spot_img
Ana Sayfa Blog Sayfa 443

Işid’e Katılmak İçin Suriye’ye Giden Melis’i Babasının Mücadelesi Kurtardı

Işid’e Katılmak İçin Suriye’ye Giden Melis’i Babasının Mücadelesi Kurtardı

Hollanda’nın Rotterdam kentinde mahkeme, IŞİD’e katılmak için 2 yıl önce Suriye’ye giden Türkiye kökenli Melis Atıcı’yı, ayak bileğine kelepçe takılmak koşuluyla, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.

Yaklaşık 6 aydır Hollanda’nın en sıkı cezaevlerinden bir olan Vught’te kalan 23 yaşındaki Melis’in babası Faruk Atıcı’nın çabaları sonucu cihatçıların elinden kurtulduğu ortaya çıktı.

Faruk Atıcı, kızı Melis ile 5 aylık bebeğini kurtarmak için verdiği mücadeleyi Hollanda Televizyonu’na (NOS) anlattı.

Melis’in öyküsü, erkek arkadaşı Yusuf’un birkaç yıl önce IŞİD’e katılmak için Suriye’ye gitmesiyle başlamış. 20’li yaşların başındaki genç kadın, Yusuf’a aşık olduktan sonra giderek radikalleşmiş.

Yaklaşık 2 yıl önce de, “Cennete gideceğim” diyerek Hollanda’daki evinden kaçıp, Suriye’ye geçmiş.

Kızının, geleceği belirsiz bir karanlığa adım attığını belirten Faruk Atıcı, polise haber vermiş. Aile, uzun bir süre kızlarıyla bağlantı kuramamış.

Bu süre içerisinde Yusuf adlı cihatçıdan bir erkek çocuk sahibi olan Melis, IŞİD’e yönelik operasyonların yoğunluk kazandığı günlerde ailesini arayarak Hollanda’ya dönmek istediğini söylemiş.

Bu sırada Yusuf, hava operasyonları sırasında öldürülmüş. Melis, bebeği ile birlikte insan kaçakçılarının yardımıyla Suriye’den Türkiye’ye geçmeye çalışmış.

Ancak yoğun bombardıman nedeniyle Türkiye’ye ulaşamamış. Sınır bölgesinde Kürt gruplar tarafından yakalanan Melis, bebeği ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde Kürtler ‘in denetimindeki bir kampa götürülmüş.

Kamptaki diğer Hollandalı kadınlarla birlikte Lahey hükümetinden yardım isteyen Melis’e, herhangi bir Hollanda temsilciliğine bizzat başvuru yapması gerektiği iletilmiş.

At sırtında Suriye’den Irak’a

Suriye’de Hollanda diplomatik temsilciliği olmadığı için Melis’in eve dönüş çabası boşa çıkmış. Bunun üzerine babası Faruk Atıcı, kızını kendisi kurtarmaya karar vermiş.

Birkaç kez Türkiye’ye giden Atıcı, insan kaçakçıları ile iletişim kurmuş. Gerekli parayı sağlamak için evini satan ve varını yoğunu harcayan Faruk Atıcı, geçen yaz zorlu bir yolculuğa çıkmış.

Kimi zaman taksi ve tekne ile kimi zaman da yaya veya at sırtında Türkiye’den Irak’a, oradan da Suriye’nin kuzeyine ulaşmayı başarmış. Kızının tutulduğu kampı bulan Atıcı, uzun uğraşlar sonucu Kürt yetkilileri ikna ederek, insani nedenlerle Melis’in serbest bırakılmasını sağlamış.

Melis, babasını karşısında görünce büyük bir şaşkınlık yaşamış. Faruk Atıcı, kızıyla karşılaşma anını, “Çok güzel bir andı” diye anlatıyor.

Ancak asıl zorluk bundan sonra başlamış. Gece yarısı baba, kız ve 5 aylık bebek insan kaçakçıları eşliğinde at sırtında Suriye’den Irak’ın kuzeyine gitmek için yola çıkmışlar.

