endişelendiriyor. Yine de karşılıklı saygının ve kapsayıcılığın merkezde olduğu bir geleceğe inanıyoruz. Herkesin kendini saygıdeğer hissettiği, toplumsal uyumun rehber olduğu bir toplum için çaba göstermeye devam ediyoruz.

Türk topluluğunun bu önemli yıldönümünün yanı sıra, Hilversum’un 600. kuruluş yıldönümünü de kutluyoruz. Bu, şehrin köklü geçmişini hatırlatan etkileyici bir başarıdır. 1424 yılında kurulan Hilversum, kültür ve yeniliklerle dolu bir şehir haline gelmiştir.

Son olarak, 1979 yılından beri topluluğumuzun önemli bir direği olan Türk İslam Kültür Federasyonu’nun kuruluşuna kısaca değinmek istiyorum. Kurucumuz Sayın İbrahim Görmez önderliğinde, Türk topluluğunun çıkarlarını korumak için çalıştık. Dini ritüellerin icra edilebileceği alanlar sağladık ve eğitim ile aile birleşimi konularında öncü bir rol üstlendik.

Bugün, buradaki 60 yıllık varlığımızın ardından, yeni teknolojilere ve gelişmelere uyum sağlamaya devam ediyoruz. Hollanda’daki yeni nesil Türkler geleceği şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır ve bizler onların başarılarından büyük gurur duyuyoruz.

Hepinize katılımınız için teşekkür ederim. Gelin, bu özel günün ve önümüzdeki güzel anların keyfini hep birlikte çıkaralım. Teşekkür ederim.”
HER KALBE SEVGI ILE SICAK BIR DOKUNUS
Başkan Altayın ardından kürsüye davet edilen TICF nin ilk başkanlarından İbrahim Görmez bir konuşma yaptı. Görmez ”60 yıl içinde elde ettiğimiz haklarımız bizlere altın tabak içinde sunulmadı. Bu hakları elde edebilmemiz için ağır bedeller ödedik. Binbir mücadele içerisinde elde ettiğimiz önemli kazançlarımızın malesef bir bölümünü kaybettik. Bu ülkede önce yabancı işçi, sonra misafir işçi, sonra göçmen işçi olduk. Uçağın içinde buralara gelip uçağın altında yurdumuza dönmek zorunda kaldık.” dedi. Daha sonra Hollanda Türk Müzesi müdürü Salih Dadak da bir konuşma yaparak müzenin kuruluş aşamalarında yaşananları anlattı.

Amsterdam Başkonsolosu Burak Ersoy da misafirlere hitaben bir konuşma yaptı. Başkonsolos Ersoy konuşmasında ”1924 te genç Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda ve Fransa arasında bir dostluk anlaşması yapılmıştı. Zaten 400 yılı aşan bir Hollanda Türkiye dostluğunun varlığı son dönemin nişanesidir. Bu anlamlı ve önemli anlaşma dolayısıyla bu günün kutlanması çok önemli. Bizde Başkonsolosluk olarak bunu yapmaya çok önem gösterdik.

Çok acılar çekilmiş. Kalınan Şartlar kolay değil. Aileler eşler burada değilmiş. Onlar sonradan katılmışlar. Esasen bu kalma fikride ondan sonra gelişmiş. Malum, hep olduğu gibi. Öncelikle geçici bir süre için yapılan çalışalım döneriz diye başlanan yolculuk şimdi 25 binden fazla Türk işyeri olarak tüzbinlerce insana istihdam sağlıyor. Dolayısıyla boş bir mevcudiyetten bahsetmiyorum. Gerçekten kendi içinde küçüçk temelleri olan bir toplumdan söz ediyorum. Bu etkinliğe emeği geçen Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonunu ve yöneticilerini tebrik ediyorum.”dedi.

Daha sonra 60 yılı özetleyen çeşitli sinevizyon gösterilerinin ardından Yazar/Şair Yavuz Nufel tarafından Gurbetçi Destanını anlatan şiirlerle süslenmiş, görüntülerle destekli bir sunum gerçekleşti.

Programa verilen arada misafirlerde ikramlarda bulunulmasının ardından hazırlanan Resim sergisi gezildi. 60 yıl öncesine ait resimlerde yakınlarını görenler heyecanlanırken bu resimlerle o guünleri yaşayanlar o günlerin zorluklarını ve buna karşı yinede dik duran bu değerli insanları alkışladı.
DENIZ TV IZLEMEK ICIN TIKLAYIN
Programın son bölümünde Hilversum Belediye Başkanı Gerhard (G.M.) van den Top ta bir konuşma yaparak şunları dile getirdi ” Biliyorum ki, Hilverson’da büyük bir şehirdeyiz, 95.000 insan yaşıyoruz. Burada büyük bir hastane var, Campus var, medya var, müzik var. Bu güzel şehirde birlikte çok güçlüyüzç Birlikte Hilversumluyuz ve bu anonim birlik 1924 den 2024 e geldi, ama hisler hala o ilk günki gibi aynı.”