Atıcı, “Bu çok tehlikeliydi. Resmi evrakımız yoktu. Çok büyük bir risk aldık. Neyse ki şanslıydık, her zaman ağlayan bebek o gece hiç ağlamadı” diyor.

Zorlu bir yolculuk sonrası Irak’ın kuzeyindeki Erbil kentine ulaşan Atıcı ile kızı ve torunu, doğruca Hollanda Konsolosluğu’na gitmiş.

Ancak konsolosluk, gerekli seyahat belgelerinin düzenlenebilmesi için anne ve çocuğa DNA testi yapılmasını istemiş.

Melis ve bebekten alınan DNA örnekleri, test için Hollanda’ya gönderilmiş. Bu arada Faruk Atıcı ile Melis ve bebeği, “herhangi geçerli bir belge olmadan, kaçak yollarla ülkeye girdikleri gerekçesiyle” Irak makamlarınca tutuklanmış.

Cezaevinde dayak ve tecavüz

Atıcı, ayrı bir cezaevine, Melis ve bebeği de başka bir cezaevine konmuş. Küçük bir koğuşta 75’ten fazla kişiyle birlikte kalan Faruk Atıcı, oradaki durumu, “Ne duş ve tuvalet vardı ne de yatak ve battaniye” diye anlatıyor.

Cezaevi koşullarının oldukça ağır olduğunu söyleyen Atıcı, “Mahkumlar her gün dövülüyor, genç çocuklara tecavüz ediliyordu” diyor.

Cezaevinde kalanların çoğunun cihatçı olduğunu belirten Atıcı, birçok IŞİD savaşçısının İslam hakkında hiçbir şey bilmediklerini, hatta nasıl dua edileceğinden bile haberlerinin olmadığını söylüyor.

İki ay sonra DNA sonuçlarının gelmesinin ardından, Hollanda’nın Erbil Konsolosluğu’nun gerekli belgeleri hazırlaması üzerine baba – kız ile bebek serbest bırakılmış.

Babası ve bebeği ile Erbil’den Hollanda’ya uçan Melis, yaklaşık 6 ay önce Amsterdam Schipol Havalimanı’nda “terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle” gözaltına alındı.

Vught Cezaevi’nde özel bir hücreye konulan Melis Atıcı, Pazartesi günü yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Faruk Atıcı, kızı ve torunun Hollanda’ya getirmek için verdiği mücadele için, “Aslında yaptığım delilikti. Ölebilirdim de.” diyor.

Suriye’ye giderken yolculuğunun “cennetle sonuçlanacağını” düşünen Melis’in artık pişman olduğunu söyleyen Atıcı, oğluna duyduğu sevginin onu iyileştireceğine ve yeniden normal bir hayat sürmesine yardımcı olacağına inanıyor.

BBCTurkce

Helal Kesim Yasağına Tepki: Avrupa’da Yaşamak Zorlaşıyor

Helal Kesim Yasağına Tepki: Avrupa’da Yaşamak Zorlaşıyor

MÜSLÜMANLARIN ‘helal’, Musevilerin ise ‘koşer’ olarak adlandırdığı kesime göre hayvanların kesilmeden önce sağlığı ve bilincinin yerinde olması gerekiyor.

Kesimden önce hayvanların şoklanması ise buna mani olarak, Müslüman ve Musevi toplumların tükettiği helal ve koşer ürünlerin elde edilmesini engelliyor. Genellikle aşırı sağcı kesimler ve hayvan hakları savunucularından oluşan yasak taraftarları ise şoklanmadan ya da uyutulmadan kesilen hayvanın acı çektiğini ve haklarının ihlal edildiğini öne sürüyor.

Avrupa’da 1933’te Adolf Hitler’in Almanya’da şoklanmadan hayvan kesimini yasaklamasıyla yoğun olarak gündeme gelen uygulama, İsveç, İsviçre, Norveç, İzlanda, Danimarka ve Slovenya’da bulunuyor. Diğer yandan Fransa, Almanya, Avusturya, Hollanda, Yunanistan, İspanya, Estonya, Finlandiya ve Polonya gibi ülkelerde dini adetlerin yerine getirilmesi söz konusu olduğunda şoklanmadan kesime izin veriliyor. Helal kesimi yasaklayan ülkeler listesine katılma yolunda olan Belçika’nın Flaman Parlamentosu’nun aldığı helal kesim yasağı kararının, ülkenin Valonya bölgesinde de 1 Eylül’de yürürlüğe girmesi bekleniyor.

YASAK, BRÜKSEL’E DE SIÇRAYABİLİR

İlk etapta Flaman bölgesindeki teknik altyapı yetersizliği nedeniyle yasak sadece küçükbaş hayvanlar için geçerli olsa da büyükbaş hayvanların da kesildikten hemen sonra uyuşturulması zorunlu kılınıyor. Flaman bölgesindeki teknik yetersizliğin giderilmesiyle büyükbaş hayvanların da şoklanmadan kesilmesinin yasaklanması bekleniyor. Müslüman ve Musevi toplumlarının başvurusuyla Belçika Anayasa Mahkemesine taşınan yasak hakkında karar beklenmekle beraber, ülkenin iki bölgesinde çıkan helal kesim yasağının Brüksel bölgesine sıçraması da genel endişeler arasında yer alıyor.

‘HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI’

Belçika’daki Müslüman toplumunu temsil eden ve hükümetle toplum adına ilişkileri yürüten Belçika İslam Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Üstün, kararın henüz yeni yürürlüğü girdiği için etkilerinin net olarak görülemediğini söyledi. İslam dininin Belçika’da 1974’ten beri tanındığını anımsatan Üstün, “Belçika’da İslam dini tanınınca bu dinin ritüelleri de tanınmış oldu. Kurumsallaşma bakımından Avrupa’da İslam dinine yaklaşım açısından en ilerde olan Belçika, böyle bir yasak koyunca herkes hayal kırıklığına uğradı” dedi.

Üstün, Belçika’da 2 bine yakın din dersi öğretmeni, 100’e yakın hükümet tarafından maaşı ödenen imam ve hapishanelerde görevli dini görevliler bulunduğuna dikkati çekerek, “Bu yasağın etkileri mutlaka olacaktır. Örneğin kurban kesimi esnasında büyük sıkıntılar yaşayacağımızı tahmin edebiliyorum” diye konuştu.

‘HUKUK DEVREYE GİRMELİ’

Belçikalı Müslümanların helal kesim yasağı dolayısıyla alternatif arayışına gireceğini belirten Üstün, şöyle devam etti: “Hollanda’da bugün itibarıyla helal kesim yasaklanmıyor. Oraya yönelme olabilir. Almanya’da kesim esnasında değil, kesimden sonra şok uygulanıyor. Brüksel başkent bölgesinde kesim yasağı yok. Umuyoruz bu yasak hukuken geri teper ve tekrar Müslümanlar kendi ritüellerine göre hayvanlarını kesebilir. Avrupa’da özellikle İslam karşıtlığı üzerine inşa edilmiş bir popülizm var ancak Belçika bir hukuk devleti. Din ve vicdan özgürlüğü ve dini pratiğin yaşanabilirliği anayasanın teminatı altında. Dolayısıyla eğer kanunlar dini pratiği yasaklar hale dönüşmüşse, burada hukukun devreye girmesi gerekir.”

‘AVRUPADA YAŞAMAK ZORLAŞIYOR’

Brüksel bölgesinden haham Shimon Lasker ise yasak taraftarlarının hayvanları korumaya yönelik argümanlarının Musevi toplumda şüpheyle karşılandığına dikkati çekti. Musevi toplumun bu yasağı dini özgürlüklerinin kısıtlanması olarak yorumladığını belirten Lasker, bundan rahatsızlık duyulduğunu ve özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan kötü hatıraların tekrar canlandığını ifade etti.

Lasker, “Bu tarz yasaklar nedeniyle günün sonunda Museviler Avrupa’da yaşamanın giderek zorlaşmaya başladığı kanısına varıyor” diye konuştu.

Koşer ve helal kesimin hayvana en az acı veren yöntem olduğunun daha iyi anlatılması gerektiğine işaret eden Lasker, keskin bir bıçakla kesilen hayvana zarar gelmediğini ve acı hissetmediğini anlatmak gerektiğini dile getirdi.

‘BİR SONRAKİ ADIM SÜNNET OLURSA?..’

Lasker, koşer kesimin yasak olduğu ülkelerde Musevi toplumların başka ülkelerden koşer et getirterek bu ihtiyacı karşıladığını, benzer bir yasağın tüm Belçika’da geçerli olması durumunda da bu uygulamaya geçilebileceğini vurguladı.

Musevi toplumun bir şekilde başka ülkelerden dini inancı için şart olan koşer et ihtiyacını karşılayabileceğini belirten Lasker, “Ancak bir sonraki adım ne olacak? Buna odaklanmalıyız. Belçika başka ülkelerden dini ritüellere göre kesilmiş etin getirilmesini de yasaklarsa? ya da bir sonra ki adım sünnetin yasaklanması olursa?” ifadelerini kullanarak, ülkedeki hukuki düzenlemelerin Yahudi karşıtlığına dönüşmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Lasker, Musevi ve Müslüman toplumun dini özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı birlikte hareket etmesi gerektiğine de dikkati çekti.

‘İNSAN HAKLARINA AYKIRI’

Belçika vatandaşı Türkiye kökenli Salih Özdemir, helal kesim yasağı kararından memnun olmadıklarını belirterek, “Elimizden alınan bu hakkın parlamentoda geri verilmesini talep ediyoruz” dedi. İsmail Gündoğdu ise helal kesimle ilgili Müslümanların bugüne kadar bir sorunu olmadığını hatırlatarak, “Kararın insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Kardeşçe ve bir arada yaşamanın yollarını bulmamız lazım. Bunun yolu da yasaklardan geçmiyor” diye konuştu.

Hümeyra’nin ailesi Polis bizi ciddiye almadi

Hümeyra’nin ailesi Polis bizi ciddiye almadi

Geçtigimiz yilin aralik ayinda Rotterdam Tasarim Koleji okul Bahcesinde Bekir Eraslan. tarafindan Öldürülen 16 yasindaki Hümeyra’nin ailesi, bugün Hollanda’nin günlük gazetesi AD’de çikan ropartajlarinda ‘polis ve yargi islerini iyi yapmis olsaydi Hümeyra hala hayatta olacakti’ dedi.

Ailenin ifadesine göre 16 yasindaki Hümeyra 18 Aralik’ta, on bes aydir tehdit altinda oldugu Bekir Eraslan tarafindan okulda vurularak öldürülmüstü.

Gazetenin haberine göre, Aile Hümeyra, Rotterdam Tasarim Koleji okul bahcesinde Bekir Eraslan tarafindan düzenli olarak tehdit ediliyordu. Aile bu nedenle defalarca polise sikayette bulunmus ama aileye göre ciddi bir tedbir alinmamis Aile simdi olayda kusuru olabilecek kurumlara karsi yasal islem baslatmayi düsünüyor.

Sarı Yeleklilerden Sonra “Kırmızı Yelekliler”

Sarı Yeleklilerden Sonra “Kırmızı Yelekliler”

UTRECHT – Hollanda’da sarı yeleklilerin protestolarının ardından, Uthrech kentinde, “kırmızı yelekliler” protestosu düzenlendi. Ancak protesto, beklenilen ilgiyi görmedi.

Fransa’da başlayan, çevre ülkelere sıçrayan “sarı yelekliler” gösterilerinin ardından “kırmızı yelekliler” de protesto düzenledi. Yaklaşık bir aydır toplanması beklenilen kırmızı yeleklilerin gösterisi ilgi görmedi. Yaklaşık 150 kişilik bir katılımla Hollanda’nın Utrecht kentinin meydanında toplanan göstericiler, pankart taşıyıp şarkı söyledi. Söyledikleri şarkıda taleplerini dile getiren kırmızı yelekliler, Başbakan Rutter’nin politikalarını eleştirip, eğitim ve sağlık hizmetlerinin herkesin hakkı olduğunu dile getirdi.

“Başbakan Rutte hükümetinin gitmesi lazım”, “Irkçılık ve faşizme dur de” ve “Aynı iş, aynı maaş” yazılı pankart taşıyan göstericiler, mülteci politikasının esnetilmesini istedi.

Polis eşliğinde gerçekleşen protestonun ardından göstericiler olaysız şekilde dağıldı.

Kaynak: İHA

İsmine Yakışır Açılış, Semazen Restaurant “Sema gösterisi” ile açıldı

İsmine Yakışır Açılış, Semazen Resaurant “Sema gösterisi” ile açıldı

Özcan Özbay

Hollanda da gıda sektöründe uzun süre çalışan, sektörün mutfağında yer alan Recep Tunç ailesi ile birlikte Schiedam da Semazen Restaurantı açtılar.

Açılış törenine DENK Partisi lideri Tunahan Kuzu, MÜSİAD Rotterdam Başkanı Mustafa Duyar, Tesiad Hollanda Temsilcisi Fikret Gür başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.

Törende Müsiad Rotterdam Başkanı Mustafa Duyar ve Türk Asıllı Milletvekili Tunahan Kuzu birer konuşma yaparak Hollanda’da Türk girişimciliğinden övgü ile söz ettiler ve Tunç ailesinin de bu girişimciler arasında yer alasından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Uzun yıllar Hollanda Türk Restoran camiasında aşçı olarak çalışan Recep Tunç ve ailesi hayallerine kavuştu. Hollanda’nın Schiedam şehrinde eşi Kezban hanım, oğlu ve kızı ile aile restoranı Semazen restaurant’i çalıştıran Recep Tunç‘un açılışın yapıldığı günde sevinci heyecanı görülmeye değerdi.

Açılışta kısa bir konuşma yapan Kezban Tunç Semazen aile restoranının bir hayali olduğunu belirterek “Uzun soluklu bir yola çıktık, Semazen Restaurant öyle kısa düşünülen bir olay değil. Burada lezzeti ile aranan bir yer olacağız.”dedi.

Edilen dua ve ikramların ardından davetliler tek tek Tunç ailesini tebrik ederek tören son buldu.

Avrupalı Türklerin Türk turizmindeki yeri, önemi

Avrupalı Türklerin Türk turizmindeki yeri, önemi

Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları’nın desteği ile TAVAK Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’in yaptığı araştırma raporu olan Avrupalı Türklerin Türk Turizmindeki Önemi başlıklı rapor Utrecht Turizm Fuarı’nda basın ve ilgililerle paylaşıldı.

2018 yılında 2.8 milyon Avrupalı Türk’ün Türkiye’ye gittiğini söyleyen Faruk Şen, bunların 3,3 milyar euro bıraktıklarını , Türkiye’ye giden Alman turistlerle karşılaştırıldığında blr Avrupalı Türk’ün 3 Alman turist kadar döviz bıraktığını söyledi. Rapora göre 2017 yılında 2,7 milyon olan Avrupalı tatilci Türkün sayısının 2018’de belirli bir artış gösterdiğide belirtiliyor .

Turgut Torunoğulları ise “ “Rapor sonuçları bize nasıl bir yol takip edeceğimizi gösteriyor.. 2019’da Hollanda’dan Türkiye’ye gelecek turist sayısının 1 milyon 400 civarında olmasını bekliyoruz. Orka Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları. Turizm. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında kısmen kötü yıllar geçirdi, bazı otelciler kendi gayretleriyle krizi çözmeye çalıştılar. biz Orka gurubu olarak Avrupa’da Edestaal grub’da çalişan arkadaşlarımızla proje geliştirerek, Avrupadaki Türk’lere taksitli tur satarak kırizi kendimizce çözdük. Bu konuyu daha derinleştirmek icin Avrupa’yı çok iyi bilen Prof Faruk Şen’le Avrupa Türklerinin Türk turizmine katkısı yününde derinleşmesine araştırma yapmaya karar verdik, Avrupalı. Türk’ün, Ortalama harcadığı para 1175 Euro’dur Ülkemize şimdiye kadar 3.3 milyar. Euro bıraktılar. Aile kültürümüze güre yapılan Aile yardımlaşması yüksek aliş veriş düşünülürse bu rakam çok yüksektir.
Yapacağımız çalışmalarla turizmi sadece yaz aylarından değil 12 aya bölünecek projeler yapmalıyız. Avrupalı gençlerimizi başka ülkelere tatile gitmeleri yerine Türkiye’ye yönlendirme konusunda çalişma yapmak lazım. Ucuz, otelden çıkmadan bir iki hafta tatil yerine kaliteli ve sağlık turizmine de önem vermemiz gerektiği TAVAK ile yaptığımız araştırma raporunda mevcuttur. Bakanımız Ersoy 2019 yılında beklenen turist sayısı 52 milyon olduğunu söyledi, yeterlimi değil hedefimiz 80 milyon olmalı” dedi

Araştırma Raporunda yer alan önemli bilgilerden bazıları şöyle, Bu yıl tatilini Türkiye’de geçirecek olan 2,8 milyon Avrupalı Türk turistin 1,9 milyonunu Almanya’da yaşayan Türkler oluşturuyor. Ortalama 4 Hafta Kalıyorlar.

Yalnızca ailelerini ziyaret etmek için değil, aynı zamanda İstanbul, Antalya, Bodrum, Çeşme, Alaçatı, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz gibi sahillerde tatillerini geçirmek için gidiyorlar.

Avrupalı Türkler için en gözde tatil yerlerinin başında İstanbul, Çeşme ve Alaçatı geliyor. Avrupalı Türklerin yüzde kırkyedisi tatilini Türkiye’de geçiriyor

Hollanda mahkemesinden FETÖ aleyhine karar

Hollanda mahkemesinden FETÖ aleyhine karar

Hollanda’da bir mahkeme, Sabah gazetesinin davasında Fetullahçı Terör Örgütü mensubuna “hain” ve “terör örgütü üyesi” denmesinin yasal olduğuna hükmetti.

ROTTERDAM

Hollanda’da Rotterdam Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubuna “hain” ve “terör örgütü üyesi” denmesinin yasal olduğuna hükmetti.

Mahkeme tarafından açıklanan kararda, Sabah gazetesinin Rotterdam Belediye Meclisi ve FETÖ mensubu eski Rotterdam Belediye Meclis Üyesi Turan Yazır’a karşı açtığı menfi tespit davasında, gazetenin yaklaşık iki yıl önce yayınlanan bir haberinde Yazır’la ilgili yazdığı “hain” ve “terör örgütü üyesi” ifadelerinin yasal olduğu belirtildi.

Kararda, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün önemli temel haklar olduğuna vurgu yapılarak, bir gazetenin toplumun habersiz kalmaması için toplumu etkileyen konular hakkında eleştirel ve uyarıcı ifadeler kullanabileceği ifade edildi.

Yazır’ın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’den sadece ilham aldığı savunmasının yetersiz bulunduğu ve FETÖ’ye üye olduğu yönündeki bilgilerin doğruluğuna ilişkin yeterli delil olduğu vurgulanan kararda, Türkiye’nin en yüksek yargısının FETÖ’yü terör örgütü olarak nitelendirmesi nedeniyle gazetenin bu kelimeyi kullanmasında bir sakınca olmadığı da kaydedildi.

Öte yandan mahkeme, söz konusu haberde Yazır’ın dolandırıcı olduğu ve bazı Türk vatandaşlarının ismini Hollanda polisine verdiği haberinin kaynak yetersizliğinden dolayı gazetede tekzip yayınlanmasına karar verdi.

Sabah gazetesinin avukatı Ejder Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Avrupa’da ilk defa bir mahkeme FETÖ kelimesinin kullanılmasının yasal olduğuna hükmetti. Bunu FETÖ ile mücadelede atılan çok önemli bir adım olarak görüyorum.” dedi.

Rotterdam Belediye Meclisi ve eski Rotterdam Belediye Meclis Üyesi Turan Yazır, Sabah gazetesinin yaklaşık iki yıl önce bir haberinde Yazır’a “hain” ve “terör örgütü üyesi” dediği gerekçesi ile gazeteye karşı Rotterdam mahkemesinde dava açmıştı. Mahkeme, 2017 Haziran’da Rotterdam Belediye Meclisi Yazır’ı haklı bulmuş ve gazete aleyhine karar vermişti. Sabah gazetesi de Rotterdam Belediye Meclisi ve Yazır’a karşı menfi tespit davası açmıştı.

Muhabir: Abdullah Aşıran

Rotterdam’da Mutfak dolabi altinda ki boslukta 600 bin avro nakit para çikti

Rotterdam’da Mutfak dolabi altinda ki boslukta 600 bin avro nakit para çikti

Rotterdam polisi tarafindan ihbar üzerine basilan evde yapilan arama sonucu Mutfak dolabi altinda ki bosluga istif edilmis halde 600 bin avro nakit para bulundu.

Verilen bilgiye göre sehrin güneyinde het Zuiderterras sokagindaki bir eve yapilan baskinda, Mutfak dolabi altinda ki boslukta onlarca para destesi bulundu. Toplam 600 bin avro nakit paraya el konulurken, evinde bulunan 33 yasindaki erkek ile 31 yasindaki bir kadin gözaltina alindi. Sorusturmayi derinlestiren polis ekipleri ardindan iki farkli adrese daha baskin yapti. Bu baskinlarda 22 kilo eroin ile 2 silah ele geçirildigi bilgisi verildi.

Polis kara para aklama, uyusturucu kaçakciligi ve suç örgütü üyesi olma suçmasiyla savciliga sevk etti.

Hollanda’da Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı Yoğun ilgi ile Başladı

0

Hollanda’da Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı Yoğun ilgi ile Başladı

Özcan Özbay / Utrecht

Hollandalı turistlerin büyük ilgi gösterdiği ve Türkiye’nin en büyük katılımcı olarak yer aldığı Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı başladı.

Utrecht’teki Jaarbeurs salonunda bu yıl 49’uncusu düzenlenen ve 13 Ocak’a kadar devam edecek fuarda, Türkiye, Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin 30’a yakın kurum ve kuruluşun katılımıyla açtığı yaklaşık 650 metrekarelik stantla en büyük katılımcı oldu.

Fuarın resmi açılışı dolayısıyla Türkiye standında düzenlenen resepsiyona, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Şaban Dışlı, Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan, Rotterdam Başkonsolosu Aytaç Yılmaz, Deventer Başkonsolosu Tuna Yücel Modrak, Utrecht Belediye Başkanı Jan van Zanen, Almanya Tavak Vakfı başkanı Dr. Faruk Şen ve Türkiye’den davetliler katıldı.

Toplam bin 300 metrekare alanda kurulan fuardaki Türkiye stantlarını gezen Ersoy, Lahey Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinin düzenlediği resepsiyonda da bir konuşma yaptı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yaptığı açılış ve hoşgeldiniz konuşmasında Turizmin, ikili ilişkilerin göstergesi olduğuna dikkati çeken Ersoy, “Siz ilişkileri ne kadar iyileştirip kuvvetlendirirseniz, aradaki turizmi de o kadar kuvvetlendirmiş oluyorsunuz. Zaten bunun ciddi yansımalarını rezervasyonlarda da görüyoruz. Hollanda’dan Türkiye’ye olan yolcu trafiği geçen sene yaklaşık yüzde 33’lük artışla kapanmıştı. Şu anda erken rezervasyon rakamlarına baktığımız zaman yine yüzde 30 civarında bir artış öngörülüyor.” dedi.

Bakan Ersoy, Türkiye turizmine yönelik sayısal bir sıkıntı kalmadığını belirterek, Avrupa ve Hollanda ile bundan sonraki hedeflerinin sayılar değil, gelire odaklı bir turizm pazarlaması olduğunu söyledi.

Hollanda’da aldıkları resmi raporlara göre Türkiye’nin şu anda birinci destinasyon olarak görüldüğünü ifade eden Ersoy, şöyle devam etti:

“Avrupa’ya Hollanda’yla bundan sonraki hedefimiz aslında sayılar değil, gelir. Gelire odaklı bir turizm pazarlaması yapacağız. Kesin sonuçlar önümüzdeki ay açıklanacak ama geçen yılı muhtemelen 45-46 milyon bir sayı ile kapatacağız inşallah. Hollanda’da 2018 yılında bu rakam 1 milyonu geçti. Önümüzdeki sene 52 milyon bir hedef koyduk biz kişi sayısında. Bu Türkiye’nin 2023 yılı için koymuş olduğu hedefin üstünü sağlamış olacağımızı düşünüyoruz bir terslik çıkmazsa.”

Ersoy, Türkiye’ye gelen turist verilerini, yalnızca resmi kuruluşlardan aldıkları bilgiler doğrultusunda değil, iş birliği içinde oldukları diğer kurumlardan da toplamaya başladıklarını dile getirdi.

Resepsiyon katılan Utrecht Belediye Başkanı Jan van Zanen da fuara katılanların mutlaka Türkiye standına uğramaları gerektiğine vurgu yaparak, “Türkiye’nin dünyaca ünlü Türk kahvesinin, güzel plajlarının, tarihinin ve kültürünün tadına varın. Türklerin misafirperverliğini de şahsen iyi biliyorum.” ifadesini kullandı.

Fuara son yıllarda sürekli katıldıklarını belirten NG Hotels CEO su Kamil Berk te mikrofonlarımıza yaptığı konuşmasında “Bu fuardan oldukça ümitliyiz. Son birkaç yıldır katıldığımız bir fuar. Buradaki etki tepkiyi önemsiyoruz.”dedi. Geçen yılın turizm değerlendirmesini de yapan Berk “Geçen yıl Türk Turizmi tarihinin en yüksek sıçraamsini yaptı. Oldukça hızlı bir gelişme kaydetti. Bence iyi gidişat 2019 da da devam edecektir.”dedi.

10-13 Ocak tarihleri arasında açık olacak olan fuar, 49. kez düzenleniyor. Avrupa’daki turizm sektöründe Berlin ve Londra’dan sonra, en büyük turizm fuarlarından kabul edilen Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı, yeni yılın ilk büyük fuarı olarak gerçekleşiyor.

Utrecht Turizm Fuarı sektör kuruluşlarını, tüketicileri, tur operatörlerini ve seyahat acentalarını bir araya getiren önemli bir tanıtım organizasyonu olarak kabul görürken, Türkiye fuara 39. kez katılıyor.

Resmi rakamlara göre geçen yıl fuarı 105 bin kişi ziyaret etmişti.

Hollanda’da Iran Büyükelçiligine Tasli Saldiri

Hollanda’da Iran Büyükelçiligine Tasli Saldiri

Hollanda’da bir grup göstericinin Iran’in Lahey Büyükelçiligine saldirdigi bildirildi.

Hollanda basininda çikan haberlere göre, ülkede 2015 ve 2017’de suikasta ugrayan Iran asilli kisilerin aileleri, Iran’in Lahey Büyükelçiligi önünde gösteri düzenleyerek olayi protesto etti.

Haberde, bir grup göstericinin protesto öncesi büyükelçilik binasina tas ve bazi cisimler firlattigi ve binanin etrafindaki demir parmakliklarin üzerine çikarak binaya girmeye çalistigi belirtildi.

Aralarinda 2017’de suikasta ugrayan Iran’in terör örgütü olarak gördügü Ahvaz’in Kurtulusu için Arap Mücadelesi Hareketi’nin (ASMLA) kurucusu Ahmed Mola Nissi’nin oglunun da bulundugu 4 kisinin gözaltina alindigi kaydedilen haberde, gösterinin baska bir yere alindigi kaydedildi.

Hollanda, sali günü, ülkede 2015 ve 2017’de Iran asilli kisilerin suikasta ugramasindan Iran’i sorumlu tuttugunu açiklamisti.

Iran’in terör örgütü olarak gördügü ASMLA kurucusu Ahmed Mola Nissi, 8 Kasim 2017’de Hollanda’nin Lahey kentinde evinin önünde, Halkin Mücahitleri Örgütü üyesi Muhammed Samadi ise 15 Aralik 2015’te Almere kentinde ugradigi suikastta hayatini kaybetmisti.

Kaynak: AA